Sevgi-Aşk-Muhabbet..

Bu konu SUMASALI tarafından 11 sene önce açıldı, 511 kere okundu ve 1 Cevap verildi.
SUMASALI
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 159
Yanıt Sayısı: 452
11 sene önce

Dünyevi sevdaları ele aldığımızda, hele ‘aşk` olarak tarif edilen sevdaları(!). Adı konmamış aşkların, patlamaya hazır bir bomba olduğu gerçeği dikkatlerden kaçmamaktadır…Bizler İnsan olma hasebiyle zaman içerisinde farklı duygular yaşarız… Sevgi, aşk, kin, nefret… Buradan yola çıkarak, ‘sevgi’ konusunda bir şeyler kaleme almayı düşündüm… Kur`an-ı Kerim’de “Aşk“ sözcüğü yoktur. Sevgiyle ilgili ayetler vardır. Sevgiyle ilgili ayetlerde daha çok “hub“ ve muhabbet kelimeleri kullanılıyor. “İman edenler Allah’ı daha şiddetle severler” (Bakara – 165)İslam âlimleri de aşkı; ‘aşırı sevgi’ olarak tanımlamışlar. Aşk; görme engelli bir coşku, görmezlikten kaynaklanan bir bağdır. Oysa sevgi, bilinçlice bir bağ; apaçık, duru bir görmenin sonucudur. O’nunla birlikte doruğa tırmanır. Sevgi aydınlıktır. Sevgisizlik ise karanlıktır. Karanlığın kaynağı yoktur. Ama ışığın kaynağı vardır…Hani bir ışık gördüğümüzde; “Bu ışık nereden yansıyor?” diye ışığın kaynağını araştırırız… “Sevgi ışıktır’’ dediysek, elbette bunun kaynağı Kur`an`dır, Hablullah`tır. Yani Allah (c.c)`ın ipine sarılmış insanın, duyduğu sevgi çeşididir…Allah (c.c)’tan kuluna, kuldan Allah (c.c)`a ulaşan muhabbetin eylemi! Şöyle bir düşünelim… Allah`ın kendini tanıttığı 99 Esma`sında, tüm Esma`lar tek kutupludur… Er Rahman, El Gafur vb… Yani Allah (c.c), merhamet edendir ama merhamet olunan değil… Allah (c.c), rızık verendir ama rızık alan değil… Allah (c.c), bağışlayandır ama bağışlanan değil vs. Ama öyle bir Esma`sı var ki; çift kutupludur! El Vedud… Hem sevendir, hem de sevilmek istenen. Karşılıklı muhabbet var bu Esma`da…“Allah onları sever, onlar Allah`ı sever.” (Maide – 54) Yani, “Sevdim; sevilmek istiyorum!” İşte bu Esma bizi hayrete düşürüyor… Allah (c.c)`ın, kulunda duyduğu sevginin meyvesi; cennettir. Sever, sevdiğini cennet ile sevindirir. Kulun Rabbine duyduğu sevginin meyvesi; imandır… Sever, ona teslimiyet ile ve iman ile muhabbet besler.Rabbimizin insan ile yaptığı ilk konuşma; “Yarattım! Neyle yarattım? Alâkla yarattım.İnsanı sevgiden yarattım. Alâkadan yarattım. Ben insanla alâkalıyım!” Çok seven, ilgili, ilişik, yapışık, tutkun anlamlarına gelir Alâk… Yani insanı sevgiyle yarattım, muhabbetle yarattım…“Ben insanla alâkalıyım, onunla ilgileniyorum” demektir… Rabbim sevmeseydi, katlanmazdı bize! “Ey kulum! Zorlu bir yolcuğa çıkacaksın, çileli bir yol. Sevmeden olmaz, seveceksin… Teslim olacaksın… Samimi olacaksın!’’ Evet… Allah (c.c), kullarıyla sevgiye dayalı bir bağ istiyor… Sevgi ve muhabbetle terbiye ediyor… Bu çileli yolculukta, sabır ve sebatla kendisine dayanılmasını istiyor…Kur`an’ın sevgiye bakış açısı; “Hubb”(sevme) kelimesi Kur`an`da dokuz yerde geçmektedir. Bu ayetlerden yola çıkarak sevgi-aşk konusu şu şekilde tasnif edilebilir:“Katımızdan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.” (Meryem – 13) “İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: “Ben buna karşı; yakınlıkta sevgi dışında sizden hiç bir ücret istemiyorum.” Kim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir.“(Şuara Suresi – 23)Kim kalbini Allah’a bağlarsa, Allah Mü’minlerin kalbinde ona sevgi ve merhamet yaratır.’’Hadis-i Şerif (Taberani)Ayet ve hadislerden şunu anlıyoruz ki; sevgi, yüreğe ekilen bir tohumdur… Bir muhabbettir… İnsanı azad eden, özgürleştiren bir duygu! Aşk ise ‘ışk’ kökünden gelir… Yani sarmaşık manasındır. Saran, sarmalayan, insanı bağlayan, tutsak eden sarmaşık… ‘Muhabbet’ insanı azad ederken, ‘aşk’ ise tutuklar, tutku da sevginin zehirlenmiş halidir… Dünyevi sevdaları ele aldığımızda, hele ‘aşk’ olarak tarif edilen sevdaları(!). Adı konmamış aşkların, patlamaya hazır bir bomba olduğu gerçeği dikkatlerden kaçmamaktadır… Allah (c.c)`la bağlantısı olmayan bu tür kalp fırtınaları, insanı bir tarafa savurabilir, nefis arzularına kaynaklık yapabilir ve insanı her türlü kötülüğün içine atabilir…Biz sevdiğimiz birinin nasıl sadece bizim kalbimizde yer alıp kalmasını istiyorsak, tabiri caizse; Cenab-ı Hak da, sadece kendisine tahsis edilmesi gereken kalbin, kendisi hesaba katılmadan başkalarının işgaline açılmasına karşı hoşnut olmamaktadır.Kalp, ancak gerçek ‘aşk’ olan; Allah (c.c) aşkıyla, iki dünya mutluluğuna ulaşabilir. Mecazi aşklar ise insanı geçici dünyada bir müddet oyalar ve beraberinde pek çok tatsızlığı da getirir…Allah`ı sevdik, sonra iman ettik, ama iman etmekle kalmayıp bunu ispatlayacağız… Nasıl ispatlayacağız? Hakiki iman ile… Çünkü imanı tarif ederken âlimler, diyorlar ki; “Kalpile tasdik, dil ile ikrar“ yani ispat şart… “Ben Allah’ı seviyorum’’ diyen bir kimsenin ispatı Peygamber`e imandır… Ona uymaktır, Ona tabi olmaktır… “…De ki: “Eğer siz Allah`ı seviyorsanız, o taktirde bana tâbi olunuz ki Allah da sizi sevsin ve sizin günahlarınızı mağfiret etsin (sevaba çevirsin). Ve Allah Gafurdur, Rahîmdir.” (Al-i İmran – 31) Demek oluyor ki, Allah`ı sevmenin ispatı, onun Resulüne tâbi olmaktır… O halde hayatımızı gözden geçirelim… Sevgimizi ispat edelim… Yüreğimizi bir “Hira“ yapalım… Bunun ispatı Resulallah`a tâbi olmak olup, sevdamızı eyleme dökmektir, bilelim…Meryem Kocaalıntı

Hun
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 1116
Yanıt Sayısı: 5482
11 sene önce
Kim kalbini Allah’a bağlarsa, Allah Mü’minlerin kalbinde ona sevgi ve merhamet yaratır.’’ tesekkürler sumasali
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23560 Kayıtlı Üye
  • 16565 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye karim55246
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)