Evlilik ve Bilinçaltı

Bu konu BAHOZ tarafından 13 sene önce açıldı, 595 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
BAHOZ
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 120
Yanıt Sayısı: 380
13 sene önce

Evlilik; iki kişinin bir ayara gelip, kendini tek yürek ve tek vücutta yaşıyor gibi hissetmesidir. Aşkım olduğu yerde ateş vardır, ateş ise sevgiliden başka her şeyi yakıp kül eder. Sadece seven ve sevilen kalır. Aşık ile maşuk kalır. Aşkın bittiği yerde ise donukluk vardır. Her şey buz kesmiştir adeta. Nereye dokunsanız soğukluk ve hissizdir. Her zaman ‘bekarlık sultanlıktır’ derler. Bu söz, bakış açısına göre değişir. Bekarlık sultanlıksa, sultanlık monarşidir. Monarşide tek bir insanın dediği geçerlidir. Karşısına hiç kimse, hiçbir söz çıkamaz, ‘BEN’ ön plandadır. Bu söz karşılık ben de diyorum ki; bekarlık sultanlıksa, evlilik demokrasidir. Demokrasi; çok sesliliktir, paylaşımcılıktır, özgürlüktür. Bekarlığın monarşisine karşı; evliliğin demokrasisi ve özgürlüğü. Burada kimseyi yargılamak ya da eleştirmek niyetinde değilim, aksine yıllardır süregelen bir söz nasıl anladığımı, algıladığımı açıklamak niyetindeyim. Çocukluğumuzda, gençliğimizde ve yetişkinlik dönemlerimizde, evlilik ile ilgili bilinçaltımıza kazıdığımız, yazdığımız fikirleri; eninde sonunda yaşayacağız. Bunun basit bir kuralı var, içeride ne varsa, dışarıda da o yaşanır. Evlilik hayatında yaşanan problemler sürekli ertelenir. Sorunları çözmeye uğraşmak yerine karanlıklara atar çiftler. Sonra bir bakarlar ki, bu ötelenen sorunlar çığ gibi büyümüş ve evliliği yutacak hale gelmiş. Evlilik hayatındaki en önemli kavram odaklanmaktır. AN’a odaklanmak. Bir çok insanın başına gelen bir olayı anlatmak istiyorum size. Bayan gün içinde saçını boyatır. Büyük bir hevesle saçını göstermek için akşam eve gelecek kocasını bekler. Beyefendi gelir ve eşinin saçını fark etmeden ‘yemek hazır mı?’ diye sorar. İnanın bana o akşam yenecek yemek, şifa değil zehir olur çiftler için… Bunun sebebi odaklanamamak, fark edememek. Çözümü ise, algıların açılması ve evlilik hayatına odaklanmak olabilir. Çiftler arasında; samimiyet, anlayış, sevgi yoksa bu kavramların yerini samimiyetsizlik, çıkarcılık, rol yapmak alacaktır. Bilinçaltında; ‘çalışmaktan çok yoruldum evlenip rahat bir hayat yaşamak istiyorum’ şeklinde inanç eken bayan, evlilik hayatı boyunca huzuru bulmakta zorlanır. Ya da tam aksi, ‘rahat bir hayat yaşamamı sağlayacak çalışan bir bayanla evlenmek istiyorum’ şeklinde inanca sahip erkek de, eşi herhangi bir sebepten ötürü işten ayrılırsa büyük bir hayal kırıklığı yaşayacaktır. Dediğimiz gibi, samimiyet, anlayış ve sevgi mutlu bir evliliğin anahtarıdır. Evliliği, bunların dışında madde veya soyut kavramlara endekslersek, o şey elimizden çıktığında eşimizde bir eksiklik hissetmemiz kaçınılmazdır. Bilinçaltımızı, iyi bir evlilik için nasıl programlayabiliriz? WEB sitemde; çekim yasası, kuantum düşünce ve bilinçaltı ile ilgili sayfalar dolusu yazı bulabilirsiniz. Peki, ben ne yapmalıyım ki evrendeki tüm yasalar mutlu bir evlilik amacıma hizmet etsin. Öncelikle başvuracağım en iyi yöntem, imgelemedir. Rahat bir koltukta gevşeyerek; en mutlu olduğunuz anın fotoğrafını yani düğün fotoğrafını imgeleyebilirsiniz. Olumlama yapmak da ikinci yönteminiz olabilir. Gözlerini kapatın ve tamamen pasif ve etkilere açık bir hale gelin. Sonra bir bir olumlama cümlelerinizi sıralayın. Unutmayın, bilinçaltı telkine çok ama çok açıktır. Neye inanırsanız, hayatınıza onu çekersiniz. Ben mutsuz olacağım diyen bir insan, kendisine bu inancına uygun bir hayat çeker. Aksini düşünen ise, mutluluğa odaklanır ve güzel bir yaşamı kendine çeker. Peygamberlerin hayatı incelendiğinde hepsinin ortak bir yönünü bulursunuz. Tüm peygamberler evlenmiştir. Tüm peygamberler aile kurmuştur. Tüm peygamberler iyi nesiller yetiştirmiştir. Bizler kendimize örnek olarak Peygamberleri seçtiysek, Onların hepsi evlendi. (A.S.) Zaten kainattaki her şey çift yaratılmıştır. İlk insandan bu güne değin, çift. Sorun kiminle evleneceğim, ne zaman evleneceğim, nasıl bir hayat yaşayacağım sorunudur. Burada pozitif düşünün, iyiliğiniz için pozitif düşünün. Sizi, yaşamınızın sonuna kadar mutlu edecek bir eş için imgeleme yapın. Örneğin; dürüst, samimi, sevgi dolu, inançlı, huzurlu, mutlu bir eşi kendime çekiyorum diyebilirsiniz. Bilinçaltınıza bu düşünceleri aşılayın. Bu ideal eşi kendinize çekmenize yardımcı olur. Her zaman görebileceğiniz yere, ideal bir eş tarifi yapın. Sık sık buna odaklanın. Bu düşüncelere de hayatınızda yer vermeyin: “Ben mutsuz olacağım. Beni mutlu edecek bir kadın/erkek yok. Bütün evlilikler mutsuzdur. Bütün eşler anlayışsızdır. Aşk ve mutluluk bana çok uzak. Bütün kadınlar/erkekler aldatır.” Bu düşüncelere hayatınızda yer verirseniz, hayatınıza çekersiniz. Peki, şöyle bir soru gelebilir aklınıza; “İnsanlar neden boşanıyor?” Boşanma fikri de zihinde başlar aslında. Her ailenin kendi içinde dinamikleri var. Bir olay benim ailem için gayet normalken, diğer bir aile için tartışmaya yol açabilir. Benim ailem için doğru olan şey, başka bir aile için yanlış olabilir. Doğrular, zaman, mekan insan faktörüne göre değişir. Dışarıdan bakarak, ‘siz geçinemiyorsunuz ayrılın’ diye bir fikir yürütmek ne kadar yanlışsa, ‘gayet güzel bir ilişkiniz var’ demek de o kadar yanlıştır. Eşinizi kendinize benzetmeye çalışmayın. Düşüncesizce karşınızdaki insanı değiştirmeye çalışmayın. Evlilik bağınız ciddi bir yara alır. Hiç kimse mükemmel değil. Mükemmeli elde etmeye çalışarak ya da insanları değiştirmek için çabalayarak üzüntüye davet çıkartmayın. Sorunlarınızı asla yarına taşımayın. Sırtınızda ne kadar yük taşırsanız, hayatınız o kadar çekilmez olur. Peygamber A.S efendimize ait bir hadis okudum. Bu hadiste; erkeğin, kadından farklı yaratıldığından bahsediliyor. Bu farkı kendi lehine düzeltmek için müdahale eden erkeğin, eşini kırabileceği, bu yüzden de tepkilerine dikkat etmesi gerektiği açıklanıyor. Bir kadını ağlatırken çok dikkat edin …!!! Çünkü Allah gözyaşlarını sayar…!!! Tolga ÇELEBİ

Konuya Bir Cevap Yazın

Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)