Piyasadaki Havas Kitaplarının Güvenilirliği

Bu konu zeinarda tarafından 10 sene önce açıldı, 1330 kere okundu ve 11 Cevap verildi.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
10 sene önce

Piyasadaki Havas kitapları ve yazarları hakkında geniş bilgisi olan Haluk Akçamın tesbitlerini içeren bir yazısını sizlerle paylaşmak istedim. Her zaman piyasadaki Havas kitaplarına rağbet etmeyin ve onlardan uygulamalar yapmayın diye uyarıyordum..Zira Gerçek bilginin tam ve doğru olarak verilmesi asla mümkün değildir…. Zaten bu konuda bir TV kanalı kışın bilimsel boyutlarıyla da konuyu gündeme taşımış,uygulamaların gerçekliği olduğunu ama halkın eline geçmesinin yasak olduğu görüşünü dile getirmişlerdi….O nedenle de aşağıdaki yazıyı foruma taşımayı ugun buldum… Kuran ve Hadis açıklamalarına rağmen, İslam edebiyatında cinlerle ilgili ve çoğu Cahiliye Devri’nden kalma inançlarla dolu eserlere rastlamak mümkündür. Anadolu’da bu alanda dikkati çeken ilk eser, 15. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış olan Firdavsi-i Rûmî veya halk arasında Uzun Firdevsî olarak bilinen bir şair-yazarın, Balıkesir’de – muhtemelen Farsça’dan tercüme ederek – yazdığı “Daawat-nama” adlı kitabıdır. Sekiz bölümden oluşan bu küçük eserde, cin çağırma yöntemleri, fal bakma usulleri, burçların ve yıldızların özellikleri ve bazı tılsımların etkilerinden bahsedilir. İçindeki yazar tarafından çizilmiş cin resimleri ve şemalar açısından folklorik önemi büyük olan Dâvetnâme’nin, Şams al-Maarif gibi dış kaynaklı eserlerden derlenmiş olması sebebiyle muhteva açısından Anadolu inançlarını yansıttığı söylenemez. Basılı eserler arasında, Türkiye’de en çok rağbet gören kitap ise, Seyyid Süleyman el-Hüseyni efendinin “Kenz-ul Havâs” adıyla en son 1916 (1332)’da Eski Türkçe yayınlanan dört ciltlik eseridir. Defalarca yasaklanmasına rağmen, yeni harflerle ve sadeleştirilmiş bir dille kısaltılılıp tekrar basılarak el altından satılan Kenz-ul Havâs, aynı zamanda bu alanda kitap yazan birçok meraklının da ilham kaynağı olmuştur. Bunların içinde, Mustafa İloğlu’nun 1970’de yayınlamaya başladığı ve sonunda yedi ciltlik bir hacime ulaşan “Gizli İlimler Hazinesi”, ve Mustafa Ertuğrul’un “Dua Hazinesi” külliyatı kayda değer. Ancak, bunların ve benzeri kitapların birer “hazine” (kenz) olmaktan çok, baştan sona saçma sapan hurafelerle bezenmiş, ama aralara Kuran’dan ayetler serpiştirilerek mistik bir hava verilmeye çalışılmış tipik cehalet örnekleri olduğunu da belirtmek gerekiyor. 1985 yılında, Ata Nirun ile bu konuda bir araştırma yaparken, Mustafa İloğlu’nu da Beyoğlu’ndaki evinde ziyaret edip kendisi ile uzun uzadıya görüşmüştük. Merhumun, İslam Okültizmi hakkında zerre kadar bilgisi yoktu. Derme çatma Arapçası ile orijinal bir eseri tetkikten de mahrumdu. Ancak, sağdan soldan öğrendiği yarım yamalak tecrübi bilgilerle bir zenaatçi olabilecek seviyede üfürükçülükle uğraşıyordu ki, bu da geçimini sağlamasına yetiyordu. Mamafih, bu zatın derlediği yedi cilt, günümüzde adeta inanılmaz sırlarla dolu bir şaheser gibi piyasaya sürülmektedir. Oysa, içindekilerin bir işe yarayıp yaramadığı bir yana, hemen hemen hepsi yanlış veya eksik kopya edildiğinden, yedi cildin yedisi de zırvalıklar hazinesi olmaktan öte bir kıymet taşımamaktadır. Türkiye’de bu alanda yazılan kitapların birbirinin kopyası olmasının yanısıra, ilk kaynak olarak genellikle Ahmad bin Ali al-Bûnî’nin “Kitab Şams al-Maarif” adlı dört ciltlik Arapça eserinden izler taşıdıkları görülmektedir. Bu konulara meraklı kişilerin yoğun talebi ile, 1979 yılında bir yayınevi, Bûnî’nin eserini tercüme ettirip piyasaya sürdü. Fakat, tercüme eden zatın – daha önce İbn al-Arabi’ye atfolunan bir risaleyi tercümesinde de görüldüğü gibi – Arapça bilmesine rağmen bu konulardan hiç nasibini almamış olması yüzünden, akla karayı birbirine karıştırarak eseri çorbaya çevirmesiyle, kimsenin içinden çıkamadığı bu dört ciltlik garabetin fazla müşterisi olamadı. Zaten, mütercim de sonunda iyice sıkılmış olmalı ki, eserin Kitab al-Raml bölümünü çevirmeden teslim etmiş. Son aylarda ise, Ahmad Musa al-Zarkavi’nin “Mafatih al-Gayb” adlı eserinin Kahire baskısından tercümesinin yapılacağını duydum. Bu kitap da alanında oldukça ünlüdür. Gördüğü ilgi ve derleyenin diğerlerinden çok farklı bir ortamdan gelmesi bakımından, İsmet Zeki Eyuboğhı’nun değişik yayınevlerince farklı isimler altında yayınlanan “Aşk Duaları, Cinler ve Cinciler” adlı ve bir tür etnolojik araştırma niteliği taşıyan eserini de halkın inançlarını yansıtması açısından burada belirtmek gerekecektir. Anadolu halkının cinlerle ilgili inançlarını yönlendirmesindeki rolü bakımından, biri tercüme diğeri telif iki eseri de burada dikkate almak gerekir: Yazarı, İmâm-ı Şiblî adında 14. yüzyılda yaşamış büyük bir İslam alimi diye tanıtılan “Cinlerin Esrarı” adlı kitap, aslında Arap-İslam mitolojisinden seçilmiş hikayeler arasına sahih veya mevzu olmasına bakılmaksızın rastgele serpiştirilen hadislerle doludur. Tercümenin başına ilk bölüm olarak dışardan eklenen iki formalık açıklama ise sanki okuyucunun aklını iyice karıştırmak için yazılmış gibidir.

tutrakan
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 148
Yanıt Sayısı: 589
10 sene önce
Doğru.Yalnızca havas kitapları değil,piyasaya sürülen tüm kitaplar ticari amaçlıdır,kitapları yazıp piyasaya sürenlerin gelir kaynağıdır,bedava kitap satışı yoktur,yapılan masrafın geliri gözetlenir haliyle.Güvenirlik meselesi ince teraziye tabidir,her biri okunur ama her birine güvenilmez tabi.Görüşüme göre güvenilir olanlar sağılam alt yapı taşları olanlardır,sırf kurgudan ibaret olmayanlardır-doğruları satarak kazananlardır.
Kayıtlı Değil
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 4 sene önce
Konu Sayısı: 1156
Yanıt Sayısı: 4566
10 sene önce
Nekadar ilginc, yorum yapanlar acaba kitabin icinde bulunan herhangi bir yontemi denemislermidir? Yorum yapanlar, TV kanallarina cikacak kadar arkayi nerden bulmuslardir ve kendilerini zengin eden kaynaklari zahmat edip aciklama geregi gormuslermidir? Yorum yapanlar,kendilerinin gercekten kim olduklarini anlatan kitaplar'da yaz,islarmidir? Yorum yapanlar, yaptiklari yorumun geregini niye hissedip ulusal televisyona cikmislardir? Yorum yapanlar, su ana kadar gelmis gecmis ruhsal yonden insanliga ve dunyaya katkida bulunmus kisilerin aslinda basit, bazen okuma yazma bile bilmeyen, ama Yuce Divan tarafindan secilen ksiler olduklarini, ve yazmis oldukalari kitaplari yada bulmus olduklari harika kesifleri yuce divandan verildigini biliyorlarmi. Ainstain buna bir ornektir, eger birisi aistan bir dahidir derse, bu kisinin bilgisizligindendir. Benim Yorumum ise kimseyi elestirip yada yuceltmek degildir ama bu tur yorumlar yazilirkende manipulative yorumlar yapilmamali ve diger dusuncelerede yer verilmeli. Eger butur kitaplar hakkinda yapilan yorumlar hep gercek ise o zaman unlu ASTROLOGlarin yapmis olduklari ve yazmis olduklari kitaplar ( hicde ucuzdegiller??)ve cevirmis olduklari oyunlarida bilgilendirme seminerleri ve daha ne virt zirtlari, yazmak gerekir ve okuyanlara bilgi vermek gerekir degilmi??? Nederler, bacaksiz dans eder, sarkici olur, kor ise goz uzmani olur, evet boyle bir dunyada yasadigimiz icindirki belki YORUM'cular dogurudur belki?????
sayko224
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 3
Yanıt Sayısı: 61
10 sene önce
Kenz-ul Havâs kitabını a z önce internetten okudum Uygulmalar inanılmaz farklı korktum desem yeri
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
10 sene önce
Ben konuya farklı bir açıdan bakıyorum,piyasaya bilimsel bir yayın çıktığı zaman uluslar arası bilim kurullarına kadar herkes olumlu ya da olumsuz görüş bildirir..... Hatta sıradan bir çocuk kitabında ya da konusu ne olursa olsun bir öyküde,makalede romanda ilgili ilgisiz pek çok kişi yorum yapar fikir beyan eder.... Halbuki Havas kitaplarının güvenilirliğini inceleyecek bir kurul şimdiye kadar görülmemiştir....İnsanların en çok ihtiyaç duydukları,en çok rağbet ettikleri yayınlarda yazılan ayetin doğru olup olmadığını bir dizgi hatası olup olmadığını bile kontrol edecek bir kurul yoktur... en çok bilinen ayetlerin bile latin harfleriyle yazılışı farklılık göstermektedir... Havas ilmini hiç kimsenin yok saymaya ya da hafife almaya hakkı yoktur,ancak halkın güvenilir kaynaklardan bilgi almasınin gerekliliği de göz ardı edilemez.... Ancak yukarıda da ifade ettiğim gibi bu konu öylesine başı boş bırakılmış ki,az çok narapça bilen birazcık dini bilgisi olan birisi rahatlıkla çıkıp istediği gibi yazabilmektedir...Zira yazılanların doğruluğunu denetliyecek hiç bir kurul yoktur.... Durum böyle iken yıllarca ilahiyat eğitimi almış,fıkıh kuran hadis havas ilmine yıllarını vermiş akademik kariyer sahibi insanların bu kitaplar hakkında sözlerini duymazlıktan yazdıklarını görmezlikten gelemeyiz...
uurysn
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 20
Yanıt Sayısı: 167
10 sene önce
Mustafa İloğlu'na ait döküman olarak bende mevcut yaklaşık 1800 sayfa civarı olması lazım,ama bilgisayardan bakılmıyor muhakkak yazdırmak lazım öylece duruyor.Tabi yine de ne kadar sağlıklı olduğu konusunda bir fikrim yok.
Prensess
SÜPER MODERATÖR
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 22
Yanıt Sayısı: 864
9 sene önce
Selamun aleykum belki ilginizi çeker diye düşündüm havas kitaplarının yazarları hakkında* arkadaşlar bu başlık altında sırasıyla havas kitaplarının yazarlarını ve kitaplardan neler öğrenip öğrenemediğimizi bu formülleri nerden aldıklarını nasıl almış olabileceklerini vs vs tartışalım... ilk olarak şu yazıyı bir okuyalım Basılı eserler arasında, Türkiye'de en çok rağbet gören kitap ise, Seyyid Süleyman el-Hüseyni efendinin "Kenz-ul Havâs" adıyla en son 1916 (1332)'da Eski Türkçe yayınlanan dört ciltlik eseridir. Defalarca yasaklanmasına rağmen, yeni harflerle ve sadeleştirilmiş bir dille kısaltılılıp tekrar basılarak el altından satılan Kenz-ul Havâs, aynı zamanda bu alanda kitap yazan birçok meraklının da ilham kaynağı olmuştur. Bunların içinde, Mustafa İloğlu'nun 1970'de yayınlamaya başladığı ve sonunda yedi ciltlik bir hacime ulaşan “Gizli İlimler Hazi¤nesi”, ve Mustafa Ertuğrul'un “Dua Hazinesi” külliyatı kayda değer. Ancak, bunların ve benzeri kitapların birer “hazine” (kenz) olmaktan çok, baştan sona saçma sapan hurafelerle bezenmiş, ama aralara Kuran'dan ayetler serpiştirilerek mistik bir hava verilmeye çalışılmış ti¤pik cehalet örnekleri olduğunu da belirtmek gerekiyor. 1985 yılında, Ata Nirun ile bu konuda bir araştırma yaparken, Mustafa İloğlu'nu da Beyoğlu'ndaki evinde ziyaret edip kendisi ile uzun uzadıya görüşmüştük. Merhumun, İslam Okültizmi hakkında zerre kadar bilgisi yoktu. Derme çatma Arapçası ile orijinal bir eseri tetkikten de mahrumdu. Ancak, sağdan soldan öğrendiği yarım yamalak tecrübi bilgilerle bir zenaatçi olabilecek seviyede üfürükçülükle uğraşıyordu ki, bu da geçimini sağlamasına yetiyor¤du. Mamafih, bu zatın derlediği yedi cilt, günümüzde adeta inanılmaz sırlarla dolu bir şaheser gibi piyasaya sürülmektedir. Oysa, içindekilerin bir işe yarayıp yaramadığı bir yana, hemen hemen hepsi yanlış veya eksik kopya edildiğinden, yedi cildin yedisi de zırvalıklar hazinesi olmaktan öte bir kıymet taşımamaktadır. Türkiye'de bu alanda yazılan kitapların birbirinin kopyası olmasının yanısıra, ilk kaynak olarak genellikle Ahmad bin Ali al-Bûnî'nin “Kitab Şams al-Maarif” adlı dört ciltlik Arapça eserinden izler taşıdıkları görülmektedir. Bu konulara meraklı kişilerin yoğun talebi ile, 1979 yılında bir yayınevi, Bûnî'nin eserini tercüme ettirip piyasaya sürdü. Fakat, tercüme eden zatın - daha önce İbn al-Arabi'ye atfolunan bir risaleyi tercümesinde de görüldüğü gibi - Arapça bil¤mesine rağmen bu konulardan hiç nasibini almamış olması yüzünden, akla karayı birbirine karıştırarak eseri çorbaya çevirmesiyle, kimsenin içinden çıkamadığı bu dört ciltlik garabetin fazla müşterisi olamadı. Zaten, mütercim de sonunda iyice sıkılmış olmalı ki, eserin Kitab al-Raml bölümünü çevirmeden teslim etmiş. Son aylarda ise, Ahmad Musa al-Zarkavi'nin “Mafatih al-Gayb” adlı eserinin Kahire baskısından tercümesinin yapılacağını duydum. Bu kitap da alanında oldukça ünlüdür. Gördüğü ilgi ve derleyenin diğerlerinden çok farklı bir ortamdan gelmesi bakımından, İs¤met Zeki Eyuboğhı'nun değişik yayınevlerince farklı isimler altında yayınlanan “Aşk Duala¤rı, Cinler ve Cinciler” adlı ve bir tür etnolojik araştırma niteliği taşıyan eserini de halkın inançlarını yansıtması açısından burada belirtmek gerekecektir. Anadolu halkının cinlerle ilgili inançlarını yönlendirmesindeki rolü bakımından, biri tercü¤me diğeri telif iki eseri de burada dikkate almak gerekir: Yazarı, İmâm-ı Şiblî adında 14. yüz¤yılda yaşamış büyük bir İslam alimi diye tanıtılan “Cinlerin Esrarı” adlı kitap, aslında Arap-İslam mitolojisinden seçilmiş hikayeler arasına sahih veya mevzu olmasına bakılmaksızın rastgele serpiştirilen hadislerle doludur. Tercümenin başına ilk bölüm olarak dışardan eklenen iki formalık açıklama ise sanki okuyucunun aklını iyice karıştırmak için yazılmış gibidir. Diğer ilginç eser ise, Ahnıed Hulusî adındaki bir zatın 1971 yılından beri defalarca yeni¤den basılıp piyasaya sürülen “Din - Bilim Işığında Ruh, İnsan, Cin: Spiritizmin İçyüzü” adlı kara kaplı kitabıdır. Yazar önce cinlerin kim olduğunu - sanki kapı komşusundan bahse¤der gibi - anlattıktan sonra, ısrarlı bir biçimde, mehdilik iddialarının, spiritizma celselerinin, reenkarnasyon inancının ve UFO denilen cisimlerin ardında hep cinlerin bulunduğunu tekrarla¤maktadır. Türkiyede, bu gibi fanatik görüşlerin etkisiyle, parapsikolojik araştırmaların aslında cinlerin oyununa gelmiş zavallı şaşkınların işi olduğuna dair garip bir inanış doğmuştur Sevgiler saygilar
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
9 sene önce
piyasadaki havas kitaplarını kutsal kitap sayıp yüceltenlere,havası bu kitaplardan öğrenebileceği hevesine kapılanlara tek bir tavsiyem var, Kutsal kitabımızı güvenilir meallerinden ve tefsirlerinden okuyup öğrenmeleridir...... Bunu başaranlar piyasadaki hurafelerle dolu havas kitaplarından neden uzak durulması gerektiğini kavrayabilirler.........Umarım.....
BURKAN
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 17
Yanıt Sayısı: 225
9 sene önce
keyifle okudum cok dogru paylasim,Allah razi olsun paylasim icin...
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
8 sene önce
piyasadaki havas kitaplarını kutsal kitap sayıp yüceltenlere,havası bu kitaplardan öğrenebileceği hevesine kapılanlara tek bir tavsiyem var, Kutsal kitabımızı güvenilir meallerinden ve tefsirlerinden okuyup öğrenmeleridir......
yehuda
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 18
Yanıt Sayısı: 605
8 sene önce
Şimdiii atmayayım mustafa iloğlunun da kitaplarını okudum denedim sonuç veriyor eğer şartlar uygunsa. Tabi mendelleri çok ilginç mustafa iloğlunun.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
8 sene önce
Geregk cinlerle ilgili kitapların gerekse yaygın havas kitaplarının güvenilirliğini onaylayacak hiç bir kurumsal mercii yok,bu kitapları yazanların kimler olduğunu ilk mesajımda anlattım... Kur'an-Kerimi iyice okuyup anlamadan havas kitaplarına gömülmek insanı hüsrana uğratabilir... Kutsal kitabımız hem yol göstericidir,hem şifa hem de dermandır.... Neden kutsal kitabımız değil de ille de havas kitapları??? Zaten o kitapların büyük bölümünde ayetler ve sureler yer alıyor, eğer bizler tembellik etmeyip yüce yaradanın emrettiği gibi kutsal kitabımızı anlıyarak ve muhakeme ederek okumazsak,ilmi kendinden menkul bir takım insanların havas kitabı adıyla sırf ticari çıkarlarla yazdığı, kutsal kitabımızdan ve hadislerden dayanak almayan bir takım sözde bilgilere kendimizi kaptırırsak sonu hüsran olur.... Cinleri mi öğrenmek istiyorsunuz;açın kur'an-ı kerimin güvenilir tefsirlerini okuyun,yeterli ve açıklayıcı bilgiler var..
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23561 Kayıtlı Üye
  • 16566 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye eleanore3659
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)