Arkadaşlarım, siteyi gezip duruyorum. çok yararlı bilgiler de var işte böyle saptırılmalı bilgilerde var. Alıntı yapan arkadaş en azından şunun doğruluğunuda araştırsa burada birşeyler öğrenmeye gelen kişilere bilmedikleriyle kafasını karıştırmaz ve yanlış bildiğini başkasına öğrettirmez değil mi. Nedir Allah' ı görmek ? Ha şa. Az biraz bilgisi olan birisi bile Peygamber efendimiz (s.a.v.) haricinde başka hiçbir Peygamber' in görmediğini bilir. Azıcık akıllı olalım kusura bakma arkadaşım henüz üyeyim ama bu tip hatalı paylaşımlarda arkadaşları uyarmak müslümanlık görevimdir. Hz. Musa A.s. nin bile Allah' ı görmek istemesinde binbir sır yatarken ona bir ders verilmişken o ki Allahın peygamberlerinden biri, biz kullara böyle bir şey mümkün mü ? Cennetle müjdelenen kulların da oradaki en büyük Müjdenin Rabbimizi göreceği haberi verilmişken sen hangi akla hizmet bunu alıntı yaptığın yerden burya taşımadan düşünme gereği duymadan paylaşıma açıyorsun ya ? Bir kişide dönüp sormamış ki varmı böyle bişey gerçekten yada onu geçelim başka bir kişi bilmiyormu bukadar üye içinden Böyle Birşey Mümkün Değil diyecek ?
Bak senin duanın açılımı şu sevgili camuro arkadaşım, ve buradaki niyazın Allahı görme isteğiyle yani onu birşeylere benzeterek düşünüp sapılmasın diye yoruma kapalı olan birşeyi aşağıdaki duanın anlamındanda çözeceğin üzere mümkün değil. Allahtan hayırlı olan istenir. Senki cinni bir varlığı gördüğünde kalbin duracak gibi olurken aklının beyninin sınırlarının yetmiyeceği Kainatın bir düzen içerisinde şüphesiz tek kurucusu Allahı görmek için dua gibi bir cümle nasıl kullanırsın ya.. Aklım almıyor ..!!! :wallbash[1]:
"Allahümme veffiknâ ilâ mâ tühibbu ve terdâ – Allah’ım bizi nefsin hoşuna giden değil, Senin razı olacağın, rıza ve hoşnutluğunu kazandıracak işlere muvaffak eyle." . Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de bu duayı çok tekrar etmiş; sürekli rıza talebiyle tazarru ve niyazda bulunmuştur. Siz ister "Allahümme veffiknâ ilâ mâ tühibbu ve terdâ" dersiniz, isterseniz de, fiili hiç söylemeden "Allahümme affeke ve afiyeteke ve rızâke. Allahümme ilâ mâ tühibbu ve terdâ - (Benim isteğim) affın, afiyetin ve rızân Allah’ım; sevip hoşnut olduğun şeylere beni hidayet buyur!" şeklinde dua edersiniz. Böyle bir dua kendi nefsinizin istekleri peşinde koşma yerine O’nun muradını talep etme manasına gelir ve nefsinize rağmen yapılmış bir duadır.
Zaten, bir mü’min Allah’ın hoşnut olacağı ve seveceği şeyleri istemelidir. Çünkü, her şeyden daha önemli olan O’nun hoşnutluğudur. Eğer Cenâb-ı Hak bir kulun bu mevzudaki duasına icabet buyurur ve rızasını ona yâr ederse, artık onun için alacak–verecek bir şey kalmamış sayılır; çünkü o, alınacak en kıymetli semereyi almıştır. Zira, Allah’ın muhabbetine ve rızasına mazhariyet en büyük bahtiyarlıktır.
Buyrun ..
S. Abdülkadir-i Geylanî:
“Miraç gecesi Resulullah (asm), Allahü Teâlâ’yı gördü. Çünkü Cabir bin Abdullah, Peygamber Efendimiz’in (asm) Necm suresinde;
‘Elbette Onu gördü’ ayet-i kerîmesi üzerine;
‘Elbette Rabbimi gördüm.’ buyurduğunu ve aynı surenin ‘Sidret-ül-münteha yanında’ ayet-i kerimesi üzerine;
‘Ben sidret-ül-müntehada Rabbimi gördüm. Öyle ki, ilahî vechinin nuru, benim için zahir oldu.’ buyurduğunu bildirmiştir.” (Gunyetü’t Talibîn)
Şimdi anlayana da asıl cevap geliyor..
Musa A.s. Allahı görmek istemesi .
Hikayesi :
Tasavvuf erbâbı bu hususta işârî olarak buyurmuşlardır ki:
Mûsâ -aleyhisselâm- beşerî idrâk ile o sonsuz mânâ ummânının hakîkatini müşâhede etmek istedi. Fakat isteğine verilen cevap, arzu ettiği gibi olmadı. Hâlbuki onun idrâki, gönül gözü ile birdi. Gönlü kendi zannına göre yegâne idi. Bu sebeple Rabbini görmek istedi.
Fakat Mûsâ -aleyhisselâm-, tecellî ânında bayılıp düştü. O esnâda kendisine hâl lisânıyla dediler ki:
“–Ey Mûsâ! Bu mazhariyet, Sen’in için değildir. Sen’den sonra gelecek yetîme âittir.”
O da, bu hitâbı tasdîk için:
“–Yâ Rabbî! Sen’i tesbîh ve tenzîh ederim. Sana; ancak Sen’in zâtına has sevgili kıldığın ve kendisine makamların en yükseğini tahsîs eylediğin Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem- vâsıl olabilir. Benim için olmayan bir şeyi istemekten Sana tevbe ederim. Ben, müşâhede makamlarının en yükseğinin Hazret-i Muhammed Mustafâ’ya mahsûs olduğuna îmân edenlerin ilkiyim!” dedi.
____________________________
“Mûsâ tâyîn ettiğimiz vakitte (Tûr’a) gelip de Rabbi O’nunla konuşunca:
«–Rabbim! Bana (kendini) göster; Sen’i göreyim!» dedi.
(Rabbi):
«–Sen Ben’i göremezsin! Fakat şu dağa bak! Eğer o yerinde durabilirse, Sen de Ben’i göreceksin!» buyurdu.
Rabbi, o dağa tecellî edince, onu un ufak etti. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca dedi ki:
«–Sen’i (bütün) noksan sıfatlardan tenzîh ederim; Sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim.»” (el-A’râf, 143)
Allah dilinde imanı olup duaları alet edip insanları saptırma yolunda olanlardan bizleri korusun.
( arkadaşım sana senin yazın deyip kişisel suçlamıyorum. Sadece biraz paylaştığın konulara baktım ama o kadar güzel paylaşımlarına rağmen arada böyle bir başlığa, forumdaki diğer kardeşlerimin saptırılmaması yanlış düşüncelere kapılmaması için Müslümanlık görevimi yaptım. )