Çok tuaf bi türlü anlam veremedim sizce neden böyle oluyo

Bu konu serhat tarafından 8 sene önce açıldı, 989 kere okundu ve 13 Cevap verildi.
serhat
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 14
Yanıt Sayısı: 282
8 sene önce

Herkese selamun aleyküm hemen konuya giricem benim derdim evimize kimse gelmiyo ben davet etmedikçe yapa yanlız bi hayatımız var ben eşim ve çocuklarım çok şükür bu sitenin sayesinde ve Allahın da izniyle bir çok sıkıntıların gitti ve aile huzurum gayet iyi ama istiyorumki her gün misafirlerim olsun gerçi kayın validem yüzünden böyleyiz ama kadın bıkmıyo usanmıyo herkeslere kötülemek ten yanlızlaştırıldık burda ben bu durumdan çok sıkıldım vede çok yoruldum sizce ne yapmam gerekir çevremizin artması için içinde buluştuğumuz yanlızlıktan kurtulabilmek için herkesle ilişkilerimiz gayet iyi ama ne oluyoda birden uzak oluyorlar inanın biri bize geldiğinde ailece çok mutlu olup ve en güzel şekilde ağırlıyoruz istiyorumki kapım hep çalsın ben gitmekten ben aramaktan da sıkıldım artık çünkü deyer görmüyoruz bu net bi şekilde görüyorum vallahi de billahide tillahide ne ben be eşim kötü insanlar deyiliz kimsenin etlisinde sütlüsünde ne karışırız ne gözümüz var ama nedense hep dışlanıyoruz yanlız bırakılıyoruz önceden takmıyordum ama son zamanlarda iyce dikkatimi çekmeye başladı insanların bu halleri eşime konuşuyorum bu durumu sence neden diyorum biz yanlısız diyorum fesat insanlar çekemiyorlar içleri haset dolu diyo ailemiz düşmanlık yapıyo bize elalem yapmış çokmu takma boş ver gelen gelir gelmiyende kendi bilir diyo biz bize yeteriz diyo tamam belki doğru ama çevrede gerek insana nereye kadar yanlız yaşıycaksınki bir ay önce sünnet yaptık beş on komşunun haricinde kimse gelmedi tam on gün kahrettim kendime hiç dost edinememiş kendimize diye çok üzüldüm ve halende üzülüyorum hak etmiyoruz bu davranışları gerçekten Allah doğruyu da yanlışı da görüyo herşeyimiz çok çabuk ğöze geliyo batıyo çok yoruldum neden böyle ki neden kardeşlerim bana bi yol gösterin lütfen düşünmekten kafam karma karışık artık insanlara karşı kin öfke duymaya başladım bu duygulardan kurtulmak istiyorum biliyorum burda çok engin bilgilere sahip insanlar var bilgilerinize tecrübelerinize ihtiyacım var lütfen esirgemeyin benden Allah rızası için

Elysium077
Üyelik Zamanı: 8 sene önce
Konu Sayısı: 1
Yanıt Sayısı: 16
8 sene önce
Merhaba , Yeni evlenen bir çift vardı arkadaşlarım olur kendileri , ilk başlarda herşeyleri günlük gülitanlık gitmektedir. sonrasında misafirler ayagını çeker kendi aileleri de dahil olmak üzere, evin bereketi her daim vardır fakat bir misafirin getirdiği bereket çok ama çok farklı ve en hayırlısıdır. yeni evlenen çifte Vakıa Suresi 'ni okumasını tavsiye etmiştim. Şuan evleri maşallah okadar bereketli-ki hiç misafir eksik olmuyordu ve hala da oyle :) :) bu dua bir yandan da kişi üzerinde alkol kumar gibi şeyler var ise bu tür şeyleri uzaklaştırır. Sabah ve akşam olmak üzere okunur. bir yandan zenginlik duası olarakta okunur onun için ikindi ve akşam namazından sonra okunması tavsiye ediliyor diye hatırlıyorum .
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:


"Her kim her gece Vakıa Suresini okursa, ona asla fakirlik isabet etmez."

"Vakıa Suresi, zenginlik suresidir. Onu okuyunuz ve o sureyi kadınlarınıza ve çocuklarınıza da öğretiniz.

Vakıa suresi oldukça etkili ve kuvvetli bir suredir. İslam alimleri bu sure için sürekli okumayı alışkanlık eden kimselerin dünyada huzura ve rahat ereceği, dünya nimetlerinden faydalanacağından,  Sabah ve akşam okunduğu taktirde kişinin açlık yada diğer sıkıntılardan uzak bir hayat süreceği bahsedilmektedir.

Ölüm döşeğinde olan bir kimseye münkar ve nekir melekleri sual sorduğu sırada Vakıa suresi okunursa sorulara cevap vermesi kolaylaşır.

Helal rızık, fakirlik çekmemek ve zahmete girmeden kazanç isteyen kimseler bu duayı günde 40 defa 40 gün boyunca okuduğu taktirde Allah’u Teala onu muradına nail eder

İkindi ve akşam namazlarından sonra bol ve helal kazanç için okunması önerilmiştir. İkindi namazının ardından 14 defa, akşam namazlarının ardından okunması tavsiye edilir.

Bazı islam alimleri ise vakıa suresinin ölen bir kimsenin üzerine okunması halinde üzerindeki kabir azabını hafifleteceğini, Ölmekte olan bir kimseye okunması halinde ise Allah’ın izni ile imanla dünya hayatını sonlandıracağı söylenmiştir.
Vakıa Suresi Okunuşu
 

Bismillâhirrahmânirrahîm

İzâ ve kaatil vâkıah (vâkıatu)

Leyse li vak’atihâ kâzibeh (kâzibetun)

Hâfidatun râfiah (râfiatun)

İzâ ruccetil ardu reccâ(reccen)

Ve bussetil cibâlu bessâ (bessen)

Fe kânet hebâen mun bessâ (bessen)

Ve kuntum ezvâcen selâseh (selâseten)

Fe ashâbul meymeneti mâ ashâbul meymeneti

Ve ashâbul meş'emeti mâ ashâbul meş’emeti

Ves sâbikûnes sâbikûn (sâbikûne)

Ulâikel mukarrebûn (mukarrebûne)

Fî cennâtin naîm (naîmi)

Sulletun minel evvelîn (evvelîne)

Ve kalîlun minel âhirîn (âhirîne)

Alâ sururin mevdûnetin.

Muttekiîne aleyhâ mutekâbilîn (mutekâbilîne)

Yetûfu aleyhim vildânun muhalledûn (muhalledûne)

Bi ekvâbin ve ebârîka ve ke’sin min maîn (maînin)

Lâ yusaddeûne anhâ ve lâ yunzifûn (yunzifûne)

Ve fâkihetin mimmâ yetehayyerûn (yetehayyerûne)

Ve lahmi tayrin mimmâ yeştehûn (yeştehûne)

Ve hûrun înun

Ke emsâlil lu’luil meknûn (meknûni)

Cezâen bi mâ kânû ya’melûn (ya’melûne)

Lâ yesmeûne fîhâ lagven ve lâ te’sîmâ (te’sîmen)

İllâ kîlen selâmen selâmâ (selâmen)

Ve ashâbul yemîni mâ ashâbul yemîn (yemîni)

Fî sidrin mahdûd (mahdûdin)

Ve talhın mendûd (mendûdin)

Ve zıllin memdûd (memdûdin)

Ve mâin meskûb (meskûbin)

Ve fâkihetin kesîrah (kesîretin)

Lâ maktûatin ve lâ memnûah (memnûatin)

Ve furuşin merfûah (merfûatin)

İnnâ enşe’nâ hunne inşââ (inşâen)

Fe cealnâ hunne ebkârân (ebkâren)

Uruben etrâbâ (etrâben)

Li ashâbil yemîn (yemîni)

Sulletun minel evvelîn (evvelîne)

Ve sulletun minel âhırîn (âhırîne)

Ve ashâbuş şimâli mâ ashâbuş şimâl (şimâli)

Fî semûmin ve hamîm (hamîmin)

Ve zıllin min yahmûm (yahmûmin)

Lâ bâridin ve lâ kerîm (kerîmin)

İnnehum kânû kable zâlike mutrefîn (mutrefîne)

Ve kânû yusirrûne alel hınsil azîm (azîmi)

Ve kânû yekûlûne e izâ mitnâ ve kunnâ turâben ve izâ men e innâ le meb’ûsûn (meb’ûsûne)

E ve âbâunel evvelûn (evvelûne)

Kul innel evvelîne vel âhirîn (âhirîne)

Le mecmûûne ilâ mîkâti yevmin ma’lûm (ma’lûmin)

Summe innekum eyyuhed dâllûnel mukezzibûn (mukezzibûne)

Le âkilûne min şecerin min zakkumin

Fe mâ liûne minhel butûn (butûne)

Fe şâribûne aleyhi minel hamîm (hamîmi)

Fe şâribûne şurbel hîm (hîmi)

Hâzâ nuzuluhum yevmed dîn (dîni)

Nahnu halaknâkum fe lev lâ tusaddikûn (tusaddikûne)

E fe reeytum mâ tumnûn (tumnûne)

E entum tahlukûnehû em nahnul hâlikûn (hâlikûne)

Nahnu kaddernâ beynekumul mevte ve mâ nahnu bi mes- bûkîn (mesbûkîne)

Alâ en nubeddile emsâlekum ve nunşiekum fî mâ lâ ta’lemûn (ta’lemûne)

Ve lekad alimtumunneş etel ûlâ fe lev lâ tezekkerûn (tezekkerûne)

E fe reeytum mâ tahrusûn (tahrusûne)

E entum tezre ûnehû em nahnuz zâriûn (zâriûne)

Lev neşâu le cealnâhu hutâmen fe zaltum tefekkehûn (tefekkehûne)

İnnâ le mugremûn (mugremûne)

Bel nahnu mahrûmûn (mahrûmûne)

E fe reeytumul mâellezî teşrebûn (teşrebûne)

E entum enzeltumûhu minel muzni em nahnul munzilûn (munzilûne)

Lev neşâu cealnâhu ucâcen fe levlâ teşkurûn (teşkurûne)

E fe reeytumun nârelletî tûrûn (tûrûne)

E entum enşe’tum şeceretehâ em nahnul munşiûn (munşiûne)

Nahnu cealnâhâ tezkireten ve metâan lil mukvîn (mukvîne)

Fe sebbih bismi rabbikel azîm (azîmi)

Fe lâ uksimu bi mevâkiin nucûm (nucûmi)

Ve innehu le kasemun lev ta’lemûne azîm (azîmun)

İnnehu le kur’ânun kerîm (kerîmun)

Fî kitâbin meknûn (meknûnin)

Lâ yemessuhû illel mutahherûn (mutahherûne)

Tenzîlun min rabbil âlemîn (âlemîne)

E fe bi hâzel hadîsi entum mudhinûn (mudhinûne)

Ve tec’alûne rızkakum ennekum tukezzibûn (tukezzibûne)

Fe lev lâ izâ belegatil hulkûme (hulkûme)

Ve entum hîne izin tenzurûn (tenzurûne)

Ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lâkin lâ tubsirûn (tubsirûne)

Fe lev lâ in kuntum gayre medînîn (medînîne)

Terciûnehâ in kuntum sâdikîn (sâdikîne)

Fe emmâ in kâne minel mukarrebîne (mukarrebîne)

Fe revhun ve reyhânun ve cennetu naîm (naîmin)

Ve emmâ in kâne min ashâbil yemîn (yemîni)

Fe selâmun leke min ashâbil yemîn (yemîni)

Ve emmâ in kâne minel mukezzibîned dâllîn (dâllîne)

Fe nuzulun min hamîm (hamîmin)

Ve tasliyetu cahîm (cahîmin)

İnne hâzâ le huve hakkul yakîn (yakîni)

Fe sebbih bismi rabbikel azîm (azîmi)

Rahman ve Rahim Olan ALLAH’ın Adıyla


Onun vuku bulmasını yalanlayan (kimse) yoktur

O vakıa (müthiş olay) vuku bulduğu zaman

O; alçaltıcıdır, yükselticidir

O zaman arz (yeryüzü) şiddetli bir sarsıntıyla sarsılmıştır.

Ve dağlar ufalanarak parçalanmıştır.

Böylece dağılıp toz zerrecikleri haline gelmiştir.

Ve (o zaman) siz üç sınıfa ayrılmış olursunuz.

İşte ashabı meymene [meymene sahipleri, amel defteri (hayat filmleri) sağından verilen cennetlikler], (ama) ne ashabı meymene!

Ve ashabı meşeme [meşeme sahipleri, amel defteri (hayat filmleri) solundan verilen cehennemlikler], (ama) ne ashabı meşeme!
Ve sabikunlar (hayırlarda yarışıp ileri geçenler), sabikunlar.

İşte onlar (sabikunlar). Mukarrip (Allah'a yaklaştırılmış) olanlardır.

(Onlar), naim cennetlerindedirler

(Onlar), evvelkilerden bir ümmettir

Ve (onların) birazı sonrakilerdendir

Altın ile örülmüş, mücevherlerle (inci ve yakutla) süslenmiş tahtlar üzerinde

Onların üzerinde karşılıklı olarak yaslananlar onlardır (mukarrebun olanlardır)

Onların etrafında halidun olan (ölümsüz) gençler dolaşır

Akan pınarlardan doldurulmuş kâseler, ibrikler ve billur kadehler ile

Ondan (o şaraptan) başları ağrımaz ve sarhoş olmazlar

Ve arzu ettikleri meyvelerden

Ve canlarının çektiği kuş etlerinden (sunulur)

Ve harika güzel gözlü huriler (vardır)

Sanki saklanmış inci tanesi gibi

Yapmış olduklarının mükâfatı olarak

Orada boş bir söz işitmezler ve günaha girmezler.

Sadece selâm, selâm sözü söylenir.

Ashabı yemin [yemin sahipleri, amel defterleri (hayat filmleri) sağından verilenler], (ama) ne ashabı yemin!

(Ashabı yemin), dikensiz sedir ağaçları arasında.

Ve meyveleri kat kat dizili muz ağaçları (arasında).

Ve uzayan gölgeler (içinde).

Ve çağlayan sular (arasında).

Ve pekçok meyveler (arasında).

Eksilmeyen ve yasaklanmayan.

Ve yüksetilmiş döşeklerdedirler (tahtlardadırlar).

Muhakkak ki Biz, onları yeni bir inşa (yaratılış) ile inşa ettik (yarattık).

Böylece Biz, onları bakireler kıldık.

Eşlerine düşkün, aynı yaşta olarak.

Ashabı yemin [yemin sahipleri, amel defterleri (hayat filmleri) önünden ve sağından verilenler] için.

(Onlar) evvelkilerden bir ümmettir.

Ve de sonrakilerden bir ümmettir.

Ve ashabuş şimal [şeamet (kötülük), meşeme sahipleri, amel defteri (hayat filmleri) sollarından verilenler, cehennemlikler], (ama) ne ashabuş şimal!

(Ashabuş şimal), semum (iliklere işleyen bir sıcaklık) ve hamim (kaynar su) içindedir.

Ve kara dumandan bir gölge ki.

Ne serinleticidir ne de rahatlatıcıdır.

Muhakkak ki onlar, daha önce mutrafi idiler (varlık içinde zevklerine dalmışlardı).

Ve onlar, büyük günahta ısrar ediyorlardı.

Ve şöyle diyorlardı: “Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Biz gerçekten, mutlaka beas mı edileceğiz (yeniden mi diriltileceğiz)?”


Ve evvelki (bizden önce ölen) babalarımız (atalarımız) da mı?

De ki: “Muhakkak ki evvelkiler ve sonrakiler de (diriltilecek).”

Malûm (bilinen) günün, belirlenmiş bir vaktinde mutlaka toplanılmış olacaklardır.

Sonra siz, ey gerçekten dalâlette olan yalanlayıcılar!

Siz mutlaka zakkum ağacından yiyecek olanlarsınız.

Böylece karınlarını onunla dolduracak olanlarsınız.

Sonra da onun üzerine hamimden (kaynar sudan) içecek olanlarsınız.

Öyle ki, içtikçe susayan hasta develerin içişi gibi içecek olanlarsınız.

(İşte) bu, onların dîn günündeki ziyafetleridir.


Sizi Biz, Biz yarattık. Hâlâ tasdik etmiyorsanız.


Öyleyse akıttığınız meni nedir, gördünüz mü (ne olduğunu idrak ettiniz mi)?

Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan Biz miyiz?


Sizin aranızda ölümü Biz, Biz takdir ettik. Ve Biz, önüne geçilmiş (veya geçilebilecek) olan değiliz (bu takdirimizi kimse bozamaz).

Sizin (dünya hayatındaki) emsallerinizi (bedenlerinizi), (ölümle) değiştirmemiz ve (ahiret âlemi için) sizi, bilmediğiniz bir şekilde (yeniden) yaratmamızda (Bizi geçecek yoktur).


Ve andolsun ki, ilk neş'eti (yaratılışı) bildiniz, hâlâ tezekkür (tefekkür) etmiyorsanız.

Öyleyse ektiğiniz ekin nedir (onu) gördünüz mü? (Her bitkinin tohumundan kendi türüne has yeni bir bitkinin yetişmesi için gerekli olan şifrelerin ve gelişim programının, ektiğiniz tohum içinde saklı olduğunu biliyor musunuz, idrak ediyor musunuz?)
Onu siz mi yetiştiriyorsunuz, yoksa onu yetiştiren Biz miyiz?

Eğer Biz dileseydik, elbette onu kuru ot kılardık (yapardık). O zaman siz şaşırıp kalırdınız.

Gerçekten biz ziyana uğrayanlarız.

Hayır, biz mahsulden (üründen) mahrum bırakılanlarız (derdiniz).

Ayrıca siz, o içiyor olduğunuz suyu gördünüz mü?


Onu (suyu) bulutlardan siz mi indirdiniz, yoksa indiren Biz miyiz?

Eğer dileseydik, onu acı kılardık (yapardık), öyle ise (niçin) hâlâ şükretmiyorsunuz?

Ayrıca o yaktığınız ateşi gördünüz mü?

Onun ağacını siz mi inşa ettiniz, yoksa inşa eden (halkeden) Biz miyiz?

Biz, onu (ateşi) bir ibret ve çöl yolcuları (sahrada konaklayanlar) için bir meta (ısı ve ışık kaynağı) kıldık.

Artık Rabbini “Azîm” ismi ile tesbih et.


Artık hayır! Yıldızların mevkilerine yemin ederim.

Ve muhakkak ki o, gerçekten çok büyük bir yemindir, keşke bilseniz.

Muhakkak ki O, gerçekten Kerim olan Kur'ân'dır (Kur'ân-ı Kerim'dir).

Mahfuz (korunmuş) olan bir Kitap'tadır (Levhi Mahfuz'dadır).

O'na, tahir olanlardan (maddî ve manevî arınanlardan) başkası dokunamaz.


Alemlerin Rabbi tarafından (kısım kısım, âyet âyet) indirilmiştir.

Yoksa siz, bu söze inanmayan, şüphe eden kimseler misiniz?

Ve siz, yalanlamış olmanızı kendinize rızık ediniyorsunuz. (Kur'ân'daki sözlerin âlemlerin Rabbi tarafından indirildiğinden şüphe ettiğiniz için rızkınız, nasibiniz sadece yalanlamak oluyor.)

O halde can boğaza gelmiş olsa değil mi ki (siz öylece).

Ve siz, o anda (ona öylece, bir yardım yapamayarak sadece) bakarsınız.

Ve Biz, ona sizden daha yakınız fakat siz görmezsiniz.

Öyleyse eğer siz (amellerinizin karşılığında) ceza görecek kimseler değil iseniz.

Eğer siz sadıklarsanız, onu geri çevirirsiniz.

Fakat o eğer mukarrebin olanlardan (Allah'a yakın olanlardan) ise.

O taktirde, ferahlık, huzur, güzel kokulu bitkiler ve naim cenneti vardır.

Fakat yemin sahiplerinden (ashabı yeminden yani hayat filmleri sağından verilenlerden) ise.
O zaman ashabı yeminden (hayat filmleri sağından verilenlerden) “sana selâm olsun” (denir).

Ve fakat dalâlette olan ve yalanlayanlardan ise.

O taktirde kaynar sudan bir ziyafet vardır.

Ve alevli ateşe atılma vardır.

Muhakkak ki bu (anlatılanlar), elbette o (verilen haberler), Hakk'ul yakîn'dir (yakîn olan haktır, kesin olarak gerçektir).

Artık Rabbini “Azîm” ismi ile tesbih et.
serhat
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 14
Yanıt Sayısı: 282
8 sene önce
Sağol kardeşim ben bu süreyi biliyorum okuyorumda ama zenginlik için olduğunu biliyodum ama daha sıklıkla okuycam bundan sonra umarım bizde o arkadaşlarınız gibi misafirsiz kalmayız çok üzgünüm bu durumdan çünkü
serhat
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 14
Yanıt Sayısı: 282
8 sene önce
Peki sürenin yanında başka okumam gereken sure ayet Esma okumam gereken varmı yoksa bu sure yeterlimi benim için gerçekten önemli bu konu
Elysium077
Üyelik Zamanı: 8 sene önce
Konu Sayısı: 1
Yanıt Sayısı: 16
8 sene önce
valla serhat abi benim bildiğim bu dur, diğer arkadaşlarda elbet birşeyler biliyorlardır . ama istersen senin hoşnut kalıcağın bir hikaye paylaşmak isterim bu hikaye benim evimdeki duvarda asılıdır :) Çünkü aile büyüklerimizden biri hep bu hikayeyi anlatırdı bana :)
Hz. İbrahim Halilullah misafiri çok severdi. Hattâ bir defasında misafirsiz yemek yemeyeceğim diye nezretmişti. Evinde her zaman misafir bulundurur, misafir gelmezse kendisi arar bulur, yine misafirle yemek yerdi. Hikmeti ilâhî bir defa öyle oldu ki, tam bir ay misafir gelmedi.

Hz. İbrahim de misafirsiz yemek yemeyeceğine dair nezrettikleri için, bir ay yemek yemedi. Bir ay sonra da misafir gelmeyince, kendisi aramaya çıktı. «Acaba benim gibi misafire itibar eden bir kimse daha var mıdır?» diye düşünerek gidiyordu. Bir misafir bulmak için hayli yol katettikten sonra bir de baktı ki, oralarda bir adam daha gezmekte. Ona:

— Ne arıyorsun buralarda? diye sordu. O zat:

— Misafirsiz yemek yemeyeceğim diye nezrettim, üç aydan beri bir misafir gelmedi, misafir aramaya çıktım. Şimdi Allah seni gönderdi. Buyurun eve gidip yemek yiyelim, diyerek Halilürrahman’ı evine davet etti.

Hazreti ibrahim hayrete düşmüştü. Kendisi bir aydır açtı ama, o zat, üç aydan bu yana bir şey yememişti. Eve gittiler, Allah ne verdi ise yediler, sohbet ettiler, ibadet ettiler, ayrılma zamanı geldiğinde o zat-ı şerif bir odanın kapısını açarak: «Bu içerdeki kıymetli şeylerden ne beğenirsen al!» dediğinde, Hazreti ibrahim:

— Bana dua eyle, dedi.

Fakat o, çok zamandan beri dua etmediğini ve Allah’a dua etmeye de artık dilinin varmadığını söyleyerek, kendisini mazur görmesini diledi.

Hazreti İbrahim:

— Niçin duayı terkettiniz? diye sordu. O:

— Senelerdir Allah’tan bir isteğim var, Allah o isteğimi yerine getirmedi. Ben de demek ki benim duam kabule şayan değil ki, Cenab-ı-Allah kabul etmiyor diye bir daha dua edemiyorum, dedi.

Hz. İbrahim isteğinin ne olduğunu sorduğunda o mübarek zat:

— Allah’ın Resûlü Halilürrahman, dünyada benim zamanımda yaşıyormuş. Fakat bu zamana kadar onu görmek nasip olmadı. Allah’dan, O’nu bana göstermesini istedim, O da kabul edilmedi, dediğinde Hazreti İbrahim:

— Ey Allah’ın aşık, sadık kulu: Müjdeler olsun sana, Allah senin duanı kabul etti. İşte ben, Halilullah İbrahim nebiyim. Cenab-ı Allah, bu güzel ahlâkından dolayı, beni senin evine misafir etti. Ben de bir aydan beri misafirsiz yemek yemeyeceğim diye aç gezdim ve bir misafir aramak kasdıyla yola çıkmıştım. Demek senin duan kabul olunduğu için Allah beni ta buralara kadar getirip seninle görüştürdü, buyurdu.

Cenab-ı Allah misafire olan hürmetinden dolayı, onun evine Peygamberini göndererek memnun etmişti.
serhat
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 14
Yanıt Sayısı: 282
8 sene önce
Çok güzel bi hikayemiş okumaya deyer teşekkür ler
ekinox
Üyelik Zamanı: 8 sene önce
Konu Sayısı: 4
Yanıt Sayısı: 450
8 sene önce
Vakıa suresi çok kıymetli bir suredir... Maddi manevi zenginlik için okunur... Gece uyumadan önce okuyabildiğiiniz kadar okuyun... Okurken okurken uyuyakalacaksın derdi babaannem... Lütfen okumaya devam edin... En kısa sürede faziletlerini görürsünüz... Elysium'un paylaştığı hikaye çok anlamlı... Yaşamımızdaki bütün olaylar birbirleri ile bağlantılıdır... Her başımıza gelenin mutlaka bir anlamı vardır... Allah dualarımızı kabul etsin...
ekinox
Üyelik Zamanı: 8 sene önce
Konu Sayısı: 4
Yanıt Sayısı: 450
8 sene önce
https://www.lahutiye.com/sevgi-muhabbet-ve-ask-dualari/6170-deger-verilmesi-icin-okunacak-dua.html linkteki duayı sık sık okuyun... Mutlaka faydasını görürsünüz ayrıca Evrad-ı Bahiyye okunursa çok çok etkilidir...
Prensess
SÜPER MODERATÖR
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 22
Yanıt Sayısı: 864
8 sene önce
Selamun aleyküm serhat kardeşim Ya vedud esmasini cekmeni tavsiye ederim herkes seni sever ve sana aslinda dusman olan bir insan bile sana muhabbet duyar ve evinden insanlar hic eksik olmaz hic gelmeyenler bile sana gelmek ister yolda yeni tanıştığın iki dakika ayak üstü konustugun bir insan bile seni sormaya başlar tecrübeyle sabittir aksamlari 100 adet okuman yeterlidir selam ve dua ile
serhat
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 14
Yanıt Sayısı: 282
8 sene önce
Son olarak bi soru vedud esmasınıda cami esmasınıda eklesem ikisini bir okusam nasıl olur kardeşim
ekinox
Üyelik Zamanı: 8 sene önce
Konu Sayısı: 4
Yanıt Sayısı: 450
8 sene önce
Okuyabilirsiniz... Niyetinizi yaparak Ya Vedüd Ya Cami diye gece 23.00'den sonra sabah ezanına kadar okuyabilirsiniz... Aslında günün her saati vakitsiz sayısız da okunur... Allahın adını her zaman anmalıyız...
serhat
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 14
Yanıt Sayısı: 282
8 sene önce
Çok doğru Allah ın adlarını her zaman anmamız lazım ekinox kardeşim teşekkür ederim cevap için bu akşam başlıyorum bu esmaları çekmeye inşaallah tez vakitte gösterirler etkilerini çok ihtiyacım var çünkü
HAVAS47
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 45
Yanıt Sayısı: 265
8 sene önce
Anladığım kadar senin ve ailenin fazla çevresi olmadığı için şikayetçisiniz insanları birbirine sevdiren allahtır diye ayet var fakat kader böyle belki de sizin komşularımız ve akrabaralırınız iyi insanlar değillerdir o yüzden allah onları sizden uzak tutuyordur değersiz insanlar olduğundan allah uzak tutuyordur veya sizin hayat tarzının şekliniz fazla arkadaş edilmediğinizden olabilir iş yerinizde fazla arkadaşınız olmadığı için ve eşinizde evden dışarıçıkmadiğı için bunlarda göz onun de bulundurmak gerekir allah sizi sabırla sınıyor bir zaman sonra buna alışacaksınız prensesin dediği gibi pazartesiden başlamak üzere günde 400 defa EL VEDUD oku
serhat
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 14
Yanıt Sayısı: 282
8 sene önce
Çok güzel duygularıma tercüman olmuşsun havas kardeşim iyiler yok etrafımızda bu gerçegi görüyorum zaten ama sabırlıyım dır vardır Rabbimin bi bildigi hakkımizda hayırlısı inşaallah hepinize çok teşekkür ederim ilginizden alakanızdan dolayı Rabbim razı kalsın sizlerden hayırlı akşamlar
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23560 Kayıtlı Üye
  • 16566 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye karim55246
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)