الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي وَهَبَ لِي عَلَى الْكِبَرِ إِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ إِنَّ رَبِّي لَسَمِيعُ الدُّعَاء
Elhamdulillâhillezî vehebe lî alel kiberi ismâîle ve ishâk(ishâka), inne rabbî le semîud duâ(duâi).
Hamd, ihtiyarlık halinde bana İsmail ve İshak'ı bağışlayan Allah'a mahsustur. Muhakkak ki; benim Rabbim, duayı mutlaka işitendir.
1. el hamdu li allâhi : hamd Allah'a aittir, hamd Allah'adır, Allah'a mahsustur
2. ellezî : ki o
3. vehebe : bağışladı, hibe etti
4. lî : bana
5. alâ : üzerine
6. el kiberi : ihtiyarlık
7. ismâîle : İsmail
8. ve ishâka : ve İshak
9. inne : muhakkak
10. rabbî : benim Rabbim
11. le semîu ed duâi : duayı mutlaka işitendir
AÇIKLAMA
Bismillâhirrahmânirrahîm
Âyet-i kerime, Fatiha Suresinde olduğu gibi "elhamdulillâh" yani "Hamd, Allah'a aittir." sözüyle başlamaktadır:
1 / FÂTİHA - 2: El hamdu lillâhi rabbil âlemîn (âlemîne).
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'adır.
İbrâhîm (A.S), bir insanın çocuğunun olmasının mümkün olmadığı, yaşamasının dahi zor olduğu yaşlar olan 99 ve 112 yaşlarındayken, üstelik hanımı (İshak'ın annesi) da çok yaşlıyken iki çocuk sahibi oldu.
Allahû Tealâ, nebîlere, huzur namazının imamlarına ve resûllere bunları vehbî olarak verir. Onlar daimî zikre kendi gayretleriyle ulaşmamışlar, Allah onları Allah'ın vehbî ni'metiyle ulaştırmıştır. Ancak resûllerin dışındaki herkes, daimî zikri kesbetmek mecburiyetindedir. Yani onların bütün kazandıkları kesbîdir.