İnsan Neden Yaratıldı?

Bu konu Sİhab tarafından 13 sene önce açıldı, 445 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
Sİhab
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 310
Yanıt Sayısı: 734
13 sene önce

1. İnsanın yaratılışının esas maksadı, Cenâb-ı Hakk’a kulluk ve mârifetullâhtır. Âyet-i kerîmede buyrulur: “Ben cinleri17 ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım!” (ez-Zâriyât, 56) Âyette yaratılışın gâyesi olarak zikredilen “kulluk” öyle şerefli bir mertebedir ki, onun bu yüce mevkii kelime-i şehâdette de görülmektedir. Nitekim orada Peygamber Efendimiz’in önce “kul” sonra “rasûl” olduğu ifâde edilmektedir. Bu da kulluğun daha öncelikli, risâletin ise kulluğun sınırları dâhilinde olduğunu göstermektedir. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kendisine aşırı tâzim gösteren kimselere:“Siz beni, hakkım olan derecenin üzerine yükseltmeyiniz! Çünkü Yüce Allâh, beni rasûl edinmeden önce kul edinmişti.” (Heysemî, IX, 21) ikâzında bulunarak kulluğun kıymetini bildirmiştir. Diğer bir âyet-i kerîmede Allâh Teâlâ: (Rasûlüm!) De ki: Duânız (kulluk ve yalvarmanız) olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?! (Ne kıymetiniz var!)…” (el-Furkân, 77) buyurmaktadır. Kulluğun bir mânâsı da “mârifetullâh” yâni Cenâb-ı Hakk’ın tanınması ve bilinmesidir. Nitekim İmâm-ı Mâturîdî -rahmetullâhi aleyh-, îmân için iki esâsın mecbûrî olduğunu söylemektedir:a. Mârifetullâh İnsanın yaratılması, “kulluğun yerine getirilmesi” ve “Cenâb-ı Hakk’ın bilinmesi” gâyesine mâtuftur. Zîrâ yaratılışımızın sebebiyle alâkalı olarak yukarıdaki âyet-i kerîmede «p¿ƒoapôr©n«pd» “Bana kulluk etmeleri için…” (ez-Zâriyât, 56) buyrulmuştur. Bâzı müfessirler bu kelimeyi « p¿ƒoapôr©n«pd » yâni “Allâh’ı tanıyabilme, Rabbi kalbde tanımak sûretiyle mârifetullâha erme” şeklinde tefsir etmişlerdir. (İbn-i Kesîr, Tefsîr, IV, 255) İnsanın yaratılmasına evveliyetle Cenâb-ı Hakk’ın varlığı ve mârifetini (bilinmesini) murâd etmesi sebep olmuştur. Nitekim hadîs-i kudsîde şöyle beyân buyrulmuştur:“Ben gizli bir hazîne idim. Bilinmemi arzu ettim (mârifetime muhabbet ettim) de (bu) kâinâtı yarattım…” (İ. Hakkı Bursevî, Kenz-i Mahfî)b. Muhabbet Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmede şöyle buyurur: “…Îmân edenlerin Allâh’a olan muhabbetleri ise her şeyden daha şiddetli ve daha kuvvetlidir…” (el-Bakara, 165) Dolayısıyla yaratılışımızın en önemli sebep ve hikmetlerinden bir diğerini de Cenâb-ı Hakk’ı her şeyden çok sevmek teşkil etmektedir. Çünkü O bizi sevmiş, sayamayacağımız sonsuz nîmetler lutfetmiş, bunun netîcesi olarak da kullarından en çok Zât-ı Ulûhiyet’ine muhabbet etmelerini ve diğer varlıklara duydukları muhabbetin bunu gölgede bırakmamasını istemiştir. Şâyet aksine davranırlarsa bunun büyük bir vebâli ve elîm bir azâbı mûcib olduğunu beyân etmiştir. Mevzuyla alâkalı bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulmaktadır:“Ey îmân edenler! Sizden kim dîninden dönerse (bilsin ki) Allâh onların yerine öyle bir kavim getirir ki, Allâh onları sever, onlar da Allâh’ı severler…” (el-Mâide, 54) Diğer bir âyet-i kerîmede de, fertlerin ve kavimlerin helâkinin âdeta birinci sebebinin, “muhabbetin kesilmesi” olduğu bildirilmektedir: “De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım ve akrabalarınız, kazandığınız mallar, kesâda uğramasından korktuğunuz ticâretiniz, hoşlandığınız meskenler size Allâh’tan, Rasûlü’nden ve Allâh yolunda cihâd etmekten daha sevgili ise, artık Allâh hakkınızda (azap) emrini getirinceye kadar bekleyin. Allâh öyle fâsıklar gürûhunu hidâyete erdirmez.” (et-Tevbe, 24) Hadîs-i şerîfte ise îmânın halâvetini, ancak şu üç husûsiyeti taşıyan kimsenin tadabileceği bildirilmektedir:“- Allâh ve Rasûlü’nü her şeyden daha çok sevmek, – Îmandan sonra küfre düşmeyi, ateşe düşmek kadar tehlikeli görmek, – Allâh için sevmek ve Allâh için buğzetmek.” (Buhârî, Îmân, 9, 14; Müslim, Îmân, 67) Ancak Allâh’a muhabbetin şartı, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e gönülden ittibâ, iktidâ ve fart-ı muhabbettir. Yâni O’nda fânî olmaktır. Cenâb-ı Hak buyurur: (Ey Rasûlüm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız, bana tâbî olunuz ki Allâh da sizi sevsin ve günahlarınızı mağfiret etsin! Allâh Gafûr’dur, Rahîm’dir.”18 (Âl-i İmrân, 31) Hadîs-i şerifte de Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e muhabbet, hakîkî îmânın şartı olarak zikredilmiştir: “Nefsim kudret elinde olan Allâh’a yemin olsun ki, sizden biriniz, ben kendisine anasından, babasından, evlâdından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadıkça hakîkî mânâda îmân etmiş olamaz.” (Buhârî, Îmân, 8) 2. Cenâb-ı Hak yaratma sıfatındaki azamet ve hârikulâdeliği, yâni san’atının yüceliğini göstermek için insanı yaratmıştır. Zîrâ insan bir yaratılış hârikası ve îcad bedîasıdır. Nitekim Zâriyât Sûresi’nin 20 ve 21. âyetlerinde şöyle buyrulur:“Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefslerinde Allâh’ın azametini gösteren deliller vardır. Görüp de düşünmez misiniz?” Ayrıca Cenâb-ı Hak, bir başka âyet-i kerîmede insanın yaratılış safhalarını bildirdikten sonra azametini şu şekilde ifâde buyurur: “…Yaratanların en güzeli19 Allâh, ne yücedir!” (el-Mü’minûn, 14) İnsanın yaratılış bedîası olmasının bir diğer vechesi de mahlûkâtın en şereflisi ve Cenâb-ı Hakk’ın yeryüzündeki halîfesi kılınmasıdır. Âyet-i kerîmede buyrulur: “Hatırla ki Rabbin meleklere: «Ben yeryüzünde bir halîfe yaratacağım.» demişti…” (el-Bakara, 30) Müfessir Elmalılı Hamdi Yazır, âyet-i kerîmedeki “halîfe yaratacağım” ifâdesini şöyle tefsîr etmiştir: “Kendi irâdemden, kudret ve sıfatımdan ona bâzı salâhiyetler vereceğim; o Bana izâfeten, Bana vekâleten mahlûkâtım üzerinde birtakım tasarruflara sâhip olacak; Ben’im nâmıma ahkâmımı icrâ edecek; o bu hususta asıl olmayacak; kendi zâtı ve şahsı adına asâleten ahkâmı icrâ edecek değil, ancak Ben’im bir nâibim ve vekîlim olacak. İrâdesiyle Ben’im irâdelerimi, Ben’im emirlerimi, Ben’im kanunlarımı tatbîke memur bulunacak. Sonra onun arkasından gelenler ve ona halef olarak aynı vazîfeyi icrâ edecek olanlar bulunacak, «O (yüce Allâh) sizi yeryüzünde halîfeler kıldı.» (el-En’am, 165) sırrı zâhir olacak.” (Elmalılı, Hak Dîni Kur’ân Dili, I, 299-300) Gerçekten insan, Hakk’a yakınlık bakımından meleklerin bile gıpta ettiği bir vasıf ve istîdâd ile yaratılmıştır. Bu hakîkat âyet-i kerîmede şöyle ifâde buyrulur: “Muhakkak ki Biz insanı ahsen-i takvîm üzere (en güzel biçimde) yarattık.” (et-Tîn, 4) 3. Cenâb-ı Hak, esmâ-i ilâhiyesinin tecellîsini daha üstün bir seviyede göstermek için insanı yaratmıştır. “Allâh Teâlâ’nın ahlâkı ile ahlâklanınız.” (Münâvî, et-Teârîf, s. 564) hadîs-i şerîfi de bu mânâya işâret etmektedir. Zîrâ esmâ-i ilâhiyenin en büyük nisbette tecellîsi, mahlûkât arasında daha ziyâde insanda görülmektedir. Meleklerde kibriyâ ve mudill gibi esmânın tecellîleri olmadığı için nefs engeli de yoktur, günah işlemezler. Bu sebeple nefs engelini aşıp vâsıl-ı ilâllâh ve halîfetullâh olabilme istîdâdı, yalnız insana lutfedilmiştir. Nitekim eşref-i mahlûkât olan Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Mîrâc’da, meleklerin en büyüğü olan Cebrâîl -aleyhisselâm-’ın bile geçemediği hudûdun, yâni Sidre-i Müntehâ’nın ötesine geçirilmiştir. Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri insanın varlık âlemine gelişini ve bu varlık âleminden yine Hakk’a dönüşünü ne güzel ifâde eder:[INDENT]Ezelden aşk ile biz yâne geldik! [/INDENT][INDENT]Hakîkat şem’ine pervâne geldik! 20 [/INDENT][INDENT]Tenezzül eyleyip vahdet ilinden,21 [/INDENT][INDENT]Bu kesret âlemin seyrâne geldik! 22 [/INDENT][INDENT]Geçip fermân ile bunca avâlim23 [/INDENT][INDENT]Gezerken âlem-i insâne geldik! [/INDENT][INDENT]Fenâ buldu vücûd-i fânî mutlak, [/INDENT][INDENT]Bıraktık katreyi ummâne geldik! [/INDENT][INDENT]Nemiz ola Hudâyâ Sana lâyık? [/INDENT][INDENT]Hemân bir lutf ile ihsâne geldik! [/INDENT][INDENT]Umarız erelim bâkî hayâta, [/INDENT][INDENT]Civâr-ı Hazret-i Rahmân’e geldik! [/INDENT][INDENT]Geçip âhir bu kesret âleminden, [/INDENT][INDENT]Hüdâyî halvet-i sultâne geldik! 24 [/INDENT]Hâsılı insan, dünyaya gönderiliş maksadını idrâk ederek Cenâb-ı Hakk’ın kendisine bahşettiği sayısız nîmetlere nâmütenâhî şükrân hissiyâtı içinde bir kulluk hayatı yaşamalıdır.kaynak:İslam ve insan

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 23560 Kayıtlı Üye
  • 16566 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye karim55246
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)