2013 Yılı Üç Aylar

Bu konu Hun tarafından 11 sene önce açıldı, 389 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
Hun
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 1116
Yanıt Sayısı: 5482
11 sene önce

2013 Yılı Üç Aylar – 11 Mayıs 2013 cumartesi günü başlıyor 1 RECEB 11 MAYIS 2013 CUMARTESİ 1 ŞABAN 10 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ 1 RAMAZAN 09 TEMMUZ 2013 SALIİlk ayını neredeyse yarıladığımız üç aylar, beş kandil gecesinden dördünü içinde barındırdığı için özel bir anlam taşıyor. Üç aylar her şeyden önce, bir yıl boyunca özlemle beklediğimiz; içimizi ve dışımızı ilahi bir şenlik alanına dönüştüren Ramazan’ı müjdelediği için dokuz kamerî aydan farklı bir öneme sahip. Neşemizi artıran metafizik atmosferinin yanı sıra, manevi disiplinimiz için taşıdığı imkanları, bu kutlu vakitlerin ve kandil gecelerinin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini, çocukların dini ve ruhi eğitimi için barındırdığı olanakları Prof. Dr. İbrahim Canan ve Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir ile konuştuk.İlk mübarek gecesini geçen hafta kutladığımız, ilk ayını da neredeyse yarıladığımız üç aylar‘ın içindeyiz. Kutladığımız beş kandil gecesinden dördünü içinde barındırdığı, ilk iki ayı, bir yıl boyunca özlemle beklediğimiz Ramazan’ı müjdelediği, maddi ve manevi dünyamızı bütünüyle değiştirip içimizi ve dışımızı İlahi bir şenlik alanına dönüştüren Ramazan’ı içerdiği için üç aylar, biz Müslümanlar için diğer dokuz kameri aydan farklı bir anlam ve taşıyor. Sonu bir bayramla taçlandırılan bu üç güzel ay, imani neşemizi artıran ruhani atmosferinin yanı sıra, bizler için iyi birer Müslüman ve mümin olma yolunda pek çok sebebi ve imkanı da içinde barındırıyor. Biz de bu hafta, üç aylar‘ın taşıdığı bu imkanı, bu kutlu vakitlerin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini, üç aylar‘ın eğitim boyutunu, çocukların dini ve ruhi eğitimi için barındırdığı olanakları iki isimle konuştuk. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. İbrahim Canan ve Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, içinde bulunduğumuz kutlu vakitleri daha iyi değerlendirecek ve anlamlandıracak düşüncelerini bizlerle paylaştılar. Fethullah Gülen’in daha önce yayınlanmış üç aylar ile ilgili yazısından aldığımız bir paragraf ise bu güzel zamanların metafizik boyutunu özetliyor.Üç aylar, yenilenme fırsatı verirProf. Dr. İbrahim Canan, üç aylar‘ın bir yenilenme, aylardır yaşanan dünyeviliği ve tekdüzeliği kırma gayreti olduğunu belirtiyor: “Özü Kur’an-ı Kerim’de yer alan, Rasul-ü Ekrem ve selef büyüklerinin açıklamalarıyla şekillenip zenginleşen bir hakikati hatırlayıp gereğini yapmak üzere bir derlenip toparlanma, İlahi davete bir koşmadır. Bilerek bilmeyerek işlenen günahlara tevbe etme, affedileceğine inanma, Allah’ın rahmetini mağfiretini hatırlama, ondan istifadeye koşma fırsatıdır. Kul af dileyecek, affedildiğine inanacak, bir daha günah işlememeye söz verecek, belki de sözünde duracak. Bu bir yenilenme değil mi?” Bu yenilenme için imkanlar elverdiğince Recep ve Şaban ayında da oruç tutup tevbe-i istiğfar etmeyi, Kur’an tilavet etmeyi, dini bilgilerimizi tamamlamaya yönelik çalışmalar yapmamızı, yardımlaşma ve tebrikleşme gibi üç aylar‘ın ictimai yönlerine de bilfiil katılmamızı salık veriyor Prof. Canan. Kandil gecelerinin anlamını aktardığımız bölümde, Peygamberimiz’in Berat gecesi ile ilgili söylediği hadisini hatırlatıyor ve şöyle diyor: “Bu ifadeler, Şaban ayında oruç tutup, tevbe istiğfarda bulunmanın ne kadar önemli, kazançlı olduğunu gösterir. Bu nebevi beyanlar, az amelle çok kazanç gösterdiği için, müminleri kulluğa fevkalade teşvik eder.”Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Recep ve Şaban aylarının, Ramazan ayının yaklaşmakta olduğunu duyuran iki haberci gibi olduğunu, bu yüzden Peygamber Efendimiz’in Recep ayında her zamankinden daha fazla oruç tutup Şaban ayının tamamına yakınını oruçlu geçirdiğini belirtiyor. Prof. Kandemir, Recep ve Şaban aylarının bize adeta “Öyle mübarek bir ay geliyor ki, daha ilk gecesinden itibaren cennetin bütün kapıları ardına kadar açılacak, cehennemin kapıları birer birer kapanacak ve azgın şeytanlar bağlanıp tesirsiz hale getirilecek. Haydi kendinizi çekip çeviriniz ve onu karşılamaya hazır olunuz.” dediğini ifade ediyor ve ekliyor: “Evet, Ramazan ayı mânevî bakımdan çok bereketli bir zaman dilimidir. Bize âhiret azığımızı kısa zamanda hazırlama şansı ve imkânı getirmektedir. Bize düşen, önümüze konan bu fırsatı değerlendirmekten ibarettir.” Kandemir, aslında hayatın her ânının, asıl ve ebedî hayata hazırlık yapmak için insana verilmiş fırsatlardan ibaret olduğunu, ufka dikkatlice bakanların, ilerideki menzili rahatlıkla görebileceğini hatırlatıp şöyle diyor: “Çünkü ebedî yurdumuza gitmek üzere bizden önce yola çıkanlar bunu hatırlatmakta ve bize ‘Kendinize çeki düzen veriniz’ demektedir. Fakat dünyanın hây u hûyu ve câzibesi insana asıl amacını unutturuyor. Bu sebeple çoğu insan âhiret yurdu için hazırlık yapması gerektiğini bile hatırına getirmiyor. İşte bu üç aylar, tıpkı kışın yaklaştığını haber veren güz ayları gibidir.” Üç aylarda ne yapmalı?Prof. Kandemir, Kur’an-ı Kerim’in Allah’ın kullarına ayrı ayrı gönderdiği bir mektup olduğunu ve artık bu mektubu okumaya başlamamız gerektiğini hatırlatıyor ve üç aylar‘da nelerin yapılması gerektiği ile ilgili şu tavsiyelerde bulunuyor: “Allah’ın kitabını okumayı bilmeyenler, onu okumayı öğrenmelidir. Okumayı bilenler ona daha çok eğilmeli ve meâliyle birlikte okumalıdır. İyi bir kul, Rabbinin kendisine gönderdiği bu mektubu yılda bir defa okumalı ve Kur’an bilgisini tazelemelidir. Kendisini yaratan Yüce Kudret’in buyruklarını böylece sık sık duymanın zevkine varmalıdır. İkinci işimiz, Peygamber Efendimiz’i (sas) tanımak olmalıdır. Dinimizi bize getiren, doğru yolu bulmamıza vesile olan Sevgili Peygamberimiz’in hayatını okumalıyız. Daha önce okumuş olsak bile, bu defa bir başka yazarın kaleminden Efendimiz’in o ibretlerle dolu hayatını bir kere daha okumalı. Onun bizim için ne kadar önemli olduğunu fark etmeli ve hayatını kendimize örnek almalıyız. Kur’ân-ı Kerîm’in bir tefsiri demek olan hadîs-i şerifleri tekrar tekrar okumalı ve hayatın gerçek mânasını Sevgili Efendimiz’in gözüyle keşfetmeye çalışmalıyız. Öte yandan ibadetlerimizi artırmaya, hayır ve hasenâtımızı çoğaltmaya, hatalarımızdan dolayı pişmanlık duymaya ve Allah’a tövbe etmeye bakmalıyız. Efendimiz’in mübarek Ramazan ayında esen rüzgârdan daha cömert olduğunu bilerek maddî yardımlarımıza yenilerini eklemeliyiz.”Regaip bir akort denemesi gibidir Dört kutlu geceRegaip gecesi: Geçen hafta idrak ettiğimiz Regaip gecesi, Recep ayının ilk cuma gecesine tekabül eder. Çoğul bir kelime olan ‘regaip’, itibar edilen şey ve bol ihsan anlamına gelir.Miraç gecesi: Recep ayının yirmi yedinci gecesidir ve bu gecede Peygamberimiz’in miraç mucizesi gerçekleşmiştir. Bu gecede Peygamberimiz, Medine’ye hicretinden bir buçuk yıl önce Mekke’den Kudüs’e, oradan da semalara yükseltilerek maddi âlemin dışına çıkarılıp melekut alemi seyrettirilmiş ve Allah ile aracısız mükalemede bulunmuştur.Beraat gecesi: Şaban ayının on beşinci gecesine tekabül eder. Beraat, zorluklardan kurtulmak uzaklaşmak anlamına gelir. Bu gecede, gelecek yıl aynı geceye kadar geçen zaman içinde Allah’ın bütün kazaları (amel, rızık, ölüm, hayat) takdir edilir ve ilgili meleklere görevleri verilir. Peygamberimiz bu gece ile ilgili şöyle diyor: “Şaban ayının 15’inci gecesi olduğu zaman o gece ibadete kalkınız ve o gecenin gündüzünde de oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah, dünyaya en yakın semaya inerek fecre kadar: ‘Bağışlanma dileyen yok mu bağışlayayım, rızık isteyen yok mu rızıklandırayım, (bir bela ile) müptela olan yok mu ona kurtuluş vereyim’ der.”Kadir gecesi: Peygamberimiz, “Kadir gecesini Ramazan’ın son on gününün tek sayılı gecelerinde arayınız.” demiştir. İslam alimlerinin pek çoğu, bu gecenin kuvvetli ihtimalle 27’nci gece olduğunu söylemiştir. Kur’an-ı Kerim’in Peygamberimiz’e indirilmeye başlandığı bu gecede, Efendimiz şu duanın okunmasını tavsiye eder: “Yarabbi şüphesiz sen affedicisin ve affetmeyi seversin; beni de affet.” Alinti

Konuya Bir Cevap Yazın

Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)