Sevgili lahutiye üyeleri, bugün Ahmed Hulûsi’nin Dua ve Zikir adlı kitabını okur iken bu konuya rastladım ve sizinle paylaşmak istedim..
Öncelikle Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa AleyhisSelâm efendimizin gizli şirk için okumamızı tavsiye ettiği duayı sizinle paylaşıyorum.
Allâhumme inniy eûzü bike en üşrike bike şey’en ve ene â’lem ve estağfiruke limâ lâ â’lem, inneke entel âllâmul ğuyub.
Anlamı:
Allah’ım sana sığınırım, birşeyi bilerek sana ortak koşmaktan. İstiğfar ederim bilmeyerek olanından. Şüphesiz sensin gaybları hakkıyla bilen!..
BİLGİ:
“ŞİRKİ HAFΔ denilenGİZLİ ŞİRK” insanlar için en büyük tehlikedir. Bir mânâsı ile de “RİYA”dır..
“Gizli şirk” denilmesinin sebebi; fiilde değil, düşüncede Allah’a ortak edilmesidir birinin veya bir şeyin!..
“ALLÂH YANI SIRA TANRIYA (dışsal güce) YÖNELME!..” (28. Kasas: 88) âyeti ile;Bana şirk koşanın yaptığı hiçbir ameli kabul etmem!” hükmü bize düşünsel ortak koşmanın vahametini idrak ettiriyordur sanırım…
İslâm’da esas, yapılan işin “SIRF” Allâh için olmasıdır!
Kişinin, Allâh için birşey yapması yanı sıra, o şeyi yaparken, etrafındakilerden de maddi ya da manevî birşey umması, düşünmesi işte bu gizli şirk diye tanımlanan olguyu meydana getirir.
Öyle ki…
Mesala, namaz kıldıran kişinin, namaz içinde tekbir alırken, yani“ALLÂHU EKBER” derken, sırf Allâh’ın EKBERİYETİNİ ifade için değil de; sanki arkasındakilere oturuyorum veya kalkıyorum işareti verir gibi, o niyetle, uzatıp-kısa tutarak söylemesi dahi bir gizli şirk hükmü taşır.
Bu kitabı yazarken, sırf Allâh için, Resûlullâh’a uymak ve “ilmi yayın” emrine uymak için değil de; para kazanmak, ya da etrafındakilerden övgü almak, kendine bir pâye kazanmak için yazılıyorsa, bu da gizli şirktir…
Kısacası, kıldan ince usturadan keskin bir köprüdür NİYET! NİYET’in, düşünce ve kararın, kimseden karşılık beklemeden; sırf Allâh için o şeyle meşgûl olmak olacak. Aksi taktirde, kimden ne umarak yapılırsa yapılsın, o işte gizli şirk kokusu vardır demektir!
Evliyaullâh bu işin üzerinde öylesine hassasiyetle durmuştur ki; edâ edilen namazdan haz almayı, zevk almayı dahi terk edilmesi gereken bir düşünce olarak değerlendirmişlerdir.
İşte, GİZLİ ŞİRKİN âfetlerinden korunmak için bu dûayı bize Rasûlullâh AleyhisSelâm efendimiz öğretiyor. Beş vakit namazın ardından bu duaya devam etmek, herhâlde pek muhtaç olduğumuz birşey.
Kaynak: Ahmed Hulûsi, Dua ve Zikir Kitabı