Fizyonomi İlmi-Fiziğinize Göre Karakteriniz

Bu konu kurabiyem tarafından 11 sene önce açıldı, 986 kere okundu ve 2 Cevap verildi.
kurabiyem
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 133
Yanıt Sayısı: 230
11 sene önce

buna fizyonumi ilmide deniliyor sevgili lahutiye ailesi arkadaşlarım,yaratılıştaki fiziki özelliklerinize karaterinizi analiz eden bu güzel çalışmayı sizlere sunuyorum;


SAÇLARINIZ:
Siyah saç: Faaliyete, hatımazlığa.
Gayet ince ve kara saç: Hassas bir vücuda sıhhati muhakemeye.
Gayet koyu siyah saç: Kıskançlığa.
Koyu kestane renkli saç: Uyuşulması kolay bir tabiata, sadakata.
Bulanık saç: Hafif meşrepliğe, sebatsızlığa, hercailiğe.
Soluk ve yıkanmış gibi görünen siyah ve san saçlar: Ruhen ve cismen zafiyete, alaycılığa.
Uzun düz, san ve ince saçlar: Azimsizliğe.
Sarı saç: Kibir ve gurura, gazab ve hiddete, entrikacılığa.
Açık san saç: Hülyaperestliğe.
Altın sansı saç: Mülayim bir tabiata, korkaklığa.
İnce saç: Hassas bir kalbe.
Sert saç: Sert ve inatçı bir tabiata.
Yumuşak saç: Yılışıklığa, cesaretsizliğe.
Erkeklerde uzun ve seyrek saç: İyi yiyip içerek bedenine iyi bakmaya ve rahatım her şeye tercih eden bir mizaca.
Çok ve sert saç: Otoriter ve sert bir tabiata.
Dik ve sert saç: Azamete.
Çok ve sık saç: Bir şeyi geç kavramaya.
Çok kıvırcık saç: Koyun gibi muti olmaya.
Kıvırcıklan büyük olan saçlar: İnada.
Gayri muntazam sağa ve sola yatabilen saçlar: Sebatsız ve hercai bir mizaca.
Dökülmemiş * ve seyrek saçlar: Zihin meşguliyetinin çokluğuna, sahibinin ilim erbabından olmadığına göre, bedeni bir rahatsızlığa maddî zevklere fazla düşkünlüğe.

Saçlar hakkında yazılmış olan şeyler ancak orijinal saçlar içindir


BAŞ:
Büyük, her tarafı muntazam şekilde yuvarlak bir baş: Tedbir ve ihtiyata, sır saklamaya, sebat ve hayır severi iğe.
Uzun ve sivri bir baş: Şirretliğe, hasede.İri baş ve geniş çehre: Şiddetkâr olmaya, nezaketten mahrumiyete.
öne doğru eğik baş: Hassa-i temyize, iyiyi kötüden ayırabilmeye.
Kafanın arka tarafının yüksekliği: Çocuklara karşı kesreti şefkate, rikkat-i kalbe.
Yüksek kafatası: Zeka ve sürati intikale, her şeyi çabuk kavramaya.
Yassı kafa tası: Lakaydiye, keder ve gam taşımamaya.
Üstü geniş ve büyük kafa tası: İntizama.
Tepesi yamru yumru kafa taşı: Vesvese ve evhama, emrazı dimağıyye ile maluliyyete.
Kafanın arkasının basık olması: Meyli sirkate.
Küçük baş: Za’fi akle, hafifliğe, sır saklamamaya.
Mutedil baş: Akıl ve zekanın itidaline.
Mutedil büyük baş: Akıl ve zekanın çokluğuna.
Yanlardan basık baş: Dar canlı olmaya ve çabuk kızmaya.



BOY:
Uzun boy: Hamakat ve sade dilliliğe. Noksaniyyeti akla.
Orta boy: Alelekser iyi ahlaka, saffet ve nezaheti kalbe, itidali hale.
Kısa boy: Zekavctc, hilekarlığa, fitneye ve fitnekârlığa, menfaatperestliğe.
Erkeklerde kısa boy: Müfrit cinsi mizaca alamettir. Ancak baş küçük, omuz ve kalçalar dar olursa, cinsî kifayetsizlik ifade eder.
Kadınlarda kısa boy: Alelekser kavgacılığa, küstahlığa, atılganlığa, cinsî duygularının azlığına, şeker, albümin, kalp ve nüzul hastalıklarına şişmanlığa istidada delalet eder.
Kadınlarda uzun boy: Cinsî mizaçlarının noksanlığına işarettir.



ALIN:
Geniş bir alın: Mütefekkir ve hasislerde ve mütekidlerde bulunur. Alnın üst kısmının kabarık olması: Kuvve-i hafızaya, orta kısmının kabarık olması: Kuvve-i muhakemeye, alt kısmının kabarık olması: Sürat-i intikale, becerikliğe, meslek ve sanatta ihtisasa.
Arzen geniş bir alın: Kerem ve sahavete, çabuk kızan bir tabiata.
Gayet ufak bir alın: Akıl noksanlığına.
Yumru ve yüksek bir alın: Emanete, zekaya, anlayışlı olmaya.
Yassı ve düz bir alın: Fena bir tabiata, sık sık hastalığa tutulmaya.
Mutedil bir alın: Akl-ı selim ve itidali ef ale.
Arzen ve tulen geniş bir alın: Anlayış ve kavrayış kabiliyetinin çokluğuna.
Ortası çukurlaşmış bir alın: Tamahkârlığa, kendini beğenmişliğe.
Dar ve basık bir alın: İnada, düşünmemezliğe.
Dar, alçak ve çıkıntılı bir alın: Ulu orta atılganlığa.
Tûlen uzun bir çukuru olan bir alın: Fena ahlaka, fikir noksanlığına.
Gayet uzun gayet düz bir alın: Vesveseli olmaya, müşkülpesentliğe, kindarlığa.
Mücella gayet açık ve üst tarafına doğru yuvarlak bir şekil alanlar: Dehaya, iyilikseverliğe.
Dar ve sert bir alın: Azim ve metanete,
Şakulî ve üstü çıkıntılı bir alın: Uzak görüşlüğe, ciddiyete, terbiyeli olmaya.
Haddinden ziyade büyük ve gayri mütenasip bir alın: İzansızlığa, kalın kafalılığa.
Arkaya mütemayil bir alın: Hayal kurmaya ve hayvanı hislere düşkünlüğe.
Daima buruşuk bir alın: İlim adamlarında, kemale, çok düşünür bir mizaca.
Etli bir alın: Cesaret ve hiddet-i mizaca.
Arızalı ve kabarık alınlar: Hilekarlığa, dessaslığa.
Genç yaşta alında hasıl olan ince çizgiler: İnkibaza işarettir.
Hem geniş, hem yüksek bir alm: Vasat bir zekaya, sekalete.
Alçak ve fazlaca ileri taşmış bir alın: Şahsî teşebbüsten mahrum insanlardan olur.



KAşLAR:
Koyu siyah kaş: Ekseriya iyi ahlaka.
Sık kaş: İyilikseverliğe, cimriliğe.
Ufkî, dolgun, düz ve inhinası az olan kaşlar: Halim bir tabiata, hoş görürlüğe, soğuk kanlılığa.
Yumuşak ve seyrek kaş: Hayalperestliğe.
İnce kaş: Zaafı kalbe, kibir ve gurura.
Ufkî, kalın ve birbirinden iyice ayrılmış kaşlar: Zeka ve metanet-i kalbe.
Yay gibi kaşlar: Saffet ve nezaheti kalbe. t
Kalın ve gayri muntazam kaşlar: Şiddet ve öfkeli bir tabiata, kötü huy ve ahlaka, gam ve kederli geçecek bir ömre.
Sık ve yumuşak kaşlar: Akl-ı selime, kuvvetli bir muhakemeye, terbiyeli bir seciyeye.
Mutedil, mukavves, yay gibi eğri ve telleri kalın olan kaşlar: Cömertliğe, el açıklığına, son derece iyi ahlaklığa, edep ve hayaya, iyilikseverliğe, akraba canlılığına.
Düz çizgi şeklinde olan bir kaş köşelere doğru eğilirse: Saffeti kalp ve hüsnü ahlaka.
Gözlere çok yakın olan kaşlar: Çok anlayışlı ve kavrayışlı bir zekaya.
Az mutedil surette arası açık olan kaşlar: Doğruluk ve emanete. «
Kısa ve birbirine karışmış kaşlar: Sır saklamaya, hafızasının kuvvetli olduğuna.
Birbirinden uzak olup alnı iki kısma ayıran kaşlar: Zekanın azlığına.
Çatık kaş: Her şeyi kalbinden geçirip zahiren ahmak gibi görünmeye, kıskançlığa, bazı kimselerde hiddet ve şiddete.
Kaşların ortasından nihayete doğru eksikliği: Merhametsizliğe, korkaklığa, kendisinden zayıf olana cevr ve zulmeder olmaya.
Sert ve dik kaşlar: Mertliğe ve cesarete.
Arzen uzun kaş: Münafıklığa, memmamlığa, koğuculuğa.
Uçları aşağı doğru eğilmiş kaşlar: Zaafı kalbe.
Ucu sivri kaş: Mürailiğe nifaka.
Uçlan yukarı kalkık kaşlar: Hafif meşrepliğe, zaafı kalbe.
Sol kaşın başında şâkulî bir hat: Ateşli bir tabiata, çabuk kızarlığa.
Sağ kaşın mebdeinde şâkulî bir hat: Havai meşrepliğe, içki, zevk, eğlence ve şarkıdan hoşlanan bir tabiata, hercailiğe.
Sol kaşın başında sağa doğru 45 derece meyilli bir hat: Safdilliliğe, çabuk kanarlığa.
Sağ kaşın mebdeinde sola doğru 45 derece meyilli bir hat: Bağ, bahçe ve hayvanat yetiştirmek zevk ve merakına, ziraatçiliğe.
Gözün üstünü örtecek kadar göze yakın olan kaşlar: Sahibinin ilim ve irfanına.
Kaşları hilal gibi ince olanlar: Hassas ve ince ruhlu insanlarda bulunur.



GÖZ KAPAKLARI:
Kemerli göz kapağı: Büyüklük taslayan bir tabiata, gözün üst kapağının mesafeli ve açık olması: Sahibinin edepsiz, hayasız, arsız ve oburluğuna.
Gözün alt kapağının hafif şiş olması: Bazı kimselerde erken kalkmaya, bazı kimselerde gulamparalığa, bazı kimselerde albumin veya diğer bazı hastalıklara.
Kısa göz kapakları: İhtirasa, cimriliğe.



GÖZLER:
Büyük gözler: Zarafeti tabii ve meşrebe, karaciğerin zaafına.
Mutedil gözler: Sevimliliğe, hayırseverliğe.
Küçük gözler: Hiffeti tabii ve meşrebe.
Siyah gözler: Hayıra, söz dinler bir tabiata.
Elâ gözler: Hilm ve ciddiyete, sabıra, edep ve terbiyeye, sıdk ve sadakata, haya ve sehavete.
Kumral gözler: Şecaat ve cesarete.
Gayet açık ela göz: Fikirdeki nezaket ve inceliğe, şetareti
taba.
Mavi göz: Şekavete, hissizliğe, merhametsizliğe, lakaydiye.
Yeşil gözler: Melanet ve yezidliğe, şekaveti ezeliyeye.
Gayet açık mavi gözler: Sanata meyyal bir tabiata, hayalperestliğe, çabuk kanarlığa.
Parlak gözler: Zekavete.
Güzel, gayet iri, parlak gözler: Zeka ve istidada, edep ve terbiyeye.
Gayet iri ve şeffaf gözler: Müvesvislik ve hırçınlığa, hasede. Küçük ve keskin gözler: Faaliyet ve şiddete, hodgamlığa. Güler gözler: Fevkalade hayırlığa.
Bebeği gülen gözler: Oynaklığa.
Baygın göz: Kalp ve yürek hırsızlığına Süzgün bakışlı gözler: Zekavete ve şehvete.
Yuvarlak gözler: Zaafı kalp ve dimağa.
Çukur gözler: Taazzum ve tekebbüre.
İçine gömülmüş gözler: İnat ve sebata.
Yumru gözler: Fevkalade hasut olmaya.
Noktalı gözler: Müessir olup, çok isabet etmesine.
Tek göz: Muzur ve fitnekâr olmaya, hasede.
Şaşı göz: Uğursuzluğa, eli eğriliğe.
Kırpık gözler: Uğursuzluğa.
Fırlak gözler: Cinnete, müsrifliğe, inada, ihtirasatı
hayvaniyyeye.
İri açılmış ve dışarı flrlamış müphem ve müzlim görünen gözler. İnada, bozdow hastalığına.
Yere bakan gözler: Yürek yakıcılığa.
Sabit bakışlı gözler: İnada, hasede, fenalığa.
Aşağı bakan ve dalgın olan gözler: Hayalperestliğe.
Kırmızı ve kanlı gözler: Hiddet ve şiddete.
Yukarı bakan gözler: Müstehzi bir tabiata.
Sönük gözler: Korkaklığa.
Yan kapalı, karanlık görünüşlü gözler: Hüzün ve kedere. Gözün karasının büyük olması: Cesarete.
Alt kısmı ziyadesiyle çukur ve gölgeli gözler: Genç erkeklerde istimnaya, genç kızlarda istihşaya delalet eder. Uykusuz ve kederli geçen gecelere de işarettir.


KİRPİKLER:
Gayet muntazam ve düzgün dizili kirpikler: İyi ahlaka, iyilikseverliğe akıl ve zekaya ve anlayışa.
Sert ve gayri muntazam kirpikler: Ekseriya asabî ve hiddetli insanlarda bulunur.



KULAKLAR:
Büyük kulaklar: Cehalet ve tenperverliğe.
Mutedil kulaklar: Doğruluğa, metaneti taba.
Küçük kulaklar: Mal ve esrar sarikliğine, hassas bir ruha.
Muntazam ve iyice kıvrılmış kulaklar: Büyük bir zekaya sağlam bir muhakemeye.
Kenarlan gayri muntazam kulaklar: Düşünce ve muhakeme azlığına.
Muntazam surette kıvnlmış ve iyi çizilmiş, pembe renkli kulaklar: Şahsın haline nazaran hitabet ve belagata olan
istidadına.
Büyük yassı, ince, kıvnmsız kulaklar: Zeka noksanlığına, kabalığa, cimriliğe.
Gayri muntazam şekilli, rengi * soluk kulaklar: Orta bir sıhhate, vasattan aşağı bir zekaya.
Kıvnmsız ve son derece yassı kulaklar: Herkesin fenalığından zevk alan bir tabiata, iktidarsızlığa, fikirsizliğe.
Etrafı gayri muntazam yuvarlak kulaklar: Beceriksizliğe, akıl azlığına.
Kabank gibi duran kulaklar: Düşüncesizliğe, kulağın ucunun kıvrık olması oburluğa, kabalığa, çok açık olan kulaklar: Musikî meylanına.
İnce ve muntazam kıvrığı olan yuvarlak ve dolgun kulaklar: Orta bir zekaya işarettir.
Küçük, çok pembe, kıvnmı ziyade ve kafa kemiklerinden hafifçe ayrılmış olan kulaklara, sahip kadınlar: Vefasız, şeytan gibi zeki ve hilekar olurlar.
Kafatasından çok ayrılmış kulaklar: Gevezeliğe, hilekarlığa, desise ve hıyanete, sadakatsızlığa.
Kulak memesinin bitişik olması: Nemmamlığa…
Toparlak ve etli kulaklar: Adiliğe.
Kulağın yüksekliği: Lakaytlığa, hayasızlığa*
Uzun, etli kulaklar: Tembelliğe, kibir ve gurura, küstahlığa.


BURUN:
Büyük burun: Vesvese ve evhama, korkaklığa.
Kısa burun: Çok korkaklığa.
Uzun burun: Az anlayışlı olmaya, ihtiyatkarlığa,
iyilikseverliğe.
Burun ucunun ağza yakın olması: inat ve İsrara.
Ufak, güzel ve muntazam bir burun: İyi ahlaka» sürati intikale, orta bir hayat yaşamaya.
Yassı ve geniş bir burun: Fartı şehvet, kesreti cimaa.
Gayet yassı ve geniş bir burun: Son derece şiddetli ve isyankar bir tabiata.
Gayet iri ve etli burun: Aç gözlülüğe, hilkaten dilenciliğe, oburluğa.
Burun kemiğinin ortasındaki kabarıklık: Dirayet ve zekavete, vicdana.
Burun ile alın arasında bir basıklığın yokluğu: Seciyesizliğe, cibilliyetsizliğe.
Gaga burun: Fena huy ve ahlaka, lafazanlığa, cimriliğe,
faaliyete*
Burun ucunun irilik ve yuvarlaklığı: İyi ahlaka*
Burun ucunun iri, kırmızımtrak ve topaklığı: Ayyaşlığa, sefahate, eğlenceye düşkünlüğe.
Kırmızı burun: İnatçılığa, budalalığa, kabalığa.
Basık burun: Ekseriyetle az zekaya.
Ucu tamamen yuvarlak burun: Saffeti kalbe, iyilikseverliğe.
Ucu hafifçe yassı ve yarım dörtköşe olan burun: Büyük bir zeka ve icat kabiliyetine.
Ucu yukarı kalkık burun: Boşkafalılığa, hayalperestliğe, gurur ve hasede, bu cins burunların delikleri geniş olursa son derece zihinsizlığe, arzen dar burun itimatsızlığa, şüpheciliğe.
Bir ucundan diğer ucuna sivri görünen burun: Maharete, hilekarlığa, ince fikre.
Burnun gözler hizasından ziyade basıklığı: Zaafa,
gevşekliğe.
Kadınlarda burun kanatlarının açık olması: Velût bir mizaca, zarafeti hisse, bazen kahırlı bir hayata.
Gayet iri burun delikleri: Şehvete düşkünlüğe.
Burun deliklerinin darlığı: Şiddeti taba, göğüs hastalıklarına istidada.
Burun deliklerinin büyüklüğü: Kibir ve hasede.
Burun deliklerinin küçüklüğü: Korkaklığa, ciğerlerin zaafına.
Burun deliklerinden birinin hissolunur derecede dar olması: Müdekkik olmaya, hiffeti mizaca.
Kolaylıkla açılıp kapanan burun delikleri: Şehvetperestliğe.

zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
11 sene önce
aynanın karşısına geçip inceleyip okumak lazım...:biggrin[1]: Sağol Kurabiyem....
Aura9
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 29
Yanıt Sayısı: 42
10 sene önce
Teşekkürler Kurabiyem fırsat bulunca bakıcam kendime :)
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23560 Kayıtlı Üye
  • 16565 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye karim55246
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)