Ayurveda

Bu konu arien tarafından 10 sene önce açıldı, 575 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
arien
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 5
Yanıt Sayısı: 34
10 sene önce

Ayurveda, Hindistan alt kıtasında yaklaşık 4000 yıl önce ortaya çıkan bir tedavi yöntemidir.
Başlangıçta Hindistan, Nepal ve Sri Lanka’da uygulanan, bugün Batıda da yaygın alternatif tedavi yöntemlerinden biri olan Ayurveda, Hindistan’ın özgün meditasyon, yoga ve astroloji sistemlerini de üreten büyük bilgeler tarafından kuruldu.

Ayurveda’nın Çin ve Tibet tıp sistemleri üzerinde etkileri olmuştur. Ayur ve Veda olarak iki kelimeden oluşur. Ayur; hayat veya hayat ilkesi anlamına gelen “ayus” kökünden gelir. Veda ise bilgi anlamına gelen “vid” kökünden türemiştir. Bu bağlamda Ayurveda, günlük hayatın ve hayat döngüsünün bilgisidir. Ayurvedanın hem ruhsal hem de pratik bir temeli vardır; ruhsal temeli pratik olanı doğurur. Ayurveda’ya göre insanlarda 3 vücut veya alan vardır. Fiziksel, latif ve nedensel. Modern batı dilinde bunlar vücut, zihin ve ruh olarak isimlendirilir. Ayurveda sağlık sistemi; sağlığın, bu üçlünün bütün parçalarının bu uyum içinde işlemesi olduğunu vurgular.

Batılılarca tekrar gözden geçirilen ve modernize edilen Ayurveda; 1990 yılı ocak ayında, dünyada birçok ülkenin bir referans merkezi olarak kabul ettiği Amerikan Konseyi’nce, legal, tavsiye edilecek bir tıp dalı olarak kabul edildi.

Geçmişten Günümüze Ayurveda

Ayurveda’nın kökenlerine ilişkin tam bir zamanlama yapılamamaktadır. Bir inanışa göre Ayurveda’nın kökeni Hint Tanrısı Brahma’nın vahyidir. Vedik felsefeye dayalı bu bilgi doğrudan Brahma’dan Daksha Prajapati’ye ve ondan da tanrılar zinciriyle Dharma’nın korucuyusu Tanrı İndra’ya aktarılmıştır. Aynı anlatıma göre Ayurveda’nın ulaştığı ilk insan onu İndra’dan doğrudan öğrenen Bharadvaja’dır. Bharadvaja Ayurveda’yı bir grup bilgeye öğretmiş, onlar da öğrencilerine öğreterek Ayurveda’nın yayılmasını sağlamıştır. Geleneğe göre Ayurveda ilkin Agnivesh Tantra’da geçmektedir. Kitap daha sonra Charaka tarafından yeniden düzenlenmiş ve Charaka Samhita adını almıştır.

Hint tıp tarihi M.Ö. 3000’lere kadar giden Hint Vadisi Medeniyetine kadar geri götürülebilmektedir. Harappa ve Mohenjodaro’daki kentlerde gelişmiş bir hijyen ve sağlık sisteminin olduğu tespit edilmiştir. M.Ö.1200-700 arasında derlendiği düşünülen dört Veda kitabında ve özellikle de Rig Veda’da rahatsızlıklar, bitkiler ve bitkisel kürlere atıf yapılmıştır.

Ayurveda’nın Temel İlkesi

Ayurveda’nın esas önemli noktalarından biri; insanı, beden ve zihinle bir bütün olarak görmesi; onun tüm unsurlarını bir arada uyumlu ve dengede tutmaya çalışmasıdır.

Modern tıp hastalığı tedavi etme odaklıyken, Ayurvedik tıbbın önceliği hastalığı önleme, sağlığı koruma ve tedaviye dönüktür. Hastalığın, bedenin hastalığa yönelik dayanıklılığını azaltan bedensel ve zihinsel unsurlardaki dengesizlikten kaynaklandığına inanıldığından, dengesizlik düzeltildiği ve bedenin savunma mekanizması bitkisel formüllerle, hayat stilinin değiştirilmesiyle, diyet ile güçlendirilir ve bedene hastalığı yok edecek şekilde direnç kazandırılır.

Ayurveda’nın Kaynağı: Doşa Sistemi

Ayurvedik sisteme göre sağlıklı olmak doşa (dosha – beden tipi/mizaç), agni (hazım ısısı), dhatu (yedi beden dokusu: lenf, kan, kas, yağ dokusu, kemik, ilik, ersuyu) ve mala (dışkı, üre ve diğer atıklar) arasındaki denge üzerine kuruludur. Fiziksel, zihinsel ve ruhsal bakımdan iyi olmak, sağlıklı olmanın unsurlarıdır.

Ayurvedik tıpta beden “doşa” denilen 3 ana tipe ayrılır. Doşha’lar, Ayurveda’da bireysel psiko-biyokimyasal özellikler grubu ve kişiye özgü beden tipleridir. Bunlar; Vata, Pitta ve Kaffa’dır. Her insanda bu doşa tiplerinden birinin baskın olduğu kabul edilir. Bu doşha’lar kişiye bütün önemli özelliklerini verirler, böylece hiç kimse bir diğerinin aynı olmaz. Eğer bu doşha’lar dengeden çıkar, artar veya azalırsa hastalıkların yolu açılmış olur.

Başlıca 3 grup doşha vardır. Vata, Pitta, Kapha. Bu doşha’lar temel olarak beş elementten; boşluk, hava, su, ateş ve topraktan oluşurlar.

Vata: Sinir sistemi işlevini harekete geçiren hava ilkesidir.

Pitta: Sindirim sistemini düzenleyen ateş ilkesidir.

Kapha: Besin maddelerini dolaşım sistemine taşıyan su ilkesidir.

1. Vata: Boşluk ve havadan oluşur. Özellikleri; değişken, kuru, hafif, soğuk, küçük, hareketli, sert olması ve diğer doşha’lara liderlik etmesidir. Vücutta enerji ve hareketi sağlar, sinir sistemini çalıştırır. Konuşma, duyu organları ve hareket organları, nefes alıp verme, bağırsak ve idrar yolu hareketleri hep bu doşha’ca yönetilir. Anormal çalıştığında, arttığında, sinirlilik, gerginlik, uykusuzluk, dinlememe, kuruluk, kabızlık, ağrı, endişe, gaz, üşüme, kasların seyirmesi gibi durumlar oluşur.

2. Pitta: Ateş ve nemlilikten oluşur. Sıcak, keskin, hafif yağlı, hafif sıvı, asidik, acı, ekşi, kokulu, bağırsakları boşaltıcı etkisi vardır. İştah, susuzluk hissi, ısı dengesi, görme, cilt rengi ve yapısını belirler. Bu doşha dengede olmazsa aşırı sıcaklık hissi, cilt problemleri, ülser, görme problemleri, kötü koku, kızgınlık, aşırı acıkma, susama, yüzde kızarıklık, terleme oluşur.

3. Kapha: Su ve topraktan oluşur. Özellikleri; yağlı, soğuk, ağır, yumuşak, parlak, sağlam ve tatlılıktır. Vücuda kuvvet ve destek, cesaret, bağışlama, iyileşme gücü verir. Anormal, fonksiyonlarda ağırlık, şişmanlık, aşırı yavaşlık, donukluk, depresyon, alerji, kaşıntı, aşırı uyku sağlar.

Vata Doşha’yı Arttıran Faktörler: Aşırı uyanıklık, yetersiz uyku, korku, endişe, heyecan halleri, aşırı beyin faaliyetleri, doğal ihtiyaçların giderilmemesi, yolculuk, açlık, aşırı kuvvetli rejimler, kuru, hafif, acı, buruk tatsız yiyecekler, aşırı kilo kaybı, mevsimlerin değişme dönemleri, sabah erken ve öğleden sonra saatleri, 60 yaş döneminde olmak, kuru, soğuk, rüzgarlı hava.

Pitta Doşha’yı Arttıran Faktörler: Aşırı konuşma, düşünce ve faaliyet, aşırı güneş ışını, sıcak, asitli yiyecek ve içecekler, kızgınlık, kıskançlık, acı, keskin, ekşi ve tuzlu, sıcak yiyecekler, öğlen ve gece yarısı saatleri ve sıcak hava.

Kapha Doşha’yı Arttıran Faktörler: Aşırı dinlenme ve uyku, gündüz uykusu, yetersiz günlük faaliyet, yetersiz fiziksel ve zihinsel çalışma, aşırı yemek, ağır-yağlı, soğuk-ekşi, tatlı-tuzlu yiyecekler, çocukluk çağı, sabah-gece saatleri, soğuk-yağışlı hava.
Kişiler sadece bir doşha tipli olabileceği gibi, iki, hatta üçlü de olabilirler. Böylece çift özellikli dediğimiz bireyler oluşur.

Örneğin; Vata-Pitta olan bir kimsede kışın rüzgarlı soğuk bir havada, buruk, soğuk yiyecekleri yediği zaman, seyahatte Vata özelliklerini arttırıp uykusuzluk, heyecan, kas seğirmesi, sinirlilik olabilir veya aynı kişide yazın öğlen ciltte kızarıklık, sivilceler, mide yanması gibi durumlar olabilir. Veya Kapha bir kimsede ilkbaharda astım-allerji görülebilir.



Tedavi Nasıl Gerçekleştirilir?

Ayurvedik hekimler, çeşitli teşhis yöntemleriyle kişide hangi doşanın ağır bastığını tespit eder ve o kişiyi doşasına uygun yaşam şekline yönlendirirler.
Ayurvedik tıpta hastalık teşhisi hastanın gözle, elle muayenesi, sorgulanması ile sağlanır. Muayene şu standart noktalarda gerçekleştirilir: (1) nabız teşhisi (2) idrar, (3) gaita, (4) dil, (5) göz, (6) deri, (7) konuşma ve ses, (8) genel görünüş. Ayrıca hazım kapasitesi, kişisel alışkanlıklar, bedenin görüntüsü, hastanın direnci de göz önüne alınır. Bunun yanı sıra, teşhiste hastalıkla ilgili belirtiler de gözlemlenir ve çeşitli testler de uygulanır.
Tedavide doşalardaki dengesizlik giderilmeye çalışılır, bitkisel formüller kullanılır, yemek düzeni ve hayat tarzına doşaların dengeye kavuşması için müdahale edilir ve ruhsal sağlık bakımından psikolojik destek verilir, hüzünlü ruh hali ortadan kaldırılmaya çalışılır.



Ayurveda Uzmanı ve Aile Hekimi Dr. Ender Saraç’tan Öneriler

< İştahı azaltan ve zayıflamaya yardımcı bir ipucu: Zerdeçal, nane ve yeşil elma kokularını günde 25-30 kere derin derin içinize çekerek, iştah merkezini rahatlatabilirsiniz. < Piyasada tanınmış firmaların hazırladıkları form çaylarının formülleri güzel. Günde iki-üç fincan içilebilir. Birkaç hafta içip, ondan sonra ara vermek gerekir. < Gazımız varsa rezene çayı, iştahımız çok fazlaysa ıhlamur çayı, sindirimimiz zayıfsa zencefil çayı, hormon krizlerinden dolayı daha çok yiyorsak adaçayı, metabolizmayı canlandırmak için yeşil çay, bağırsakları çalıştırmak için sinameki çayı, şekerimiz çok yüksekse kekik çayı gibi bitkisel çayları tüketebiliriz. < Zencefil yağları yakar, zerdeçal karaciğerden toksin attırır, biberiye iyi bir antioksidandır, kekik şekeri düşürür, sarımsak zayıflamaya yardımcı olur.
-alıntıdır-

Konuya Bir Cevap Yazın

Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)