:biggrin[1]: Allah yardımcın olsun tutrakan.....
Insan avretini açmamak ve temiz bir yerde yatmak şartıyla; rahat edeceği şekilde yatabilir,bu mübahtır. Ancak uykuyu da bir edeple uyumak ve edebe riayet ettiği için uyurken de sevap almak isteyenler, kıbleye yönelerek yatarlar. Gazalî, bu iki şekilde olabilir, der:
Biri ölüm halini alarak ayaklarını kıbleye doğru uzatıp bütün bedeniyle kıbleye yönelmek, diğeri (ve daha iyisi) mezarda olduğu gibi sağ yanı üzerine yatıp yüzünü kıbleye çevirmek.( Gâzâlî I/998)
Bu her iki durumda da ölüm hatırlanılmış ve af dileme (tevbe ve istigfar) akla getirilmiş olur ki, uykuya "yarı ölüm" dendiğinden, yatarken "istiğfar" okumak da sünnettir.
Ancâk teneşirde yatan ölü halini düşünmedikten sonra, ayakları Kâbe yönüne ve dinî kitaplara doğru uzatıp yatmak mekruhtur. (Hindiyye V/319)
Kıbleye karşı sağ yani üzerine yattığında sağ elini sağ yanağının altına koyarak uyuması da müstehap (güzel)'tır.
Dediğimiz gibi rahat edemediği takdirde istediği şekilde yatması câiz olmakla beraber, "sağ yan üzerine yatmak mü'minler yatışı, sol yani üzerine yatmak krallar yatışı ,gökyüzüne dönerek (sırtüstü) yatmak nebîler yatışı, yüzüstü yatmak da kâfirler yatışıdır" denmiştir. ( Hindiyye V/376)
Uykunuzu size dinlenme vasıtası kıldık”1 buyuran Cenab-ı Hak, uykunun da bir nimet olduğunu bildirmektedir. Uyku bir istirahat vasıtası, gün boyu yorulan vücut makinasının dinlenmesine yardımcı olması, bir sonraki güne daha zinde ve canlı bir şekilde başlanmasına vesile olduğu için de nimet olmuştur.
Ancak bu nimeti yerli yerinde kullanmak lâzımdır. Çünkü, uykuya ihtiyacımız kadar kullanmadığımız zaman bizi pekçok dünya ve âhiret nimetlerinden mahrum edecek bir şekle girebilmektedir.
Bundan dolayı bir gaflet ânı olan uyku vaktini iyi ayarlamak, ancak ihtiyacımız miktarınca istifâde etmek unutmamamız gereken bir husustur.
Bir hadis-i şerifte uykuyu ölümün küçük kardeşi olarak vasıflandıran Peygamber Efendimiz (a.s.m.), bundan dolayı uyku ve ölümün Cennette bulunmadığına işâret buyurmaktadır.2
İşte ölümün kardeşi olan uykuya dalmadan önce, o ânımızın ibâdet içinde geçmesi için hazırlıklı bulunmakta büyük fayda vardır. Nasıl ki, ölmeden önce mümkün oldukça duâ, ibâdet, zikir ve hizmetlerimizle ona hazır olmaya çalışıyorsak, uykudan önce de aynı şekilde hazırlıklı bulunmak gerekir.
Gözümüzü bu dünyada kapattığımız gibi ancak kabirde açmak gibi çok kere aklımıza getiremediğimiz bir hakikat mevcut. Zaten mü’min her vakit ve fırsatta dünyaya gönderiliş maksadını düşünmek, yaratılış gayesini idrak etmek durumunda değil midir?
İşte uyumadan önce neler yapılması gerektiğini, nasıl bir hazırlık içinde bulunmak icap ettiğini Peygamberimizin tatbikî sünnetinden öğreniyoruz.
Peygamber Efendimiz (a.s.m.) yatağa girmeden önce abdest alır, bazı duâlar okur, cephesi kıbleye gelecek şekilde sağ avucunu sağ yanağına koyar, tefekkür ve zikir içinde uykuya dalardı. Seher vakti de erken kalkar, huzur ve huşû içinde Rabbinin dergâhına yönelirdi.
Peygamberimizin (a.s.m.) uyku ânı bizimki gibi değildi. Onun gözleri uyusa da, kalbi uyumaz, gaflet içinde bulunmazdı.
Kıble cihetinin diğer yönlerden farklı olarak mukaddes bir mânâsı vardır. Bütün Müslümanların hergün beş vakit namaz için durdukları bir yöndür. Her mü’minin sâdece ibadet için yöneldiği kıbleye tâzim etmek, hürmet göstermek gerekir.
Bundan dolayı gerek yatarken, gerekse uyanıkken kıbleye karşı ayakları uzatmak mekruhtur, İslâm âdâbına uygun düşmez. Bilhassa yatarken mümkün oldukça kıbleye karşı ayak uzatmamak lâzımdır. Ancak yatağı başka türlü sermek mümkün olmuyor, ayak tarafı mecburen kıble tarafına geliyorsa, bunda bir zaruret olduğundan bir mahzur olmaz.
Fetva mercilerinin yanıtı böyle olsa da <>ayeti kerimesinden hareketle uykuda hangi pozisyonda rahat ederseniz o pozisyonda yatabilirsiniz....
Sağ yana yatmanın bilimsel açıklaması da yapılmış,kalbimizin solda olması ve uyku esnasında vücudumuzun tüm faaliyetlerinin özellikle kan dolaşımının yavaşlaması nedeniyle sola yattığınızda kalbi sıkıştırır ve kalbin kan pompalamasını daha da zorlaştırırsınız.....
Dikkat ettiyseniz kalp ve damar hastaları sol taraflarına yatamazlar.....
Rahatsızlık duyarlar...
Sonuç olarak en rahat dinlenebildiğiniz pozisyonu tercih etmelisiniz..
Zira yaradan kulunun dinlenmesi gerektiğini ayeti kerimeyle bize bildirmiş,ama pozisyon konusunda hiç bir beyanı olmamıştır.....
Pozisyonlar ve yön hakkında bizler sünnete bakıyoruz,ayrıca mezheplerin alimleri de farklı görüşler ortaya koymuştur...