Ebu Cehil Karpuzu, Karpuz-kavun gibi toprak üzerine yayılarak yetişen bir bitkidir, ancak yaprakları daha küçük, kökü ise daha incedir. Kumsal yerler de ve sıcak bölgelerde daha çok yetişir.
* Ebu Cehil Karpuzu erkekli dişilidir. Erkeği lifli, dişisi ise yumuşak, beyaz hafif ve gevşektir. Birkaç cinsi vardır. En iyisi yumuşak, sarı, olgun ve her kökte birkaç tane olanıdır, siyah ve sert olanı ise iyi değildir. Lifli olan erkek cinsi, yumuşak olan dişisinden daha kuvvetlidir. Kabuğu ve çekirdeğinden sakınmak lazımdır, çünkü çok zehirlidir, asıl kullanılacak kısmı ise, etli kısmıdır. Eğer bir kökte bir atne bulunursa, zehirli olup öldürücüdür. Eğer daha yeşil iken, olgunlaşmadan toplanacak olursa, son derece müshil ve son derece kusturucu, hatta öldürücüdür. Kökü sade olarak kullanılcak olursa, çoğukez iki dânık (yaklaşık I gram) kadarı öldürücüdür. Kabuğu ve çekirdeğinden ise bir dânık (yaklaşık yarım gram) kadarı öldürücüdür. Acı olması sebebiyle uzun müddet dayanıklıdır.
* Ebu Cehil Karpuzunun meyvesi, kabuğu, çekirdeği, yaprakları ve kökü hekimlikte kullanılmıştır. Zehirli bir bitki olduğu sebeble, zehirini gidermek için bal, şeker veya nişasta ile karıştırılıp macun yapıldıktan sonra kullanılmalıdır. Kurutulduktan sonra da kullanılır. Ağız yoluyla alındığı gibi cilde sürülerekte kullanılır.
Kullanma Şekli:
İyice dövülüp toz hâline getirildikten sonra bal ile macun yapıp tekrar ku rutmalı ve son ra toz haline geti ri İd i kten sonra kullanılşmalıdır.İçi boşaltılıp içine üzüm şırası, bal veya şeker şerbeti doldurulmalı ve böylece birgün birgece bekletilmeli.
* Bazan da iyice olgunlaşıncaya ve sert tanecikler kalmayıncaya kadar, ateş külünün sıcağı üzerine konulmalı ve nişasta ile karıştırlıp macun yapıldıktan sonra kullanılmalı.
* Acıhıyar, eşekhıyarı ve çakal kavunu da denilen Ebûcehil Karpuzu, zehirli olduğundan öldürücü özelliğe sahiptir. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm: “Kur’ân okuyan müminin misali portakal gibidir, kokusu güzel, tadı da güzeldir. Kur’an okumayan müminin misali hurma gibidir, tadı güzel fakat kokusu yoktur. Kur’an okuyan günahkarın misali reyhan çiçeğine benzer, kokusu güzel fakat tacı acıdır. Kur’an okumayan günahkarın misali ise, Ebûcehil Karpuzuna benzer, tadı acı, kokusu da yoktur…” buyurmuştur.”1
Özellikleri:
Tohumundan ve kabuğundan sakınmalıdır. Etli kısmı fıstıkiçi ile kullanılır. Bir dal üzerinde birtane bulunursa daha çok zehirli olduğundan öldürücüdür.”2
* Suyu buruna damlatıldığı zaman, gözlerdeki sarılığı giderir. Kökü akrep sokmasına karşı faydalıdır.
* Sinir, eklem, siyatik, nikris ağrılarına karşı iyi gelir. Kökü, siroz’a karşı iyi olur. Fakat mide için iyi değildir. Kulunç ağrısı için dahi faydalıdır, bal ile karıştırılarak kullanılır.
* Cüzzam ve bacak şişliği hastalıklarında cilt bununla oğuşturulursa gayet faydalıdır. Yaprağı şişlikleri (urları) olgunlaştırıp çözer. Kökü sirke ile kaynatılıp ağızda gargara yapılırsa diş ağrısını giderir. Böbrek ve mesane ağrılarına karşı da iyi gelir.”3
* Ebû Cehil karpuzu vücuda hararet verici, kurutucu, temizleyici, kusturucu, ishal edici, çözücü, sakinleştirici ve uzak bölgelerden çekip toplayıcı özelliklere sahibdir.Cüzzam ve fil hastalığı için cilde sürülüp ovuşturulacak olursa, cüzzamın ilerlemesini durdurur fil hastalığına karşı da faydalıdır, ciltteki lekeleri giderip parlatır. Asabî ağrılara, siyatik, nikris ve mafsal (romatizma) ağrılarına, felç, yüzfelci, başağrısı ve yarım başağrısına karşı da faydalıdır.
* Mafsal ve sinirlerde toplanan katı maddeleri, safrayı ve kanı inceltir, kulunç ve bel ağrılarına, böbrek ve mesane hastalıklarına karşı da gayet iyi gelmektedir. Fakat cenini öldürür. Yan etkisi içine bal, şeker, nişasta ve limontuzu gibi maddeler karıştırılarak giderilmeye çalışılmalıdır.
* Taze ve yumuşak yaprağı nişasta ile macun yapılırsa, kanamayı durdurur; şişlikleri deolgunlaştırıp iyileştirir. Kökü, yılan ve akrep sokmasına karşı en faydalı ilaçlardandır. Kökü, sirke ile kaynatılıp ağızda gargara yapılacak olursa, diş ağrısını sakinleştirir. Eğer zeytinyağı ile kaynatılıp kulağa damlatılacak olursa, kulak ağırlığına ve kulak çınlamasına karşı faydalıdır, ağızda gargara yapılırsa, diş çekimini de kolaylaştırır.
* Kökünün kaynatılmış suyu siroz hastalığına ağrı sızıya, kan pıhtılaşmasına ve fil hastalığına karşı gayet iyi gelmektedir. Buruna damlatılacak olursa, tıkalı gözenekleri açar, vücuttaki sarılığı temizleyip giderir. Eğer içi boşaltılır,içine bal doldurulur ve böylece kaynatılacak olursa; sara, mâli hülya, hayalleme ve ruh hastalığına karşı faydalıdır. Eğer bu işlem sirke ile yapılır ve ağızda gargara yapılırsa, diş ağrısını sakinleştirir ve diş etlerini de kuvvetlendirir.”4