Çocukluğumda böyle bir ev hatırlıyorum,2 katlıydı ve bir katında da amcam oturuyordu,diğer katında da ev sahibi otururdu...hiç bir rahatsızlıkları olmadığı gibi ev sahibesi hanım evinde hiç bir şeyin eksilmediğini ve yokluk çekmediğini anlatırdı,zira tek gelirleri emekli maaşı yanısıra kira geliriydi,5-6 tane çocukları vardı hepsi de çok güzel okuyorlardı,kimisi üniversitede,kimisi lisedeydi,en küçük kızı da benimle aynı sınıftaydı,ben günmlerce amcamda kalırdım,iş icabı şehir dışına çıktığında yengem yanlız kalmasın diye ben onlarda kalırdım..
Yani uzun lafın kısası hiç bir felaket yaşamazlardı,sadece her gece temiz su ve havlu bırakırlarmış....
lise öğrenciliği dönemlerimde de bizim oturduğumuz evde vardı,babam müftüye danışmıştı,çünkü sadece ben ve kızkardeşim görüyorduk,ama asla korkutmuyordu.....Müftü de korkulacak bir şey olmadığını söylemiş......gerekirse çocuklarınız getirin ben konuşayım demiş.....
Sonra evlendim,yine oturduğumuz evde o topraklarda şehit düşmüş birisinin bilinmeyen bir mezarı olduğu tesbit edilmişti,o evde duyduğum huzur ve güven bambaşkaydı,sanki olağanüstü güçlerim var gibi korkusuz ve rahattım...
Yani yatır olan her ev mutlaka felaket getirecek diye bir kural yok....
Bu tamamen içinde yaşayanların inançlarıyla bağlantılı olsa gerek...