İbadetleri Hangi Ruh Haliyle Yapmalı

Bu konu zeinarda tarafından 12 sene önce açıldı, 704 kere okundu ve 21 Cevap verildi.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
12 sene önce

İbadetleri hangi ruh hali ile yapmalı?Allah Tealâ’ya iman etmiş olmak ruhumuzda nasıl bir yankı uyandırmalı? İbadetlerimizi yerine getirirken içinde bulunmamız gereken ruh hali ne olmalı? Yüce Rabbimiz’in rahmetine olan imanımız mı, O’nun azabından duyduğumuz korku mu, yoksa O’na sevgimiz mi ağır basmalı? Günümüzde sıkça dile getirilen bir söylem var: Güya eski ulema İslâm’ı korku üzerine bina etmiş. “Şunu yapmayın, günahtır; bundan kaçının, yoksa cehennemde yanarsınız…” türünden menfi yaklaşımlarla halkı dinden soğuyacak dereceye getirmişler. Oysa İslâm sevgi dinidir. Allah Tealâ’ya karşı duymamız gereken his korku değil, sevgidir. Kur’an ve Sünnet, imanın müminde hasıl etmesi gereken hissiyat hakkında ne diyor? Bir büyük alimin büyük sözü İmam-ı Gazzâlî rh.a., İhyâ’da Mekhûl ed-Dimeşkî’nin şöyle dediğini nakletmiştir: “Allah Tealâ’ya korkuyla ibadet eden Harurî (Haricî)’dir, ümitle ibadet eden Mürciî’dir, muhabbetle ibadet eden ise zındıktır.” İbadetlerimizi yerine getirirken nasıl bir ruh hali içinde bulunmamız gerektiği konusunda son derece önemli tesbitler içeren bu sözün manasını açıklamaya çalışalım… Yukarıdaki söz, ne söylediğini bilen bir alimden çıkmıştır ve layıkı veçhile anlaşılması gerekir. İmam-ı Gazalî k.s.’nin İhyâ’sı, onun kaynakları arasında bulunan –ve tercümesi Semerkand yayınları arasında neşredilen– Ebu Talib-i Mekkî k.s.’nin Kûtu’l-Kulûb’u gibi eserlerde havf, recâ, mahabbet bahisleri detaylı olarak ele alınmıştır.

zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
12 sene önce
Ümit mi korku mu? Bu sözün ilk cümlesinin anlamı şudur: Allah Tealâ'ya sadece O'ndan, O'nun azabından korkarak ibadet eden kimse Hâricî'dir. Zira müminde korku ve ümit duyguları birlikte bulunmalıdır. İlim ehli, korkuyla ümidin dengede bulunması halinin mi, yoksa bu duygulardan birinin öbürüne galip gelmesinin mi daha efdal olduğunda ihtilaf etmiştir. Bazıları denge halinin efdal olduğunu söylerken, bazıları da şöyle demiştir: Bedenin sıhhatli zamanlarında, kişinin günaha düşmesine engel olması bakımından korku duygusunun galip olması efdaldir . Hastalık halinde ise ümit halinin üstün olması evlâdır. Zira bu durumda kişi ümitsizliğe düşmekten korunmuş ve bu haldeyken ölmesi durumunda Allah Tealâ'nın kendisine yapacağı muamele hakkında hüsnü zan sahibi olarak ruhunu teslim etmiş olur. Kısacası, kişinin korku ve ümit hislerini aynı anda taşıması gerekir. Korku hissini taşımak vaciptir. Zira Yüce Allah, “Eğer müminler iseniz benden korkun”, “İnsanlardan korkmayın, benden korkun” buyurmuştur. Ümit hissini taşımak da aynı şekilde farzdır. Zira ümit, ye'sin (ümitsizliğin) zıddıdır ve yeis haramdır. Yüce Allah şöyle buyurur: “Allah'ın rahmetinden, ancak inkâra saplanmış olanlar ümit keser”, “Dalâlete düşmüş olanlardan başka Rabbinin rahmetinden kim ümit keser?” Ümitte, Allah Tealâ'nın vaadini tasdik vardır. Salih amellere vaadedilen güzel karşılık konusunda pek çok ayet bulunduğu gibi, kötü amellere vaadedilen azap konusunda da pek çok ayet mevcuttur. Allah Tealâ'nın vaadini tasdik farzdır. Dolayısıyla Allah Tealâ'ya, hiçbir ümit hissi taşımadan veya korku hissinin ümit hissini bastırdığı bir ruh haliyle, sadece korku hissiyle dolu olarak ibadet eden kimsenin bu durumu, günahkârların Allah'ın rahmetinden uzaklaştığına ve dinden çıktığına lisan-ı hal ile hükmetmesinin sonucudur. Bu ise Haricîler'in tavrıdır. Haricîler'in bu tavrı benimsemelerinin sebebi, sadece korku hissine sahip olmaları ve günahların kişiyi değersizleştirdiği görüşünü benimsemeleridir. Onlar günahkârlar için hiçbir af, mağfiret ve rahmet umudu bulunmadığını söyler. Bu itibarla Allah Tealâ'ya korkudan başka bir his taşımaksızın ibadet eden kimse, günahkârlar için hiçbir af ve mağfiret umudu bulunmadığı düşüncesini taşıması dolayısıyla Haricîler'e benzer. Mekhûl de yukarıdaki sözüyle, ümitten tecrit edilmiş korku hissinin, sahibini Haricîler taifesine dahil edeceğine dikkat çekmiş olmaktadır.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
12 sene önce
Korkusuz ümit tuzağı Mekhûl rh.a.'in, “Allah Tealâ'ya ümitle ibadet eden Mürciî'dir ” sözüne gelince, şu anlamdadır: Allah Tealâ'ya hiçbir korku hissi taşımadan sırf ümitle veya korku hissi taşısa da ümit hissinin onu bastırdığı bir ruh haliyle ibadet eden kimse, günaha düşmekten korkmuyor demektir. Bu haliyle de o, “küfür bulunduğu sürece iyiliğin hiçbir faydası olmadığı gibi, iman bulunduğu sürece de kötülüğün zararı yoktur” diyen Mürcie taifesine benzemiş olmaktadır. Onlara göre bir mümin, günah işlediği zaman (bu günah büyük olsun küçük olsun fark etmez), imanı bulunduğu sürece bu günah ona hiçbir zarar vermez ve böyle kimse hiçbir azaba uğramadan cennete gider. Burada bir incelik vardır ki, iyi kavranması gerekir: İbadetlerini hiçbir korku hissi taşımaksızın sadece ümit hissiyle dolu olarak yapan kimsenin, taatinin, namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadetlerinin sahih olmama tehlikesi vardır. Zira ibadetlerin farz olduğunu bilmek ve öyle niyet etmek şarttır ki, farz ibadetler ancak böyle bir niyet ile sahih olur. Farz, Usul-i Fıkıh'ta da tarif edildiği gibi terk edenin zemmedileceği, ikaba tabi tutulacağı veya terki sebebiyle ikaba müstehak olacağından korkulan mükellefiyettir. Korku hissi ortadan kalktığı zaman, giderek ibadetin farz veya vacip olduğu inancı da ortadan kalkar. Çünkü kişi farzı terkinden dolayı kendisine azap edileceğine inansa, korku hissini terk edemez. Bu itibarla korku hissinin tamamen ortadan kalkması halinde, kişinin hiçbir farz ibadeti sahih olmaz.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
12 sene önce
Sevdiğine bîgane kalarak muhabbet Mekhûl rh.a.'in “Allah Tealâ'ya muhabbetle ibadet eden zındıktır” sözünün açıklaması ise şöyledir: Allah Tealâ'ya , azabından korkmak, cennetini ve rızasını ummak gibi herhangi bir düşünce taşımaksızın, sırf “Allah sevgisi” hissiyle ibadet eden kimse, ibadetlerin farz olduğu inancını terk etmiş demektir. Bu kimse, sevdiği birisine yönelik bir işi, o hak ettiği veya istediği için değil, kendiliğinden ve sırf onu sevdiği için yapan kimse gibidir. Karşı tarafın emrinin, istek ve iradesinin herhangi bir anlamı olmadığı gibi, ibadete layık ve müstehak olup olmadığının da önemi yoktur. Zındıklık, kalpten inanmadığı halde, zahiren inanmış ve itaat etmiş görünmek olduğuna göre, Allah Tealâ'ya, O'nun irade ve isteğini önemsemeksizin, sırf sevgi hissiyle ibadet eden kimsenin bu durumu onları andırmaktadır.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
12 sene önce
Günümüzde sıkça rastlanan bir yanlış düşünceye de böylelikle işaret etmiş oluyoruz. “Efendim, eskiler insanı korkutarak dindar yapacaklarını zannetmiş ve bu dini korku üzerine bina etmek istemişlerdir. Oysa Allah Tealâ'dan korkulmaz; O'na karşı olsa olsa sevgi beslenir” derler. Oysa yukarıda zikrettiğimiz ayetler yanında pek çok hadis-i şerif de “Allah korkusu” kavramının dinimizde temel bir yeri bulunduğunu göstermektedir. Allah Tealâ'nın azabına uğramama, rahmetinden mahrum kalmama, sahip olduğumuz en değerli şey olan imanımıza herhangi bir halel gelmemesi ve bu dünyayı –Allah korusun– imansız olarak terk etme bedbahtlığına düşmeme konusunda hassasiyet göstermekten daha tabii ne olabilir ki! Burada şöyle bir itiraz ileri sürülebilir: Allah dostlarından nakledilen, “Allahım! Sana cehenneminin ateşinden korkarak veya cennetinin nimetlerini arzulayarak ibadet ediyor değilim” sözü bu izah ile çelişmektedir. Buna cevaben şöyle deriz: Burada herhangi bir çelişki yoktur. Çünkü bu sözü söyleyen Allah dostları, ibadetleri Allah Tealâ'nın emri ve isteği olduğu için yerine getirmekten sarf-ı nazar ettiklerini söylememişlerdir.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
12 sene önce
İbadet ehlinin halleri Amel ve taat ehli birkaç sınıftır. Bunlardan birincisi, Allah Tealâ'nın zatı için ve ibadet edilmeye müstehak olan sadece O olduğu için ibadet eder. Bunlar, Allah Tealâ cenneti ve cehennemi hiç yaratmamış olsaydı bile, sırf ibadete müstehak olduğu için O'na ibadet ederler. Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz'in gerek namazdaki, gerekse namaz dışındaki dualarında cenneti istediği ve cehennem azabından Allah Tealâ'ya sığındığı sahih hadislerde bildirilmiştir. Sehl b. Abdullah et-Tüsterî k.s. şöyle demiştir: “Şu dört şeye riayet, Ehl-i Sünnet'in vaz geçilmez adabındandır: Rasulullah s.a.v.'in izinden yürümek, Allah Tealâ'nın rahmet ve merhametine muhtaç olduğunu bilmek, Allah Tealâ'dan yardım istemek ve ölünceye kadar bu hal üzere yaşamak.” Yukarıdaki sözün sahibi olan Allah dostları, Allah Tealâ'nın, kendisine kulluk edilmeye müstehak olduğunu ve ibadetlerin O emrettiği için önemli olduğunu inkâr etmemişlerdir. Bu sözü söyleyen Allah dostlarının netice itibariyle Allah Tealâ'nın hoşnutluğunu ve cenneti istemedikleri ve cehennem azabından Allah Tealâ'ya sığınmadıkları söylenebilir mi? Zira Allah Tealâ'dan cenneti istememek ve O'nun azabından O'na sığınmamak, Sünnet'e muhalefet etmek demektir.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
12 sene önce
İkinci grup ise Allah Tealâ'ya , cennetini isteyerek ve azabından korkarak ibadet eder. Her ne kadar ilk grupta bulunanlarınkinden daha aşağı bir derece olsa da, bu halet-i ruhiye içinde ibadet etmek de caizdir. Her iki grupta bulunanlar da Allah Tealâ'ya taatin farz olduğuna ve O'nun ibadete müstehak olduğuna inanır, O'nun uluhiyet ve rububiyetine boyun eğer, şer'î tekliflere inkıyad eder ve “kul” olma bilincini daima diri tutarlar. Bununla birlikte O'nu sever ve O'nun da kendilerini sevmesini isterler. Allah Tealâ'ya, başka hiçbir his taşımadan, sadece O'nu sevdiğini söyleyerek ibadet eden kimsenin hali ise şuna benzer: Birisini seven insan, ona öyle bir duyguyla bağlanmıştır ki, sevdiğinin bu sevgiye layık olup olmaması onun için önemli değildir. Yaptığı işi, sevdiği istediği için değil, kendisi onu sevdiği için yapar. Burada sevdiğinin istek ve talebi, kıymet ve menzilesi değil, kendi hisleri ön plândadır. Dolayısıyla bu kimse aslında sadece kendi hislerini önemsemiş olmaktadır.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
12 sene önce
Hakiki tevhid eri Mekhûl rh.a.'in bu sözünün İhyâ'da zikredilen devamı, Sübkî rh.a.'in getirdiği izahatı desteklemektedir. Zira orada bu sözün devamında şöyle denmektedir: “Allah Tealâ'ya korku, ümit ve sevgi hislerini cem ederek ibadet eden kimse, gerçek Tevhid eridir.” İbadetlerimizi nasıl bir ruh haliyle yerine getirmemiz gerektiği konusunda kısa, fakat hikmet dolu bu tesbiti kulağımıza küpe yapalım ve sözü, Takiyyüddîn es-Sübkî rh.a.'in duasıyla bitirelim: Allahım! Sana, elçin Hz. Muhammed s.a.v. ile yönelerek şu anda ana-babamı bağışlamanı ve fazl u kereminle onlara merhamet etmeni diliyorum. Ve ey Muhammed s.a.v., ya Rasulallah! Seninle Rabbime yöneliyor ve şu dileğimin yerine gelmesini talep ediyorum: Allahım! O'nu bana şefaatçi kıl. Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
color
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 29
Yanıt Sayısı: 1257
12 sene önce
Çok önemli bir konuya değinmişsiniz sayın Zeinarda,size hayranlığım bir kat daha arttı.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
12 sene önce
Teşekkürler Color,:smile: Dilerim,tüm üyelerimiz için yararlı olur.......
color
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 29
Yanıt Sayısı: 1257
12 sene önce
Kesinlikle yararlı olacağı tartışılmaz bir konu,güncel tutacağım:)
color
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 29
Yanıt Sayısı: 1257
12 sene önce
Güncel..............
color
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 29
Yanıt Sayısı: 1257
12 sene önce
Güncel..................................
color
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 29
Yanıt Sayısı: 1257
12 sene önce
Çok önemli arkadaşlar okumanızı tavsiye ederim.Güncel.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
12 sene önce
Dualarına sonuç alamadığından yakınan üyelerimiz için.... okunmasında yarar var...
kaleblackk
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 1
Yanıt Sayısı: 28
12 sene önce
Allah razi olsun inş
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
12 sene önce
Üyelerimizin dua ederken kafalarında bir soru işareti olmaması için okumalarında yarar var........
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
11 sene önce
.................güncel...............
bahor
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 190
Yanıt Sayısı: 920
11 sene önce
ögrenmenin son günü ecelinin geldigi günde biter sizlerden cok seyler ögreniyorun rabbim sizlerden razi olsun.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
7 sene önce
Gerek farz namazlarında gerekse hacet namazları ve zikirlerde kişinin ruh hali çok önemlidir..... Özellikle dua ediyorum ama kabul olmuyor diyenlerin dikkatle okuması gereken bir konu.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
6 sene önce
Allah Tealâ'ya, hiçbir ümit hissi taşımadan veya korku hissinin ümit hissini bastırdığı bir ruh haliyle, sadece korku hissiyle dolu olarak ibadet eden kimsenin bu durumu, günahkârların Allah'ın rahmetinden uzaklaştığına ve dinden çıktığına lisan-ı hal ile hükmetmesinin sonucudur.
TrKraTos
Üyelik Zamanı: 4 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 3
4 sene önce
Allah razı olsun bu güzel paylaşımdan dolayı çok güzel bir konu Rabbim idrak edenlerden nasip etsin inşaAllah
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23560 Kayıtlı Üye
  • 16566 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye karim55246
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)