Telapati ile aşık etme

Bu konu cemile tarafından 11 sene önce açıldı, 956 kere okundu ve 8 Cevap verildi.
cemile
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 166
Yanıt Sayısı: 541
11 sene önce

telepati ile aşık etme düşünce gücü ile aşık etme telepatiyle etmek telepati etkileme düşünce gücü etkileme
Sevdiğiniz erkek ne yapıyor şu sırada? Aklından neler geçtiğini biliyor musunuz? Belki de az önce karşılaştığı bir sarışın güzeliyle kaçamak yapmanın hayalini kuruyordur. Niye olmasın. Düşüncelerini okuyacak kimse yok ki. Ama, o kadar da imkânsız değil öğrenmek.
“Nereden bileyim ben, şimdi ne düşünüyor?” diye hayıflanmayın. Hem de ne falcıya ne de başkasına danışmaya gerek kalmadan, kendi kendinize okuyabilirsiniz onun aklından geçenleri. Nasıl mı? Aynen karşınızdakinin yaptığı gibi, düşünerek bulacaksınız.
Herkes her an bir şeyler düşünür. İnsanın aklından neler geçmez ki. Hiç kimse de diğerinin farkında değildir. İşte bütün bu düşünceler, aklımızdan geçenler, çevreye sürekli yayın yapan bir radyo istasyonu gibi olmamızı sağlar. Eğer karşınızdakinin hangi dalga boyunda düşüncelerini yaydığını anlarsanız, onları yakalamak işten bile değildir.
Şu sırada İstanbul Radyosu’nun müzik programını dinleyeniniz var mı? Nasıl duyuyorsunuz o yayını? Elbette yakınınızda bir radyo olmalı. Radyonuz zaten bu yayınlara göre imal edilmiş, başka tür bir yayını isteseniz de alamaz.
BİLGİSAYARLAR, BEYNİNİZİN YANINDA HİÇ KALIR
Şimdi de başka bir aletten bahsedelim. Hem de çok yakınınızda duruyor. Nereye gitseniz sizinle birlikte olan beyniniz. Öylesine mükemmel bir yapısı var ki, ne radyo ne de bilgisayar, hepsi yanında hiç kalır. Üstelik, kullanması bedava. Elektrik kesildi, pil bulamadık diye endişe yaratmıyor. Sonra, sadece yayınları almakla kalmıyor, bir de istediğiniz yayını programlayıp gönderiyor. Ama, yalnız düşünce türünden olan yayınlara göre yapılmış.
Kendi beyninizi size yeniden pazarlayacak değiliz, daha fazla reklama gerek yok. Doğuştan sahipsiniz bu mükemmel alete. Bütün mesele, onu kullanmasını yeterince bilmek. Önce şunu belirtelim, her an düşünce yayını yapıyorsunuz. Ama, kontrolsüz ve programsız bir yayınınız var. İşte bu dağınıklık yüzünden, başka yayınları da alamıyorsunuz. Daha doğrusu, alıyorsunuz ama farkında değilsiniz.
Şimdi gelelim “insan” marka beynin kullanma talimatına. Önce, kendi yayınlarımızı en düşük düzeye getirmeliyiz. Kısa bir süre için de olsa, ıvır zıvır şeyler düşünüp zihninizi gereksiz yere meşgul etmekten kurtulmalısınız. Böylece, düşünce yayınına harcanan enerji ve dikkatinizi alıcı durumunda kullanabilirsiniz.
Diyelim ki şu an aklımızı kurcalayan bir şey yok. Zihnimiz sakin. Beynimizin alıcı düğmesi açılmış demektir. Sıra geldi istasyon ayarına. Kimin düşüncelerini duymak istiyoruz? Yani, yayın yapan istasyon kim? Aklımızdan yalnız onu geçireceğiz. Boş verin şu sırada onun nerede olduğuna veya ne yaptığını hiç tahmin etmeye çalışmayın. Çünkü o zaman, farkında olmadan başka düğmeleri kurcalıyorsunuz demektir. Görüntü ayarı değil bizim istediğimiz. Şu an sadece düşünce dalgalarını almaya çalışıyoruz.
Yayın yapan istasyonu tanımanız, bilmeniz işinizi kolaylaştırır. Sarı çizmeli Mehmet Ağa’nın kim olduğuna dair hiçbir bilginiz yoksa, adamın ne düşündüğünü de bulamazsınız. Beyninizdeki ayar düğmesi, o kişiyle olan his bağınıza göre düzenlenmiştir. İster âşık olduğunuz, isterse nefret ettiğiniz birisi olsun. Yeter ki aranızda duygusal bir köprü kurulmuş olsun. Eğer o kişinin de size karşı duygusal bir tavrı var ise, yayın çoktan başlamış demektir. Hem de karşılıklı.
SADECE ONU DÜŞÜNÜN
Gelin, sevilen bir kimsenin düşüncelerini okumaya çalışalım. Çünkü, sevgi bağı en güçlü ve en etkili istasyon yayını demektir. Nefret de öyle. Aklınızdan yalnız sevdiğiniz kişiyi geçirin. Ama, birlikte olduğunuz tatlı anların hayaline kendinizi kaptırmadan. Sadece onu düşünün. Zihninizde onun adını yankılandırın. Hayal mi kuruyoruz? Hiç de değil. Kendinizi sevdiğiniz kişinin titreşimlerine uygun bir ortama getiriyorsunuz. İşte size istasyon ayarı.
Radyo dinlerken aynı anda gürültü yapılsa veya gazete okumaya çalışsanız, ne anlarsınız? “Kesin şu gürültüyü, duyamıyorum!” İşte kendi kendinize bunu söyleyin, eğer gelen düşünceleri alamıyorsanız. Başka bir şeyle meşgul etmeyin zihninizi. Bütün dikkatinizi o sevdiğiniz kişiden gelen titreşimlere verin. Aman, dikkat. Sakın ola gergin bir biçimde kasılıp beklemeyin. Tam tersi olur, kendinize parazit yapar hale gelirsiniz.
“Alo, alo. Beni duyuyor musun? Bak dinle, ben şimdi ne düşünüyorum.” Değil elbette. Kafanızın içinde telefon kulübesi olmadığına göre, böyle sesler duyacak değilsiniz. Beyninizdeki alıcının ses ayarı değişik bir duyarlılıktadır. Onun ne düşündüğünü kulağınızla duymayacaksınız, içinizde hissedeceksiniz. Bir anda olur bu, genellikle. Başlangıçta çoğu kez kısa ve tek bir duygudur. Çünkü insan, ister istemez o duyguyu aldığı an düşünce üretmeye ve hayal kurmaya başlar. Bunun önüne geçemediği için, alıcı durumundaki beynin ayarını bozar ve karşıdan gelen düşünceleri okuyamaz.
Sakin bir halde, yalnız sevdiğiniz kişiyi aklınızdan geçirirken, içinize onunla ilgili bir duygu gelebilir. Bir anda, şimşek hızıyla çakıp sönen bir parıltı gibidir. Bunu izleyen diğer düşünce ve duyguların size ait olduğundan şüphe etmeyin. Bütün mesele, aradaki o bir anlık dış yayını yakalamak ve ayırt etmektir. Yoksa, kendi düşüncelerinizle karıştırabilirsiniz.
Derler ki, kadınların beyni erkeklerinkinden daha küçükmüş. Çağımızda zaten elektronik aletlerin en küçükleri en büyük işleri başarıyor. Tabiat, bu üstünlüğü yıllar öncesinden kadınlara vermiş olmalı. Çünkü, kadınlar bu alanda da erkeklerden daha yetenekli. Duygu derinliği ve zenginliği, telepatik haberleşmenin vazgeçilmez bir yanı. Aman yanlış anlaşılmasın, sırılsıklam âşık olmak değil bu derinlik. İnanılmaz bir hayal kurma gücüyle de ilgisi yok. Zekânın duygularla birleştiği yerde, telepatik yetenek ortaya çıkıyor.
ÖNCE ZİHNİNİZİ BOŞALTIN
Kimi insanda düşünceleri alma kapasitesi, düşünce göndermekten daha fazladır. Bazılarında da tersine olabilir. Çevresine hâkim olmaktan hoşlanan kişilerde, alıcılık oranı daha düşüktür. Başkalarının davranışlarından çabuk etkilenenler ise verici yayınını pek beceremeyebilirler. Ama, bu özellikler o kadar önemli değildir. Yeter ki, bu işin tekniğini iyi bilelim.
Başkalarının düşüncelerini okumak yerine, onlara kendi düşüncelerinizi aktarmak isteyebilirsiniz. Bunun için biraz daha karışık bir yöntem denemek zorundasınız. Başlangıçta, aynen alıcı durumundaki gibi zihninizi durultmanız gerekecek. Parazit düşüncelerden kendinizi kurtaracaksınız.
Bu sükûneti elde ettikten sonra, sıra geliyor antenlerinizi düşünce yollayacağınız kişiye yöneltmeye. Bildiğiniz bir kimse ise, işiniz kolay. Duygusal bağ yine burada önemli. Şimdi ilk önce, boşalttığınız zihninizde o kişinin kendisini düşünün. Yüzünü gözünüzün önüne getirin. Ama, tam olarak. Başka bir şey düşünmeden.
Eğer düşündüğünüz kişi o an sakin bir ortamda ise, zihni çok meşgul değilse, işiniz kolay demektir. Gözlerinizi kaparsanız daha iyi sonuç alırsınız. Kapalı gözlerinizin önünde o kişinin yüzünü bütün detaylarıyla görmeye çalışın. Size baktığını hayal edin. Sanki onun beyninin içine giriyormuşsunuz gibi, sadece onu düşünün. Sonra, tek ve kesin bir cümle ile iletmek istediğiniz düşünceyi ona söyleyin. Açık ve belirgin biçimde. Bu ses zihninizde yankılansın. Başka bir şey düşünmeden, aynı şeyi yavaş ve etkili bir biçimde, sanki karşınızda duruyormuşçasına onun yüzüne söyleyin.
Duygusal ilişkilerde, bazen insan kendi kendisini engeller. Araya başka düşüncelerin girmesiyle, bütün benliğini bu işe veremez. Bir yandan kuşkuludur veya aslında bu işe girişmeye isteği tam değildir. Bu gibi hallerde, düşünce yayını yerini bulamaz. Önce kendinizden emin olmalısınız, karşınızdakine düşündüğünüz şeyi iletmeyi gerçekten istemelisiniz. Yoksa, beyin kendi engelleme mekanizmasıyla bu yayını önleyebilir.
KONUŞMADAN DA ANLAŞABİLİRSİNİZ
Bu gibi haberleşmeler, az da olsa bazen kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Durup dururken birden aklınıza birisi gelir, onunla ilgili bir düşünceyi yakalamışsınızdır. Daha sonra aynı kişiyi gördüğünüzde, bir de bakarsınız ki, o sırada sizi düşünüyormuş. “Aaa, vallahi şimdi ben de seni düşünüyordum. Şu işe bak, nasıl da karşıma çıkıverdin.” Veya bir telefon zili, açarsınız. Kulağınızda, az önce birden aklınızdan geçen kişinin sesi: “Ayol, bir arayıp sorayım dedim. Hayırsız, nerelerdesin!”
Bilimsel olarak bu tür haberleşmelerin deneyleri yapılıyor, yarım yüzyılı aşkın bir süredir. Bizim de aramızda deneyebileceğimiz kadar kolay bir şey. Mesela, tanıdığınız bir kişiyle anlaşıyorsunuz. Filanca gün, falan saatte, ikiniz sakin bir ortamda oturacaksınız. Gözlerinizi kapayacaksınız. Hiçbir şey düşünmeden. Sonra, belirli saatte ikinizden birisi basit ve tek bir şeyi düşünecek. Diğeri de onun düşündüğünü almaya çalışacak.
Bu iş için, “Zener Kartları”ndaki beş sembol en kolay iletilebilen şekilleri göstermekte. Artı işareti, kare, çember, yıldız ve dalgalı paralel çizgiler kullanılıyor bu kartlarda. Düşünce gönderen kişi, bu sembollerden yalnız birisine sürekli bakıp diğerine aktarmaya çalışıyor. Alıcı da zihnini boşaltıp gelen düşünceye açık bir halde bekliyor. İstatistiklere göre, çoğu kez normalin üstünde başarılı sonuçlar alınıyormuş.
Bazen öyle ilişkiler vardır ki, duygusal coşkunun derinliğinde insan sevdiği kişiyi düşünmeden edemez. Sevgilinizi aklınızdan geçirirken, birden ruhunuzun taa içinde bir gül daha açar. İşte o an, düşünce âleminde birleşmenin zevkini tadarsınız. Hiç kuşkusuz, o da aynı duyguları yaşamaktadır aynı anda. Arada kilometreler olsa bile.

zifiribirhatun
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 3
Yanıt Sayısı: 23
10 sene önce
bu yazıyı daha önce okumuştum, denedim. bende mi sorun var bilemiyorum ama işe yaramadı sanırım. çocuk gidip başkasıyla çıkmıştı uzun bir süre sonra :P
K.01
Üyelik Zamanı: 8 sene önce
Konu Sayısı: 1
Yanıt Sayısı: 10
8 sene önce
ne zaman yapmaya çalışsam gözlerim ve başım ağrıyor bırakıyorum sanırım yapamıyorum olmuyor ama dün gece rüyamda gördüm etkili olmuşmudur acaba
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
8 sene önce
yapmak istediğinde rahatsızlık duyuyorsan bir yerde bir hata var demektir,yani senin için hayırlı değil anlamına gelir,bırakman gerekir...
yehuda
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 18
Yanıt Sayısı: 605
8 sene önce
Herkes gözü kapalı iken imaje eder ben gözüm açıkken. Yazıyı okuduğum anda kız arkadaşlarım geldi ve hemen ardından yakışıklı erkekler. Umarım yanlış imajosyondur :biggrin[1]:
K.01
Üyelik Zamanı: 8 sene önce
Konu Sayısı: 1
Yanıt Sayısı: 10
8 sene önce
yıllar önce tanıdığım biriyle karşılaştık herkes nasıl diye sorarken en küçük kardeşinin denizde öldüğünü duydum ve sonra yine yıllar öncesinden tanıdığım birileri vardı sosyal medyadan mesajlaştık herkesin nerelerde ve nasıl olduklarını sordum o gece boyunca kulağımda kafamda bi ses iki arkadaşımıda yıllar sonra buldum ve ikisininde en küçükleri aynı isimde biri denizde ölmüş kesin buda öldü buda öldü diye yerimde duramadım ve ertesi gün baktım mesaj var en küçüğü silahla şakalaşırken en samimi arkadaşı tarafından öldürüldü dedi neye uğradığımı şaşırdım bir yandan ona üzülürken diğer yandanda ben nasıl bunu bilebildim diye hayretler içinde kaldım hislerim kuvvetlidir ama bukadarını ben bile tahmin etmemiştim bu ne anlama geliyor hislermi telepatimi nedir bu
elci
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 17
Yanıt Sayısı: 427
8 sene önce
selamun aleykum mümin kardeslerim heppinizi muhabbetle selamlıyorum. Kisileri ayırmak kahır etmek celb vs islama tamamen aykırdır. bir ayeti kerimenin iki cümlesinden bahsetmeye calısayım insaaallah. İnsan ruhlarının kabirde cesetinle bulusması mümkündür Fatır suresi de ki 22 ayeti kerimede gecen su kelimeye dikkat etmek gerek .( men fil kubur ) arabca men olarak iyi anlarsak varlık anlamına gelmektedir . Burada akıllı varlıktan bahsetmektedir. egerki ceset babirde cürüyorsa demekki orada alık birsey olmasını vurguluyor buradaki vurgu ruh oldugunun göstergesi. Bu nedenleki . Mümin insanların büyü vs islerinden uzak durarak akıllı davranmaları gerek gerekki kabir ruhlarımızın huzur icinde olmalarını saglamaktır. muhabbet celb kahır biz müminler icin degildir. Ama egerki birini seviyorsan rabba dua edebilirsin bunda sakınca olmaz burada niyet bölümü duamı büyümü oldugunu ortaya cıkarır yapılacak niyete cok dikkat ederek dua edilmelidir bilirsinizki mümin tek hedefe kilitlenerek dua etmelir o yerde allah c.c hür.Unutmayınızki biz kulara ait bilgilerin hepsı ruhta bulunumakltadır.
Diablesse
Üyelik Zamanı: 8 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 7
8 sene önce
Bu uygulamayı yapacağım fakat bende şu durum mevcut. Mesela en yakın arkadaşımla otururken " Ya keşke filanca arkadaşla eskisi gibi olabilsek. Çok özledim onun arkadaşlığını" diyorum. Bir saat geçmeden onu karşımda görüyorum ve konuşmaya başlıyoruz. Aynı şey olumsuz düşüncelerim için de geçerli. Bu kişi kesinlikle bunu düşünüyor diyorum bunun olmasını istemesem de oluyor. Olumsuzluk düşünceleri nasıl durdurabilirim? Bir de uygulama yaparken iyi fakat sonrasında umutsuzluğa düşüyorum. Sanki bu uygulamayı denemek için yapıyormuşum gibi geliyor.
CiciPeri
SÜPER MODERATÖR
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 30
Yanıt Sayısı: 4019
8 sene önce
bence bu telapati gucu her insanda var,cinlerle ruhlarla konusan onlari goren insanlarda okuduklarindan gelen enerjiler yuzunden baglanan cin yada baska yaratiklar,omur boyu onunla telepati kurabiliyor,misal szofroni hastalari 100%95 cinleri gorur,omur boyuda takintilari ailelerine,arkadaslarina ve beyinlerine yazilan dusunceleri silemezler,davetler yapip bunlari basina musallat edenlerde szofroni vakasidir artik kendilerine gore normaldirler,bu soguk aylarda telapati gucu daha yuksektir,gunes isinlari azdir
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)