Riyazet Nedir.

Bu konu bahor tarafından 11 sene önce açıldı, 801 kere okundu ve 2 Cevap verildi.
bahor
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 190
Yanıt Sayısı: 920
11 sene önce

Riyazetin ger çek anlamı Zühd ve takva maksadıyla dünya zevklerinden kaçınma ve nefsin isteklerini yenmeye çalışmadır. Tasavvufi hal ve makamları elde etmek için harcanan sürekli ve düzenli çabalara mücahede ve riyazet denir. Riyazet daha ziyade, nefsin arzularına karşı koymak; mücahede ise Ahlâk değişmesini sağlamak demektir. Riyazet ve mücahede yolu tasfiye yoludur. Bu yolda olanlar gerek hak, gerekse halk ile olan muamelelerinde sadakât üzere olurlar. Çünkü bu yol ebrâr*yoludur. İnsanın dünyaya bağlı bütün eğilimlerinden sıyrılması, kendini Allah’a adaması anlamına gelen riyazetin amacı, insan nefsini eğitmek, Allah sevgisi dışında kalan bütün istekleri yok etmektir. Allah’tan başka bir şey düşünmemek, daima zikir ve ibadetle meşgul olmaktır. Netice olarak riyazet, genellikle takva ve vera; doğruluk; keşf ve ilham sahibi olmak için yapılır (Kuşeyri risalesi, (Terc.) Süleyman Uludağ, 21-22; Cavit Sunar, Tasavvuf Tarihi, 185; H. Kamil Yılmaz, Aziz Mahmud Hüdai, 213). Demek ki riyazetin gerçek amacı hiçbir zaman cinlerle irtibata geçmek için değildir. Tersine İlahi yakınlığı elde etmektir asıl olanda budur. Riyazetlerde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta daha önce amel ve taat yapmamış şahısların bazı hususiyetleri elde etmek için girdikleri birkaç günlük riyazetlerde tehlikeye düşme ihtimallerinin olmaları ve muvaffak olamamalarının en büyük sebebi riyazetlerde belli bir ilim ve amel birikiminden sonra riyazete girmemeleri ve dinin edebine uygun riyazeti uygulamamalarıdır. Bilinmeli ki Şeriat edebine Rasulullah Sallahu Aleyhi ve Selemin sünnetine uygun olmayan bir halvet ve riyazet enfazla nefiste bir iç temizliği ve Hint fakirlerinde olduğu gibi şeytanın ilhamını ve kandırmasını kazandırmak ve ahretten nasibi kesmekten başka bir şey değildir. Şeytan Ona iyi ve güzel gibi bir çok sonu kötü olan şeyleri süslü gösterir. Nitekim ayetlerde: Şeytan, onlara yaptıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden de onlar doğru yolu bulamıyorlar.” (Neml 24)Şeytan onlara (birçok) vaadde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaadde bulunuyor. (Nisa 120)“Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi? ” (Yasin 60) buyurulur.Demek ki Riyazetlerde hasıl ola bilecek harikulade şeylerde mesela iler de olacak şeylerin kendisine belli olması bunu bilmesi gibi durumlarda kişi bunları İlahi ikramlar sayacak ve nefsine mal etmeyecek yaptığı ameli görmeyecek ve asıl olan şeyin dinde istikamet olduğunu bilecek. Keşfen gelen bilgilerin doğruluğunu Kurana ve Sünnete arz edecek eğer onlara uyuyorsa kabul edecek. Tersi bir durum da ise dinin edep ve ölçülerine riayet etmezse kişi böyle harikulade şeyler yaşadığında onun Haktan daha çok sapacağına uzaklaşmasına nefsine ve şeytana aldanmasına insanları küçük görmesine sebep olacak ve bu halde devam ede, ede sonunda İslam dairesinden bile çıkacak ibadetlerden maksadın sadece Allahı (c.c) zikretmek olduğunu zannedecek Rasülüllah Sallahu Aleyhi ve selleme Mutaabatı uymayı bile terk edecek Ve sapıtacak Rabbim muhafaza buyursun. Evet Sufilerin ve Havass Alimlerinin Riyazet ve Halvette genel de kırk gün bulunmaları ve ölçü edinmelerinin sebebine gelince Rasulullah Sallahu Aleyhi ve Sellemin: “Kim kırk gün Allah için İhlasla amel ederse kalbinden diline doğru Hikmet pınarları fışkırır buyurması ve benzer hadislerdir. (Ebu Nuaym Hilye 5,189.Acluni Keşful Hafa 2-224 Hads.no:2361) Kuranda da Allah Teala Musa Aleyhisselamın kıssasını anlatırken Kırk günü özellikle zikretmiş ve: “ Mûsâ’ya otuz gece süre belirledik, buna on (gece) daha kattık. Böylece Rabbinin belirlediği vakit kırk geceye tamamlandı. (Araf 142) Buyurmuştur. Tenhada oruçla ibadet ve taatle meşgul olmaya bu ayet teşvik etmiş ve bir sırra işaret etmiştir midenin aç kalması ( Manevi terbiye ve Terakkide) büyük bir esastır. Nitekim Hz. Musa Aleyhisselam da Allah Teala (c.c) ile bu kırk günün sonunda Vasıtasız konuşmuş ve Kelimullah Vasfı ile vasıflanmıştır. Arifler bu kırk günde Allah Tela ile kulun kalbi arasında bulanan perdelerin her gün birinin kalkacağını ve kırk günün sonunda kurbiyetin hasıl olacağını zikreder. Tabi bunda daha nice rabbimizin ve dilediği kullarının bildiği Hikmetler ve sırlar vardır. Vallahu Alem alinti.

zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
11 sene önce
Demek ki riyazetin gerçek amacı hiçbir zaman cinlerle irtibata geçmek için değildir. Tersine İlahi yakınlığı elde etmektir asıl olanda budur. zaten riyazatın tek amacı bu değildir,ben böyle bir iddiada bulunmadım ama cinleri görmek isteyen insanın maneviyatının yükselmesi için gereklidir.... bunun dışında riyazatla ilgili yazdıkların tabii ki çok doğru... Ancak riyazatı salt cin görmeye indirgemek hata olur ki,asla öyle bir hataya düşmem......Senin de böyle yorumlayarak böyle bir hataya düşmeni ıstemem.... Ancak cin görmek amacında olan birisinin maneviyatını yükseltmeden bu uygulamayı yapmasının sakıncaları da herkesçe bilinmektedir..... Riyazatı dar kapsamıyla değil ilgili konuyla bağdaştıracak boyutlarıyla yorumlamak en doğrusudur..... Hiç bir amacı olmadan da riyazat yapılır,kul yaradanına daha yakın olabilmek amacıyla da riyazat yapar........ Riyazat sadece oruç değildir,riyazat dünyevi tüm zevklerden uzaklaşıp yaradana daha çok yaklaşmak amacıyla da yapılır... Yani cin görmek hadim çağırmak ya da hangi niyet olursa olsun maneviyatı yükseltmek amacıyla her zaman tercih edilebilecek bir yaşam şeklidir..... dar kapsamda ele almak yanılgıya düşürür.....
bahor
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 190
Yanıt Sayısı: 920
11 sene önce
kesinlikle katiliyorum sana abla.
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23559 Kayıtlı Üye
  • 16563 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye Cgla
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)