hazreti mehdi doğdumu?

Bu konu bestem tarafından 11 sene önce açıldı, 1141 kere okundu ve 48 Cevap verildi.
bestem
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 49
Yanıt Sayısı: 557
11 sene önce

Bu bölümde; Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatında yer alan, Mehdiyet ve Ahir Zaman konuları üzerinde, Hayrullah Esendal tarafından yapılan araştırmaları göreceğiz:

Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı’nın pek çok yerinde, Peygamber Efendimiz’in müjdelediği Hz. Mehdi’nin yakında geleceğini haber vermiş ve Mehdiyet hakkında hadislerde geçen konulara açıklık getirmiştir. Mehdi’nin ve talebelerinin geleceğiyle ilgili Üstad’ın ifadelerinden biri şöyledir:

“Ta ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani Hz. Mehdi ve şakirtleri (talebeleri), Cenab-ı Hakk’ın izniyle gelir, o daireyi genişletir ve o tohumlar sünbüllenir.” (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 138 – Kastamonu Lahikası, 72)


1. Hz. Mehdi Hicri 1400’de Gelecektir.

Bediüzzaman, farklı tarihlerde yaptığı açıklamaların hepsinde, Mehdi ve talebelerinin geliş zamanı olarak hicri 14. yüzyılın başlarına işaret etmiştir. Bir sözünde, Mehdi’nin asr-ı saadet döneminden 1400 sene sonra çıkacağını şöyle belirtmektedir:

“İstikbal-i dünyeviyede 1400 sene sonra gelecek bir hakikati asırlarında karib (yakın) zannetmişler.” (Sözler, 318)

Üstad’ın ifadesinde belirttiği, “sahabe döneminden 1400 sene sonrası” hicri 14. asrın başlarına, yani miladi olarak 1979-1980 senelerine denk gelmektedir.

“Fatiha’da doğru yolda olanlar ashabının taife-i kübrasını tarif eden fıkrası, şeddesiz bin beş yüz altı veya yedi ederek tam tamına fıkrasının makamına tevafuku ve manasına tetabuku ve şedde sayılsa fıkrasına üç manidar farkla tam muvafakatı ve manen mutabakatı bu hadisin imasını te’yid edip remz derecesine çıkartıyor.” (Kastamonu Lahikası, 23)

Suyuti ümmetin icabet ömrünün hicri 1500 senesini geçmeyeceğini bildiriyor. Bediüzzaman Hazretleri de, ümmetin galibane mücadelesinin 1500-1506 yıllarında biteceğini; bundan sonra zayıflamaların başlayıp kıyametin bekleneceğini belirtiyor. Ümmetin galibane ömrü 1500-1506 yıllarında bitecekse, o zaman 1400-1500 yılları arasında Mehdi ve İsa (AS)’nın gelmesi, ayrıca Mehdi’nin de 1400 yılı başlarında göreve başlaması gerekmektedir.

Bediüzzaman hicri 1327’de Şam’da Emevi Camii’nde on bin kişiye verdiği hutbesinde, hicri 1371’den sonraki İslam aleminin geleceğine yönelik izahlar yapmakta, ahir zamandan çeşitli tarihler vererek, beklenen Mehdi’nin mücadele zamanlarına dikkat çekmektedir.

Bediüzzaman, Mehdi’nin göreve başlaması ve inkarcı zihniyeti fikren mağlup etmesi ile ilgili olarak şu tarihleri bildirmektedir:

“Ta 1371 senesinden sonraki alem-i İslam’ın mukadderatına nazar eden Hutbe-i Şamiye’deki hakikatler… Evet şimdi olmasa da 30-40 sene sonra fen ve hakiki marifet ve medeniyetin mehasini o üç kuvveti tam teçhiz edip, cihazatını verip o dokuz manileri mağlup edip dağıtmak için taharri-i hakikat meyelanını ve insaf ve muhabbet-i insaniyeyi o dokuz düşman taifesinin cephesine göndermiş, inşallah yarım asır sonra onları darmadağın edecek.” (Hutbe-i Şamiye, 25)

Şam’da yaptığı bu konuşmada, hicri 1371 senesinden sonra yaşanacak gelişmelere dikkat çekerek, Bediüzzaman Mehdi’nin göreve başlamasının bu tarihten 30-40 yıl sonra olacağını bildirmiştir. Bu tarih ise hicri 1401-1411, miladi olarak da 1980-1990 yılları arasıdır.

Yine aynı konuşmanın devamında Üstad, Mehdi’nin inkarcı fikir sistemini fen, ilim ve medeniyetin imkanları sayesinde fikren susturacağını haber vermiştir. Bu fikri üstünlüğün tarihi olarak da 1371 tarihinden yarım asır sonrasını bildirmiştir. Bu da hicri 1421, yani miladi 2001 senesi demektir.

“Evet şimdi (1371) olmasa da otuz-kırk (30-40) sene sonra…

Fen: Müspet ilimler, biyoloji, fizik, kimya vs.

Hakiki marifet: Hüner, sanat , ilim ve fenlerle öğrenilen bilgi.

Medeniyetin mehasini: Medeniyetin iyiliklerini

O üç kuvvetle donatıp gerekli ihtiyacını karşılayıp o dokuz engelleri yenip dağıtmak için,

Taharri-i hakikat meyelanı: Hakikati araştırma meyli

Muhabbet-i insaniyeyi: İnsan sevgisini.

O dokuz düşman sınıfının cephesine göndermiş, inşallah yarım asır sonra (50 sene) onları darmadağın eder.”

1371 + 50 = 1421 (Miladi 2001)

Bediüzzaman hicri 1400 yılı başlarında Mehdi’nin inkarcı felsefe ile mücadeleye başlaması zamanına, 1401-1411 = 1981-1991 yılları arası fen, hüner, sanat ve medeniyetin iyiliklerini birleştirip bunlarla mücadelesine ve fikren darmadağın edeceği tarih olarak da 1421 = 2001’e dikkat çekiyor.

“Yetmiş birde fecr-i sadık başladı veya başlayacak. Eğer bu, fecr-i kazib de olsa, otuz-kırk sene sonra fecr-i sadık çıkacak.” (Hutbe-i Şamiye, 23)

Fecir: Tan yerinin ağarması, güneş doğmadan önceki kızıllık, sabah vakti

Fecr-i Kazib: Sabaha karşı ufukta yayılmaya başlayan birinci kızıllık.

Fecr-i Sadık: Fecr-i Kazib’den sonra yayılmaya başlayan ikinci aydınlanma

1371 + 30 = 1401 = 1981

1371 + 40 = 1411 = 1991

Bediüzzaman İslam’ın dünyaya tekrar hakim olmasını güneşin doğuşuna benzetiyor. Güneşin battıktan sonra ertesi gün yeniden doğması gibi, İslam’ın da dünya üzerinde tekrar doğup parlayacağına bu benzetmeyle işaret ediyor. Fecr-i Kazib ve Fecr-i Sadık ifadeleriyle bu doğuşun başlangıç yıllarına dikkat çekilmiştir.

Buna göre Hakkın karşısındaki batılı temsil eden düşünce olan ateizmin ve materyalist felsefenin dağıtılmaya başlaması 1981-1991 yılları, fikren tam anlamıyla susturulup dağıtılmasının ise 2001 yılında olacağına işaret etmiştir.

Risale-i Nur Külliyat’ında, Mehdi’nin mücadele ve hakimiyet devreleri ile ilgili verilen ebcedler:

“Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor.” 9/32 ayetindeki “…Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor.” cümlesi hakkında Bediüzzaman şöyle demektedir:

“Şimdi hatıra geldi ki, eğer şeddeli “lamlar” ve “mimler” ikişer sayılsa bundan bir asır sonra zulümatı dağıtacak zatlar ise, Hazret-i Mehdi’nin Şakirtleri olabilir.” (Şualar / 605)

Bu ayetin ebced değeri ise “1424-Miladi: 2004” tür. Mehdi önderliğinde İslam’ın hakimiyeti devrelerine işaret etmektedir.

“…inkar edenlerin velileri ise tağut’tur…” 2/257 ayetindeki “tağut” (batıl fikir sistemi) kelimesinin kendi içinde çöküş tarihini de Bediüzzaman (ebced değerini) 1417 (miladi 1997) olarak vermektedir.


2. Hz. Mehdi Bediüzzaman’dan Sonra Gelecektir.

“Bu zamanda öyle fevkalade hakim cereyanlar var ki, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza hakiki beklenilen ve bir asır sonra gelecek o zat dahi bu zamanda gelse… (Kastamonu Lahikası, 57)

Bediüzzaman Said Nursi, “hakiki beklenilen ve bir asır sonra gelecek o zat” diyerek Mehdi’nin henüz gelmediğini, Müslümanlar tarafından beklendiğini ve kendi yaşadığı devirden bir asır sonra geleceğini bildirmektedir. Bediüzzaman hicri 13. asırda yaşamıştır. Kendisinden sonra gelecek asır olan hicri 14. asır Mehdi’nin çıkış zamanıdır.

“Ta ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani Hz. Mehdi ve şakirtleri (talebeleri), Cenab-ı Hakk’ın izniyle gelir, o daireyi genişletir ve o tohumlar sünbüllenir. Bizler de kabrimizde seyredip Allah’a şükrederiz.” (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 138- Kastamonu Lahikası, 72)

“Çok zaman evvel bir ehl-i velayetten (veli şahıstan) işittim ki; o zat, eski velilerin gaybi işaretlerinden istihrac etmiş ve kanaati gelmiş ki:

“Şark tarafından bir nur zuhur edecek (ortaya çıkacak), bid’atlar zulümatını (dine sonradan girmiş hurafeleri) dağıtacak. Ben böyle bir nurun zuhuruna çok intizar ettim (gözledim) ve ediyorum. Fakat çiçekler baharda gelir. Öyle kudsi çiçeklere zemin hazır etmek lazım gelir. Ve anladık ki, bu hizmetimizle o nurani zatlara zemin izhar ediyoruz (hazırlıyoruz)”.(Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 189)

Üstad, Mehdi’nin kendisi olmadığını, kendisinden sonra geleceğini, “Bizler de kabrimizde seyredip Allah’a şükrederiz.” şeklinde belirterek açıklamıştır. Mehdi ve talebelerine ancak bir zemin hazırlayabildiklerini belirtmiştir.

“bid’atlar zulümatını (dine sonradan girmiş hurafeleri) dağıtacak”: Mehdi’nin tüm bidatları ortadan kaldıracağını söylemiştir ki bu konu Üstad döneminde uygulamaya geçmemiştir. Bidatların var olabileceği Müslümanlar tarafından zikredilmeye daha yeni yeni başlamıştır. Ayrıca bidatların kalkmasının dünyadaki tüm Müslümanlar tarafından uygulanması gerekmektedir.


3. Hz. Mehdi Geldiğinde Maddeci ve Tabiatçı Felsefenin Azgınlığı

“Tabiyyun, maddiyyun felsefesinden tevellüd eden bir cereyan-ı nemrudane, gittikçe ahir zamanda felsefe-i maddiye vasıtasıyla intişar ederek kuvvet bulup, uluhiyeti inkar edecek bir dereceye gelir.” (Emirdağ Lahikası, 259)

Materyalizmin hem Türkiye’de hem de dünyada kuvvet bulması Üstad zamanında devam ettiği gibi, vefatından sonra da 20. yy’ın sonlarına kadar devam etmiştir. Televizyon ve radyo kanallarının gelişmesiyle, yazılı basının da desteğiyle etkileri giderek artmıştır. Yani Üstad’ın “tabiiyyun, maddiyun felsefesini” tamamen sonlandıracak bir çalışması olmamıştır. Bilakis Üstad’ın vefatından sonra da materyalizm propagandası artarak 21. yy’a kadar gelmiştir. Materyalizm ve evrim savunuculuğu ancak son yıllarda hızlı bir şekilde çökmeye başlamıştır. Bu mağlubiyet önde gelen materyalistler tarafından da itiraf edilmiştir.


4. Hz. Mehdi Hilafet Merkezinin Bulunduğu Yerden Çıkacaktır.

Ahir zaman hakkındaki rivayetlerin merkez noktasını Mehdiyet teşkil eder. Ahir zamandaki önemli olayların çoğu Mehdiyet etrafında gelişir. Ancak bu olayların yerleri hakkında farklı farklı rivayetler mevcuttur. Bediüzzaman bu konuya şu şekilde açıklık getirmiştir:

“Şimdi, Hz. Mehdi gibi eşhasın hakkındaki rivayatın ihtilafatı ve sırrı şudur ki: Ehadisi tefsir edenler, metn-i ehadisi tefsirlerine ve istinbatlarına tatbik etmişler. Mesela: Merkez-i saltanat o vakit Şam’da veya Medine’de olduğundan, vukuat-ı Hz. Mehdiyye veya Süfyaniyye’yi merkez-i saltanat civarında olan Basra, Kufe, Şam gibi yerlerde tasavvur ederek öyle tefsir etmişler.” (Sözler, 359)

Bir başka yerde de Üstad konuyu şöyle izah etmiştir:

“Merkez-i Hilafet eski zamanda Irak’da, Şam’da ve Medine’de bulunduğundan raviler kendi içtihatlarıyla daimi öyle kalacak gibi mana verip, “Merkez-i Hilafet-i İslamiye” yakınlarında tasvir etmişler, Halep ve Şam demişler. Hadisin mücmel haberlerini kendi içtihatlarıyla tavsil etmişler.” (Şualar, 492)

Yani, Bediüzzaman’ın üstteki ifadelerinden de anlaşıldığı gibi, ahir zaman hadislerini aktaran alimler, ahir zaman olaylarını kendi dönemlerindeki hilafet merkezlerini esas alarak aktarmışlardır.

Mehdiyet olayının gerçekleşeceği yer olarak, her alim kendi zamanının Hilafet Merkezi olan Irak, Şam, Kufe, Medine gibi şehirleri belirtmiştir. Ravilerin bu içtihatları da zamanla rivayetlere katılarak günümüze ulaşmıştır.

Ancak, ahir zaman olaylarının vuku bulduğu yerle ilgili rivayetlerin ortak noktası, bu olayların Hilafet Merkezi’nde gerçekleştiğidir.

Bediüzzaman da bu sonuca varmıştır. Bilindiği gibi, son hilafet merkezi “İstanbul”dur. Halifelik bu yüzyılın başlarında resmi olarak kaldırılmıştır ve o günden bu yana dünya üzerinde başka hiçbir yere de taşınmamıştır. Peygamberimizin iki sancağı, kılıcı ve gömleği ile diğer mukaddes emanetler İstanbul’dadır. Sonuç olarak, halen bu manevi ünvanı koruyan tek şehir İstanbul’dur.

slmg
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 1
Yanıt Sayısı: 28
11 sene önce
Bediuzaman Said Nursi hz. Mehdinin Kendisidir. Risale-i Nur üstünde bir eser daha yeryüzüne gelmez. Başta Kuran gelmiştir, sonunda da Risale-i Nur gelmiştir.
EbRuSh
SÜPER MODERATÖR
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 155
Yanıt Sayısı: 164
11 sene önce
H.z Mehdi Konusunda Uzun Zamandır Araştırma Yapıyorum Yaptığım Araştırmalar Sonucunda İse Hz.Mehdi nin Zuhur Etmesine Çok Az Bir Zaman Kaldığına İnanıyorum Tabi Bu Benim Şahsi Düşüncemdir Doğrusunu Elbette ki ALLAH (c.c) Bilir.
kenan77
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 1
Yanıt Sayısı: 91
10 sene önce
Biz Bediüzzman'ın Said Nursi'nin biz Hz. Mehdi olduğunu söyleyemeyiz. En iyisini Allah bilir.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
10 sene önce
herkes sevdiği bir allah kuluna mehdilik yakıştırırsa ortalık mehdiden geçilmez......daha dikkatli olmanızda yarar var...
satelcom
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 42
Yanıt Sayısı: 145
10 sene önce
Mehdi gelecek diye apaçık bir ayet yok,ben mehdi falan geleceğine inanmıyorum.Bu mehdi ve Hz.isa gelecek gibi inançlar bize hristiyanlıktan ve Yahudilikten geçmiştir.Kuranda geçmiyen bir konuya ben pek iltifat etmem.Risale-i Nur gibi kitaplara da pek iltifat etmem.Bana dinim için Kuran yeter.
tutrakan
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 148
Yanıt Sayısı: 589
10 sene önce
Yer yüzüne geldiğinde Mehdiyi(mesihi)inançlı,imanlı kimseler anlındaki nurdan onun olduğunu tanıyacakmış ve gösterdiği yolu izleyiceklermiş.Diğerleri ise(inançsız,imansız kimseler)-ben mesihim-diyen sahtekar olanlara inanıp onların izinden gidecekmiş.Sahte olanın peşinden gidenlere kurtuluş olmazmış,hakiki olanı izleyenler için kurtuluş varmış.Mehdi kıyamet günü öncesi ortaya çıkacağını die biliyorum,öyle duydum hatta Kuranda bile ifade edilmişti bu ve mesih hz.İsa olacağı ifade edilmiş idi(o ayeti bulur ve paylaşırım).İnsanları doğru yola sevk etmek için gelecekmiş-kimisi doğru yoldan giderken,diğerleri yanlış yoldan gidecektir.Benim bilgim bu yönde,tabi doğrusunu Allah bilir.Tv-lerde de konuya geniş yer verilmişti ama kesin bilgiye hiç kimse sahip değildi,varsayımlar öne sürülmüştü.Bekleyip göreceğiz,inşallah da görmek kısmet olur,çok merak ederim onu.
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
hz mehdiyi aynalani bula bilirisn renklerin şifresinde dünyanın hali ve zamanın döngüsü çarkı şifrelerinde geldi dünyada bunu anlaya bilmen için seytani cinlerle savaş halinde olman gerek o zaman aynaya bakabilirsinın neyle savaştını neyle uraştını bütün dünyanın çekim alanı mıknatısı o kişi üzerine kitlenmiş medyada dünyada olan şeyler aslında bir şifre ama dünyada oldunu emin ol çok sıkıntı içinde onun yerinde kimse olmak istemez
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
şeytani cinlerin mekanı pop şarkıcılarıdır onları takip et sembolleri zaman çizergesini izle renklerin her yıl neye tekabül ettini not al onların şirfesi ayna kelimesidir ayna yıldızlar kayar o kazanınca kaybedince yükselir çünkü onlar şeytana hizmet ediyor onun yörüngesini izle tabi kendine güveniyorsan solugu tımarhanede alırsın dikkat et
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
o burda türkiyede renklerin deyişimi onu şifresidir koca dünya ona mühürlenmiş zaman olarak omzunda kuzey yıldızı mührü vardır şimal bütün pusulalar kuzeye dünyanın dengesi çekim alanı şifre ..........
tenebrae
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 12
10 sene önce
HZ. MEHDİNİN GELİŞİ ve İDARESİ 1-KIYAMETTEN ÖNCE, MEHDİNİN MUHAKKAK GELECEÐİ Hz. Mehdinin muhakkak geleceği 1.28--- Ebu Naim, Said’den tahric etti, O dedi, Peygamber (s.a.v) buyurdu: Ümmetim arasında Mehdi gelecektir. Ömrü, kısa olursa yedi, yoksa sekiz, yoksa dokuz sene. Ümmetim O'nun zamanında iyi ve kötünün benzeri ile nimetlenmediği bir nimetle nimetlenecek, sema üzerine bol yağmur yağdıracak, arz nebatından hiçbir şey saklamayacaktır. 1.37--- İbni Ebi Şeybe, Musannef isimli kitabında, Ebu Said-il Hudri’den tahric etti, O dedi, Resulüllah (s.a.v.) buyurdu: Benim ümmetimden Mehdi gelecektir. Eğer ömrü uzasa da kısalsa da, yedi, sekiz, yıl veya dokuz yıl, mülk sürecektir. Ve daha önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracaktır. Sema yağmurunu indirecek, yer bereketini çıkaracak, daha önce görülmemiş bir biçimde ümmetim O’nun zamanında rahata erecektir. Dünyadan bir gün bile kalsa Hz. Mehdi’nin idareyi ele alacağı 1.5--- Tirmizi, sahih diyerek Ebu Hureyre’den tahric etti, buyurdu ki: Eğer dünyadan bir gün bile kalsa, Allah, O, idareyi ele alıncaya kadar, o günü uzatırdı. 1.13--- Hasen b. Süfyan ve Ebu Hureyre’den tahric ettiler ki: Eğer dünyadan bir gece bile kalsa, Allah onu uzatır ve Ehli Beytim’den birisini Melik kılardı. 1.46--- İbni Mace ve Ebu Naim, Ebu Hureyre’den tahric ettiler, O dedi, Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Eğer dünyadan bir gün kalsa, Allah o günü uzatır ve Ehli Beytim’den birisini Melik kılar, O Kostantiniyyeyi ve Deylem dağlarını da feth eder. 1.43--- İmam Ahmed, Ebu Davud ve Hasen ve Sahih diyerek Tirmizi, İbni Mes’ud’dan tahric ettiler. O dedi, Paygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Dünya, müslümanlara Ehli Beytimden bir adam, (Arab’a) Melik olana kadar, yıkılmayacak ve gitmeyecektir. O’nun ismi ismime uyacaktır. Hz. Mehdi’nin, beşinci olarak, yeryüzüne hakim olacağı 1.44--- İbni Cevzi, Tarih isimli eserinde İbni Abbas’dan tahriz etti, O dedi, Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Yeryüzüne dört kişi malik olmuştur. İkisi mü’min, ikisi kafirdir. Mü’minler, Zülkarneyn ve Süleyman (a.s.), kafirler ise Nemrud ve Buhtunnasr’dır. Beşinci olarak Ehli Beytim’den birisi gelecek ve O da dünyaya malik olacaktır. 1.32--- Ebu Naim, İbni Mes’ud’dan tahric etti, O dedi, Resulüllah (s.a.v.) buyurdu: Dünyadan bir gece bile kalsa, Allah o geceyi uzatır ve Ehli Beytim’den birisi gelerek dünyaya hakim olurdu. Onun adı adıma, babasının adı babamın adına uyar. Daha önce yeryüzü nasıl zulümle doluysa, O, onu adaletle doldurur. Malı seviye üzere taksim eder ve Allah bu ümmetin kalblerinde gına verir. Yedi veya dokuz sene kalır. Mehdi’den sonra, (Hz. İsa (a.s.)’ın kırk senelik devrinden sonra) artık hayat yaşamakta, bir hayır yoktur. 2—HZ. MEHDİNİN YERYÜZÜNÜ ADALETLE DOLDURACAÐI Hz. Mehdi’nin, önce zulümle dolu olan dünyayı, adaletle dolduracağı 2.10--- Haris b. Ebu Usame ve Ebu Naim, Ebu Said-il Hudri’den tahric ettiler. O dediki, ResulAllah (s.a.v.) buyurdu: Yeryüzü zulüm ve düşmanlıkla dolduktan sonra, mutlaka Benim Ehli Beytim’den birisi çıkar. Ve nasıl daha önce zulüm ve düşmanlıkla doluysa, O dünyayı adaletle doldurur. 1.19--- Naim b. Hammad, Ebu Said-il Hudri’den tahric etti. O dedi Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: Ümmet bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi Mehdi’ye sığınırlar. O daha önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle doldurur, insanlar asr-ı saadet dönemine adeta geri döner, uykuda olan uyandırılmaz ve bir damla bile kan akıtılmaz. Hz. Mehdi’nin yeryüzünün zulüm ve fitnelerle dolu olduğu bir zamanda geleceği 2.26--- İbni Ebi Şeybe, İbni Abbas’dan tahric etti, buyurdu ki: Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçiremeyeceği Ehli Beytime mensup birisi sahip olmadan günler ve geceler bitmeyecektir. Ey Abbas’ın oğlu, sizin ihtiyarlarınız ona yetişemiyecek, gençleriniz yetişecektir. Bu Allah’ın emridir, dilediği insanlara verir. 1.33--- Hakim, Ebu Said’den tahric etti, Resulüllah (s.a.v.) buyurdu: Ahir zamanda ümmetimin başına, sultanlarından şiddetli belalar gelir, öyle ki yerler müslümanlara dar gelir. O zaman Allah, daha önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduran Benim soyumdan birisini gönderecektir. O zaman gök hiç bir yağmur damlasını esirgemeyecek ve yer de bereketlenecektir. O dünyada yedi veya sekiz kalacak, eğer çok olursa dokuz. 2.19--- Tabarani, Kebir isimli eserinde, Ebu Naim ise Ali Hilal’dan tahric ettiler. Resulüllah (s.a.v.) Hz. Fatma’ya şöyle buyurdu: Beni Hak ile baas eden Allah’a yemin ederim ki, şu ümmetin Mehdi’si Hasan ve Hüseyin’dendir. Dünya hercümerc içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyük büyüğe vakarlı davranmadığında; Allah, bu sırada, onlardan adavetin kökünü kazıyarak dalalet kalelerini feth edecek ve evvelce Benin ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanda, dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini gönderecektir. İslam’ın Hz. Mehdi eliyle açıklanacağı 2.12--- Ebu Naim, Huzeyfe’den tahric etti, O dedi ki, Resulüllah (s.a.v.) buyurdu: Vay bu ümmete, o öldüren zalim meliklerden dolayı. Bu zalimler, kendilerine itaat edenler hariç, sessiz mutileri bile korkuturlar. Muttaki mü’min, diliyle taraftar gibi görünse de, kalbiyle onlardan nefret eder. Allah Teala, İslamı aziz olarak iade etmek murad edince, her muannid zalimi helak edecektir. O, bir ümmeti, istediğinde, fesadından sonra islah etmeye kadirdir. Ya Huzeyfe, eğer dünyadan bir gün bile kalsa, Allah o günü uzatır, taki Benim Ehli Beytim’den bir kimseyi Melik kılsın ve onun eliyle melhameler yapsın ve İslam açıklasın. O vaadinden dönmez ve hesabları seri olarak görücüdür. Peygamber (s.a.v.)’in “Mehdi ile Müjdelenin” hitabı 1.20--- İbni Ebu Şeybe ve Tabarani İfrad’da, Ebu Naim ve Hakim İbni Mes’ud’dan tahric ettiler, O dedi ki: Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş’den ve Ehli Beytim’den bir kişidir. O insanların ihtilaf ve içtimai sarsıntılar içinde bulundukları bir sırada çıkar. O, daha önce zulüm ve çevirle dolu olan dünyayı adalet ve insaf ile doldurur. Ondan yer ve gök ehli razıdır. O malı insanlar arasında seviyyen dağıtır. Ve Ümmeti Muhmmedin kalblerini zenginlikle doldurur ve adaleti onları ihata eder. O kadar ki; bir münadiye “Kimin ihtiyacı varsa banagelsin” diye nida etmesi emrolunduğunda, bir kişiden başka kimse gelmez. O kimse istekte bulunur. O da “hazinedara git sana versin” der. O da “Mehdi'nin gönderdiğini” söyleyerek hazinedardan gücü yettiğince mal alır, fakat daha sonra pişman olarak, “Ben herkesten daha mı muhtacım ki, kimse gitmedi ben gittim” diyerek, aldığı malı iade etmek ister, o zaman hazinedar şöyle der: “Biz verdiğimizi geri almayız”. Bu devir altı, yedi, sekiz veya dokuz sene devam eder. Bundan sonraki hayatta ise hayır yoktur. (Hz. İsa (a.s.)’ın kırk senelik devri hariç) Kar üzerinde sürünerek de olsa Mehdi’ye katılma emri 2.6--- İbni Ebi Şeybe ve Naim b. Hammad Fiten isimli eserde, İbni Mace ve Ebu Naim ise İbni Mes’ud’dan tahric ettiler. O dedi ki: Biz bir ara Peygamber (s.a.v.)’in yanında iken Beni Haşim’den bir grup genç geldi. Peygamber (s.a.v.) onları görünce gözleri doldu ve rengi değişti. Dedim ki, “ne oldu ki, sevmediğin bir şeyi yüzünüzde görüyoruz.” Buyurdu ki: Biz öyle bir Ehli Beytiz ki, Allah bizlere dünyayı değil ahireti ihtiyar etti. Muhakkak ki, Benden sonra, Ehli Beytim bela ve mihnetlerle karşılaşacaklar ve tarda maruz kalacaklardır. Şark tarafından siyah bayraklı bir kavim gelinceye kadar. Bunlar Hakkı isterler verilmez. Çarpışırlar, muzaffer olurlar, istedikleri verilir. Fakat o Hak, Ehli Beytim’den birisine verilmedikçe kabul etmezler. O (Mehdi) arza sahib olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden O’na kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, O’na katılsın. Zira O Mehdi’dir. 3—HZ. MEHDİ ZAMANINDAKİ BOLLUK Zamanın inkitaa uğradığında, gelecek olan Hz. Mehdi’nin ihsanı 1.31--- Naim ve Ebu Naim, Ebu Said’den tahric etti, O dedi Resulüllah (s.a.v.) buyurdu: Zamanın inkitaa uğradığı (sistemlerin değiştiği) bir dönemde, Mehdi denen bir adam gelecek ve ihsanı bol ve güzel olacaktır. 1.34--- İbni Ebi Şeybe, Ebu Said’den tahric etti, O dedi, Resulullah (s.a.v) buyurdu: Fitnelerin zuhur ettiği ve zamanın kesildiğide, Ehli Beytimden bir adam çıkacak, O’nun atası bol olacaktır. 1.26--- Ebu Ya’la ve İbni Asakir, Ebu Said’den tahric ettiler, o dedi Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Ahir zamanda fitnelerin zuhuru sırasında, zaman inkitaa uğradığında, bir Emir olur ki O’nun insanlara ilk ihsanı, kendisinden sadaka kabul edecek olan kimselerin olmaması kaygısı ile, kendisine gelen kimsenin kucağına taşıyabileceği kadar bol mal vermesidir. Bu mal insanlara ferahdan isabet eden şey sebebiyledir. Hz. Mehdi’nin malı saymadan dağıtması 1.27--- Ahmed ve Müslim, Ebu Said’den tahric etti ve Cabir de Resulullah (s.a.v.)’den rivayet etti, buyurdu ki: Ahir zamanda bir halife olacak, malı sayıp hesab etmeden taksim edecektir. 1.22--- Bezzar, Cabir’den tahric etti, Dedi ki, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ümmetim arasında bir halife olacak, malı saçacak ve saymadan verecektir. 1.23--- Ahmed, Ebu Said’den tahric etti, O dedi ki, Resulullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim: Emirlerinizden bir emir olacak ki, malı saçacak saymayacaktır. Birisi O’ndan mal istediğinde “AL” der, O da elbisesini yayar ve O da doldurur. Hz. Mehdi’nin çalışanlara disiplinli, miskinlere merhametli olduğu 1.35--- Naim, Tavus’dan tahric etti, Buyurdu ki: Mehdi geldiği zaman malı çok verir. Çalışanlara disiplinli davranır, miskinlere merhamet eder. Hz. Mehdi zamanında Ümmetin nimetleneceği 1.29--- Ebu Naim ve Hakim, Ebu Said’den tahric ettiler, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ümmetim arasında Mehdi çıkacak, Allah O'nu nimetlenecek, hayvanlar bol bol yiyip içecek, arz nebatını çıkaracak, mal “Sabah” üzere (seviye üzere) verilecektir. Hz. Mehdi zamanında isteyene istediği kadar mal verileceği 1.26--- Darekutni İfrad isimli, Tabarani ise Evsad isimli eserlerinde Ebu Hureyre’den tahric ettiler, Peygamber (s.a.v.)’den: Ümmetim arasında Mehdi gelecektir. Ömrü kısa olursa yedi, yoksa sekiz, yokda dokuz sene. O zaman Ümmetim, iyisi kötüsü hepsi de misli görmedikleri nimetlerle nimetlenir. Allah onlara, bol yağmur gönderir. Arz nabatatdan bir şey saklamaz. Mal hakir olur. Bir adam kalkar şöyle der: “Ey Mehdi bana ver” der, O da “AL” der. 1.25--- İbni Mace Ebu Said’den tahric etti, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ümmetim arasında Mehdi çıkacak, eğer kısa olursa yedi, yoksa dokuz. O zaman ümmetim, asla benzeri görülmemiş şekilde, bolluk içinde nimete kavuşacaktır. Yeryüzü yenecek şeylerini verecek, onlardan hiç birşey saklamayacaktır. O gün mal hakir olur. Bir adam kalkar ve “Ey Mehdi bana ver, bana ver” der. O da, onun taşıyabileceği kadar elbisesine doldurur. 1.24--- Tirmizi, Ebu Said-ül Hudri’den hasen diyerek tahric etti, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ümmetim arasında Mehdi çıkacak beş, yedi veya dokuz yıl yaşayacaktır. (Ravi bu sayılarda şüphe etti). Birisi O’na gelir “Ya Mehdi bana ver bana ver” der. O da, onun taşıyabileceği kadar elbisesine doldurur. 1.21--- İbni Ebi Şeybe, Matar’dan tahriç etti ki: Bir gün Matar’ın yanında Ömer b. Abdülaziz’den bahsedildiğinde O şöyle cevap verdi: Bize ulaştığına göre, Mehdi öyle bir şey yapacak ki, Ömer b. Abdülaziz onu yapmamıştır. Bunun ne olduğu sorulduğunda Matar şöyle cevap verdi: Birisi Mehdi’ye gelip ondan birşeyler ister ve kendisine: “Beytülmal’a gir istediğin kadar al” denir, o kişi girer ve çıkar. Ancak insanları tok gözlü görürde pişman olarak Mehdi’ye döner ve “Bana verdiğini geriye al” der. O ise imtina eder ve şöyle cevap verir: “Biz veririz ve almayız.” Hz. Mehdi’nin malı Allah yolunda taksim edeceği 1.36--- Naim b. Hammad, Hz. Ömer b. Hattab’dan tahric etti ki: Hz. Ömer bir gün Beytülmala girdi ve dedi ki; “Vallahi mal ve silahdan olan Beytülmaldaki hazineleri bırakayım mı yoksa Allah yolunda dağıtayım mı?” Hz. Ali İbni Ebi Talib (r.a.) dedi ki: “Ey Emiril Mü’minin, sen onun refaketçisi değilsin, sen kendi işine bak, onun sahibi ahir zamanda gelecek olan bizden bir gençtir ve malı Allah yolunda O taksim edecektir.” Hz. Mehdi’nin zamanında yaşamayı temenni 1.39--- Keza (Naim) Lehia’dan tahric etti. Dedi ki: Mehdi’nin zamanında, küçükler keşke ben büyük olsaydım, büyükler de keşke ben küçük olsaydım diye temenni ederler. 1.38--- Naim, Tavus’dan tahric etti, Dedi ki: Ben Mehdi’ye yetişene kadar ölmeyeyim istedim. Zira O'nun döneminde iyi insanların iyiliği artar, kötülere karşı iyilik yapılır. II. BÖLÜM HZ. MEHDİNİN NESEBİ ve VASIFLARI 1-Hz. MEHDİNİN NESEBİ • Hz. Mehdi'nin adının “Muhammed” olduğu 3.8--- Keza (N. B. Hammad) Hz. Ali’den tahric etti. Buyurdu ki: Mehdi’nin adı Muhammed’dir. 3.9--- Keza (N.b. Hammad) Ebu Said’ül Hudri’den tahric etti. Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Mehdi’nin adı Benim adımdır. 2.4--- Tirmizi, İbni Mes’ud’dan sahih diyerek tahric etti. Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: Ehli Beytimden bir adam idareyi ele alır. Onun ismi ismime uyar. • Mehdi’nin Peygamberimiz (s.a.v.)’in soyundan ve Hz. Fatıma (r.a.) evladından olduğu 2.2--- Ebu Davud, İbni Mace, Tabarani ve Hakim, Ümmü Seleme’den tahric ettiler. O dedi, Ben Resulüllah (s.a.v.)’den duydum, söyle buyuruyordu: Mehdi Benim soyumdandır ve Fatıma’nın evladındandır. 2.23--- Keza (N.b Hammad) Hz. Ali’den tahric etti, buyurdu ki: Mehdi Bizden Fatıma evladından bir reculdür. 2.22--- Keza (N.b. Hammad) Zühri’den tahric etti, buyurdu ki: Mehdi, Fatıma evladındandır. (Devrinde) O’nunkinden başka hilafet yoktur. 2.20--- Naim b. Hammad, Katade’den tahric etti ki: Ben Said b. Müyesseb’e “Mehdi hak’tır” dedim. O da “Evet” dedi. “O kimdendir?” dedim. “Fatıma’nın evladındandır.” Dedi. • Hz. Fatma (r.a.)’ya verilen müjde 2.18--- İbni Asakir, Hz. Hüseyin’den tahric etti. Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Müjdeler olsun sana Ya Fatıma. Mehdi sendendir. 2.17--- Ebu Naim, Hz. Hüseyin’den tahric etti. Peygamber (s.a.v.) Hz. Fatıma’ya şöyle buyurdu: Mehdi, senin evladındandır. • Cennetin efendisi olan yedi kişi 2.3--- Hakim, İbni Mace ve Ebu Naim, Hz. Enes’den tahric ettiler. Ben Resulüllah (s.a.v.)’den duydum. Şöyle buyurdu: Biz Abdülmuttalip’in evladından yedi kişi, Cennetin efendileriyiz. Ben, Hazma, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi. • Hz. Mehdi’nin bir gecede olgunlaştırılacağı 2.1--- Ahmed İbni Ebi Şeybe, İbni Mace ve Naim b. Hammad Fiten isimli kitabta Hz. Ali’den tahric ettiler, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Mehdi, bizden Ehli Beyttendir. Allah O’nu bir gecede ıslah eder. (olgunlaştırır). 2.28--- İbni Münde, Isfahan Tarihi isimli eserinde İbni Abbas’dan tahric etti ki: Mehdi, ehli Beyt tendir. • Hz. Mehdi’nin gelişi ile insanların fitneden kurtulacağı 2.8--- Naim b. Hammad ve Ebu Naim, Mekhul tariki ile Hz. Ali’den tahric ettiler. Dedi ki: Dedim “Ya Resulüllah (s.a.v.) Mehdi bizden Al-i Muhammed’den mi, yoksa bizim gayrımızdan mı?” Buyurdu ki: Hayır, bilakis bizdendir. Allah bu dini nasıl Bizimle başlatmışsa O’nunla sona erdirecektir. Ve onlar Bizimle nasıl Şirk’ten kurutulmuşlarsa, O'nunla da fitneden kurtulacaklardır. Allah Bizimle, insanların nasıl şirk adavetinden kurtararak, onların kalplerine ülfet ve muhabbet yerşleştirmiş ve din kardeşi yapmışsa, Mehdi ile fitne adavatinden kurtaracak ve kardeş yapacaktır. 2.7--- Tabarani, Evsad’dan Amr. b. Ali tariki ile Hz. Ali b. Ebi Talib’den tahric etti: Hz. Ali Peygamber (s.a.v.)’e “Ya Resulullah Mehdi bizden mi yoksa bizim gayrımızdan mı?” diye sordu. Buyurdular ki: Bilakis Bizdendir. Cenab-ı Hak İslamı nasıl Bizimle başlatmışsa O’nunla sona erdirecektir. Nasıl, Bizimle onlar aralarındaki şirk ve adavetten kurtulmuş ve kalplerine ülfet ve muhabbet yerleşmişse, (Onun gelişi ile) yine öyle olacaktır. • Hz. Mehdi’nin Hz. Abbas (r.a.) evladından olduğu 2.24--- Naim b. Hammad Kab’dan tahric etti. Buyurdu ki: Mehdi Hz. Abbas evladındandır. 2.25--- Darekutni İfrad’da, İbni Asakirde Tarih’inden Hz. Osman İbni Affan’dan tahric ettiler. O dedi, Peygamber (s.a.v.)’den şöyle işittim. Buyuruyordu ki: Mehdi amcam Abbas’ın evladındandır. (Bu hadis-i şerifler, Hz. Mehdi’nin anne cihetinden nesebinin Hz. Abbas (r.a.) dayanabileceğini göstermektedir.) 2- Hz. MEHDİ'NİN VASIFLARI • Hz. Mehdi'nin ismi, künyesi ve ahlakı 2.9--- Ebu Naim, Huzeyfe’den tahric etti, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Eğer dünyadan bir gün bile kalsa, Allah, ismi Benim ismime, ahlakı Benim ahlakıma uyan ve künyesi de Ebu Abdullah olan bir Reculü gönderecektir. 2.11--- Tabarani Kebir’inde ve Ebu Naim İbni Mes’ud’dan tahric ettiler. O dedi, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Ehli Beytimden ismi Benim ismim, ahlakı Benim ahlakım olan bir evladım çıkacak ve daha önce zulümle dolu olan dünyayı, O adaletle dolduracaktır. • Hz. Mehdi’nin amelinde ayıb ve zulüm olmayacağı !.18--- Naim Kaab’dan tahric etti, Buyurdu ki: Ben Mehdi’yi Peygamberlerin Suhufun’da şöyle bulurum. Mehdi’nin amelinde ne zulüm ne de ayıb yoktur. • Hz. Mehdi’nin, kemer burunlu ve açık alınlı olduğu 3.1--- Ebu Davud, Naim b. Hammad ve Hakim Ebu Said’den tahric ettiler. Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Mehdi Bendendir. Kemer burunlu ve açık alınlıdır. Zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak ve yedi yıl malik olacaktır. 3.2--- Ebu Said’den tahric edildi, Peygamber (s.a.v.)’den: Mehdi Bizdendir, alını açık ve kemer burunludur. • Hz. Mehdi’nin kaşları, gözleri ve yüzünün parlaklığı 3.5--- Keza (N. b. Hammad) Muhammed b. Cüberyr’den tahric etti: Buyurdu ki: Mehdi’nin kaşları ince, yüzü parlak ve gözlerinin siyahı büyük olacaktır. Hicaz’dan gelip Şam’dan minbere oturduğunda 18 (40) yaşında olacaktır. • Sağ yanağında siyah bir benin olduğu ve yaşı 2.15--- Ebu Naim, Ebu Umame’den tahric etti, O dedi, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Sizinle insanlar arasında dört sulh anlaşması olacak, dördüncü sulh, Heraklius ehlinden bir adam vasıtası ile olur ve bu yedi yıl devam eder. Bir adam “Ya Resulullah (s.a.v.) O gün insanların imamı kimdir?” dedi. Buyurdu ki: Evladımdan kırk yaşındaki “Mehdi”’dir. Yüzü parlayan yıldız gibi, yanağında siyah bir ben vardır, üzerinde kutvani iki aba bulunur. Tavrı beni İsrail ricaline benzer. Hazineleri çıkarır ve şirk beldelerini feth eder. • Dişlerinin aralıklı olduğu 1.30--- Ebu Naim, Abdurrahman b. Avf’dan tahric etti, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Yemin ederim ki Allah Benim soyumdan bir adam gönderecektir. O'nun dişleri aralıklı ve alnı geniştir. Yeryüzünü adaletle dolduracak ve malı bol bir şekilde dağıtacaktır. • Dilinde pelteklik olacağı 3.4--- Keza (N. b. Hammad) Ebu Tufeyl’den tahric etti: Resulullah (s.a.v.) Mehdi’yi anlattı, dilinde pelteklik olacağını ve kelimeyi telaffuz ona zor geldiğinde sağ elini sol uyluğuna vuracağını söyledi ve ismi ismim, babasının adı Babamın adıdır buyurdu. • Bacaklarının aralıklı olduğu 3.10--- Abdül Gafir Farisi Mecma-il Garaib kitabında ve İbni Cevzi Fi’l Garibil Hadis’de ve İbnül Esir’de Nihaye’de tahric ettiler, Hz. Ali Hadisi hakkında dediler ki: Hz. Mehdi, Hz. Hasan’ın soyundandır. Bacakları aralıklıdır. • Tavrının Beni İsrail ricaline benzeyeceği 3.3--- Naim b. Hammad, Abdullah b. Haris’den tahric etti, Buyurdu ki: Mehdi sanki Beni İsrail’den bir reculdür. (Tavrı onlara benzer, yani heybetli ve acar) • Hz. Mehdi’nin Allah’dan çok korkan bir kimse olduğu 3.11--- Naim b. Hammad, Kab’dan tahric etti. Buyurdu ki: Mehdi, gerges kuşunun kanadı ile titremesi gibi, Allah’dan çok korkan bir kimsedir. • Hz. Mehdi’nin diğer vasıfları 3.6--- Keza (N. b. Hammad) Hz. Ali bin Ebi Talib’den tahric etti. O dedi ki: Mehdi’nin doğum yeri Medine’dir, Peygamber (s.a.v.)’in Ehli Beytindendir. İsmi Peygamber (s.a.v.)’in ismidir. Hicret edeceği yer Beytül Makdis (Kudüs)’dir. Sakalı sıktır, gözleri sürmeli olacaktır. Dişleri parlaktır, yüzünde bir ben vardır. Omuzunda Peygamber (s.a.v.)’in alameti vardır. Peygamber (s.a.v.)’in softan bayrağı ile çıkacaktır. O bayrak dört köşeli olup dikişsizdir ve rengi de siyahır. O’ndan bir hicr (hale) bulunur. O Resulullah (s.a.v.)’in vefatından beri açılmamış olup Mehdi çıkınca açılacaktır. Allah üçbin meleği Mehdi’ye yardım için gönderecek ve melekler O’na muhalefet edenlerin yüzüne ve arkasına vuracaktır. O, yaşı otuz ile kırk arasında (kırk yaşında) olduğu halde gönderilecektir. • Büyüklerin ve küçüklerin temennileri 1.40--- Keza (N. b. Hammad) Sabah’dan tahric etti, O dedi ki: Mehdi, insanlar arasında otuz dokuz yıl bekler. (Kırk da çıkar). Küçükler büyük, büyükler de küçük olmak temennisinde bulunur. 2.27--- Naim b. Hammad, İbni Abbas’dan tahric etti ki: Mehdi Bizim Ehli Beyt’ten bir gençtir. İhtiyarlarımız ona yetişmeyecek, gençleriniz ise onu ümid edeceklerdir. Allah dilediğini yapacaktır. • Yer ve gök ehlinin O’ndan razı olacağı 2.16--- Ravyani, Müsned isimli eserinde ve Ebu Naim Huzeyfe’den tahric etti, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Mehdi Benim evladımdan bir Reculdür. Rengi arabi, cismi İsraili cismidir. Sağ yanağında parlayan yıldız gibi bir ben bulunur. Evvelce zulümle dolu olan yer yüzünü adaletle dolduractır. O’nun hilafeti döneminde yer ve gök ehli, havadaki kuşlar bile O’ndan razı olacaktır. III. BÖLÜM HZ. MEHDİNİN ZUHURUNDAN ÖNCEKİ ALAMETLER 1- GÖRÜLECEK FİTNELER • Ahlas (Deveçulu) Fitnesi 4.3--- Naim b. Hammad, Ebu Said-ül Hudri’den tahric etti. O dedi, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Benden sonra fitneler görülecektir. O fitnelerden biri de “Ahlas” (Deveçulu) fitnesidir. Orada harb ve hicretler olur. Sonra ondan daha şiddetli bir fitne olur, ha kesildi denirken, sonra daha da devam eder ve fitnenin girmediği hiç bir ev ve dokunmadığı hiçbir müslüman kalmaz. Bu hal Itretimden (soyumdan) bir Recul çıkana kadar devam eder. • Devam edip giden fitneler 1.1--- Tabarani Evsad’da Talha bin Ubeydullah’dan, O da, Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etti ki: Henüz bir tarafta sönmeden, diğer tarafta alevlenen fitmeler görülecek ve semadan bir münadinin, “Emriniz filan nedir” şeklindeki nidasına kadar böyle devam edecektir. 1.6--- Naim b. Hammad, Said bin Müseyyeb’den tahric etti. Buyurdu ki: Başlangıcı çocuk oyuncağı gibi basit olan, fakat, bir tarafta sükunet bulsa da, diğer tarafta genişleyerek devam eden ve ancak semadan bir münadinin üç defa “Uyanın, falan Emir sizin gerçek emirinizdir” diyinceye kadar sona ermeyen fitneler görülür. 1.9--- Naim b. Hammad, İshak b. Yahya’dan, O da annesinden (ki, O eski ulemadan idi) ricayet ettiler ki: Zübeyr öldürüldüğünde ben anneme bu fitnenin bizim helak edeceğini söylediğim zaman, O “hayır ey oğlum” dedi. Bundan sonra öyle bir fitne var ki, insanlar onda helak olur. İşler semadan bir münadinin “Falana uyunuz” demesine kadar düzelmez. 4.2--- Tabarani, Avf b. Malik’den tahric etti, Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Tozlu, dumanlı karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takip edecek, tabi. Ehli Beytimden kendisine Mehdi denilen bir zat çıkıncaya kadar. Şayet O’na yetişirsen, O’na tabi ol ve hidayete erenlerden ol. • Kılıçla çatışmaya dönüşen fitneler 4.1--- İbni Ebi Şeybe, Ebi Celd’den tahric etti, O dedi ki: Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takib eder, ve birinciler sonuncuların kılıçla çatışmaya dönüşünü kamçılar, ve bundan sonra bütün haramların helal sayılacağı bir fitne gelir. Sonra da hilafet, yeryüzünün en hayırlısı olan Mehdi’ye evinde otururken gelecektir. • Fitnelerin en şerlisi 4.7--- Dani, Hakem b. Uyeyne’den tahric etti, O dedi ki: Ben Muhammed b. Ali’ye dedim ki, “İşittiğimize göre sizden bir adam çıkacak, bu ümmet arasında adalet yapacak” O dedi ki: “Biz de insanların umduğunu ummaktayız ve ümid ediyoruz ki, dünyadan bir gün bile kalsa, Allah Teala o günü uzatır, ta ki bu ümmetin umduğu olsun.” Ancak ondan önce fitneler görülecektir. Bu fitnelerin içinde en şerlisi, bir kişinin mü’min olarak akşama ermesi, ama sabah kafir alarak kalkması ve mü’min olarak sabahlaması fakat, kafir olarak akşama ulaşmasıdır. • Hz. Mehdi’nin insanlar için en sevgili kimse olması 4.8--- Dani, Seleme b. Züfer’den tahric etti, Dedi ki: Bir gün Huzeyfe’nin yanında Mehdi’nin çıktığı söylendi. O dedi ki: Siz, eğer aranızda Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ashabı olduğu halde O çıkarsa felah buldunuz. Muhakkak ki O, insanların karşılaştıkları şerler sebebi ile, Gaibin (Mehdinin) kendilerine insanların en sevgilisi olmadıkça çıkmayacaktır. • Küfe mescidinin duvarının yıkılması 4.9--- Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali (r.a.)’den, Buyurdu ki: Küfe mescidi’nin Abdullah b. Mes’ud’un evinin tarafındaki duvarı yıkıldığında, o zaman, o kavmin mülkünü kayb etmesidir ve o mülkün zevali sırasında da Mehdi huruc eder. • Açıkça Allah Teala’yı inkar edecek kimseler olacağı 4.6--- Keza (N. b. Hammad), Ebu Hureyre’den tahric etti, Dedi ki: Açıkça Allah Teala inkar edilmedikçe Mehdi’ye biat edilmez. • Mısır’da Kureyş’ten çıkacak bir adam hadisesi H.30--- Deylemi, Ebu Ali Merdani’den (ravi silsilesi ile) O da Ebu Zer’den, O da Resulullah (s.a.v.)’den rivayet ettiler. Buyurdu ki: Mısır’da Kureyş’ten bir adam çıkar, çökük burunludur. Mağlup olur ve mülkünü zail eder ve Rum’a kaçar. Onları alıp İskenderiyye’ye getirir ve müslümanlarla savaşır ve ilk melhame bu olur. H.31--- İbni Asakir Tarih’nde, Ebu Zer’e dayanan ravi silsilesi ile rivayet ettiler. Resulullah (s.a.v) buyurdu: Mısır’da Emevi soyunda burnu çökük birisi çıkar. Mağlup olur veya mülkünü zail eder, Rum’a kaçar. Onları İskenderiyye’ye getirir ve Ehli İslam ile savaşırlar. Bu melhamelerin ilki olur. (Bu Allahu ağlem, 1879’da Mısır’da başa gelen. Mehmed Tevfik Paşa ile ilgili olaylar olsa gerek) 2- FIRAT NEHRİNDE ALTINDAN BİR DAÐIN ORTAYA ÇIKMASI • Dört türlü fitne, altın madeni fitnesi 4.31--- Naim b. Hammad Fiten’ninde sahih bir senetle Müslim’den nakille Hz. Ali (r.a.)’den tahric etti. Buyurdu ki: Fitheneler dörtdür. Bolluk fitnesi, darlık fitnesi, keza bir fitne ve altın madeninin zikri. Sonra da Peygamber (s.a.v.)’in soyundan Birisi çıkar ve Allah O’nun eliyle insanların işini ıslah eder. • Fırat'ın altından bir dağ ortaya çıkarması 4.24--- Ebu Hureyre (r.a.)'dan rivayetedildi Rusulullah (s.a.v.) buyurdu: 4'üncü fitne on sekiz gün (veya/yıl) sürer. Sonra açılır. O zaman Fırat altından bir dağı ortaya çıkarmış olur. Ümmet ona üşüşür. Bunun üzerine her dokuzdan yedisi öldürülür. • Fırat’ın ortaya çıkaracağı altın’dan kimsenin bir şey almaması emri 4.28--- Fırat altından bir hazineyi nerede ise ortaya çıkaracak. Kim onda hazır bulunursa ondan bir şey almasın. (Bu hadise Buhari ve Müslim’de tahric etmişlerdir.) 4.29--- Ebu Davud, Ebu Hureyre’den tahric etti. Buyurdu: fırat altından ve gümüşten bir dağı ortaya çıkaracak. Bunun üzerinde her dokuzundan yedisi öldürülür. Siz ona yetiştiğinizde ona yaklaşmayın. (Bu hadisi Naim b. Hammad’a Ebu Hureyre’den nakille Fiten isimli kitab’da yazmaktadır.) • Fırat'ın altınları mücadelesinde her yüz’den doksan dokuz’un öldürüleceği 4.25--- Naim b. Hammad Fiten isimli Kitabında tahric etti ki: Fırat neredeyse altından bir dağı ortaya çıkaracak, insanlar bunu duyduklarında oraya gelirler ve oradaki bir kimse: “Vallahi insanlar bırakılsa bunun hepsini alıp götürebilirler” der. Bunun üzerinde bir birbiriyle savaşırlar. Bu savaşta her yüz kişiden doksan dokuzu ölür. (Bu hadisi Ahmed b. Hanbel’de tahric etmiştir. ) 4.30--- Fırat altından bir dağı ortaya çıkarır. Onun üzerinde insanlar çarpışırlar. Her yüzden doksan dokuzu’nun öldürülür. Kıyamet ancak gündüzün kopacaktır. (İbn Asakir, Ebu Hureyre’den tahric etmiştir.) 4.27--- Tabarani, Übey’den tahric etti. Dedi ki: Üzerinde insanların her yüz’den dokan dokuz’unun öldürüleceği altından bir dağı Fırat ortaya çıkarmadıkça kıyamet kopmaz. Onlardan herbirisi “Keşke ben almış olsaydım” diyecektir. (Müslim de bu hadisi Ebu Hureyre’den tahric etmiştir.) 4.26--- Müslim, Ubey’den tahric etti. Dedi ki: Fırat altından bir dağı açığa çıkarmadıkça kıyamet kopmayacaktır. O zaman insanlar onun üzerinde savaşacak ve her ondan dokuzu ölecektir. (Bu hadisi İbni Mace’de Ebu Hureyre’den rivayet etmiştir.) 3- HZ. MEHDİ’NİN ZUHUR ZAMANINI VEREN ALAMETLER ZUHUR SENESİNİ VEREN ALAMETLER • Yedi yıl devam edecek olan 4. Sulh’dan sonraHz. Mehdi’nin zuhur edeceği 2.15--- Ebu Naim, Ebu Umame’den tahric etti, Resulllah (sav) buyurdu: Sizinle insanlar (Bir nüshada Rumlar deniyor) arasında dört sulh olacak, dördüncü sulh, Heraklius ehlinden bir adam vasıtası ile olur ve bu yedi yıl devam eder. Bir adam, “Ya Resullullah (sav) O gün insanların imamı kimdir?” dedi. Buyurdu ki: Evladımdan kırk yaşında Mehdi’dir. Yüzü parlayan yıldız gibidir, yanağında siyah bir ben vardır, üzerinde kutvani iki aba bulunur. Tavrı beni İsrail ricaline benzer hazineleri çıkarır ve şirk beldelerini feth eder. (Tavrı Beni İsrail ricaline benzemesi, onlar gibi heybetli ve acar manasına gelmektedir.) • Kuyruklu yıldızın görülmesinin zuhur alameti olduğu 4.19--- Naim, Kaab’dan tahric etti. Dedi ki: Mehdi’nin çıkışından önce, şarktan parlak kuyruklu bir yıldız doğacaktır. • Siyah bayraklı ordunun çıkışı ile Mehdi’nin zuhuru arasında 72 ay olduğu 7.17--- Naim b Hammad, Muhammed b. Hanefi’den tahric etti, O şöyle dedi: Beni Abbas’a ait siyah bayraklı bir başka ordu çıkar. Sonra HorasanDan yine siyah bayraklı bir başka ordu çıkar. Onların sarıkları siyah, elbiseleri beyaz olur. Ve başlarında Şuayb b. Salih Temimi bulunur. Süfyani’nin ordusunu yenerek Beytül Makdis’e iner. Mehdi’nin saltanatını hazırlarlar. Şam’dan üçyüz kişi de O’na yardım eder. Bu ordunun çıkışı ile Mehdi’ye saltanatın teslimi arasında yetmiş iki ay vardır. AYLARA GÖRE ALAMETLER • Hz. Mehdi’nin gelişinden önceki aylarda zuhur edecek alametler 6.13--- Dani, Şehr b. Havşeb’den tahric etti. Dedi ki, Resullullah (sav) buyurdu: Ramazanda bir seda, Şevvalde bir ses, Zilkadede kabileler arasında savaş olur. Hacılar talana uğrar. Mina’da ölülerin çok olacağı bir savaş olur, öyleki orada taşları kan gölü içinde bırakacak, kadar kan akar. İnsanlar nihayet Mehdi’ye gelirler ve Rükun ile Makam arasında, kendisi istemediği halde, O’na biat ederler. “Eğer kabul etmezsen boyununu vururuz” derler. Yer ve gök ehli O’ndan razı olur. Zuhuru tekaddün eden Ramazan ayındaki alametler • Ramazan’da görülecek ay ve güneş tutulmaları 4.15--- Darekutni Sunen’de Muhammed b. Ali’den tahric etti. O şöyle dedi: Bizim Mehdimiz için iki alamet vardır ki, Allah semavat ve arzı yarattığından bu yana böyle bir şey vaki olmamıştır. Bunlar Ramazanın ilk gecesinde ay, yarısında ise güneş tutulmasıdır. Allah semavat ve razı yarattığından beri böyle bir şey olmamıştır. 4.20--- Naim, Şureyk’den tahric etti. Dedi ki, bana ulaştı ki: Mehdi’nin çıkışından önce, Ramazan’da iki kez ay tutulması olacaktır. • Şark’tan boynuz şeklinde bir yıldızın doğuşu 4.17--- Naim b. Hammad Fiten’de, ve Ebu Cafer, Muhammed b. Ali (r.a.)’dan tahric ettiler. Buyurdu ki: Abbasi, Horasan’a ulaştığı zaman Şarkta boynuz şeklinde bir yıldız çıkar. Bu yıldız, ilk çıktığında Allah Nuh kavmini helak etmiştir. Hz. İbrahim ateşe atıldığında da çıkmıştır. Firavun kavmi yok edildiğinde ve Yahya b. Zekeriya öldürüldüğünde de görülmüştür. Siz o yıldızı gördüğünüzde fitnelerin şerrinden Allah’a sığının. O yıldızın doğması güneş ve ay tutulmasından sonra olacaktır. Sonra fitneler “alaca karga” Mısır’da zuhur edinceye kadar devam eder. • Geceleyin, doğudan bir ateşin görülmesi 4.21--- Ali oğlu Ebu Abdullah Hüseyin (ra)’dan rivayet edildi. Buyurdu ki: Semadan bir alamet gördüğünüzde ki o doğudan geceleri doğan büyük ateştir. O zaman insanlar ferahlanacaklar. O alamet Mehdi’nin çıkışı demektir. 4.18--- Kesir İbn : Mürne El Huderi’den Buyurdu ki: Ramazandaki olayların alameti, kendisinden sonra insanlar arasında ihtilafın olacağı semada bir alamettir. Sen ona yetişirsen azığını gücün yettiği kadar çoğalt. (Naim b. Hammad’da bu hadisi tahric etti) 4.22--- Ebu Cafer b. Muhammed b. Ali (r.a.)’dan rivayet edildi. Buyurdu ki: Siz üç veya yedi gün, doğudan bir ateşi gördüğünüz zaman Al-i Muhammed’in çıkmasını bekleyiniz, inşaAllah’ü Teala, bir münadi Mehdi’nin ismi ile semadan nida edecek ki, doğuda batıda olan herkes bu sesi işitecek. Öyleki korkudan, uykuda olanlar uyanacak, ayakta olan çökecek, oturan ise ayağa fırlayacaktır. O sesi işitip de “icabet eden” kimseye Allah rahmet etsin. Zira bu birinci ses Cebrail’in sesidir. • Semadan bir münadinin seslenişi 1.5--- Naim, Hz. Ali (r.a.)’dan rivayet etti ki: Semadan bir münadi “Hak Al’i Muhammed’dedir” şeklinde bağırdığı zaman Mehdi (a.s.) zuhur eder, herkes sadece O’ndan konuşur, O’nun sevgisini içer ve O’ndan başka bir şeyden bahsetmezler. 1.7--- Keza (N.b. Hammad) Ebu Cafer’den tahric etti, buyurdu ki: Semadan bir münadi “Hak Al’i Muhammed’dedir”, yerden de bir münadi “Hak Al-i İsa’nın veya Abbas’ındır” (Ravi burada şüphe etti) diyecektir. Yerden gelen ses şeytanın kelimesi, semadan gelen ses ise Allah’ın yüce kelimesidir. • Ramazan 15'inci gecesinde duyulacak ses 1.8--- Muhammed b. Ali’den, Buyurdu ki: O malum ses, Ramazan ayında Cuma gecesinde olursa onu dinleyin ve itaat edin. Eğer gündüzün sonunda olursa, o mel’un İblisin “Falan adam mazlum olarak öldürüldü” şeklinde nidasıdır. Bu sesin amacı, insanları şüphe ve fitneye düşürmektir. O günde niceleri tereddüt ve şaşkınlık içinde kalacaktır. O, birinci sesi Ramazanda işittiğinizde, ondan şüphelenmeyin zira o Cebrail’in sesidir ve bunun alameti Mehdi’nin ve babasının ismini zikretmesedir. • Güneşin alamet olarak doğması 4.14--- Naim b. Hammad ve Ebil Hasenil Harbi Harbiyat isimli eserlerinin birinci faslında Ali b. Abdullah b. Abbas’dan tahric ettiler. O dedi ki: Mehdi, güneş bir alamet olarak doğmadıkça çıkmaz. 4.16--- Hafız Ebu Bekir b. Ahmet b. Hasan El-Beyhaki ve Hafız Ebi Abdullah ve Naim b. Hammad Abdullah Abbas (r.a.)’dan tahric ettiler, Buyurdu ki: Güneş alamet olarak doğmadıkça, Mehdi çıkmayacaktır. • Zilkade ayında kabile savaşlarının başlaması 6.1--- Naim b. Hammad ve Hakim, Amr b. Şuayb’dan, O babasından, babası da dedesinden tahric etti, şöyle dedi Resullulah (s.a.v.) buyurdu: Zilkade ayında kabileler savaşır, Hacılar kaçırılır, melhameler olur. Sahipleri (Mehdi) çekinir ve neticede istemediği halde Ehli Bedir sayısınca insan Ona, Rükun ve Makam arasında, biat eder. Yer ve gök ehli de ondan razıdır. • Medine’deki büyük vak’a 4.5--- Keza (N.b. Hammad) Ebu Hureyre’den tahric etti. Buyurdu ki: Medine’de büyük bir vakıa olur. Öyleki yağ taşları kan içinde kalır. Bu vak’ada bir kadının öldürülmesi, bir kırbacın sallanması kadar kolaydır. Bu olay Medine’den yirmi dört mil kadar yayılır. Sonra Hz. Mehdi’ye biat edilir. • Sufyani ordusunun Medine’yi harap ettikten sonra Beyda’da yere batışı 4.38--- Muhammed b. Samid’den, dedi ki: Ben Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali (r.a.)’a dedim: “ Bu işin önünde alametler var mıdır?” –ki Mehdi’nin zuhurunun kasdediyor- Dedi ki: “Evet” dedim. “Nedir onlar?” Dedi ki: “Beni Abbas’ın helakı, Sufyani’nin çıkması, Beyda’da batma” Ben yine “Sana canım kurban olsun, bu işin uzamasından korkuyorum” dedim. Dedi ki: “Bu iş tesbih taneleri gibi arka arkaya gelir.” • Hz. Mehdi’nin zuhuru için beş alamet 4.37--- Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali (r.a.)’dan: Buyurdu ki: Mehdi’nin beş alameti bulunur. Bunlar, Süfyani, Yemani, semadan bir sayha, Beyda’da ordunun batışı ve günahsız insanların öldürülmesidir. (Mina’da hacıların öldürülmesi) • Zilhicce ayında hacıların öldürülerek talana uğratılması 4.32--- Ebu Naim, Hz. Ali (r.a.)’dan tahric etti. Buyurdu ki: Mehdi her dokuzdan yedi öldürülünceye kadar çıkmaz. Günahsız insanların öldürülmesi onlardandır. 4.33--- İbni Ebi Şeybe, Mücahid’den tahric etti. Peygamber (s.a.v.)’in ashabından bir adam bana dedi ki: Günahsız insanlar öldürülmeden Mehdi çıkmaz. Günahsızlar öldürüldüğünde, onların öldürenlere yer ve gök ehli buğz ederler. Mehdi insanlara gelir de onu yeni gelin gibi aşk ve muhabbetle kucaklarlar. O yeryüzünü adaletle ve nesafetle doldurur. Arz nebatatını çıkarır, gökde yağmurunu yağdırır. Ümmetim daha önce görülmemiş biçimde nimetlenir. 4.34--- Ammar b. Yasir (r.a.)’dan: Günahsız insanlar katledildiği ve kardeşi de Mekke’de öldürüldüğü zaman semadan bir münadi: “Emiriniz filandır. İşte bu yeryüzünü adaletle dolduracak olan Mehdi’dir.” Diye nida eder. (Bu hadisi İmam Ebu Abdullah, Naim b. Hammad da Fiten isimli kitabında bunu tahric etti.) • Muharrem’de Kabe’de Hz. Mehdi’nin biatları kabul edişi 6.6--- Keza (N.b. Hammad) Abdullah b. Amr’dan tahric etti. O şöyle dedi: “İnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın Hac ederler.” Mina’ya indiklerinde etrafları, köpeklerin sarışı gibi, sarılıp, kabilelerin birbirine girmesi ile büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalır. İnsanlar endişeyle onların en hayırlısına koşarlar. Ve ona geldiklerinde O’nu Kabe duvarına yapışmış ağlar bir halde bulurlar. Peygamber (s.a.v.) buyurur ki: Ben O’nun göz yaşlarını adeta görür gibiyim. O’na “Gel sana biat edelim.” Derler. O ise, “Yazık size, ne kadar söz bozdunuz, ne kadar kan döktünüz.” Der ve sonra istemediği halde biatlarını kabul eder. Eğer siz O’na yetişirseniz O’na biat ediniz, çünkü O yerde de gökte de Mehdi’dir. 4– “İkdiddurer” İSİMLİ KİTABINDAKİ ALAMETLER (Sahih Hadis-i Şeriflerden özetlenmiş olarak) • Doğudan gelen Moğol istilası 5.1--- Çok acıklı durumlar ve elim manzaralar görülür. Fitneler arka arkaya devam eder. Doğudan bir İlç (acem diyarındaki kafirlerden kuvvetli birisi) çıkar ve Beni Abbasın mülkünü yok ederek geçtiği her şehri feth eder. Karşısında hiç bir bayrak barınamaz. Geçtiği her beldeyi yakıp yıkar, istediği herşeyi elde eder. Allah ondan ve O’na tabi olanlardan merhamati kaldırmıştır. Kendisine isyan edeni zulme uğratır. Bunlar ağlayana merhamet etmez, şikayetçi olanlara da cevap vermez. Ana, baba, kız, erkek herkesi öldürür ve Acem ve Irak beldelerini feth ederek ümmete acıklı azab tattırırlar. Bunların arasında fitne, şiddet, helak ve kaçmalar olur. Ne zaman bitti denilir, genede devam eder gider. Bu olaylar o denli şiddetleniri ki içine girmedikleri bir ev ve zararı dokunmakdık bir müslüman kalmaz. Çok keskin kılıçların ve şiddetli ihtilaflarla umumi belaların gelmesi, bu olayların özelliklerindendir. (O zaman) Çürümüş kemiklere ve gıbta edilir. • Altmış yalancının çıkışı 5.3--- Her birisi kendinin Tek Mabud olan Allah’dan, Resul olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancının çıkması. • Doğuda, Semada üç gece görünen bir ateşin çıkışı 5.2--- Doğuda, semada üç gece görünen büyük bir ateşin çıkması. 5.7--- Mutad şafak kızıllığı gibi olmayan bir kırmızılığın semada görülüp ufukta yayılması. • Ramazanın 15'inci gecesinde duyulacak bir seda 5.14--- Ramazanın yarı gecesinde (15'inci gecede) uykuda olanı uyandıran ve uyanıkları da korkutan bir seda. 5.11--- Semadan, arz ehline, şamil olan bir ses ki, herkes bunu kendi lisanı ile işitir. • Ramazanın ortasında güneşin, sonunda ise ayın tutulması 5.20--- Halka ibret olsun diye, Güneş’in oruç ayının ortasında ayın ise sonunda tutulması, Allah Teala Adem (s.a.v.)'i yeryüzüne indireliberi bu iki alamet vukua gelmemiştir. • Şevvalde savaş nidaları, Zilhiccede çarpışmalar ve hacıların talana uğrayarak öldürülmesi Cemaziyül ahir ve Recep’de hayret verici olaylar görülmesi. 5.15--- Şevval’de savaş naraları, Zilhiccede harb ve kıtal olur, yine Zilhicce’de Hacı talana uğrar, hatta caddelerde kandan geçilmez ve haramlar çiğnenir. Beytül Muazzamın yanında büyük günahlar işlenir. Yine Cemadül sani ve Recep aylarında da pek çok hayret verici şeyler görülür. Hercümerç çoğalarak devam eder. Üçten biri öldürülür üçten biri de ölür. Baştaki sorumluların hepsi de zalim olur. Kişi mümin akşamlar, kafir olarak sabahlar. • Süfyani’nin kuru bir vadiden çıkışı 5.22--- “Ciğerleri yiyenlerin oğlu” olan Süfyani kuru bir vadiden çıkar. Kelp kabilesinden abus çehreli, sert kalpli adamlardan bir ordu düzenler ve bunlar her tarafa zulmederler. O; medrese ve mescidleri yıkar, rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır. Zulüm, fesad ve fısk çıkarır. Alim ve zahidleri katleder, pek çok şehri de işgal eder. Kan akıtmayı helal kılarak, Ali Muhammed’e düşman kesilir. Temiz insanlara ihaneti tecviz eder. • Büyük şehirlerin yıkılışı 5.18--- Büyük şehirler, dün sanki yokmuş gibi helak olur. Süfyani ile ordusu kalabalık beş kabileyi istila eder. • Kafirlerin Arab yarımadasına inişi, halifenin öldürülmesi 5.16--- Kafirler Arab yarımadasına inerler, ordular düzenlenir, halife öldürülür, dertlerde büyür. Şam surları üzerine bir münadi “Yaklaşan şer’den dolayı vay arabların haline” der. • Şam’da Haresta köyünün batması 5.4--- Şam karyelerinden Haresta denilen bir köyün batması. 5.9--- Pek çok insanı yok eden bir batma olması. • Süfyani ordusunun Medine ile Mekke arasında Beyda denilen yerde yere batışı 5.23--- Süfyani’nin ordusunun ve onunla bulunanların Beyda’da batması. • Rükun ile Makam arasında bir Haşimi’ninöldürülmesi 5.19--- Rükun ile Makam arasında bir Haşimi öldürülür • Fitnelerin en sonuncusunun günahsız Hacıların öldürülmesi olduğu 5.24--- Bu fitnelerin en sonuncusu “Günahsız insanların” öldürülmesidir ki, artık o zaman kendisinden herkesin razı olacağı bir gidişatta olan Hz. Mehdi çıkar. • İkdiddurer’de zikredilen diğer alametler 5.5--- Doğu’dan ay’ı ışıklandıran bir yıldızın doğması, sonra bu yıldız eğrilir, öyleki iki ucu birbirine yakın olur veya hemen hemen birleşir. 5.8--- Selam şehrinin kerh tarafından bir köprünün yapılması ve siyah bir dumanın yükselmesi 5.6--- Kufe mescidinin, Abdullah İbn Mes’ud’un evi tarafındaki duvarının yıkılması. 5.10--- Fırat nehrinin durdurulması, ve onun suyunun Kufe’ye girip şehri harap etmesi. 5.21--- Kufe ve Hire arasında da pekçok fitneler, korkulu durumlar ve cinayetler görülmesi. 5.12--- Bid’at ehli bir kavmin suretinin değişmesi. 5.13--- Kölelerin, efendilerinin itaatından çıkması. 5.17--- Kinde soyundan topal bir adamın, batı tarafından çıkıp zafer bayrakları ile Mısır’ın üzerine galip gelmesi. IV. BÖLÜM SÜFYANİ FİTNESİ Hz. Mehdi’nin zuhuruna çok yakın (bitişik), fitnelerden bir diğeri de, Süfyani denilen bir kimsenin Şam’da emirliği ve bir ordunun Beyda’da (Medine ile Mekke arasında bir yer) yere batması ve kendisinin işin sonunda Mehdi tarafından ölürülmesidir. Bu alametler tevatür (kesinlikle) hududuna yakındır. 1- SÜFYANİ’NİN ŞAM’DA ÇIKIŞI • Süfyani’nin Şam’ın ortasından çıkacağı 4.48--- Hakim, Ebu Hureyre’den tahric etti, Dedi ki Resullullah (s.a.v.) buyurdu: Şam’ın ortasından, adına Süfyani denilen ve kendisine tabi olanların çoğunun Kelb Kabilesinden olacağı birisi çıkar. O insanları öldürür, hatta kadınların karınlarını deşip çocuklarını katleder. Sonra onunla savaşmak için bir ordu toplanır ve onu öldürür. • Süfyani’nin vasıfları 4.36--- Emiril Mü’minin Hz. Ali b. Ebi Talib (r.a.)’dan, Buyurdu ki: Süfyani, Halibi b. Yezib b. Ebusüfyan’ın evladındandır. Kafası oldukça büyüktür. Yüzünde kaşıntılı bir hastalıktan (çiçek bozuğu) eser vardır. Gözünde de beyaz bir nokta bulunur. Şam şehrinden çıkacaktır. Ona tabi olanların çoğu Kelb’dendir. Kadınların karınlarını deşip çocuklarını öldürür, kendisine karşı toplanan Kays kabilesini de iyice yok eder. (İşte o zaman) Ehlibeytim’den Harem de bir Recul çıkar. Onun haberi Süfyani’ye ulaşınca, Süyfani ona karşı ordusundan bir ordu gönderir. Ancak Mehdi, bu orduyu hezimete uğratır ve bunun üzerine Süfyani yanındakilerden bir orduyu, O’na karşı tekrar gönderir. Ancak bu ordu arzdan Beyda’ya vardıklarında yere batırılır ve kendilerinden haber getirecekler dışında kimse sağ kalmaz. Bu hadisi, İbni Abdullah Hakim, Müstedrek’de tahric etmiş ve Buhari ve Müslim’in hadislerin doğruluğu ile ilgili şartları dahilinde bu hadisin sahih olduğu belirtmiştir. Fakat Buhari ve Müslim bu hadisi almamıştır. • Süfyani’nin rüyası 4.41--- Naim b. Hammad Fiten’de nakletti. Ebu Meryeme’den, o da kendi şeyhlerinden rivayet etti ki: Süfyaniye rüyasında “Kalk ve ortaya çık” denilir. Kalkar ancak kimseyi bulamaz, ikinci bir rüya ile ayni şeyi görür, yine kimseyi bulmaz, üçüncü bir rüyada ise “kalk çık ve kapının önüne bak” denilir. Kalkıp kapıyı açtığında ellerinde bayraklarla yedi ila dokuz kişiyi görür, bunlar Süfyani’ye “Biz senin ashabınız” derler. Süfyani onlarla beraber çıkar ve vadinin muhtelif yerlerinden bir çok insanda kendisine tabi olur. Allah kendisine karşı Şam sahibini çıkarır, ona karşı gelir savaşır, sancağına baktığı zaman, Süfyani onu hezimete uğratır. • Süfyani’nin çıkışının, Hz. Mehdi’nin zuhur alametlerinden olduğu 4.53--- Naim b. Hammad, Kaab’dan tahric etti, O şöyle dedi: Beni Abbas’ın değirmeni döndüğü zaman, bayrak sahipleri atlarını Şam’da zeytin ağaçlarına bağladığı zaman ve bu ordu ile Allah’ın, “Esheb ve ailesinin” yok ettiği zaman, onlardan kaçacak ve saklanacak kimsenin kalmadığı zaman, Caferiler ve Abbasiler düştüğünde, “Ciğer yiyen oğullarının” (Süfyaninin) Şam minberine oturduğunda Berberi kavmi de Şam’a geldiği zaman, işte bu Mehdi’nin çıkış alametidir. 4.13--- Ebu Kubeyl’den rivayet edildi. Buyurdu ki: Beni Haşimi’den bir adam Melik olur ve Beni Ümeyye’yi öldürür. Onlardan azıcık bir şey kalır, onlardan başkasını öldürmez. Sonra Beni Ümeyye’den birisi çıkar ve bir kişiye karşılık iki kişiyi öldürerek, kadınlardan başkasını sağ bırakmaz. Sonra ise Mehdi gelir. (Bu hadisi, İmam Ebul Hasen ve Ahmed b. Cafer el-Münadi Melahim isimli kitapta tahric etmiştir.) • Süfyani’nin çıkış alametleri 4.51--- Naim, Ammar b. Yasir’den tahric etti, O şöyle dedi: (Mehdi’nin alameti) Türk size hücum ettiği zaman, malı toplayan halifeniz öldüğü zaman, o halifeden sonra iki yıl içinde de azledilecek olan zayıf bir adam başa geçtiği zaman, Şam’ın batısında batma olduğu zaman, Şam’dan üç kişi çıktığı zaman, Batı insanları da Mısır’a çıktığı zaman, bunlar Süyfani’nin alametleri olacaktır. • Süfyani’nin çıkış şekli 4.40--- Naim b. Hammad, Halid b. Said’den tahric etti. Dedi ki: Süfyani elinde, vurduğu kimseyi öldürecek, üç kılıçla çıkar. 4.60--- Keza (Naim b. Hammad), Ebu Hureyre’den tahric etti. O dedi ki: Süfyani’de Mehdi’de iki yarış atı gibi çıkarlar ve arkalarından gelenlere karşı galip gelirler. 2- SÜFYANİ’NİN DOÐUDAKİ SAVAŞLARI • Süfyani’nin Fırat’ı ancak kafir olarak geçeceği 4.42--- Kab-ül Ahbar (r.a.)’dan, buyurdu ki: Süfyani, Fırat’ı ancak kafir olduğu halde geçer. (Bu hadisi, İmam Ebu Amr Ed-Dani Süneninde, Keza İmam Hüseyin b. Muhammed b. Abdullah el Kısai’de Kısas-ı Enbiya’sında nakletmektedir.) • Süfyani’nin Kufe’ye gireceği 4.49--- Naim b. Hammad, Ebi Ertad’dan rivayet etti ki: Süfyani Kufe’ye girer ve üç günlük bir işgalden sonra altmış bin kişiyi öldürür. Burada on sekiz gece kalır. Kufe’nin mallarının hepsini paylaştırır. Ancak Süfyani’nin Kufe’ye girişi Türkler ve Rumlarla “karkısa”da çarpışmasından sonradır. Sonra onların aralarına fitneler sokar ve onlardan bir grup Horasan’a döner. Süfyani öldürür, kaleleri yıkar, Kufe’ye girer. Sonra Horasan ehlini arar. Horasan’dan Mehdi’ye itaat edecek bir grup zuhur eder. Sonra Süfyani Medine’ye bir ordu gönderir, Peygamber (s.a.v.)’in soyundan bazı insanları Kufe’ye getirir. Sonra, Mehdi ve Mansur çıkıp kaçar ve Süfyani’de onları araştırır. Mehdi ve Mansur Mekke’ye vardığında Süfyani’nin ordusu da Beyda’da batmış olur. Sonra Mehdi Medine’ye gelerek Beni Haşim’den hapiste olanları kurtarır. Ve bu arada siyah bayraklılar çıkarak bir su kenarına varırlar ve bunu duyan Süfyani ile yakınları kaçarlar. Mehdi, bilahare Kufe’ye inerek buradaki Haşimileri kurtarır. Sonra Kufe havalisinden kendilerine “Usub” adı verilen bir cemaat çıkar ki silahlarını fark etmiş olan bir kısım Basralılar da bulunur. Böylece onlar Kufe halkından esir bulunanları Süfyanilerin elinden kurtarırlar ve ardından siyah bayraklı ordu biat için Mehdi’ye gelir. • Süfyani’nin Kufe ve Bağdat’tan sonra ordularını etrafa göndermesi 4.54--- Ebu Cafer rivayet etti. Dedi ki: Süfyani, Kufe ve Bağdat’a girdikten sonra ordularını etrafa gönderir, Horasan toprağındaki Maveraün nehir’den başında Emevi soyundan birisinin bulunduğu bir fırka Süfyani’nin ordusuna katılır. Onlar için Tunus’ta bir vak’a da Şırnakta görüldükten sonra, sağ avucunda bir ben bulunan Haşimi bir gencin komuta ettiği, siyah bayraklı bir ordu çıkar. Ve Allah bu ordunun işlerini ve yolunu kolaylaştırır. Sonra Horasan sınırında onların lehine bir vak’a olur. Bu Haşimi karayolu ile ilerler ve Şuayb b. Salih Temimi’nin komutasındaki bir başka ordu ile birleşerek, Estahir kapısındaki savaştan sonra Mehdi ile buluşurlar. Bu savaşlar atların ayaklarını kanlar içinde bırakacak şiddette olur. Yine Allah Teala, başında Beni Adiy’den bir adamın bulunduğu ve Sicistan’dan gelen bir orduya da yardım edecektir. Rey vak’asından sonra Medayinde de büyük bir vak’a olur. Kerkük’de de kurtulabilenin onu anlatacağı bir vak’a görülür ve sonra büyük bir katliam meydana gelir. Nuseybin arzında da bir vak’a olacak ve Ahvaz’da kendilerine “Usub” denilen hepsi de Kufe ve Basra’lı bir topluluk çıkıp Kufe’li esirleri kurtaracaklardır. • Süfyani’nin doğu halkı ile savaşları 4.55--- Keza (Naim b. Hammad) Demure bin Habib ve onun ****larından tahric etti, Dediler ki: Süyfani ordusunu, Horasan ve Fars toprağından doğu’nun bütün insanlarına karşı gönderir. Doğu halkı ile defalarca savaşır. Bu savaşlar devam ederken, doğu’nun en uç noktasında Beni Haşim’den birisine biat edilir. Beni Haşim’den olan bu genç, Horasan ehli ile beraber çıkar ve başlarına Şuayb b. Salih Temimi olur. Bu genç sarışın olup hafif sakallıdır. Beş bin kişilik ordusu vardır. Bu ikisi birleşirler ve Şuayb b. Salih Temimi komutan olur. Bunların karşısına dağlar çıksa ezilir. Süfyani’nin ordusu ile savaşırlar, ancak Süfyani galip gelir. Haşimi genç kaçar. Şuayb b. Salih’de saklanarak Kudüs’e gelir ve Hz. Mehdi Şam’a ulaştığında onun için Kudüs’de bir ev hazırlar. (Velid diyor ki: “Bu haşimi Mehdi’nin amcasıdır. Bazıları ise onun Mehdi’nin amcaoğlu olduğunu söylemişlerdir ve ölmeyerek hezimetten sonra Mekke’ye kaçtığını ve Mehdi zuhur ettiği zaman, onun da çıkacağını belirtmişlerdir.) 3– SÜFYANİ ORDUSUNUN MEDİNEDE BENİ HAŞİMDEN İNSANLARI ÖLDÜRMESİ • Süfyani ordusunun Medine’de Haşimileri öldürmesi 4.59--- Keza (Naim b. Hammad) Ebu Kubeyl’den tahric etti, Dedi ki: Süfyani, bir ordu göndererek, Medine’de Beni Haşim’den kim varsa öldürülmesini ister. Beni Haşim’den ele geçirilenler öldürülür ve geride kalanlar dağlara kaçarak Mehdi, Mekke’de çıkana kadar saklanırlar. Mehdi zuhur ettiği zaman Medine’den kaçan bu insanlar Mekke’de O’nun etrafında toplanırlar. 4.57--- Keza (N.b. Hammad) Hz. Ali’den tahric etti, Dedi ki: Medine’ye gönderilen bir ordu, Beni Haşim’den kadın ve erkekleri öldürür. Hz. Muhammed (s.a.v.) ehlinden bir kısmını da esir alır. O zaman Mehdi ve Mebis Medine’den Mekke’ye kaçarlar. Süfyani ise onları yakalamak için bir ordu gönderir. Ancak onlar Mescid-ül Harama varmış olurlar. • Süfyani’nin Medinelilerle Savaşı 4.58--- Keza (N.b. Hammad) Yusuf b. Zikarabat’dan tahric etti, Dedi ki: Şam’da bir halife olur Medine’lilerle savaşır. Medine ehli, kendilerine karşı bir ordunun gelmekte olduğu haberini alınca içlerinden yedi kişi Mekke’ye giderler ve saklanırlar. Medine reisi, Mekke reisine bu yedi kişinin kendisine ulaştığında öldürülmesini ister. Bu durum Mekke Reisinin ağırına gider ve bir gece kendisine sığınan bu yedi kişiye, önce “serbestsiniz, emniyetle gidiniz” der, onlar çıkarlar, ancak sonra ikisini geri çağırarak birini öldürür. Diğeri kaçarak arkadaşlarına yetişir ve hep beraber Taif’e giderek dağlarda barınırlar. İnsanlar onlarla irtibat kurar. Mekkelilerle savaşırlar fakat esir düşerek Mekke’ye geri getirirler. Bu yedi kişinin başkanı öldürülür ve geride kalanlar Beyda’da ordunun batma olayına kadar Mekke’de kalırlar. 4– SÜFYANİ ORDUSUNUN BEYDA’DA YERE BATIŞI • Süfyani ordusunun Beyda’da batışı 4.35--- Hakim, Ebu Hureyre’den tahric etti, Resullulah (s.a.v.) buyurdu: Şam’ın alt tarafından, kendisine Süfyani denen bir adam çıkar ve ona tabi olanların çoğu Kelb’den olur. Süfyani insanları öldürür ve hatta kadınların karınlarını deşerek çocukları katleder. Onlara karşı Kays toplanır ve onları da öldürür. Hatta zulmü o hale gelir ki kurtlar bile onu lanetlerler. Sonra Ehlibeytim’den olan Mehdi Harra’da çıkar ve bu haber Süfyani’ye ulaşır ve O Mehdi üzerine bir ordu gönderir. Ancak Mehdi Süfyani’nin ordusunu hezimete uğratır. Süfyani bunun üzerine yanındaki bütün askerlerini toplayarak O’nun üzerine tekrar bir ordu gönderir, fakat bu ordu Beyda’ya varınca yere batırılır. Onlardan ancak haberci kurtulur. • Süfyani ordusunun bir şahsı aramak için Medine’ye gelişi 4.44--- Bezzar, Hz. Enes (r.a.)’dan tahric etti, dedi ki: Bir gün Peygamber (s.a.v.) Ümmü Seleme’nin evinde uyurken birden uyanarak “Biz Allah içiniz ve Allah’a döneceğiz.” Dedi. Ümmü Seleme “Niçin böyle dediniz Ya Resullullah” dediğinde, Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Medine’li bir şahsı aramak için Irak tarafından gelen bir ordu sebebi ile ki, Allah Teala o ordudan o şahsı korur ve onlar Zülhuleyf’den Beyda’ya geldiklerinde yere batırılırlar. Onların önde olanları, arkadakilere yetişemedikleri gibi, arkadakiler öndekilere kıyamet gününe kadar yetişemezler. • Süfyani ordusundan 600 yabancı kimsenin olacağı 4.69--- Naim b. Hammad, İbni Abbas’dan tahric etti, O dedi ki: Medine reisi, Mekke’deki Haşimilere bir ordu gönderir, ancak Haşimiler bu orduyu hezimete uğratır. Bunun üzerine Şam’ın o günkü sahibi olan Süfyani, içinde altı yüz yabancı olan yeni bir orduyu tekrar Haşimi’lerin üzerine gönderir. Aydınlık bir gecede bu ordu çöle giderken, bir çoban farkederek “Vay Mekke’nin başına gelene” şeklinde söylenirken, ordunun birden gözünün önünden kaybolduğunu görünce “SübhanAllah kısa zamanda nasıl da yok oldular” diyerek onların battığı yere gelip ve yarısı yerde, yarıs yerin dışında kalmış bir yorganı yakalıyarak, çıkarmaya çalışır. Lakin çıkaramaz ve o zaman ordunun toprağa battığını anlar. Mekke reisine bunu müjdelemek için gider ve bunu duyan Mekke reisi “Elhamdülillah, bize kendisinden haber verilen alamet işte buydu” der. • Batan ordudan sadece iki kişinin kurtulacağı 4.70--- Keza (N.b. Hammad) Ebu Kubeyl’den tahric etti, O dedi ki: Batan ordudan biri müjdeleyici, diğeri ise korkutucu iki kişi sağ kalır. Müjdeleyici Mehdi’ye korkutucu ise Süfyani’ye haber verir. Bunların ikisi de Kelp’dendir. • Beyda’da ordunun batışının Hz. Mehdi’ninçıkış alameti olduğu 4.50--- Naim, Amr b. Asi’den tahric etti. O şöyle dedi:Beyda da ordunun yere batırılışı Mehdi’nin çıkış alametidir. • Kabe’ye karşı gelen ordunun Beyda’da yere batacağı 4.80--- Nesei, Ebu Hureyre’den tahric etti. O dedi: Şu Beyt’e bir ordu gelir, ancak Beyda’da yere batar. 4.79--- İmam Ahmed, Muslim, Nesei, İbni Mace Hz. Hafsa’dan tahric ettiler. O dedi: Şu Beyt’e karşı bir ordu gönderilir, ancak Beyda’ya girdiğinde bu ordunun önce ortası batar ve baştakiler sondakilere bağırırken, hepsi birden batar. Onlardan bir kaç haberci dışında kimse sağ kalmaz. 4.81--- Nesei ve Hakim, Ebu Hureyre’den tahric ettiler. O dedi ki: İnsanlar, Beyda’da bir ordu batana kadar Beyt’in fethinden vazgeçmeyeceklerdir. • Beyda’da yere batanların kıyamette niyetlerine göre dirileceği 4.77--- Buhari ve İbni Mace, Hz. Aişe’den tahric ettiler; o dedi ki: Kabe’ye saldırmak için gönderilen bir ordu, Beyda’da yere batar. Kıyamet günü ise herkes niyetine göre dirilir. 4.75--- Ahmed b. Hanbel, Tirmizi, İbni Mace ve Ebu Davud, Hz. Safiyyeden tahric ettiler, O dedi ki: İnsanlar şu Beyt’in fethinden vazgeçmezler . Bir ordu savaş için gelir, çöle girdiğinde baş ve sonundakileri batar, ortadakilerde kurtulmaz. Denildi ki: “İstemiyerek o orduya katılıp batanların durumunu ne olur?“ Buyurdu. “Allah onları niyetlerine göre diriltir.” 4.76--- Ahmet b. Hanbel ve Müslim, Ümmü Seleme’den tahric ettiler: O dedi ki: Mehdi, Beyt’e iltica ettiğinde, üzerine her taraftan ordular gönderilir. Ancak bunlar Beyda’da batarlar. Peygamber (s.a.v.)’e “İstemiyerek gidenlerin durumunun ne olacağı” sorulduğunda, buyurdu ki: “Kıyamet günü herkes niyetine göre dirilecektir.” • Süfyani ordusunun Kabe’deki bir zatı (Mehdi’yi) aramaya gelmesi 4.78--- Tarabani, Ümmü Seleme’den tahric etti. O dedi ki: Ümmetimden bir grup, Mekke’deki bir adama karşı gönderilir. Ancak Beyda’da yere batarlar. Onların battığı yer aynı, ancak niyetleri ayrıdır. 4.47--- Tarabani, Evsad’da Ümmü Habibe’den tahric etti, O dedi, Resulullah (s.a.v.)’den işittim şöyle buyuruyordu: Doğu tarafından bir kısı minsanlar, Beyt’teki bir şahsı aramak için yola çıkarlar. Beyda denilen yere geldiklerinde yere batırılırlar. Musannif diyor ki: Şeyh İbn Hacer’İ Mekki (Heytemi) de El Kavlul Muhtasar fi alametil Mehdiyyil Muntazar’da bu konuda şöyle nakletmektedir: Irak tarafından bir ordu, Medine’li bir şahsı aramak için yola çıkar. Bu şahıs Mehdi’dir. Ancak Cenab-I Hak onları engeller ve zulhuleyfe yakınında Beyda’da yere batırılırlar. Öyle ki altta kalan üsttekini, üste kalan alttakini kıyamete kadar göremez. Bu ordunun Irak tarafından geleceği rivayeti ile doğudan geleceği rivayeti arasında bir zıtlık olmadığı gibi, pek çok nakilden açık olarak anlaşılacağı gibi Onlar Şam ehlinden olacaktır. • Süfyani’nin helaki 4.68--- İbni Asakir, Halid b. Miğdan’dan tahric etti. O dedi ki: Süfyani’nin helaki bir cemaati iki defa hüsrana uğrattıktan sonra olur. Mehdi’de Gota bölgesinde Haresta adı verilen bir köy batmadan çıkmaz. 4.67--- Naim, Hakim b. Nafi’den tahric etti. Dedi ki: Süfyani Türklerle savaştıktan sonra, onun yok edilmesi görevi, Mehdi’nin elinde olur. Mehdi ilk kurduğu orduyu da Türk (tarafından düşmanlara)’e gönderir. V. BÖLÜM HZ. MEHDİ’NİN ZUHURU 1- ZUHURUNDAN ÖNCEKİ VE ZUHURU SIRASINDAKİ NİDALAR • Hacılar Mina ve Arafatta iken duyulacak nidalar 1.30--- Keza (N.b. Hammad) Hakem b. Nafi’den tahric etti. Buyurdu ki: Kabileler arasındaki savaşlardan sonra, insanlar Mina ve Arafat’da iken münadi, “Emiriniz falandır” diye seslenir ve arkasından ikinci bir ses gelir. “Agah olun, bu münadi kesinlikle doğru söyledi” der. Bunun üzerine insanlar salihlarını sıyırırlar şiddetle çarpışırlar. İşte o zaman semadan kendini belli eden bir el görünür ve savaş ise şiddetlenir. Hak yardımcılarının sayıları Bedir Savaşcıları sayısınca kalana kadar bu şiddet devam eder ve onlarda sahiblerine (Mehdi’ye) biat etmek için giderler. • Mekke’de günahsız insanlar öldürüldüğünde duyulacak nida 1.11--- Keza (N.b. Hammad) Ammar b. Yasir’den tahric etti, Buyurdu ki: Mekkede hiç yoktan günahsız insanlar öldürüldüğünde, semadan “Emiriniz falandır, işte bu Mehdi’dir, ki yeryüzünü adalet ve bollukla dolduracaktır” şeklinde bir nida duyulur. İkduddurer isimli kitabda da “Bu nida yeryüzünü kaplar ve her dilin ehli onu kendi lisanında işitir” denilmektedir. • Muharrem’de zuhuru esnasında duyulacak nidalar 1.10--- Keza (N.b. Hammad) Şehr b. Havşeb’den tahric etti, Resullulah (s.a.v.) buyurdu: Muharrem ayında bir münadi semadan “Agah olun Allah’ın seçtiği kişi falandır, onu dinleyin ve itaat edin” diyecektir ve bu çok şiddetli savaşların ve fitnelerin bulunduğu bir senede olacaktır. 1.2--- Ebu Naim, İbni Ömer’den tahric etti. (aldı) O dedi ki, Resullulah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Hz. Mehdi başı üzerinde bir bulut olduğu halde çıkacak, o bulutta bir münadi, “Bu Allah halifesi Mehdi’dir O’na zabi olun” diye nida edecektir. 1.3--- Ebu Naim ve Hatib, Telhis'ül-Müteşabihe isimli eserinde, İbni Ömer’den tahric ettiler. Resullulah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Mehdi (a.s.) başı üzerinde “Bu Mehdidir ona uyunuz” diye nida eden bir melek olduğu halde çıkacaktır. 1.4--- İbni Ebu Şeybe, Asım bin Ömer Beceli’den tahric etti. Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Bir adam semadan ismiyle mutlaka çağrılacak ve delil onu inkar etmeyecek, zelil ona mani olmayacaktır. 2- ZUHUR ŞEKLİ • Yedi Alim’in Hz. Mehdi’yi arayıp bulması ve biat almaya zorlaması 6.5--- Naim b. Hammad, İbni Mes’ud’dan tahric etti, O şöyle dedi: Ticaret ve yolların kesildiği ve fitnelerin çoğaldığı zaman, muhtelif beldelerden yedi alim her birinin beraberinde üçyüz on küsur kişi olduğu halde, birbirlerinden habersiz bir şekil Mekke’de bir araya gelirler. Biri diğerini “Burada ne arıyorsun?” diye sorar. Ona şöyle derler: “Biz O şahsı aramak için geldik ki, fitneler O’nun eliyle sönebilir. Konstantiniyye O’nunla feth edilir. Biz O’nu ismi ile ve anasının, babasının ismiyle ve ordusu ile tanırız, Mekke’de olduğunu da biliyoruz”. Bu yedi alim bu konuda birleşirler O’nu ararlar ve Mekke’de bulurlar. Ve kendisine “Sen falan oğlu falansın” derler. O ise “Ben sadece Ensar’dan birisiyim” der. Onların elinden kurtulur. O’nu tanıyan ve bilenlere anlatırlar, bunun üzerine “aradığınız sahibiniz O’dur ve Medine’ye gitmiştir” denilir. Bu defa O’nu ararlar, halbuki O tekrar Mekke’ye dönmüştür. O’nu tekrar Mekke’de bulanarak yine, “Sen falan oğlu falansın, annen de filan kızı filanedir, sende şu şu alametler vardır, birinci defa bizden kurtuldun uzat elini sana biat edelim” derler. Bunun üzerine O “Ben aradığınız değilim” der ve tekrar Medine’ye gider. Medine’de yine aranınca tekrar Mekke’ye döner. Mekke’de kendisini Rükun’da bularak şöyle derler: “Eğer biatlarımızı kabul etmezsen, bizi aramakta olan ve başında Haddam’dan birisinin bulunduğu Süfyani ordusuna karşı korumazsan, günahlarımız Senin üzerine ve kanlarımız da boynuna olsun.” Derler. Bunun üzerine Mehdi, Rükun ile Makam arasında oturur ve elini uzatarak biatları kabul eder. Allah’da O’nun muhabbetini insanların sinelerine yerleştirir. O daha sonra gündüz aslan, gece ise abid olan bir kavimle beraber olur. • Hz. Mehdi’nin önce biat almayı istememesi 6.12--- Dani, Katade’den tahric etti, O dedi ki: Fitne içindeki insanlar kan akıtıldığı bir zamanda evinde oturmakta olan Mehdi’ye gelir ve “Bizim için kalk artık” der. O ise kabul etmez, ancak ölümle tehdit edildikten sonra onlar için kalkar. Ondan sonra artık kan dökülmez. 6.2--- Keza (N.b. Hammad) Zühri’den tahric etti, O dedi ki: Hz. Fatıma’nın soyundan gelen Mehdi, Mekke’de meydana çıkarılır ve istemediği halde kendisine biat edilir. 6.10--- Keza (N.b. Hammad) Katade’den tahric etti. Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Mehdi, Medine’den Mekke’ye gelir ve kendisi istemediği halde, insanlar O’nu kendi aralarından çıkarıp, Rükun ile Makam arasında O’na biat ederler. • Allah Teala Hz. Mehdi’yi bir gecede olgunlaştırır 1.41--- Keza (Naim) Ebu Said-il Hudri’den tahric etti, Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Allah Mehdi’yi bir gecede ıslah eder (olgunlaştırır). • Hz. Mehdi Muharremin 10'uncu gecesi yatsı vaktinde zuhur eder 6.14--- Ebu Cafer (r.a.)’dan rivayet edildi. Şöyle dedi: Mehdi, aşure günü zuhur eder. O gün Hüseyin b. Ali (r.a.) şehid edilmiştir, ve O Muharrem ayının onuncu Cumartesi günü olmuştur. O Rukün ile Makam arasında kaim olur. Cebaril (a.s.) O’nun sağında, Mikail (a.s.) ise solunda olur. Arzın muhtelif yerlerinden gelen taraftarları toplanılar ve O’na biat ederler. Böylece, yeryüzü, daha önce zulüm ve cevirle dolduğu gibi, şimdi de adaletle dolar. • Hz. Mehdi’ye Rukun ile Makam arasında biat edilir 6.9--- Keza (Naim b. Hammad) Ebu Hureyre’den tahric etti, O şöyle dedi: Rükun ile Makam arasında Mehdi ye biat edilir ve (zamanında) ne uykuda olan uyandırılır, ne de herhangi bir kan akıtılır. • Hz. Mehdi’ye ilk önce Bedir ehli kadar kişi biat eder 4.45--- Tabarani Evsad’da ve Hakim Ümmü Seleme’den tahric ettiler, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Mehdi’ye Bedir ehli sayısınca kişi, Rukun ve Makam arasında, biat eder. Irak halkının ileri gelenleri ve Şam ebdalları O’na gelirler. O zaman Şam’dan bir ordu O’na karşı savaşmak için gelir, ancak Beyda’ya girdiğinde yere batırılır. (Beyda, Medine ile Mekke arasında bir mevkidir.) • Hz. Mehdi’nin biattan sonra iki rekat namaz kılıp minbere çıkması 6.7--- Keza (Naim b. Hammad) İbni Abbas’dan tahric etti. O şöyle dedi: İnsanların ümitsiz olduğu ve “Hiç Mehdi falan yokmuş” dediği bir sırada Allah Mehdi’yi gönderir. O’nun yardımcıları Şam ehlinden sayıları Bedir ashabının sayıları kadar üçyüz onbeş kişidir. Bunlar Şam’dan O’na gelirler ve O’nu Mekke’de Safa’daki bir evden çıkararak, kendisi istemediği halde, O’na biat ederler. O da onlarla birlikte Makam’ın yanında iki rekat namaz kıldıktan sonra minbere çıkar. 6.11--- Keza (Naim b. Hammad) Hz. Ali’den tahric etti. O şöyle dedi: Başına Şuayb b. Salih Temimi’nin bulunduğu siyah bayraklı ordu, Süfyani’nin memleketinde, çıktığı zaman insanlar Mehdi’yi arar ve O, Resullulah (s.a.v.)’in bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve O’nun çıkışından ümit kesildiği bir sırada Mekke’de zuhur eder. İki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce şöyle der: “Ey insanlar, Ümmeti Muhammed ve bilhassa O’nun Ehli Beyti çok belalar gördü, ve bizler kahr ve haksızlığa maruz kaldık. ” • Hz. Mehdi’nin biattan sonraki hitabesi 6.3--- Keza (N.b. Hammad) Cafer’den tahric etti, O şöyle dedi: Mehdi yatsı vaktinde Resullulah (s.a.v.)’in bayrağı, gömleği kılıcı ve Nur ve beyan gibi daha bir çok alametler yanında olduğu halde, Mekke’de zuhur eder. Yatsı namazını kıldıktan sonra en yüksek sesi ile hitap eder: Yatsı namazını kıldıktan sonra en yüksek sesi ile şöyle hitap eder: “Ey insanlar, Ben size Allah’ı hatırlatıyorum. Yarın mahşer gününde Allah’ın huzurunda yerinizin ne olacağını haber veriyorum. Allah Teala size pek çok deliller ve Peygamberler göndermiş, Kuran’ı indirmiş ve size şöyle emretmiştir: Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmayın Allah ve Resulüne itaati koruyun. Kuran’ın ihya ettiğini diriltin, yasaklarını da yasaklayın ve siz Mehdi’ye yardımcılar ve destek olun. Zira dünyanın fena bulması ve zevale ermesi yaklaşmıştır. Ve bu kesindir. Ben sizi Allah’a ve Resulüne, O’nun kitabıyla amel etmeye, batılı yok edip, sünneti ihya etmeye davet ediyorum.” Bu hitabdan sonra, yanında, sonbahar bulutları gibi birbirinden habersiz toplanan, Bedir ehli sayısınca, üçyüzonüç kadar, insanla birlikte zuhur eder. Onun ashabı gece abid, gündüz ise aslanlar gibidir. Allah, Mehdi için Hicaz toprağı feth ederek hapisteki Haşimi’lerin hepsini de kurtarır. Siyah bayraklar ise Kufe’ye inip biat için Mehdi’ye adam gönderirler. Hz. Mehdi ordusunu her tarafa gönderir. Zulmü ve zalimlerin hepsini yok eder. Beldeler onun emrine girer. Allah Teala onun elindeki Konstaniyyenen fethini müeyesser kılar. VI. BÖLÜM HZ. MEHDİ’NİN YARDIMCILARI 1- ÇEŞİTLİ YARDIMCILAR • Hz. Mehdi’nin etrafında toplanacakların vasıfları 6.8--- Muhammed b. Hanefi (r.a.)’dan rivayet edildi ki: Bir gün biz Hz. Ali’nin yanındayken birisi Hz. Mehdi’den sual etti. Ali (r.a.) “Heyhat” dedi. Sonra eliyle bir dokuz yaptı ve sonra da O ahir zamanda, kişiye “Allah’dan kork, Allah’dan kork” denildiği zamana çıkar, dedi. (ve şöyle devam etti): Bulutların semada toplandığı gibi, Allah O’nun etrafına bir kavim toplar. Onların kalblerini uzlaştırır. Onlar içlerinden şehit düşene üzülmez, kendilerine katılana da sevinmezler. Sayıları Bedir ashabı kadardır. Evvelkiler onları geçmediği gibi, sonrakiler de onlara yetişemezler ve onların sayıları Talud ile nehri geçenler kadardır. 7.6--- İbni Cerir, Tehzib-il Asar’da şöyle tahric etti: Muhammed ümmetinin en hayırlısı ve sizin zorlukları gideren veliniz olan kimseye katılın. O Mekke’dedir. O Mehdi’dir ve ismi Muhammed b. Abdullah’dır. Şam Ebdalları, ve doğunun ileri gelenleri O’na katılır ki, onların kalbleri demir gibidir ve onlar gündüz aslan gece de abidlerdir. • Küfe, Yemen ve Şam ebdalları ile Cebrail ve Mikail (a.s.)’ın kendisinin yardımcılarından olacakları 1.17--- Naim b. Hammad, Kab’dan tahric etti, buyurdu ki: Katade’nin söylediği gibi Mehdi, (zamanındaki) insanların en hayırlısıdır. O’nun yardımcıları ve O’na biat edenler, Kufe, Yemen ve Şam ebdallarından olacaktır. Cebrail onların önünde, Mikail de arkalarında bulunur. O mahlukat arasında sevilir. Allah, kör fitneleri O’nun vasıtasiyle söndürür. Her yer emin bir hale gelir. Yanında bir adam olmadan, bir kadın beş kadın arkadaşıyla birlikte Allah’dan başka kimseye güvenmeden rahatlıkla hacca gidebilecek, O’nun zamanında yer ve gök bereket yağdıracaktır. • Küfe ehlinin Mes’ud insanlardan olduğu 7.7--- İbni Said ve Ebni Ebi Şeybe, İbni Ömer’den tahric ettiler. O şöyle dedi: Ey Küfe ehli, siz Mehdi sebebiyle insanların en mes’udusunuz. • Başlarında Kinde kabilesinden topal bir adamın bulunduğu bayraklılar 7.13--- Keza (N.b. Hammad) Kaab’dan tahric etti, O şöyle dedi: Mehdi’nin çıkış alametlerinden birisi de Batı’dan başlarında Kinde kabilesinden topal bir daamanı bulunduğu bayrakların çıkmasıdır. • Afrika’dan gelecek esmer bir adamın da yardımcılarından olacağı 7.9--- Keza (N.b. Hammad) Ebu Kubeyl’den tahric etti. O şöyle dedi: Afrika’da bir emir on iki yıl hüküm sürdükten sonra bir fitne görülür. Ve orasını adaletle dolduran esmer bir adam başa geçer ve sonra Mehdi çıktığında O’na biat ederek O’nun lehinde savaşır. • Şam’da görülecek küçük siyah bayraklı bir adam 7.8--- Naim b. Hammad, Kaab’dan tahric etti. O şöyle dedi: Bir adam Şam’a bir adam da Mısır’a malik olduklarında, Şamlı ile Mısırlı savaşıp, Şam Ehli, Mısır kabilelerini esir ettiğinde ve yine Şam’dan küçük siyah bayraklı bir adam görüldüğünde işte O Mehdi’nin itaatına girer. • Talikan (Afganistan)’dan gelecek yardımcılar 7.14--- Ebu Ganem Kufi, Fiten’de Hz. Ali b. Ebi Talib’den tahric etti. O şöyle dedi: Talikan’a yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala’nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah’ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahir zaman Mehdi’sinin yardımcılarıdır. • Ashab-ı Kehf’in Yardımcılarından Olması 7.15--- İbni Merdüye, Tefsirinde İbni Abbas hadisini merfu olarak tahric etti. O şöyle dedi: Ashabı Kehf, Mehdi’nin yardımcıları olacaktır. 1.42--- İmam Ebu İshak Salebi Kuran tefsirinin Ehli Kehf Kıssasını anlatırken diyor ki: Mehdi çıktığı zaman, Ehli Kehf’e gidib selam verince, Allah onları diriltecek ve Mehdi’nin yanında yerlerini alacaklardır. Daha sonra yattıkları yere dönüp kıyamete kadar da kalkmazlar. • İmam Suyuti ve İbni Hacer’in görüşleri İmam-ı Suyuti diyor ki: Ashabı Kehf’in uykusunun bu zamana kadar tehirinin sebebi, Allah’ın onlara bir ihsanıdır. Çünkü onlar Mehdi’ye yardımcı olacak ve böylece ümmeti Muhammede dahil olma şerefi kazanacaklardır. İbni Hacer-i Mekki’de şöyle dedi: Mehdi’ye yardım edecek olanların doğu tarafından geleceği rivayeti ile, Irak tarafından geleceği rivayet arasında bir zıtlık yoktur, zira pek çok nakilden de açıkça anlaşıldığı gibi, onlar Şam ehlinden olacaktır. 2– DOÐUDAN GELECEK SİYAH BAYRAKLILAR • Hz. Mehdi’ye yardım edecek Şark’tan bir cemaat çıkacağı 7.2--- İbni Mace ve Tabarani, Abdullah b. Haris b. Cüz Zebidi’den tahric etti. O şöyle dedi, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Şark’tan bir cemaat çıkar ve Mehdi’nin saltanatına yardım ederler. • Hz. Hasan evladından birisinin doğu tarafından çıkacağı 2.14--- Tamman, Fevaid isimli eserinde ve İbni Asakir, Abdullah b. Amr’dan tahric ettiler. Buyurdu ki: Hasan’ın evladından birisi doğu tarafından çıkacak, eğer O’na dağlar bile karşı gelse, onları ezecek, ve kendisine o dağlarda yollar edinecektir. 4.4--- Naim b. Hammad Hz. Ali b. Ebi Talib’den tahric etti, Buyurdu: Mehdi’den önce O’nun ehli beytinden doğu’da bir zat çıkar, hedefi Beytül Makdis (Kudüs) olarak, O onsekiz ay omuzunda kılıç taşır, öldürür, yaralar, ancak oraya varamadan ölür. • Maveraünnehir’den Haris ve Mansur isimli iki kimse çıkacağı 7.1--- Ebu Davud Hz. Ali (r.a.)’dan tahric etti. Dedi ki Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Maveraünnehir’den bir adam çıkar, adına “Haris” denir, o çok savaşçıdır. Onun önünde ise, ismine “Mansur” denen birisi bulunur ve Kureyşliler Resullah (s.a.v.)’e nasıl yardım etmişlerse, o da Ali Muhammed’e öyle yardım eder. Her mümine ona yardım etmek vacip olur. Yahudda O’na icabet vacib olur dedi. • Horasan’dan çıkacak siyah bayraklıların Kudüs’e gireceği 7.3--- Ahmed ve Tirmizi ve Naim b. Hammad Ebu Hureyre’den tahric ettiler, O şöyle dedi: Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Horasan’dan siyah bayraklılar çıkar ve İlya (Kudüs)’ya bayraklarını dikene kadar, onları kimse durduramaz. • Horasan’dan çıkacak siyah bayraklıların Kufe’ye inecekleri 7.12--- Keza (Naim b. Hammad) Ebu Cafer’den tahric etti. O şöyle dedi: Horasan’dan çıkan siyah bayraklılar Küfe’ye iner, ve Mehdi Mekke’de ortaya çıktıktan sonra, O’na biat için elçi gönderirler. • Horasan’dan çıkacak siyah bayraklılara katılma emri 7.4--- Naim b. Hammad Hakim ve Ebu Naim Sevban’dan tahric ettiler, o şöyle dedi. Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Horasan tarafından siyah bayraklılar çıktığını gördüğünüzde kar üzerinde sürünerek de olsa onlara katılın, çünkü içlerinde Allah’ın halifesi Mehdi vardır. 7.5--- Hasan b. Süfyan ve Ebu Naim, Şevban’dan tahric ettiler. O şöyle dediler, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Doğu’dan siyah bayraklılar çıkar, onların yürekleri demir gibidir. Kim onları işitirse, kar üzerinde sürünerek de olsa, gitsin ve onlara biat etsin. • Siyah bayraklı orduya destek olmak lüzumu 7.10--- Keza (Naim b. Hammad) Hasen’den tahric etti. O dedi ki, Resullulah (s.a.v.) Ehli Beytinin karşılacağı bir musibetten bahsederek şöyle buyurdu: Bu musibet Doğu’dan siyah bayraklı bir ordu çıkana kadar devam eder. Kim bu orduya destek olursa, Allah ona yardım eder, kim engellemeye kalkarsa da onu perişan eder. Sonunda onlar ismi benim ismim olan birisine gelerek O’nu başa geçiririler, Allah da onları zafere ulaştırır. • Doğu’dan gelecek siyah bayraklıların Hz. Mehdi’nin itaatına girecekleri 7.11--- Keza (Naim b. Hammad) Saib b. Müseyyeb’den tahric etti. O şöyle dedi. Resullulah (s.a.v.) buyurdu: Doğudan Beni Abbas’a ait siyah bayraklar çıkar, onlar bir süre devam ettikten sonra, yine doğudan bu kez küçük siyah bayraklar çıkar ve Ebu Süfyan’ın soyundan bir adamla savaşarak Mehdi’nin itaatına girerler. • İbni Kesir’in bu konuyla ilgili görüşü Bu siyah bayraklılar Ebu Müslim-i Horasani’nin kendisi Emevi devletini yıktığı siyah bayraklar değildir. Bu siyah bayraklar Hz. Mehdi’ye öncülük edeceklerdir. • Hz. Mehdi zuhur ettiğinde ona katılma ve biat emri 4.23--- İbni Mace ve Sahih diyerek Hakim ve Ebu Naim, Sevban’dan tahric ettiler. Resullulah (s.a.v.) buyurdu: Sizin hazinenizin yanında, hepsinde bir halifenin oğulları olan üç kişi öldürülür ve bu hazine hiçbirisine nasip olmaz. Sonra Doğu tarafından siyah bayraklar çıkarak hiçbir kavmin yapmadığı bir şekilde savaş yapar ve ardından Allah’ın halifesi Mehdi gelir. Siz O’nun ismini işittiğinizde kar üzerinde sürünerek de olsa O’na gelin ve O’na biat ediniz. Çünkü O Allah’ın halifesi Mehdi’dir. 3– SİYAH BAYRAKLILAR VE HZ. MEHDİ’NİN BAYRAKTARI • Siyah bayraklıların öncü kumandanının, Şuayb b. Salih Temimi olacağı 7.20--- Naim b. Hammad, Ebu Cafer’den tahric etti, o şöyle dedi: Beni Haşim’den sağ avucunda ben bulunan bir genç, siyah bayraklarla Horasan’dan çıkar, onun önünde Şuyab b. Salih bulunur ve Süfyani ordusu ile savaşır onları hezimete uğratır. 7.22--- Keza (N.b. Hammad) Hz. Ali’den tahric etti, O şöyle dedi: Sol avucunda ben bulunan Haşimi bir gencin içinde bulunduğu, siyah bayraklı bir ordu çıkar, Onların önünde Şuayb b. Salih Temimi adındaki şahıs bulunur. Bu ordu Süfyani ile savaşır ve O’nun ordusunu hezimete uğratır. • Siyah bayraklıların Süfyani ordusunu yenmeleri 7.26--- Keza (N.b. Hammad) Hz. Ali’den tahric etti, O şöyle dedi: Süfyani’nin kuvveti Küfe’ye girdiğinde, O Horasan ehlini aramak için ordu gönderir. Horasan ehli ise Mehdi’yi arar ve Haşimi gençle birlikte başlarında Şuayb b. Salih Temimi’nin bulunduğu siyah bayraklarla birleşirler. Bu ordu Estahir kapısında Süfyani ile karşılaşır. Büyük bir savaş olur Neticede siyah bayraklılar galip gelir. Süfyani kuvvetleri kaçar. İşte o zaman insanlar Mehdi’yi temenni ederler ve ararlar. • Şuayb b. Salih’in Hz. Mehdi’nin bayraktarı olacağı 7.19--- Naim b. Hammad, Ammar b. Yasir’den tahric etti, O şöyle dedi: Mehdi’nin evvelinde Şuayb b. Salih olacaktır. 7.16--- Tabarani, Evsad’da, İbni Ömer (r.a.)’dan tahric etti, O şöyle dedi: Peygamber (s.a.v.) bir gün Hz. Ali (r.a.)’ın elinden tutarak şöyle buyurdu: Bunun soyundan bir genç çıkar ve arzı adaletle doldurur. Siz onu gördüğünüzde Temimi genci arayın, çünkü o doğudan çıkacak ve Mehdi’nin bayraktarı olacaktır. 7.23--- Keza (N.b. Hammad) Ammar b. Yasir’den tahric etti. O şöyle dedi: Süfyani Küfe’ye ulaştığı ve Ali Muhammed’in yardımcılarını öldürdüğü zaman Mehdi çıkar ve O’nun bayraktarı Şuayb b. Salih Temimi olur. • Şuayb b. Salih’in vasıfları 7.18--- Naim b. Hammad, Hasan’dan tahric etti, O şöyle dedi: Şuayb b. Salih Temimi orta boylu, esmer, hafif sakallı olup, elbiseleri beyaz ve bayrakları siyah olan dört bin askerle çıkar. Bunlar Mehdi’nin önünde olurlar ve karşılarına çıkan herkesi hezimete uğratırlar. VII. BÖLÜM HZ. MEHDİ’NİN SAVAŞLARI VE FETİHLERİ 1- KUDÜS’E GELMEDEN ÖNCEKİ HAREKETLERİ • Hz. Mehdi’nin beraberinde, Resullulah (s.a.v.)’in bayrağının bulunacağı 7.24--- Keza (N.b. Hammad), Abdullah b. Şureyk’den tahric etti, O şöyle dedi: Mehdi’nin beraberinde, püskülleri olan Resulullah (s.a.v.)’in bayrağı bulunur. • Hz. Mehdi’nin bayrağında “Biat Allah içindir” şeklinde yazı olduğu 7.25--- Keza (N.b. Hammad) İbni Sirin’den tahric etti, O şöyle dedi: Mehdi’nin bayrağında “Biat Allah içindir” yazılıdır. • Bayraktarın vasıfları ve Kudüs’e ulaşacağı 7.21--- Keza (N.b. Hammad) Kaab b. Alkame’den tahric etti, O şöyle dedi: Yaşı küçük sakalı hafif ve sarışın bir genç çıkar, Mehdi’nin bayrağını taşır ve karşısına dağlar bile çıksa onları ezerek İlya (Kudüs)’ya kadar ulaşır. • Hz. Mehdi’nin sünnet üzere çarpışacağı 2.21--- Keza (N.b. Hammad) Hz. Ali ve Hz. Ayşe’den tahric etti. Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Mehdi Benim ıtretimden bir reculdur. Benim vahiy üzerine savaştığım gibi, O da Benim sünnetim üzere çarpışır. • Hz. Mehdi eli ile sünnetleri ihya edileceği 4.71--- İbni Münavi, Melahim’de Hz. Ali’den tahric etti, O dedi ki: Kıyamet yaklaştığı zaman ve müminlerin kalbi, ölüm, açlık fitneler, sünnetin kaybolması, bid’atlerin ortaya çıkması, emribil maruf ve nehyi anil münker imkanlarının kaybolması gibi sebeplerle zayıfladığı zaman, Benim evladımdan Muhammed b. Abdullah (Mehdi) ile Cenab-ı Hak sünnetleri ihya eder. Onun adalet ve bereketi ile müminlerin kalbi ferahlar, Acem ve Arap milletleri arasında ülfet ve muhabbet yerleşir. Bu durum bir müddet devam ettikten sonra O vefat eder. • Hz. Mehdi’nin Hazim kabilesi üstüne yürümesi 6.4--- Keza (N.b. Hammal) İbni Mes’ud’dan tahric etti, O şöyle dedi: Muhtelif beldelerden yedi alim, birbirlerinden habersiz olarak gelip, Mekke’de buluşur ve Hz. Mehdi’ye biat ederler. Halbuki bunlardan her birine de üçyüz on küsur kişi biat etmiştir. Mekke’ye toplanan bu insanlar Mehdi’ye biat ederler. Allah Teala insanların kalplerine O’nun muhabbetini yerleştirir. O, başlarında Hazim Kabilesinden bir adamın bulunduğu ve Süfyani’ye biat etmiş Mekke’li gruplara karşı yürür. Hz. Mehdi, yanındakileri arkasına alarak, üzerinde bir entari ve cübbe olduğu halde çıkar ve Hazim’e gelir. Burada da biatları kabul eder. Ancak Kelp kabilesi, onların biatlarına kızarak bir ordu hazırlar, fakat Hz. Mehdi onları yenerek yok eder ve Allah O’nun eliyle Rumları’da hezimete uğratır. Allah O’nun eliyle fakirliği giderir ve Mehdi Şam’a iner. • Hz. Mehdi’nin amcaoğlu bir Hasani ile görüşmesi 1.15--- Emirıl Mü’minin Hz. Ali bin Ebi Talib (r.a.)’dan, Buyurdu ki: Biri Batıda, biri Cezire de, birisi de Şam’da olmak üzere üç grub bayrak dikilir. Fitne bunların arasında bir yıl devam ettikten sonra, Süfyani’nin çıkışı ve yaptığı zulüm ve fücuru anılır. Sonra Mehdi (a.s.)’ın hurucu ve insanların Rükun ile Makam arasında O’na biatları anılır. Ve Hz. Mehdi hazırladığı askeriyle yavaşça ve sekinetle kura vadisine kadar yürür. Burada kendisine on iki bin kişilik ordusuyla amcaoğlu bir Hasani (Hz. Hasanın soyundan) yetişir ve ona şöyle der: “Ey amcaoğlu, bu ordunun başına ben daha layığım, çünkü Hasan (r.a.)’nın oğlu benim ve Mehdi benim” der. Gerçek Mehdi’de “Hayır gerçek olan Benim” der. Bunun üzerine Hasan, ona “O halde sendeki alametler nedir? Varsa biat ederim” cevabını verir. Bunun üzerine Mehdi (a.s.) bir kuşa işaret eder, kuş eline düşer, bir yere kur bir dalı diker ve dal yapraklanıp yeşillenir. Bunun üzerine Hasani ona derki: “Ey amcaoğlu bu emirlik senindir.” 1.14--- Emiril Mü’minin Ali b. Ebi Talib (r.a.)’dan buyurdu ki: Mehdi bir kuş’a işaret eder, kuş ellerine düşer. Bir yere kuru bir dal diker, dal yeşerir ve yapraklanır. • Hz. Mehdi’nin önünde Cebrail (a.s.), arkasında ise Mikail (a.s.) ile birlikte Şam’a doğru yola çıkacağı 1.16--- Huzeyfe b. Yamani’den, Mehdi kıssası hakkında Resulüllah (s.a.v.)’den buyurur ki: Onun çıkışı ve O’na biatlaşma, Rükun ve Makam arasında olur ve Mehdi, önünde Cebrail ve arkasında Mikail olduğu halde Şam’a doğru yola çıkar, sema ve arz ehli, kuşlar ve vahşi hayvanlar, hatta denizdeki balırlar bile O’nun hilafetiyle sevineceklerdir. (İmam Ebu Ömer ve Osman da, Said el-Mukarri’nin Sünen isimli kitabında bu hadisi aynen rivayet etmişlerdir.) • Hz. Mehdi ve arkadaşlarının her zalime karşı galib gelecekleri 4.46--- Tabarani Evsad’da Ümmü Seleme’den tahric etti. Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Doğunun hakimi Batı melikine gider ve O’nu öldürür. Sonra Batı meliki de doğaya gider onu öldürür. Ondan sonra Batı meliki, Medine’ye bir ordu gönderir, ancak bu ordu yere batırılır. Sonra ikinci bir ordu gönderir. Bu arada Medine halkından bir kısım insanlar bir araya gelirler, Harem’den çıkan bir kimsenin etrafında, dağınık olarak, gelen kuşlar gibi toplanırlar. Öyle ki aralarında kadınlarında bulunduğu üç yüz ondört kişilik bir grub oluştururlar. Onlar her zalime ve Cebbar oğlu Cebbar’a galip gelir. O’nun devrinde, ölülerin dirilere imreneceği bir adalet görülür. O yedi yıl kalır. (Hz. İsa’nın kırk senelik döneminde) sonra ise yerin altı, üstünden daha hayırlı olur.) 2– HZ. MEHDİ’NİN SÜFYANİ İLE SAVAŞI • Hz. Mehdi ile Süyfani ordusu karşılaştıklarında Semadan gelecek bir ses 4.46--- Keza (N.b. Hammad) Zühri’den tahric etti, O dedi ki: Ordunun Beyda’da batmasından sonra, yanında Bedir ehli sayısınca insanla Hz. Mehdi çıkar. O ve Süfyani ordusu karşı karşıya gelir. Mehdi’nin askerlerinin miğferleri zırh’dan olur. Ve O gün semadan bir ses “Ey insanlar, Allah’ın yer yüzündeki dostları Mehdi’ye tabi olanlardır.” der. Süfyeni ve ordusu hezimete uğrar. Ve kendilerinden savaşa girmeyen ancak küçük bir grub kalır. Bunlar kaçarak Süfyani’ye haber götürürler. Mehdi Şam’a geldiğinde Süfyani’de dahil pekçok insan biat etmek için ona gelirler. Yeryüzü de adaletle dolar. 1.12--- Keza (N.b. Hammad) Zühri’den tahric etti, Buyurdu: Süfyani ve Mehdi savaş için karşı karşıya geldikleri günde semadan şöyle bir ses işitilir: “Allah’ın evliyası Falanın ashabıdır.” (Yani Mehdi a.s.)’yi kast ediyor. Esma binti Umeys dedi ki: O günün alameti Semadan uzatılmış ve insanların kendisine bakıb durduğu bir el’dir. • Süfyani’nin esir alınıp, öldürülmesi 4.61--- Keza (Naim b. Hammad), Velid b. Müslim’den tahric etti. Velid şöyle dedi, Muhammed b. Ali’den şöyle duydum: Süfyani ve Kelp kabilesi ile Hz. Mehdi Beytül Makdis (Kudüs)’de savaşır ve Süfyani esir olarak getirilir Mehdi’nin emriyle Rahmet kapısında öldürülür. Onların ganimetleri ve kadınları da Şam caddelerinde satılır. • Hz. Mehdi ile Süfyani arasındaki savaşa ait çeşitli rivayetler Hz. Ümmü Seleme’den gelen bir rivayet 4.43--- İbn Ebi Şeybe, Ahmed ve Ebu Davud, Ebu Ya’la ve Tabarani, Ümmü Seleme’den tahric ettiler, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Bir halifenin ölümünden ihtilaf olur. Mekkeye gitmek üzere, Medine ehlinden bir Recul çıkar, ve Mekke halkından bir kısım insanlar O’na meydana çıkarır ve Rükun ile Makam arasında O’na biat ederler. Şam’dan O’na karşı bir ordu gönderilir, ancak bu ordu Beyda’da toprağa batırılır. İnsanlar bunu görünce, Şam ebdalları ve Irak ehlinin önde gelenleri Ona gelip biat ederler. O zaman etrafında Kelb kabilesinden insanlar olan Kureyşli bir adam çıkar ve (Mehdi) onların üzerine bir ordu gönderir ve bu ordu onlara galip gelir. Mağlup olan Kelp ordusudur. Cennet kelb ganimetlerinde hazır onlara olsun. Mehdi malı paylaştırır, insanlar arasında Peygamber (s.a.v.)’in sünnetine göre amel eder ve İslamı hakim kılar, yedi sene kalır, sonra vefat eder. Müslümanlar O’nun üzerine namaz kılarlar. • Süfyani ile yapılacak savaşlar hakkında Hz. Huzeyfe (r.a.)’dan gelen rivayet 4.66--- Dani, Huzeyfe’den tahric etti. O dedi ki: Resullullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Zevra’da bir savaş olur, Huzeyfe ise, “Ya Resullullah Zevra nedir?” dedi. Buyurdu: Zevra doğu’da nehirler arasında bulunan ve ümmetimin en şerlilerinin yaşadığı bir şehirdir. Zalimler hep orada otururlar. Onlara dört çeşit bela musallat olur. Kılınçtan geçilir, yere batırılır, tufana maruz kalır ve hayvan suretine değiştirilirler. Sonra Resullullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Habeşliler arablarla savaşmak isterler, ancak onlar korkup Ürdün toprağına sığınırlar. Bu arada Süfyani üçyüz atmış süvari ile Şam’a varır ve bir ay içinde otuz bin kişi onlara iltihak eder. Süfyani daha sonra ordusunu Irak’a gönderir ve Zevra’da yüzbin kişiyi öldürür. Nihayet Kufe’ye varır ve onları esir ederek bir ordu daha hazırlar ve onu Medine’ye gönderir. Ancak bu arada Doğu’da başlarında Şuyab b. Salih Temimi’nin bulunduğu bir ordu toplanır ve düşmanlarını yok ederek Kufe’li esirleri kurtarır. Süfyani’nin Medine’ye gönderdiği Ordu üç günlük bir işgalden sonra Mekke’ye yönelir, ancak Beyda’ya geldiğinde Allah Teala “Ya Cebrail onları cezalandır” emri ile Cebrail (a.s.)’ı gönderir ve Cebrail (a.s.) bir ayağını yere vurarak bu orduyu toprağa gömer. Sadece Süfyani’ye haber getirecek iki kişi sağ kalır. Bu iki kişi Süfyani’ye gelip durumu anlattığında o herhangi bir korku duymaz. Bu sırada Kureyş soyundan bir grup insan Konstaniyye’ye (Roma’ya) kaçar. Ancak Süfyani Rum büyüğüne haber göndererek bunları geri istetir. Bu kişiler ona iade edilir. Süfyani’de Şam kapısında onların boynunu vurdurur. Huzeyfe devam ederek, O gün o kadar çirkin olaylar olur ki, Şam kapısında gezdirilen bir kadın mihrap’da Süfyani’nin dizlerine oturtulur, bunu gören Müslümanlardan birisi “Yazıklar olsun size imandan sonra küfre mi düştünüz, bu helal değldir” der. Ancak Süfyani tarafından boynu vurdurulur. Bu olayı yayan herkesin de boynu vurulur. İşte o zaman semadan şu ses duyulur: “Ey insanlar, Allah Teala size münafik ve zalimlere uymayı men etmiş ve Mekke’de bulanan yeryüzündeki insanların en hayırlısı ismi Ahmed babasının adı Abdullah olan Mehdi’yi reisiniz kılmıştır, O’na uyun ve emrini dinleyin.” Bu sırada İmran b. Hüseyin “Mehdi’nin nasıl bilineceğini” sordu. Resullullah (s.a.v.) şu cevabı verdi: O benim evladımdandır. Tavrı beni İsrail ricali gibidir, üstünde pamuktan (kutvani) iki cübbe bulunur. Sağ yanağında siyah bir ben vardır. Yüzü parlayan yıldız gibi nurludur. Kırk yaşındadır. Şam, Mısır ve Doğunun birçok yerinden ebdallar ve ileri gelen insanlar O’na gelir ve Rükun ile Makam arasında O’na biat ederler. Sonra Hz. Mehdi, önünde Cebrail arkasında Makail ile Şam’a doğru yola çıkar ve O’nun hilafetine yer, gök ehli, yabani hayvanlar, kuşlar hatta denizdeki balıklar bile sevinir. Zaman bereketli olur, nehirler suyunu, yer verimini artırır, hazineler çıkarılıp Şam’a getirilir. Süfyani dalları Hire ve Taberiye’ye doğru uzanan bir ağacın altında öldürülür. Kelp kabilesi de yok edilir. Orada imkansızlık nedeni ile de olsa bulunamayan hüsrana uğramıştır. “Onlar tevhid ehli olduğu halde, onlarla savaşmak nasıl doğru olabilir?” şeklindeki sualini de Rellullah (s.a.v.) şöyle cevaplandırmıştır. Onlar mürted’dirler. Zira şarabı helal sayarlar ve namazı da kılmazlar.” 3- HZ. MEHDİ’NİN KUDÜSTEN SONRAKİ SAVAŞ VE FETİHLERİ • Pekçok kimsenin biat için Kudüs’e gelmeleri 4.63--- Keza (Naim b. Hammad) Hz. Ali’den tahric etti. O dedi ki: Süfyani’nin Mehdi üzerine gönderdiği ordu Beyda’da batınca, bu haberi duyan Şam ehli, Mehdi’nin çıktığını ve O’na biat edilmesi gerektiğini söyleyerek, kendi halifelerini ölümle tehdit ederler. Bunun üzerine halife, hazinelerini de yanına alarak Mehdi’ye biat için Beytül Makdis’e gelir. Arab ve Acem savaşçılar, Rum ehli ve onların dışındaki pek çok insan da biat için Mehdi’ye gelirler. Hatta Hz. Mehdi, Konstaniyye ve diğer şehirlerde mescidler inşa eder. Hz. Mehdi’den önce onun yakınlarından bir adam doğudan çıkar ve hedefi Kudüs olarak onsekiz ay savaşır, ancak oraya varamadan ölür. • Kuzeyden gelecek bir düşmanla savaş 1.47--- Naim, Kaab’dan tahric etti, dedi ki: Mehdi, düzenlediği bir orduyu Türk’e (Türk tarafından gelen bir düşmana) gönderir, onları hezimete uğratır, esirleri ve mallarını alarak Şam’a getirir. Daha sonra köleleri azat ederek sahiplerine bedellerini öder. • Melhame-i Kübra veya Amik Ovası Savaşı 8.10--- Naim b. Hammad, Kaab’dan tahric etti, dedi ki: Mehdi, Rumlarla savaşmak için bir ordu gönderir. O’nun fıkıh bilgisi on aliminkine bedeldir. O Tabut-u Sekine’yi de Antakya mağrasından çıkarır. • Rumların gadri ve Amik Ovası 8.6--- Hatip, Müttefek ve Müfterek’inde Ebu Hureyre’den tahric etti. Dedi ki, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Rumlar, Benim soyumdan ve ismi ismime uygun bir Vali (Mehdi)’ye gadr ettikten sonra Amak (Amik) denilen yerde sizinle savaşacaklardır. Burada Müslümanların üçte bir kadarı öldürülür, sonra bir gün yine o kadar insan öldürülür. 3. gün (seferde) ise savaş Rumlar aleyhine döner. Müslümanlar böylece savaşa devam eder ve Konstantiniyye (Roma)’yi feth eder ve oradaki malları taksim ederler. Tam bu sırada ise “Deccal sizin evinize girmiş ve çocuklarınızı esir almıştır.” şeklinde bir ses duyacaklardır. (Burada bahsi geçen savaş Amik ovasında Rumlarla (yani Hıristiyanlarla) yapılacak savaş olup, diğer hadis kitaplarında “Melhame-i Kübra” diye bahsi geçen savaştır.) • Yedi Bayrak ehli ile savaş 4.12--- Naim b. Hammad ve Hakim Sahih diyerek, Hz. Ali İbni Ebi Talib (r.a.)’dan tahric ettiler, Buyurdu ki: Öyle bir fitne olacak ki, insan o fitneye, altının cevherde bulunması gibi karışmış olacaktır. Siz, zalimleri hariç Şam ehli hakkında fena söz söylemeyin. Zira onların arasında ebdallar vardır. Allah Teala, onları darma dağın edecek olan şiddetli bir yağmuru semadan boşaltacak, öyleki savaşsalar tilkiler bile onlara galip gelecektir. Bu sırada Allah Resulullah (s.a.v.)’in soyundan bir Reculü, az olursa on iki, çok olurlarsa on beşbinden müteşekkil üç bayrak üzere bir ordu arasında gönderir. Parolaları “Emit emit” (öldür, öldür) dür. Ve bunlar yedi bayrak ehli ile savaşırlar. (Bu yedi bayraktan) her birinin sahibi, mülkün kendisinin olacağına tamah ederek çarpışırken, hezimete uğrayacaktır. Sonra Haşimi (Hz. Mehdi) Muazzaffer olur ve Allah Teala Müslümanlara onun ülfet ve muhabbetini yerleştirir. Bu hal Deccal çıkıncaya kadar devam eder. • Hindistan’ın feth edileceği 1.45--- Naim b. Hammad Fiten isimli kitabında Kaabül Ahbar’dan tahric etti, O dedi ki: Beytül Makdis’in (Kudüs) Meliki (Mehdi) Hindistan’a asker gönderir. Feth eder ve hazinelerini alır ve onun ziynetleri ile Beytül Makdisi süsler. Ona Hind Melikleri bağlanarak getirilir. Kendisine doğu-batı arası feth olunur. • Konstaniyye ve Deylem’in feth edileceği 8.5--- İbni Mace ve Ebu Naim, Ebu Hureyre’den tahric ettiler, O dedi, Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Eğer dünyadan bir gün bile kalsa, Allah o günü uzatır, Ehli Beytim’den birisini, çıkarır ve dünyaya Malik eder. O Konstaniyye ve Deylem dağlarını feth eder. (Deylem Dağları Hazer denizinin güneybatısındadır.) • Rumiyye (Roma)’nın ve Kat’i beldesinin fethi 8.1--- Huzeyfe b. Yamani Mehdi kıssası ve Rumiyye’nin fethi hakkında Resullullah (s.a.v.)’den rivayet etti, O şöyle buyurdu: Mehdi’nin askerleri dört tekbir getirdiği zaman, Rumiyye’nin duvarları yerle bir olacaktır. Burada altı yüzbin kişi öldürülür. Ve hazineleri de Beyt-ül Makdis’e götürülmek için alınır. Ayrıca içinde sekine ve Beni İsrail’in sofrası, gerçek Tevrat levhaları, Hz. Musa’nın asası ve Hz. Süleyman’ın minberi ile, Allah’ın Beni İsrail’e gönderdiği süt gibi beyaz renkli men (kudret helvası)’den iki ölçek bulunan tabut da Beyt-ül Makdis’e getirirler. Sonra onlar Tahine ismindeki bir şehri de feth eder ve nihayet kat’i beldesine gelirler: Kat’i: Bu belde gemileri taşımayan bir deniz üzerindedir. Denildi ki: “Ya Resullullah, niçin o gemileri taşıyamayaz” Buyurduk ki: O denizin derinliği bulunmamaktadır. İnsanlar ona ancak küçük gemilerle geçebilirler. Hz. Mehdi ve ordusu o denizin kenarından geçerler. Allah orada Adem oğulları için menfaatlar yaratmıştır. Kat’i beldesinin 360 kapısı bulunur ve her kapıdan da 1000 savaşçı çıkar. Mehdi ve ordusu 4 tekbirle şehrin duvarlarını yerle bir eder. İçindeki hazineleri alır ve burada yedi yıl kaldıktan sonra Beyt-ül Makdis’e geçerler. Deccal’in Isfahan yahudileri ile birlikte çıktığı haberi bu sırada onlara ulaşır. (Bu hadisi Ebu Ömer ed-Dani Sünen’de zikreder.) • Hz. Mehdi’nin dünyanın her yerine teveccüh edeceği ve Zülkareyn’in girdiği her şehre gireceği 8.3--- Emiril Mü’minin Hz. Ali İbni Ebi Talib (r.a.)’dan Mehdi kıssası hakkında rivayet edildi. Dedi ki: O (Mehdi) dünyanın her yerine teveccüh eder ve her zalimi yok eder. Ehli İslamın kalbini Allah O’nunla ihya eder. Hazineleri Beyt-ül Makdis’de toplar. İçinde bir çarşısının her bir çarşıda da bin dükkanın bulunduğu bir şehre gelir, orayı feth ettikten sonra dünyayı kuşatan yeşil deniz üzerindeki Kat’i şehrine gelir. Bu denizin arkasında Allah’dan başkasının bilmediği şeyler vardır. Kat’inin uzunluğu bin mil, genişliği ise beş yüz mildir. Mehdi’nin askerleri üç tekbirle şehrin duvarlarını yerle bir ettikten sonra bir milyon insanı öldürerek burayı feth ederler. Hz. Mehdi daha sonra bin adet binekle buradan Beyt-ül Makdis’e geri yönelir. Filistin de Trablusşam, Akka, Sur, Gazze ve Askalanı da alarak buradaki hazineleri Kudüs’ü şerife getirir. Deccal çıkıncaya kadar burada ikamet eder. Daha sonra da Hz. İsa (a.s.) nüzul eder ve Deccal’i öldürür. (Bu konuda “Ikduddurer’de daha geniş bilgi vardır.) Yine “Ikdiddurer” de anlatıldığına göre: Konstaniyye: Konstaniyye ismi onu inşa eden Konstantin’den gelmektedir. Kral Konstantin hıristiyanlığı ilk açığa çıkaran kimsedir. Bu şehrin yedi sur’u bulunmaktadır. Diğer altı sur’u da içine alan en büyük Sur’un genişliği 21 zir’a (9 m kadar)dır. Ve 100 kapısı vardır. En son ve şehri içine alan Sur’un genişliği ise 10 zira 4.5 m. Kadar) dır. Şehir bir haliç üzerinde bulunmaktadır. Ve o Rum beldeleri ve Endülüs’e (Avrupa)’ya muttasıldır. Rumiyye (Roma): Rum şehirlerinin anasıdır. Oranın hakimine Papa denilir. Papa Müslümanların halifesine benzer. Yani, dini liderdir. Bu Rumiyye şehri gibi, içinde acayiplikler olan bir başka yere hiç bir Rum beldesinde rastlamak mümkün değldir. • İbni Cerir’in Tefsirinde Rumlar hakkında görüşleri 8.4--- İbni Cerir Tefsirinde Sudiy’den tahric etti. Allah Teala’nın “Mescidlerin içinde insanları Allah’ın ismini zikretmekten men eden ve onları engellemeye çalışan kimseden daha zalim kim olabilir? Mealindeki ayetinin tefsirinde dedi ki: Burada zalim insanlardan Allah’ın kastı Rum ehlidir. Çünkü onlar Beyt-ül Makdis’in tahribi için Buhtannasr’a yardım etmişlerdir. Yine Allah’ın “Mescidlerine korkuyla girenler onlardır” mealindeki ayetinde kasdettiği de Rum ehlidir. Çünkü yeryüzündeki her Rum ya boynunun vurulacağı endişesi ile, ya da cizye vermek korkusu ile Allah’ın mescidine girer, ancak yine de cizyeyi verir. Yine Allah Teala’nın “Onlar için dünyada zillet var” mealindeki ayeti hakkında dedi ki: “Onların dünyadaki zilleti, Mehdi’nin çıkıp Konstaniyye (Roma)’yı feth etmesi ve Rumları yenmesidir.” • Yahudilerden büyük bir cemaatin Müslaman oluşu 8.9--- Naim, Selman b. İsa’dan tahric etti, o Dedi ki: Du,yduğuma göre, Mehdi’nin elinde (zamanında) sekine bulunan tabut Taberiye gölünden çıkarılır ve Beyt-ül Makdis’de O’nun önüne getirilir. Yahudiler bunu görünce, pek azı hariç, çoğu Müslüman olurlar. • Hz. Mehdi’ye “Mehdi” denilmesinin sebebi 8.8--- Ebu Amr Dani, Sünen’inde İbni Şevzeb’den tahric etti. O dedi ki: O’na Mehdi denilmesinin sebebi şudur. O, Yahudilerin hac yaptığı Şam dağlarından bir dağın içindeki Tevrat’a dair kitapları çıkarır ve Yahudilerden bir cemaat O’nun elinde Müslüman olur. 8.11--- Keza (N.b. Hammad) Kaab’dan tahric etti, O dedi ki: O kimsenin bilmediği gizli bir duruma kılavuzlandığı için kendisine “Mehdi” denilmiştir. O, Tabut-u Sekine’yi Antakya mağarasından çıkarır. • Hz. Mehdi ve Ehli Beyti’nin Kudüs’te uzun müddet kalacağı 8.7--- Naim b. Hammad, Ertah’dan tahric etti, Dedi: Hz. Mehdi Beyt-ül Makdis’e iner ve millet O’nun Ehli Beyt’inden gelenlerle uzun bir müddet yaşar. Daha sonra zalimler görünür ve Beni Abbas rahmetle aranır. VIII. BÖLÜM HZ. MEHDİ’NİN HZ. İSA (A.S.) A İMAMLIK YAPMASI 1- HZ. MEHDİ’NİN HZ. İSA (A.S.)'A İMAMLIK YAPMASI • Hz. Mehdi’nin ümmetin ortasında olduğu 9.5--- Ebu Naim, İbni Abbas’dan tahric etti, dedi ki: Resullullah (s.a.v.) buyurdu: Nasıl helak olur bir ümmet ki, evvelinde Ben, sonunda Meryem oğlu İsa (a.s.) ve ortasında da Ehli Beytimden Mehdi vardır. • İbni Hacer-i Mekki’nin bu husustaki bir izahı Şeyh İbni Hacer-i Mekki’de El Kavlul Muhtasar fi Alametil Mehdiyy-il Muntazar isimli kitabında şunları söylemektedir: Hazreti Mehdi’nin vasat (ortada) olacağından kasıt, ahire yakın olmasını izah için olup, Mehdi’nin bu ümmetin ahiri olacağını bildiren sahih rivayetlerle zıtlık teşkil etmez. Vasat tabiri, Mehdi’nin Hz. İsa’dan çok az bir süre önce (Yedi sene iki ay birkaç gün) geleceğini ifade etmek için kullanılmış ve Hz. İsa (a.s.) O’ndan kısa bir zaman sonra gökten ineceği içinde ahir olarak vasıflandırılmıştır. • Hz. Mehdi’nin Hz. İsa (a.s.)’a imamlık yapacağı 9.1--- Naim Ebu Said’den tahric etti, dedi Resulullah (s.a.v.) buyurur: İsa b. Meryem’in arkasında namaz kılacağı kişi bizdendir. 9.7--- İbn Ebi Şeybe, Musannef’inde, İbni Şirin’den tahric etti. Dedi ki: Mehdi bu ümmettendir ve Hz. İsa’ya imam olacaktır. 9.8--- Naim b. Hammad, Abdullah b. Amr’dan tahric etti, Dedi ki: Mehdi, İsa İbni Meryem’in üzerine ineceği ve arkasında namaz kılacağı kimsedir. 9.4--- Buhari ve Muslim, Ebu Hureyre’den tahric etti, Buyurdu: Meryem oğku İsa (a.s.) aranıza indiğinde ve imamınız sizden olduğunda, bakalım ne yaparsınız? • Hz. İsa (a.s.) gökten inince, Hz. Mehdi’nin kendisine namazı kıldırmasını teklif etmesi 9.2--- Ebu Naim, Cabir’den tahric etti, Dedi Resulullah (s.a.v.) buyurdu: İsa b. Meryem gökten iner, onların (mü’minleri) Emiri olan Mehdi, kendisine “Gel bize namaz kıldır” der. O (Hz. İsa a.s.) ise, şu ümmete Allah’ın bir ikramı olarak, “Hayır, sizin bazınız bazılarınızın Emiridir” der. • Hz. İsa (a.s.)’ın gökten sabah vakti ineceği 9.6--- İbni Mace, Ravyanı, İbni Huzeyme, Ebu Avane, Hakim ve Ebu Naim, Ebu İmame’den tahric ettiler. Dedi, Resulullah (s.a.v.) bize hitab etti. Deccal’i anarak şöyle buyurdu: Medine, körüğün demirin pasını giderdiği gibi, içindeki pisliği giderir, O güne “kurtuluş günü” denir. Ümmü Şüreyk: “Ya Resullullah (s.a.v.) o gün Arablar nerede?” dedi. Buyurdu: Onlar o gün az olurlar, imamları salih bir insan olan Mehdi olduğu halde, Beytül Makdis’e sığınırlar. Orada imamları kendilerine sabah namazını kıldırmak için öne geçtiği sırada, birde bakarlar ki İsa İbni Meryem (a.s.) sabah vaktinde inmiştir. Bu imam (Mehdi) Hz. İsa’yı öne geçirmek için arka arka çekilir. Hz. İsa (a.s.) onun omuzlarına eline koyar ve O’na der ki: “Geç öne namazı kıldır. Zira kamet senin için getirilmiştir” bunun üzerine imamları (Mehdi) onlara namazı kıldırır. • Hz. İsa (a.s.)’ın saçlarından su damlıyor gibi olduğu 9.9--- Ebu Amr ve Dani Sünen’inde Huzeyfe (r.a.)’dan tahric ettiler, dedi Resulüllah (s.a.v.) buyurdu: Mehdi bakar ki Hz. İsa İbni Meryem inmiştir, sanki saçlarından sular damlıyor haldedir. Ve Mehdi O’na derki, “Geç öne insanlara namazı kıldır.” Hz. İsa ise der ki, “Namaz ancak senin için ikame olundu.” Bunun üzerine, O, Benim evladımdan bir Reculün arkasında namazı kılar. • Hz. İsa (a.s.) inene kadar Hak üzere çarpışan bir taife’nin bulunacağı 9.10--- Ebu Amr ve Dani Sünen’inde Cabir b. Abdullah’dan tahric ettiler, dedi ki, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Taki, İsa İbni Meryem, Fecrin tuluu sırasında, Beytül Makdis’te Mehdi üzerine nüzul edene kadar Benim ümmetimden bir taife Hak üzer çarpışacaktır. O zaman Mehdi der: “Ey Allah’ın Peygamberi geç öne bize namazı kıldır” O (Hz. İsa) ise, “Bu ümmetin biri diğerlerine emidir” der. 9.3--- Ahmed, Muslim, İbni Cüreyr ve İbni Hıbban, Cabir b. Abdullah’dan tahric ettiler, buyurdu: Kıyamete (Deccal ile savaşa) kadar Benim ümmetimden bir grub, Hak üzere galib olarak çarpışacaktır. Ve İsa b. Meryem gökten nüzul ettiğinde, onların Emiri, kendisine, “Gel bize namazı kıldır” der. Ancak O, şu ümmete Allah’ın bir ikramı olarak “Sizin Biriniz, diğerlerinize emirdir” cevabını verir. (Yani imamınız Mehdi aranızdadır. O kıldırmalıdır demek ister.) • Hz. Mehdi’nin ilk namazdan sonra imamlığı Hz. İsa (a.s.)’a vermesi 9.11--- Naim, Kaab’dan tahric etti. Dedi ki: Deccal, Beytül Makdis’de müminleri muhasara altına alır ve onlara (mü’minlere) öylesine şiddetli bir açlık icabet ederki açlıktan yaylarının kirişini bile yemek zorunda kalırlar. Onlar bu halde iken, aniden karanlığın içinden bir ses işitirler ve “Bu tok adamın sesidir” derler. Bir de bakarlar ki O, İsa İbni Meryem’dir. Namaza kalkarlar, Müslümanların imamı Mehdi geri çekilir. Bunun üzerine Hz. İsa der ki: “Geç öne Namaz senin için ikame olundu.” Hz. Mehdi de onlara namaz kıldırır ve bundan sonra Hz. İsa (a.s.) İmam olur. 9.12--- Na. b. Hammad, İbni Abbas’dan tahric etti, Dedi ki: Mehdi bizdendir. İmamlığı Hz. İsa İbni Meryem’e verir. IX. BÖLÜM HZ. MEHDİ’DEN SONRA GELECEK HALİFELER 1- HZ. MEHDİ’NİN HÜKMÜNÜN SÜRESİ • Hz. Mehdi’nin zuhurundan Hz. İsa (a.s.) ininceye kadar ki, hükmünün süresinin yedi sene civarında olduğu 10.6--- Keza (N.b. Hammad) Muhammad b. Cubeyr’den O da babasından tahric etti, Babası şöyle dedi: Mehdi, yedi sene iki ay birkaç gün hüküm sürecektir. 10.1--- Ebu Ya’la, Ebu Hureyre’den tahric etti. Dedi ki, Dostum Ebu Kasım s.a.v. bana şöyle buyurdu: Ehli Beytimden birisi çıkıp insanları Hakk’a dönene kadar mücadele etmedikçe kıyamet kopmaz. Ben dedim: “Onun hükmü ne kadar devam eder?” Buyurdu: “Beş ve iki” (Yedi sene) 10.3--- Ahmed ve Ebu Naim, Ebu Said’den tahric ettiler. Dedi Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Ehli Beytimden birisi yedi yıl hüküm sürüp, daha evvel zulümle dolu olan arzı, adaletle doldurmadıkça bu dünya bitmez. 11.2--- Tabarani Evsad’ında ve Ebu Naim Ebu Said-ül Hudri’den tahric etti. Dedi ki, Resullullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ehli Beytimden birisi çıkar ve sünnetimi söyler. Allah O’na yağmur indirir ve yeryüzü O’na bereketini çıkarır. Daha önce zulüm ve cevirle dolu olan dünya, adalet ve nefasetle dolar. Yedi yıl bu ümmete hükmeder ve Beytül-Makdis’e iner. 10.2--- Ebu Naim, Ebu Said’den tahric etti. Dedi. Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Benim soyumdan bir insan gelir ve daha önce zulüm ve cevirle dolu olan dünyayı adaletle doldurur. Hükmü yedi veya dokuz yıl sürer. • Hz. Mehdi’nin, Hz. İsa (a.s.) ile birlikte bulunacağı zamanlar da dahil olarak hüküm sürebileceği zamanlar 10.8--- Keza (N.b. Hammad) Bukayye b. Velid’den tahric etti. O dedi ki: Mehdi’nin hayatı 30 senedir. 10.9--- Keza (N.b. Hammad) Hz. Ali (r.a.)’den tahric etti. Dedi ki: Mehdi, insanların işlerini otuz ile kırk yıl üzerine alacaktır. 10.4--- Naim b. Hammad, Ertah’dan tahric etti, dedi: Mehdi kırk yıl baki kalır. 10.7--- Keza (N.b. Hammad) Dinar b. Dinar’dan tahric etti, Dedi ki: Mehdi’nin bekası kırk yıldır. • Şeyh Ahmed İbni Hacer’in görüşü: Hz. Mehdi’nin yedi sene hüküm süreceği rivayeti hem daha çok, hem de daha meşhurdur. Ancak bütün rivayetlerin sahih olması takdirinde, aralarını şöyle bağdaştırmak mümkündür: Yedi yıl (kendi başına) etkili müddetidir. (Hz. İsa ile beraber kalacağı müddetle birlikte) bu müddet ortalama yirmi sene alınabilir. Veya 40 seneye kadar uzanabilir. 2– HZ. MEHDİ’DEN SONRA GELECEK OLAN HALİFELER NOT: Hz. Mehdi’nin yedi senelik kendi idaresinden sonra, Deccal çıktığı zaman, Hz. İsa (a.s.)’ın nüzul edip, Deccal’i öldüreceği ve Kırk sene dünyada hüküm süreceği Allah’ın izni ile kesindir. Bu zamanın bir kısmında da Hz. Mehdi ile beraber bulunabileceği yukarıda açıklandı. Aşağıdaki Hadis-i Şeriflerde ismi geçen ve Hz. Mehdi’den sonra geleceği bildirilen zatların ise, ya Hz. İsa (a.s.)’ın veziri olarak veya O’ndan sonra müstakil olarak hüküm sürmeleri muhtemeldir. • Hz. Mehdi’den sonra “Kahtani” denilen bir kimsenin geleceği 11.3--- Tabarani Kebir’inde, İbni Münde Ebu Naim, İbni Asakir, Kays b. Cabir’den, O da babasıdan, babası da dedesinden tahric ettiler, O dedi ki Resullullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Benden sonra halifeler olur. Halifelerden sonra emirler, emirlerden sonrada zalim melikler gleir. Son olarak da ehli Beytimden birisi çıkar, daha önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle doldurur. Sonra O gider Kahtani gelir. Beni Hak olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, O diğerinden dün değildir. 11.10--- Keza (N.b. Hammad) Kays b. Cabir es-Sadefi’den tahric etti, dedi ki: Resullulah (s.a.v.) buyurdu: Ehli Beytimden bir adam olacak ve daha önce zulüm dolu olan dünyayı adaletle dolduracaktır. Ondan sonra Kahtani’dir. Nefsim yedi-i kudretinde olana yemin ederim ki, O O’nun dununda değildir. • Kahtani’nin Hz. Mehdi’den dun olmayacağı 11.7--- Keza (N.b. Hammad), Velid’den O da Mamer’den tahric etti, dedi ki, Resullullah (s.a.v.) buyurdu: Mehdi’den sonra Kahtani’dir. O, Onun dununda değildir. • Kahtani’nin Hz. Mehdi’nin yolunda gideceği 11.12--- Keza (N.b. Hammad) Kaab’den tahric etti. O dedi ki; Buyurdu: Benden sonra, ehli Yemen’den Mehdi’nin dinde kardeşi olan, Kahtan’dan bir halife olur. Ve O’nun (Mehdi’nin) yolunda gider. Rum şehrini feth edecek olan O’dur ve ganimetlerini de alır. • Kahtani’nin yirmi sene kadar kaldıktan sonra silahla öldürüleceği 11.15--- Keza (N.b. Hammad) Ertad’dan tahric etti, dedi bana ulaştı ki: Mehdi kırk yıl yaşadıktan sonra döşeğinde vefat eder. Sonra Kahtan’dan iki kulağı delik olan bir adam çıkar ve Mehdi’nin yolu üzerinde gider. Yirmi sene kaldıktan sonra silahla öldürülür. Peygamber (s.a.v.)’in Ehli Beytinden bir adam olan, Mehdi güzel tavırlıdır. Kayzer şehrine gaza eder. O Ümmeti Muhammed (s.a.v.)’in emirlerinin sonuncusudur. Sonra O’nun zamanında Deccal çıkar. • Kahtani’nin isminin Mansur olabileceği hususu 11.9--- Keza (N.b. Hammad) İbni Amr’dan tahric etti, O dedi ki: Ey Yemen topluluğu, Mansur’un sizden olduğunu söylüyorsunuz. Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, O’nun babası Kureyşi’dir. İstesem O’nu son ceddine kadar sayardım. !.1--- Naim b. Hammad, Süleyman b. İsa’dan tahric etti, dedi ki: bana ulaşan bir habere göre, Hz. Mehdi ondört sene Beytül- Makdis’de kalır, ardından ölür. Kendinden sonra, kendi kavminden Mansur adında bir adam arkasıdan gelir. Beytül-Makdis’de yirmi bir sene durur. Sonra öldürülür, daha sonra Mevla adında birisi gelir ve üç yıl kaldıktan sonra o da öldürülür. Ve bilahare Heşimül-Mehdi gelip üç yıl dört ay on gün kalır. 11.5--- Keza (N.b. Hammad) Zühri’den tahric etti, dedi ki: Mehdi ölür, sonra insanlar fitnelere düşer ve kendilerine Mahzum kabilesinden bir adam gelir, O’na biat olunur. Bir müddet kalır, sonra semadan ins ve cin’ne ait olmayan bir münedi şöyle nida eder: “Falana biat edin ve hicretten sonra topuklarınız üzere geriye dönmeyin.” İnsanlar hemen bakınırlar, ancak (biat edecek kimse) göremezler. Sonra bu nida üç kez duyulur. Bilahare Mansur’a biat edilirde, Mansur Mahzuni üzerine yürür. Allah’da O’na nusret verir de onu ve beraberindekileri öldürür. • Hz. Mehdi’den sonra gelecek diğer kimseler Mansur, Selam ve Emiril Usub 11.13--- Keza (N.b. Hammad) Ertad’dan tahric etti, o dedi ki: Mehdi ile Rumlar arasıda bir antlaşma olur, sonra Mehdi vefat eder, sonra Ehli Beytinden bir adam işleri üzerine alır. Az adalet yapar, sonra öldürülür. 11.18--- Ebu Hüseyin İbni Münadi, Salim b. Ebi Cad’dan Melahim’inde tahric etti. O dedi ki: Mehdi yirmi bir yıl kalır, kendinden sonra bir diğeri gelir ve O’nun dununda olur, fakat O da salihdir, ondört yıl kalır. Sonra bir diğeri gelir, O da onun dunundadır, o da salihdir, dokuz yıl kalır. 11.8--- Keza (N.b. Hammad) Abdullah b. Amr’dan tahric etti dedi ki: Zalimlerden sonra Cabir gelir, sonra Mehdi, sonra Mansur, sonra, Selam ve en sonra da Emirül Usub gelir. 11.17--- Naim, Abdullah b. Amr’dan tahric etti. Dedi ki: Zalimlerden sonra Cabir çıkar. Öyle ki Allah Muhammed (s.a.v.)’in ümmetini ona tabi kılar. Sonra Mehdi, sonra Mansur, sonra Selam ve sonra da Emirül-Usub. Bundan sonra ölmeye muktedir olan ölsün. 11.11--- Keza (N.b. Hammad) Abdullah b. Amr’dan tahric etti, dedi ki: Üç emir arka arkaya gelir. Allah onlara yeryüzünün tamamının fethini müyesser kılar. Evvelinde salih Cabir, sonra Müferrec, sonra da Zulusub. Kırk yıl kalırlar. Onlardan sonra dünyada hiç hayır yoktur. X. BÖLÜM HATİME 1- DÜNYANIN ÖMRÜ (Burada insanlık tarihinin ömrü kast edilmektedir.) • Dünyanın ömrünün yedi bin yıl olduğu H.2--- İbni Asakir diyor ki: Ebu Said Ahmed b. Muhammed Bağdadi (aradaki ravi silsilesi ile) rivayet etti. Enes b. Malik (r.a.)’dan O dedi ki, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Kim bir din kardeşinin Allah yolunda bir ihtiyacını görürse, Allah Teala onun için, gündüzlerini oruçla, gecelerini de ibadetle geçirmişçesine şu dünyanın yedi bin yıllık ömrü müddetince sevap yazar. H.3--- İbni Adiyy diyor ki: Ebu İshak, İbrahim b. Abdullah Nebti, (aradaki ravi silsilesi ile) rivayet etti. Enes b. Malik (r.a.)’dan O dedi ki, Resullullah (s.a.v.) buyurdu: Dünyanın ömrü, ahiret günlerinden yedi gündür. Allah Teala buyurdu ki: “Senin Rabbinin yanındaki birgün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.” H.7--- İbni Ebi Dünya, Zemmil Emel’inde diyor ki: Ali b. Said, Hamza b. Hişan’dan, O da Said b. Cubeyr’den rivayet ettiler ki, Dünya, ahiret haftalarından bir haftadır. H.5--- İbni Ebi Hatem, Tefsir’inde İbni Abbas’dan rivayet etti ki: Dünya, ahiret haftalarından bir hafta olup, yedi bin senedir ve bunun altı bini geçmiştir. H.6--- İbni Abbas’dan sahih olarak nakledilen şöyle bir rivayet vardır. O dedi ki: Dünya yedi gündür. Her bir gün bin yıl gibidir. Ve Resulullah (s.a.v.)’de onun sonunda gönderildi. • Ashabı Kiramın gördüğü bir rüya H.4--- Tabarani Kebir’inde diyor ki, Ahmed b. Nadr el-Askeri ve Cafer b. Muhammed-ül Feryabi nakletmişler ki; (Ravi silsilesi ile) Dakkak b. Zeyd-i Cüheni’den rivayet ettiler. O dedi ki: Ben gördüğüm bir rüya’yı Resullullah (s.a.v.)’a anlattım. Bu rüyada Peygamber (s.a.v.) yedi basamaklı bir minberin en üst basamağında idi. O buyurdu ki: Yedi basamaklı gördüğün minber şu dünyanın ömrü olan yedi bin senedir, Ben de Onun son bininde olacağım. H.8--- İbni Abd-il Hamid, Tefsir’inde diyor ki; Muhammed b. Fadl, Hammad b. Zeyd’den, O da Yahya b. Atik’den, O da Muhammed b. Sirin’den, O da Müslüman olmuş kitap ehli birisinden rivayet ettiler ki: Allah, gökleri ve yerleri altı günde yaratmıştır. Rabbimin yanında bir gün, sizin dünya hayatında saydığınız bin yıl gibidir. Ve dünyanın eceli altı gündür, yedinci günde kıyamet kopacaktır. Altı gün gitmiştir ve siz yedinci gündesiniz. • Peygamber (s.a.v.) zamanında, Adem (a.s.)’dan beri 5600 yıl geçmiş olduğu H.28--- Ahmed İbni Hanbel İlel’inde nakletti. İsmail b. Abdülkerim, Abdüssamed’den O da Vehb’den rivayet etti: Dünyadan beş bin altı yüz yıl geçmiştir. Müellifin görüşü: Bu hadis-i şerife gösteriyor ki, Ümmet-i Muhammed’in ömrü en az 1400 yıl olacaktır. • Yahudilerin Cehennemde kalış müddetleri hakkındaki zanları H.9--- Ebu İshak diyor ki: Muhammed b. Ebi Muhammed İkrime’den, O da Said b. Cübeyr’den, O da İbni Abbas’dan rivayet ettiler ki: Yahudiler şöyle dediler: “Dünyanın müddeti yedi bin yıldır. O yüzden biz dünyanın her bin senesi karşılığında, bir gün Cehennemde kalacağız, ki hepsi yedi gündür, sonra bizden azab kesilecektir.” Allah işte bu mealdeki ayeti onlar hakkında inzal buyurdu: “Yahudiler, ateş bize ancak sayılı günler dokunacaktır derler. Siz Allah’ın indinde bir sözlerşme mi yaptınız? Allah Teala hiçbir zaman sözüne muhalefet etmez. Yoksa siz Allah’a karışı bilmediklerinizi mi söylüyorsunuz? Hayır, kim ki günah işleyip günahı onu kaplarsa, O Cehennem ehlinin ta kendisidir, ve orada ebedi kalacaktır.” Bu hadisi, İbn Cüreyr, İbn Munzır, İbni Ebi Hatem rivayet etmiştir. Ayrıca, Abd b. Humeyd, Sebbade’den, Sebbabe’den, O da Varaka b. Ebi Nech’den, O da Mücahid’den yukar ki hadisin benzerini aynen rivayet etmişlerdir. 2– HZ. İSA (A.S.)’IN DÜNYADA 40 YIL KALIŞI • Deccal’in bir hicri yüzyıl başlarında çıkacağı H.10--- İbn Ebi Hatem Tefsir’inde, Yahya b. Abdullah el- Kazvuni’den (ravi silsilesi ile) Abdullah b. Amr b. As’dan rivayet ettiler ki, Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Dünya kurulduğundan beri her yüzün başında önemli bir olay olmuştur. Bir yüzün başlarında da Deccal çıkar ve İsa b. Meryem (a.s.) nüzul ederek onu öldürür. • Hz. İsa (a.s.)’nın Deccal’i öldürdükten sonra yeryüzünde kırk yıl kalacağı H.13--- İmam Ahmed, Müsned’inde Hz. Aişe’den tahric etti. Dedi ki; Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Deccal çıkar, Hz. İsa İbni Meryem onu öldürür. İsa (a.s.) adil bir imam ve Hakim olarak yeryüzünde kırk yıl kalır. H.11--- Tabarani, Abdullah b. Selam’dan tahric etti, O dedi ki: İnsanlar, Deccal’den sonra kırk yıl kalır, bu dönemde çarşılar yapılır ve hurma ağaçları dikilir. H.12--- Tabarani, Ebu Hureyre’den tahric etti, Dedi ki; Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Meryem oğlu İsa (a.s.) iner ve insanlar arasında kırk sene kalır. (Hz. İsa (a.s.)’ın kırk yıllık döneminde “Hayırlar devri” denir.) • Hz. İsa (a.s.) devrinde hayat ve Ye’cüc-Me’cüc’ün çıkışı H.15--- Hakim, Müstedrek’inde, İbni Mes’ud’dan, O da Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etti. Buyurdu: Deccal’in bineğinin kanatları (kulakları) arasındaki mesafe kırk zira (arşın)’dır. Hadis’e göre şöyle devam etti. İsa İbni Meryem iner ve onu öldürür. Ondan sonra kırk yıl bol nimet içinde yaşarsınız. Kimse ne hasta olur, ne de ölür. Kişi koyunlarına ve hayvanlarına “gidin otlayın” der, onlar iki tarla arasından hiç bir başak yemeden geçip otlarlar. Yılanlar ve akreplerde kimseye zarar vermezler, yırtıcı kuş ve hayvanlar kapılar gelir ve kimseye bir zarar vermezler. Bir avuç buğday toprağa atıldığında, çift sürmeksizin yedi yüz avuç olarak biçilir. Ve bu durum Ye’cüc ve Me’cüc seddinin açılmasına kadar devam eder. Daha sonra Ye’cüc ve Me’cüc dalgalar halinde gelerek etrafı fesada boğarlar. Ve nihayet Allah, onların kulaklarına giren bir kurtçuğu musallat eder ve onlar topdan ölü olarak sabahlarl. Ancak leşleri çok fena kokar ve insanlar ondan çok muzdarip olurlar ve Allah’dan yardım isterler. Bunun üzerine Allah bir rüzgar gönderir ve sıkıntılarını kaldırır ve onların leşleri de denize atılır. İnsanlar da güneş batıdan doğuncaya kadar az bir zaman kalırlar. H.14--- İmam Ahmed Zühd’ünde Ebu Hureyre’den tahric etti. O dedi ki: İsa İbni Meryem yeryüzünde kırk yıl kalır ve eğer Batha’ya “bal olarak ak” dese o da akar. • Hz. İsa (a.s.)’dan sonra Mukaat adında bir halifeye biat edileceği H.16--- Ebu Şeyh, Kitab-ül Fiten’de Ebu Hureyre’den tahric etti, Dedi ki, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: İsa b. Meryem iner Deccal’ı öldürür ve kırk yıl Allah’ın kitabı ve Benim sünnetimle hükmeder, vefat eder. Sonra İsa (a.s.)’ın emri ile yerine Temim oğullarından Mukaat adında bir halifeye biat edilir. O da öldükten sonra, insanlar üzerine üç yıl geçmeden, Kuran insanların göğüslerinden ve sahifelerden kaldırılır. • Güneşin batıdan doğuşunun, kıyametten 120 sene önce olacağı H.21--- Abd. b. Hümeyd, Yezid b. Harun’dan, O da İsmail b. Halid’den, O da Ebu Heyseme’den, O da Abdullah b. Ömer’den rivayet ettiler, O dedi ki: İnsanlar güneşin batıdan doğmasından sonra yüzyirmi yıl daha kalırlar. (N.b. Hammad’ta Fiten’inde bu hadisi nakletmektedir) H.20--- İbni Ebi Şeybe, Vekii’den, O da İsmail’den O da Ebu Heyseme’den, O da Abdullah b. Ömer’den rivayet ettiler, O dedi ki; İnsanlar güneşin batı’dan doğmasından sonra yüzyirmi yıl daha dünyada kalırlar. • Kıyametten önceki son yüz sene içinde Allah’a ibadetin kalkacağı H.21--- Hakim Tarih’inde, Ebu Said b. Hamid Abdullah’dan (Ravi silsilesi ile) O da Abdullah b. Beride’den O da babasından rivayet ettiler, Resullullah (s.a.v) buyurdu: Kıyamet, yeryüzünde Allah’a ibadet edilmeyen bir yüz sene geçmedikçe kopmaz. • Müminlerden son grubun canı alındıktan sonra insanların yüz sene daha dünyada kalacağı H.22--- Naim b. Hammad, Kaab’dan tahric etti. Dedi ki: İsa b. Meryem (a.s.) ve müminler, Ye’cüc- Me’cüc’den sonra senelerce kalırlar. Sonra gürültülü toz-duman gibi birşey görürler ve birden bir rüzgar ki Allah onu müminlerin canını almak için göndermiştir. İşte onlar müminlerden canı alınacak son grubtur. İnsanlar bundan sonra yüz yıl daha dünyada kalırlar. Ne din ne sünnet tanrılar, yabani merkebler gibi birbirileri ile buluşurlar. Kıyamet’te onların üzerine kopar. H.23--- Naim b. Hammad Abdullah b. Ömer’den tahric etti. Dedi ki: Allah, Ye’cüc ve Me’cüc’den sonra temiz bir rüzgar gönderir. Bununla Hz. İsa, ashabı ve yeryüzünde bulunan her müminin ruhunu alır. Ve geriye kafirlerin bekayası ki onlar yeryüzünün en şerlileridir ve yüz yıl daha kalırlar. H.17--- Ebu Ya’la ve Ravyani, Müsned’lerinde, İbni Nafi’de Mücem’inde, Hakim Müstedrek’inde, Diya ise Muhtara’da Büreyde’den tahric ettiler. O dedi ki, Resullullah (s.a.v.) buyurdu: Allah bir Yüzün başında bir rüzgar gönderir ki, O her müminin ruhunu alır. • Şerliler devrinde insanların yeniden putlara tapacakları H.16--- Müslim ve Hakim, Abdullah b. Ömer’den tahric ettiler. Dedi ki, Resullullah (s.a.v.) buyurdu: Deccal çıkar, 40 gün kalır. Sonra Allah Hz. İsa (a.s.)’ı gönderir ve öldürünceye kadar onu arar. Daha sonra insanlar yedi (kırk) sene kalır. Bu esnada iki kişi arasında düşmanlık olmaz. Daha sonra ise dağda bir mağaraya saklansanız dahi size ulaşacak olan soğuk bir rüzgar, Şam tarafından gelir ve kalbinde zerre miktarı iman olan bir kimse bırakmaz ruhunu alır. Hatta bir kimse bir dağın içine saklansa bile o rüzgar oraya girer ve onun ruhunu da alır. Geride şerli insanlar kalır ve şeytan onlara putara tapmaları için emir verir de onlarda o emri yerine getirirler. H.23--- Naim, Abdullah b. Ömer’den tahric etti. Dedi ki; Kıyamet, Arablar eski atalarının putlarına yeniden tapmadan kopmaz. Bu süre’de Deccal’dan ve Meryem oğlu İsa’nın inişinden sonra yüzyirmi yıldır. • Hayırlılardan sonra, şerlilerin 150 sene olduğu H. 18--- İbni Ebi Şeybe, Musannef’de, Ebu Muaviye Ameş’den, O da Ebu Kays’dan O da Heysem b. Esved’den rivayet ettiler. O dedi ki: Muaviye zamanında ben ona uğramıştım. Yanında Abdullah b. Ömer vardı. Bana “Kimlerdensin” dedi. Ben “Iraklılardan” dedim. Bana “Sen orada tuzlu bir yer olan Kusi’yi bilir misin?” dedi. Ben “Evet” deyince. O dedi ki: “Deccal oradan çıkar” Sonra dedi, “Hayırlılardan sonra şerliler için yüz yirmi yıl vardır. İnsanların hiç biri kıyametin ne zaman kopacağını bilmez.” (N. b. Hammad da Fiten’ninde bu hadisi nakletmektedir.) H.29--- Devlemi, Müsnet-il Firdevs’inde, kendisi babasından, O da Süleyman Hafız’dan (o da ravi silsilesi ile) İbni Ömer’den, O da Resullullah (s.a.v.)’den rivayet ettiler ki: Şerli insanlar, hayırlılardan sonra yüz elli sene bütün dünyaya hakim olurlar. Onlar da Türklerdir. (Burada Türklerden maksat, Moğollar ve Çinlilerdir) Bu durum da Hz. İsa (a.s.)’dan sonra dünyanın sonuna 150 sen var demektir. Doğrusunu Allah bilir.) • İki nefha arasının 40 yıl olduğu H.26--- İbni Mübarek Züht’de, Hz. Hasan’dan tahric etti, O dedi ki; İki nefha arası kırk ylıdır. Birinci nefha ile Allah her diriyi öldürecek ikinci nefha ile de her ölüyü diriltecektir. H.25--- İbni Ebu Davud Baas’da, Merduye’de ebu Hureyre’den tahric ettiler, o dedi ki, Peygamber (s.a.v.) buyurdu: İki nefha arası kırk yıldır. H.24--- Buhari ve Müslim, Ebu Hureyre’den tahric etti, o dedi ki, Resullulah (s.a.v.) buyurdu: İki nefha arasıdaki süre kırk yıldır. alıntı.
Hun
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 1116
Yanıt Sayısı: 5482
10 sene önce
baska sitelerin linki yada ismi verilmesi yasaktir düzeltme yapilmistir su an dikkatinize
tenebrae
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 12
10 sene önce
yeni üyeyim,sagol uyarı için.
Hun
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 1116
Yanıt Sayısı: 5482
10 sene önce
hosgeldiniz keyifli forumlar dileriz tenebrae
tenebrae
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 12
10 sene önce
hoşbulduk,hoşgördük,tesekkürler ^^
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
seytanın ordusunun neyle savaştına bak orda görürsün içinizde görebilen varmı
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
o burda türkiyede bundan emin olun suriyeye yakın bir ilimizde
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
o burda türkiyede suriyeye yakın bir ilimizde
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
ayna lara yakın olanlar ayna dünyanın rengi modası medyası hali insanların ruh hali bir deprem olmazdan önce bazı hayvanlar bunu farkeder insanlardada bilmedikleri ön seziler vardırbu insanların ruh haline tekabül eder yazılı olan kader tecelli eder meleki hissi olanlar ondan yana rotasını çevirir seytani olanlar ona düşman deccala hizmet eder onların ruhları kirlenmiştir aynaya koca dünyaya gerçeyi yanıltmak ve insanların ruhlarını köreltmek için medya ve daha bi sürü seyi kullanırlar sanmaki, senin bildiyin din adamı seytan olmaz kimseye deyil hakikat ve adalete güven vicdanını aklını koru köreltme o seni doru rotaya çevirir onun ordusu deccal popcular ve sapık kişilerdir onları sembolerinde deyişimlerine dikkat et gerçeye hakka sarıl körelmiş ruh rotasını şaşırır ona esir olur
YorumIster
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 27
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
Ayet derki : "AHZÂB suresi, 40. ayeti" tefsiri ... Ancak o ALLAH'ın elçisi (rasulü) ve son peygamber (nebi) oldu. ALLAH her şeyi iyi bilir." Anlayan anladı, he mehdi diye gidipde adnan oktar denen ne idiği bilinmeyene inanırsanız vah ki ne vah halinize.
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
o çıkınca zaten kim oldugunu tartışmaya gerek kalmaz her konuştıgu her hareketi dünyadaki koca aynaya yansır onun ben mehdiyim geldim demeye ihtiyacı yok onun kim oldugunun gizli olması çok önemlidir ortaya çıksa benim mehdiyim diyen varsa bilinki sahtekardır onun öle bi seye ihtiyacı yok onu bilen alimler bilir ve onlarında akli selim olanları onu bilsede susar çünkü bu riyadır onun sevmediyi bir seydir
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
şu anda parlak sarıyaldız renkleri onu gösteriyor medyada her yerde bu renkler çoalacak dikkat edin bu yanındaki onu koruyan görevli melekleri sembol ediyor aynaya medyaya dünyaya her yere böle yansıycak
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
ayna gerisinde insanlara hissiyat veren melekler onun oldunu müjdeler
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
şeytanın hilesi hiç bir zaman bitmez allahın dini hariç her seyi kendine oyuncak eder aklını ve nefsini kibirini kontrol edemeyen biri kontrolden çıkmış demekdir seytan onu kullanır mesela ben mehdiyim der oysaki mehdinin ben mehdiyim demeye iytiyacı yok onun gücünü hissetdirmesi yeterde artar
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
şeytanın hilesi hiç bir zaman bitmez allahın dini hariç her seyi kendine oyuncak eder aklını ve nefsini kibirini kontrol edemeyen biri kontrolden çıkmış demekdir seytan onu kullanır mesela ben mehdiyim der oysaki mehdinin ben mehdiyim demeye iytiyacı yok onun gücünü hissetdirmesi yeterde artar allah onun gücünü gerektiyi yerde hisettiricektir 38
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
allah onu öle bir eyitmiştirki on tane farhat gibi dagı delmiş şeytan orduları içinde bırakıp ruhunu kemirmesini onlarla nasıl başa çıkabiliyor onu izlemektedir allah her seyi doru bilendir şeytan denen ipneyle nasıl uraşılır doguştan örenilmiyor allahın peygamberleri ne sıkıntılar çekmiştir her seyi dorusunu örenmek çok acılara bedeldir aklınızın alamıyca kadar acı ızdırap sıkıntı zülüm eziyet
Nekhbet
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 4
Yanıt Sayısı: 39
10 sene önce
şu anda parlak  sarıyaldız  renkleri  onu  gösteriyor  medyada  her   yerde  bu  renkler  çoalacak dikkat edin  bu yanındaki  onu  koruyan  görevli  melekleri  sembol ediyor aynaya medyaya  dünyaya  her yere   böle yansıycak 		
erhanozbay arkadaşım sürekli aynı şeyleri yazmışsın neye dayanarak bu bilgileri veriyorsun kaynak nedir????? ayna dünya medya..... diğer arkadaşları bilmem ama ben senin yazdıklarını anlamakta zorlandım açıkçası
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
zamanın kutbu neyi gösteriyor
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
bunu anlarsan odaklanırsan takip edebilirsin zamanın akışındaki şifreler hep bir seyleri sembol eder
Nekhbet
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 4
Yanıt Sayısı: 39
10 sene önce
yorumister kim için bu söyledikleriniz? ben herhangi bir hadisten ya da ayetten bahsetmedim
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
kardeşim bi seyin arkasına sıınıp yorum yapma varsa adam gibi bir bildiyin varsa açıkla kuranını kendine arkalama onu öne sürerek bi takım seyleri bahane etme bi çok alim bilirki mehdi geldi bu kadar
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
bildiyin bi sey yok kendin bile emin deyilsin konuştuklarının dorumu yalnışmı olduguna yalnızca konuşuyorsun doru oloup olmadıgını sana noter getirip onaylatacak halim yok kuranda hepimizin kitabı kuranın şifrelerini sırrını çözmeye kimsenin gücü yetmez kendi kendine boş boş konuşuyorsun birini eleştiriceyine bi sey biliyorsan onu konuş senin konuştugun seyi her sıradan insan konuşuyor ve bir işe yaradıgını sanmam
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
10 sene önce
Erhanozbay,çok sık müdahale etmek istemediğim için şimdiye kadar çok fazla yazmadım,ancak her konu altına ya cin şeytan isimleri yazıyorsunuz ya da tamamen uydurma hadislerle fikir beyan ediyorsunuz,amacınız her neyse burada gerçekleştiremezsiniz, tarikatınızın reklamını da kendi reklamınızı da yapmanıza izin verilmez.... Kendinize bazı özellikler vehmetmeye çalıştığınız dikkatlerden kaçmıyor...... Forumlarımızın amacı insanların kafasını karıştırmak değil,kafa karışıklığını ortadan kaldırıp gerçek bilgiyi paylaşmaktır......
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
ben bir tarikattan deyilim bir tarikat oldugumuda hiç bir zaman söylemedim ve burda bu konuda hiç bir sekilde cin seytan ve neyse bahsetmedim tamamen saçma him bir hadistende bahsetmedim hangi hadisten bahsetmişim saçmaladınız ap açık ortada nerde ne zaman hangi cin hangi seytan işmi yazmısım bi tane göstere bilirmisiniz galiba sizin sorunlarınız var yada burası ciddi bir kanal deyil
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
10 sene önce
Mehdi kelimesi Kur’an’da geçmez. Anlam olarak hidayete eren, hidayete erdiren demektir. Hidayet (doğruya ve güzele kılavuzlamak), Kur’an’a göre Allah’ın elindedir. Allah bu yetkisini peygamberleri ve kitapları aracılığıyla kullanır. Peygamberin getirdiği kitaplardaki ilkelerle hidayete çağıranlardan ise mübelliğ (tebliğci), dâî (çağrı yapan), nezîr (uyarıcı) denir. Bu hidayet yolcularının hiçbirinde tebliğ dışında bir amaç ve beklenti yoktur. Kısacası, aklını ve eylemini vaktinde kullanmadığı için ezilen kitleler, iyice bunaldıklarında ütopik bir kurtarıcı beklerler. İslam dünyasında en ateşli mehdî beklentisi, tarih boyunca en çok ezilen Şiî-Alevî kitlelerde görülür. Bu beklenti giderek, “Mehdî-i Muntazar (beklenen mehdî) deyimiyle imanın bir şartı haline getirilmiştir. Şiî inancında, ilk zamanlar, mehdî olarak Hz. Ali’nin geri gelmesi beklenmiş ve mehdî inancı Ali’nin adı çevresinde oluşturulan mitolojiye bağlanmıştır. 165/782′de ölen ve tarihin en tehlikeli uydurmacılarından biri olan Câbir b. Yezîd el-Ca’fî el-Kûfî (İmam Âzam onun için “en büyük yalancı” diyor) Hz. Ali’nin bir kurtarıcı-mehdî olarak geri geleceğini iddia ediyor ve kanıt olarak da Kur’an’ın Neml Suresi 82. ayetini gösteriyordu Mehdi inancı gerekeni yapamayan veya yapmayanların avunmasını sağlayan bir ütopyadır. Bu inanç bekleme esastır. Eskiden ezildiğinin farkında olamadığı veya ezilmeye karşı çıkacak imkân bulamadığı için hır çeken kitle, mehdî inancıyla, kahır çekmeyi, aldatılmayı bizzat kendi eliyle imanlaştırmış olmaktadır. Bunun içindir ki mehdî inancından, daha doğrusu mehdi hayal ve aldanışından kurtulamayan kitlelerin kalkınması, ilerlemesi mümkün değildir. Mehdî inancı atılım, üretim, gelişim ruhunu felce uğratan hurafedir. Bu hurafeye destek olarak ortada dolaştırılan “hadis patentli” sözlerin tümü uydurmadır Bu anlayış, zulüm ve despotizm altında inleyen kitlelerde şu veya bu adla tarih boyunca hep var olagelmiştir. Bugünkü İslam dünyasında yaşayan şekli ise Yahudilik ve Hristiyanlık’taki mesih (kurtarıcı) inancının Müslüman kitlelere aktarılmışıdır. Yahudiler, İlyas Peygamberin göğe çıkarıldığına ve âhir zamanda dünyayı kurtarmak üzere geri geleceğine inanmışlardır. Hristiyan dünya aynı inancı Hz. İsa’yı göğe çıkararak yaşatmıştır. Bu inanç, İslam akîdesi içine de, ne yazık ki, İsa’nın geri geleceğini tekrar eden bir söylem olarak girmiştir. Mehdiden maksat, tanrısal ışık ve aydınlığın önderi ise o, bugün için Kur’an’dır. Artı kişilerden hidayet bekleme devri bitmiştir. Çünkü peygamberlik devri Kur’an’la kapat ılmış Mehdiden maksat, kitlesel-siyasal kurtuluş ve bağımsızlık ise bunun yolu basiretli aktif siyasettir. Bu değerlerde başarılı olamayanlar, hayal ve afsunun derin ve uyutucu sularında ömür tüketmeye devam ederler. Mehdî ve mehdîlikle ilgili hadis patentli sözlerin, bir kere, hadis kritiği açısından hiçbirine güvenilemez. Çünkü bunların bazıları Hz. İsa dışında mehdî olamayacağını söylerken bazıları daha birçok mehdî tipten söz etmektedir. Kısacası, herkes kendi ekibinin şefini mehdî yapmak için bir veya birkaç hadis uydurmuştur. Özellikle tasavvuf-tarîkat çevrelerinde her ekip kendi şeyhini “zamanın efendisi” veya “mehdî” olarak kabul ettirmek için elinden geleni ardına koymamıştır. Akıl almaz keramet isnatları, kurtuluş vaatleri, korku ve tehdit salmalar… birbirini izler. Bu çevrelerdeki “kutup” inancı, mehdî inancının ta kendisidir… Konuya Kur’an vahyi açısından bakarsak, mehdîlik diye bir inancın varlığını kabul, Hz. Muhammed’in son peygamber olduğunu kabulle yan yana duramaz. Bunların biri doğruysa Öteki yanlıştır. Biz, Hz. Muhammed’in son peygamber olduğunu kabul ettiğimizdendir ki, başka bir mehdî geleceğine asla ihtimal vermeyiz ve böyle bir şeye inanmayı Kur’an’a aykırı buluruz. Esasen Kur’an, kişilerin hidayet önderi olma devrini kapatmış, ilkeleri öne geçirmiştir, ilkelerin kaynağı ise Kur’an’dır O halde, Kur’an’ın gelişinden sonra mehdi beklemek, ancak Kur’an’ı yetersiz ilan etmekle mümkün olur. Kur’an’ı yeterli bulanlar için başka bir mehdiye ihtiyaç yoktur. Ne yazık ki Islam tarihi boyunca hemen her coğrafyadan bir veya birkaç mehdi çıkmış ve halkı peşine takabilmiştir. Ancak bunların tümünün sonu felaket ve hezimet olmuştur.
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
kardeş bütün alimlerin hem fikir oldugu sey mehdi geldi az öz net biz burda kuranın şifresini çözmüyoruz çözemeyizde kuranıda inkar etmiyoruz
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
10 sene önce
Kuranı gerçek rehber edinmiş hiç kimseyi kuranda geçmeyen hiç bir şey için ikna edemezsin.....
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
deccalın ve mehdinin çıkıç alametleri hakkında hiç bilgin yok o zaman bunları en büyük islam alimleri söylüyor seni bura kim yönetici yapmışsa bence biraz düşünsün ben bir mesebten oldumu sölemedim cin seytan her neyse mehdi konuşunda sölemedim yardım amaçlı bilgilerimi farklı konularda paylaştım ve bana bir çok teşekkür eden kişi çıktı
erhanozbay
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 141
10 sene önce
hangi tarikkattanmışım sölermisiniz bende biliyim hangi tarikattanmısım acaba kendim bilmediyim senin bildiyin bir tarikatımmı var senden yönetici olamaz seni işim gücüm yok neyini yargılayım paranoyak sorunların var galiba hakkımda saçma sapan yalan seyler yazmanı gerektiren nedir anlamadım dorusu irinti oldum bu kanal
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
10 sene önce
şu zamana kadar terbiyemi bozmadım...sana da tavsiye ederim.. gerçek anlamda Saçmalamaya başlarsam pek de iyi olmaz......
slmg
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 1
Yanıt Sayısı: 28
10 sene önce
Devir ahir zaman devri, bu devirde çoğu şey gizli perdeler arkasındadır. Kişi kalp gözüyle ancak bunları ayırt edebilir. Kimin deccal kimin mehdi kimin Hz. İsa (a.s.) olduğunu ancak bununla görebilir. Bu devir şahıs devri değil, bu devir cemiyet, cemaat, topluluk ve bunların akımları önemlidir. Örnek olarak komünizm ve bunların türevleri tüm dinlere karşı olduğu için ve insanları toptan dinsizliğe ve anarşiliğe yöneltiği için büyük deccal özelliği taşır. Peygamberler ve alimler tüm toplumları Büyük Deccale karşı uyarmıştır.
SessizSenfoni
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 1
Yanıt Sayısı: 7
10 sene önce
Sevgili zeinarda açıklamalarını inceledim ve şu kanıya vardım yanlışsa beni uyar. Mehdinin gelmeyeceğine işaret ediyorsun Kuran-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz (sav) zaten bir uyarıcı ve Hidayet edicidir bunu tabiki kabul etmekteyiz. Fakat sen sözlerinle hadis-i şeriflerde verilen bilgileri kabul etmediğini beyan ediyorsun galiba. Eğer bilgi eksikliği varsa bunu düzeltelim lütfen; Hz. Ali'nin (r.a.) rivayetine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kıyametin kopması için zaman da sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah (c.c.) benim Ehl-i Beytimden bir zatı (Mehdi'yi gönderecek.) Sünen-i Ebu Davud, 5/92 Hz. Ali (r.a.) den rivayet edilmiştir; Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu: El-Mehdi , bizden Ehl-i Beyt'tendir. Said b. el Müseyyeb (r.a.) dan, Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: Mehdi, kızım Fatima'nın neslindendir. Sünen-i Ibn Mace, 10/348 Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beyt'imden bir kişidir. Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman , 13 İbnu Mes'ud: "Resulullah yahut da şöyle buyurmuştu der: "...Ehl-i beytimden birini, ki bu zatın ismi benim ismime uyar, babasının ismi de babamın ismine uyar. Bu zat, yeryüzünü, -eskiden cevr ve zulümle dolu olmasının aksine- adalet ve hakkaniyetle doldurur." Tirmizi, Fiten 52, (2231, 2232) Yine Bir Başka TİRMİZİ hadisleri; Ebu Said El-Hudri (RA) den rivayet edilmiştir; dedi ki: "Peygamberimizden sonra bir hadise baş göstermesinden korktuk ve Resulullah' (SAV)a sorduk, buyurdu ki: Ümmetimde Mehdi vardır; çıkacak ve beş veya yedi veya dokuz -şübhe eden, ravilerden Zeydi'dir- yaşayacaktır." Ebu Said diyor ki: "Bu müddet nedir?" diye sorduk ve Rasul- i Ekrem "senedir!" buyurdu ve şöyle devam etti: "İnsan ona gelecek ve "ey Mehdi! bana da ver, bana da ver!" diyecek; Mehdi de onun esvabını taşıyabildiği kadar dolduracaktır." (Sünen-i Tırmizi Tercemesi, Hadis No: 2333, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 92-93) Abdullah (RA) dan rivayet edilmiştir: dedi ki: Resulullah (SAV) şöyle buyurdu: "Ehl-i beytimden ismi ismime mutabık olan bir kişi Arablara malik oluncaya kadar dünya sona ermeyecektir." (Sünen-i Tırmizi Tercemesi, Hadis No: 2331, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 91) Abdullah (RA)den rivayet edilmiştir: Resulullah (SAV) buyurdu ki: "Ehl-i beytimden ismi ismime mutabık olan bir kişi başa geçecektir." Asım diyor ki: Ebu Salih, Ebu Hüreyre'nin şöyle dediğini bize bildirdi: "Dünyanın ancak bir günlük ömrü kalmış olsa, onun başa geçmesi için Cenab-ı Allah o günü behemehal uzatır." (Sünen-i Tırmizi Tercemesi, Hadis No: 2332, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 92) Ebu Hureyre (RA) den rivayet edilmiştir; Resulullah (SAV) buyurdu ki: "Benliğime hakim olan zata yemin ederim ki, Meryem'in oğlunun adaletli bir hakem olarak size inmesi pek yakındır. O, Haç'ı kıracak (haça tapınmayı kaldıracak), domuzu öldürecek (domuz eti yemenin haram olduğunu bildirecek), cizyeyi kaldıracak; mal (o nisbette) çoğalacak ki, kimse onu kabul etmeyecektir." (Sünen-i Tırmizi Tercemesi, Hadis No: 2334, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 93) Ebu DAVUT kaynaklarında; 4284 ...Ümmü seleme (RA) şöyle demiştir: Resulullah (SAV)'i şöyle buyururken işittim: "Mehdi benim ailemden, Fatıma'nın oğullarındandır." Abdullah b. Cafer şöyle demiştir: Ebu Melih'i, Ali b. Nüfeyl'i överken ve onun iyiliğini söylerken diledim. (Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 402) 4285 ...Ebu Said El Hudri (RA)'dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (SAV) şöyle buyurmuştur: "Mehdi ben(im neslim) dendir. O açık alınlı ve ince burunludur. Dünyayı zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracak ve yedi sene hüküm sürecektir." (Ahmed, b. Hanbel II-291, III-17) (Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 404) 4283 ...Ali (b. Ebi Tabil) (RA)'dan; Resulullah (SAV)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir. Dünyanın ömründen sadece birgün kalsa bile, Allah (c.c.) benim ehl-i beytimden bir adam gönderecektir. O dünyayı, (daha önce) zulümle olduğu gibi, Adaletle dolduracaktır. (Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 402) Ve yine araştırdığımızda daha birçok kaynakta yer almaktadır ben başlıcalarını buraya örnek olması için koydum. Kütüb-ü Sitte - Sahih-i Buhari - Müslim - Tirmizi vb birçok kaynakta Mehdi'nin geleceğine dair Hadis-i Şerifler yer almaktadır. Gelişinin en belirgin ve en baskın özelliği İsminin Peygamber Efendimiz (sav) ismi ile aynı olacağı. Şunuda belirteyim Peygamber Efendimiz (sav) ismi Gökte Ahmed yerde ise Muhammed (sav) 'dir. Mehdinin kelime anlamı hidayet edici hidayete kavuşturandır. Ve rivayet edilirki her ırktan kendilerine rehber olacak ve hidayete kavuşturacak bir Peygamber gönderilmiştir. Mehdi Peygamber değildir fakat Peygamber soyundan gelmektedir. BURAYA DİKKAT: ! ! ! Şimdi soruyorum sizlere Lahutiye ailesi 1000 yıl boyunca İslam sancağını 3 kıtada taşımış ve Dünya'ya Allah'ın Kelâm'ının yani Kuran-ı Kerim'in Hâkim olmasını amaçlayan ve bunun üzerinde nice kanlar döken Osmanlı İmparatorluğunun yani Türk ırk'ının içinden Peygamber veya bir uyarıcı Hidayet edici Rehber gelmişmidir ? Bilen varsa konu altına yazsın lütfen . Uyarı: Konu sadece bilgilendirme ve bilinçaltını uyandırma amaçlıdır. http://www.youtube.com/watch?v=BA8_PlQrl-s
naklow
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 7
10 sene önce
Evet dogdu adida ali efendi diye gecer istanbulda yasiyor
onur85
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 1
Yanıt Sayısı: 66
10 sene önce
Mehdi olduğuna biz nasıl inananacağız. Şimdi birinin mehdi olduğu söylense sahtekar der geçeriz. Gerçekten biz mehdinin gelişine yetişirsek ilginç şeyler göreceğiz.
naklow
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 7
10 sene önce
Hz mehdi geldi kardesler ama daha zuhur etmedi ben onunla manevi olarak tanistim bunlar uydurma degil ve tanistigim bu guzel yol aynen o kadar uyiyor kisayid nursiyide okudum ben ve anlatiklari na cok uyuyo tarihlere uyuyo ve ahmet nurunu tasiyo peygamber efendimizin dedigi gibi ve ilk once herkes ona karsi cikacak hatta seriat elden gidiyo diyecekler ve ancak onu Allahin izin verdilleri yani ona tavi olanlar onu taniyabilir ben manen tanidim ve onun geldigi yolda mezhep yok buyolda ona itiraz eden kaybeder cunku alisa gelmisindisinda bir uygulamasi var hizirla musanin yolculugla ayni sait nursinin dedigi gibi hem muceddit hem kutbu azam mursit 1980 yilinda istanbuldaydi ve onun anlattgi gibi onun ogrencileri onun nuruyla baktigi zaman kimin ne oldugunu bilirler ve Allaha yemin ederimki sahte degil cunku ben onun ogrencisiyim
naklow
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 7
10 sene önce
Ayrica bu siteyede karsiyim bu nedir boyle insanlari hur iradesine birakin kuran okunabilir yok getirme vefki yok sehvetle bakma buyusu ne bu ya mehdi lanet ediyo bizim dinimizde yok boyle bir sey insanlarin kafasini kurcalamak baska bir sey degil kuran kimsenin dunyalik menfaat nefsin kotu emellerine alet edilecek bir kitap degildir cahil insanlar sirk resmen Allah bizi sadece kulluk yapmamiz icin yaratmis seytani seylerle ugrasmak icin degil yazik yazik yazik
naklow
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 7
10 sene önce
Sevgi ariyorsaniz gidin bir mursit bulun yada her gun hz mehdi ye tabi olmak icin Allaha yalvarin bu herkes icin daha hayirli ve ondan feyiz alin iste gercek sevgi bu
ERBAUN
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 69
Yanıt Sayısı: 951
10 sene önce
hz mehdiye tabii olmak için ALLAHa yalvarmak yerine imanlı bir kul olmak için yalvarmalıyız işte o zaman mehdi a.s tabii oluruz zaten hz Muhammed s.a.v dedesi ve amcası ebu talipte peygamberimizi koruyup kolladılar ama iman etmediler bizler sadece ALLAH iman edip bu iman hayatının hiç bozulmamasını isteyip bunun için yalvarırsak bütün güzel nimetler bizimle olur zaten.
Biçareruh
Üyelik Zamanı: 8 sene önce
Konu Sayısı: 3
Yanıt Sayısı: 11
8 sene önce
Bu konu benimde dikkatimi çekiyor Mehdi ile tanıştığını söyleyen zat kim olduğunu da bahşeder mi
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23560 Kayıtlı Üye
  • 16566 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye karim55246
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)