Lord Dufferin Olayı

Bu konu Sİhab tarafından 13 sene önce açıldı, 562 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
Sİhab
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 310
Yanıt Sayısı: 734
13 sene önce

19. yüzyıl İngiltere’sindeyiz… Kraliçe Victoria’nın en iyi, en ciddi siyasetçilerinden biri olan Lord Dufferin, doğrudan doğruya kendisinin yaşamış olduğu paranormal olayı anlattığında çevresini çok şaşırtmıştı. Olayı aktarmadan önce Lord Dufferin hakkında bilgi vermek daha doğru olacaktır. Lord Dufferin, Hindistan’ı yönetmiş, St. Petersburg, Roma ve Paris’te elçilikler yapmış önemli bir bürokrattı. Asıl adı Frederic Temple Hamilton Blackwood olan Lord Dufferin, her şeye kolayca inanan biri değildi… Bir yazar oğlu ve uyanık bir zekaya sahipti. Her olaya, gerçekçi açıdan bakıp değerlendirebilen sağlam bir karakteri vardı. Kolay kolay etki altında kalmayan biriydi. Yani, aktaracağımız bu gizemli olayı, doğrudan doğruya kendisi yaşamamış olsaydı inanılması imkansız bir kimse idi. Başından geçen paranormal olayı, zamanımıza kadar ulaşan Lord Dufferin, ne anlatmışsa, gerçekleri anlatmıştı. Lord Dufferin, Paris’e atanmıştı… Göreve başlamadan önce birkaç haftalık tatilini İrlanda’daki arkadaşlarının yanında geçirmek istemişti. Bir gece ansızın bir korkuya kapıldı. Nedenini bulamadığı bu korkunun etkisiyle uyanmıştı, daha doğrusu uyandırılmıştı. Tekrar uyumaya çalıştı ama olmadı. Uyuyamayınca kalktı ve odada gezinmeye başladı. Perdelerin arasından Ay’ın dolunay olduğunu gördü. Perdeyi açtı, gece çok sessizdi. İlerideki çayırlar, ağaçlar, gümüş rengi parıltılar içindeydi. Birden, bu ağaçların altında bir şeyin kıpırdadığını gördü. Pencereden uzaklaşarak izlemeye başladı… Sırtında uzun bir sandık taşıyan adamı fark edinceye kadar bekledi. Adam, ağaçların altından iyice açığa çıktı. Sırtındaki uzun sandıkla çayırlardan geçti ve ilerideki bahçe kapısından girerek, kumlu yoldan eve doğru ilerlemeye başladı. Tam pencerenin önünde durdu. Başını kaldırıp yukarıya baktı ve Lord Dufferin ile göz göze geldiler… Lord, bu ansızın göz göze geliş üzerine tanımlanması güç bir korkuya kapıldı. Çünkü böylesine çirkin ve korkunç bir yüzü, ömrü boyunca hiç görmemişti ve bakışları bir süre bu çirkin yüze kenetlendi. Bu çirkin adamın bakışları da aynen ona kenetlenmişti. Yani ikisi de birbirine, kenetlenmişçesine bakıyorlardı. Bir süre sonra çirkin adam, başını çevirerek yolun devam ederken Lord, o anda onun omzunda bir tabut taşıdığını fark etti… Ertesi sabah, gece yaşadığı bu olayı arkadaşlarına anlattı fakat tarif ettiği adamı tanıyan çıkmadı. Kimse de o yörede, o yöreyle ilgili cin, peri, hayalet öyküsü bilmiyordu. Ev, yeni yapılmıştı ve ev sahipleri bu olaya pek inanamadılar. Lord Dufferin de inandırmak için fazla ısrar etmedi fakat kendisi bir hayal, bir rüya görmediğinden çok emindi. Aradan birkaç yıl geçti… Lord Dufferin, Paris’teki elçilik görevini sürdürmekteydi ve o esrarengiz olayı unutmaya başlamıştı. Paris’te, Büyük Otel’de bir konferansa çağrılmış ve katılmak için bu otele gelmişti. Odasına çıkmak üzere tam asansöre binecekken, gözü asansörcüye takıldı. Bu, İrlanda’da yıllar önce o gece gördüğü adamdı! Korkuyla geri çekildi… Asansörcü kapıyı kapattı ve asansör hareket etti. Lord da merdivenlerden çıkmaya başlamıştı ki çığlıklar duydu. Asansörün ipi kopmuş ve üçüncü kattan aşağı düşmüştü, içindekilerin çoğu bu kazada ölmüşlerdi. Asansörcü de ölenler arasındaydı! Cesetler dışarı çıkarılırken, Lord Dufferin, o adamın yani asansörcünün yüzünü bir daha inceledi ve gerçekten bu yüzün, o geceki adamın çirkin yüzü olduğunu hayretle gördü! Otelin yöneticisine adamın kim olduğunu sorduğunda aldığı yanıtla olay, daha da esrarengiz bir hal almıştı. Çünkü adam, o gün için geçici olarak bu işe alınmıştı ve kimse de onu tanımıyordu! Hatta polis bile adamın kimliğini saptayamadı! Onu, daha önceleri görmüş bir kimse de bulunamadı. Böylece olay, bilinmeyenler ve gizemli olaylar arasında yerini aldı. Ancak Lord Dufferin, yıllarca bu olayı unutamadı; o adam kimdi, neden kimse onu tanımıyordu? Ona göre o çirkin adam kendisini ölümden kurtarmıştı ve belki de ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Aradan geçen yıllar içinde 2 kez kendisine görünmesi ve çevrede kimse tarafından tanınmaması, hatta kimliğinin bile saptanamamış olması aklına onun ruhani biri olabileceğini bile getirmişti. Gerçekten gördüğü o çirkin adam, Lord Dufferin’i koruyan bir ruhani güç müydü yoksa bu olaylar sadece bir tesadüften mi ibaretti? (kaynak:Goerge Langeelan Parapsikolojık Hikayeler)

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 23561 Kayıtlı Üye
  • 16566 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye eleanore3659
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)