EL-ESMÂ-ÜL-HüSNÂ Müslümanlar ve müşrikler “el- Esma-ül hüsna“ ta ‘birini ilk defa Mekke döneminde nazil olan A’raf sûresinin 180. ayeti nazil olunca duydular. “En güzel isimler Allah’a aittir. Ona bu isimlerle dua ediniz. Onun isimlerinden sapanları bırakınız. Yakında yaptıklarından dolayı cezalandırılacaklar.” Sevgili Peygamberimizin, secdede: “Ya Rahman, Ya Rahim” dediğini duyan bir müşrik: “Allah’ın tek olduğunu iddia ediyor, iki ilaha dua ediyor” diyor. Bunun üzerine İsra sûresinin 110. ayeti nazil oluyor.” Müşrikler, Allaha ait isimleri, kendi putlarına veriyorlardı. Allah’ın(c.c) güzel isimlerini, biraz değiştirerek, “İlah” kelimesini “Lafa, “Aziz” kelimesini “Uzza”ya çeviriyorlardı. Günümüzde Allaha ait hakları, Allah’ın kullarına verip, kulu ilahlaştıran insanlar, o müşriklerin yaptığını yapmaktadırlar. Habeşistana hicretten biraz sonra nazil olan, Taha suresinin 8 inci ayetinde; “Allah Odur ki, Ondan başka ilah yoktur. En güzel isimler Onundur.” buyurur. Rabbimiz, Kur’an’ı Kerim’inde bize kendisini yine kendisi tanıtmaktadır. Bizim imanımızın doğruluğu da burdan gelir. Çünkü insanlar bir şeye isim verirken o şeyi tanıtmak için verilen isimde, isim veren kişinin kimliği görülebilir. Kişinin kültürü, tecrübesi, görgüsü kavrayışı, zekası eşyaya isim verirken kendisini gösterir. Basit bir eşyaya isim verirken kusur yapan insan, bütün kainatı yaratana isim verirken kendi kültür kalıbının içine sıkıştıracaktır. Onun için Rabbimiz kendi isimlerini bize kendisi öğretmiştir. Bu Bir Alıntıdır
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.