Bu Tartışma tuhaftır, Hıristiyan sözde bilim adamlarınca ortaya atılmış birde sözde ucube belgesel çekilmiş ve Türkiye’de de yayınlanmıştır..
Bizlere göre belirttiğimiz gibi Olayın ele alınma şeklinin seyri ve İtham-kar yaklaşımların bırakın bir kutsiyet-i araştırmayı, Bir fosil anatomisinin incelenmesindeki terminolojiden dahi uzak olduğunu belirtmiştik..
Ancak görüyoruz ki, Bu konu genele hasıl olmuş bir durumdur..
Şimdi bunun ne olduğunu, Aşama aşama açalım.. Açalımki gönlünü Rahmetle dolduramayan bu toplumun, Akayit bağlarıda kopmasın..
1. Aslı bilinmeyen İncil (NEREDE VE NASIL OLDUÐU BAZI KURUMLARCA BİLİNMEKTEDİR )ancak, Hiristiyanların 4 Meshebincede kabul edilen 4 ayrı kitaplarının hepsinde (Sözde İncil) Yaradılış bölümü yine tahrip edilmiş TEVRAT’tan direk alınmıştır..
Hatta öyle ki,
Tevrat’ta ERAHİM cümlesi İncilde yüz yıllardır EROHİM olarak geçmiştir..!
EROHİM Tanrılar- ALLAHLAR demektir.!!
İsteyende İncilden kontrol edebilir veya bunun tercümesine bakabilir..
BİR KİTAP, SÖZDE HAK KİTABI OLDUÐUNU VARSAYDIKLARI… ALLAHLAR OLARAK BAŞLIYOR.. “VE ALLAHLAR IŞIÐI YARATTI VE ONU KARANLIKTAN AYIRDI VE GECE İLE GÜNDÜZ OLDU VE BİRİNCİ GÜN OLDU…..!!
Bu büyük faciadan sonra 4 mezhep kitabını detaylı araştırmış ve 100’lerce buna benzer hezeyanlar görmüşler olarak, burada bir kaçından bahis edeceğiz…
Amacımız malumun ilanı vs değil, Bu işe kalkışanların Referansının ne olduğunu, Rahmet-i nur’u terkedip yerine koydukları sahte ilahların boşlugunu doldurma çabalarındaki içsel çırpınışları ve yeni tip insan algısındaki rollerini, bu bağlamda zemin oluşturması açısından ortaya koymaktır..
Kişi Karşısındakini kendi gibi bilir..
KATOLİK İncilinde 72 küçük kitapçıktan oluşur ancak dönüp Avancelist İnciline bakarsak, katolik incilden 7 kitap eksik olduğunu görürüz..
Sebebi, tabi ki “burası bizim din anlayışımıza uymaz bunları çıkaralım” olmuştur..
Eğer Din ve iman bir İnsan akayitine göre tasnif ediliyorsa, ozaman nasıl oluyorda İnsani bir şartsal düşüncede Allah’ın dini böyle olmalı deniyor ve buna iman bekleniyor..
Devam edelim bir kaçı ile..
“Ve İsa Yahudaya yaklaştı, ve ona beni takip et dedi.. ?”
Şimdi bu Allah bir yana İsa’nın bile kelamı ise ozaman
“ben yahudaya yaklaştım ve o beni takip etti..” demesi gerekirdi. Öyleyse bunu kim ve nezaman yazdı.!
Öyle hezeyanlar varki birinde
hz. isa’nın yaşı 20 olarak veriliyor bir diğerinde “SANIRIM 32 YAŞINDAYDI” deniyor ..!!
Haşa ALLAH Kendi peygamberinin yaşını bilmiyor mu .. ?
Bunlar dediğim gibi öyle uzatılabilir ki
(katolik 2 Samuel bölüm 24) “ŞEYTAN DAVUTU İSRAİLOÐULLARINA KARŞI KIŞKIRTTI” DİYOR,
DİGERİNDE İSE “ALLAH DAVUTU İSRAİLOÐULLARININ ÜZERİNE GÖNDERDİ” DİYOR..
ALLAH AŞKINA BİR KİTAP VEYA KİTAPLAR ŞEYTAN İLE ALLAH’I KARIŞTIRABİLİRMİ ..
Devam edelim, Nerden tutsak bin paçare…,
(john 18 bölüm 9) = Tanrının bana verdiklerinden ben HİÇ BİRŞEY kaybetmedim… ! Diyor..
Peki, Aynı john 17. bölüm 12 de ne diyor yani 5 sayfa sonra = SENİN BANA VERDİKLERİNİ BEN 1 ŞEY HARİÇ MUHAFAZA ETTİM.. !
HİÇ ile BİR Arasındaki fark Sonsuzdur..
Şimdi hangi referansta Rahmeti varlığı veya Kutsal anlayışı olduğunu buradan anladıktan sonra gelelim bu iddaalara…
1. Kuran bir zihni nesne kitabı değildir..!
Eğer ona okuduğumuz bir kelimeyi anlamak ve bunu ayeti kerimede cümlesel manaya oturtmak belki bir yönü olur..
Ancak daha önce belirtmiştik.. Söylenen her kelime sizlerin tesbihinizde Yani nefesinizde (HE) bir bütünlük kazanır.. Bir titreşim oluşturur, buda titreşimsel nice varlıkları İter veyahut çağırır..
Şimdi ELHAMDÜ Diyorsunuz.. Siz bunu ŞÜKÜR EDERİM DERSİN..
ANCAK. Bu Başkaca bir varlık icin başka bir ifade içerir…!!!!!
Bu 4 boyut tılsımına girer.. Tek örnek verelim..
Başkca varlıklar ister RAHMAN-İ İSTER ŞEYTANİ KUR-AN’nı HARF HARF OKURLAR…!!
EL = ALLAH’ın bu alemdeki sıfatlarındandır.. Alemlerin özünü içerir..
ASIL ZİKRİ = İL DİR .. Aleme indirilmiş tüm Akayit ve Rahman-i Meleklerin İsmileri bu alem sıfatı ile Allah’ın kudreti ile anılır..
AZRA -İL
MİKA-İL
CEBRA-İL
İSRAF-İL
HAMD İse Alemi cihanlar manasına gelir.. Yani Hamd Alemlerin Rab-Bi ne demektir ? Bu ayette bile şifreleri verilmiştir..
Hamd alemler, Allah’ın yarattığı Alemlerin bütünüdür ..
DÜ ise hepinizin bildiği üzre 2 anlamına gelir..
OZAMAN EL-HAMD-DÜ = (4Boyut Manası) = 2 ALEM-İ CİHANIN RAB-Bİ Demektir..
Şimdi Din anlamında bırakın tasavvufunu, bırakın ilmi azamını, bırak Rahmet-i yetisini, Kendi arayışlarında boşluklarda olan bir varlık, şartlar meskun olursa elbet böyle bir iddaayı ortaya atar..
Mantıksal bakımdan yaklaşır isek, evet noktalı veya noktasız okunması manayı ne kadar etkiler.. Bu Ayet bilinçli Seçilmiştir!!! Yani =
EY İSRAİLOÐULLARI;
“Sayılı Birkaç Gün Müstesna, Bize Ateş Dokunmayacaktır” Dediler.
De ki Onlara;
Siz ALLAH Katından Bir Söz mü Aldınız.
ALLAH Sözünden Caymaz.
Yoksa, ALLAH Hakkında Bilmediğiniz Şeyleri mi Söylüyorsunuz?
Vaktiyle Biz, İsrailoğullarından;
“Yalnızca ALLAHA’a Kulluk Edeceğiz, Ana-Babaya,Yakın Akrabaya,
Yetimlere, Yoksullara İyilik Edeceğiz” diye Söz Almıştık.
Ve “İnsanlara Güzel Söz Söyleyin, Namazı Kılın, Zekâtı Verin” Diye de Emretmiştik.
Sonunda Azınız Müstesna, YÜZ ÇEVİREREK DÖNÜPTE GİTTİNİZ.!
Ey İSRAİLOÐULLARI;
Birbirinizin Kanını Dökmeyeceğinize,
Birbirinizi Yurtlarınızdan Çıkarmayacağınıza Dair Söz Vermiştiniz.
Her Şeyi Görerek, Sonunda Bunları Kabul Etmiştiniz.
Bunu Kabul Eden Sizler,
Verdiğiniz Sözün Tersine, Birbirinizi Öldürüyor,
Aranızdan Bir Zümreyi Yurtlarından Çıkarıyor,
Kötülük ve Düşmanlıkta Onlara Karşı Birleşiyorsunuz.
Onları Yurtlarından Çıkarmak Size Haram Olduğu Halde,
Hem Çıkarıyor Hem de Size Esirler Olarak Geldiklerinde Fidye Verip Onları Kurtarıyorsunuz.
Yoksa Siz Kitab’ın Bir Kısmına İnanıp, Bir Kısmını İnkâr mı Ediyorsunuz? !!!
Sizden Öyle Davrananların Cezası, Dünya Hayatında Ancak Rüsvaylık;
Kıyam-et Gününde ise,
En Şiddetli Azaba İtilmektir.
ALLAH Sizin Yapmakta Olduklarınızdan Asla Gafil Değildir.! ……………..
Ayetinde diyelim ki böyle bir anlam ve kavrama hatası oldu.. şimdi istediğiniz yerde bir kelimeyi anlam olarak değiştirin bakalım bütünlük şecaati bozulacakmı..
Bunun dışında şunu da belirtmemiz gerekiyor ki Belgesel denilen bu bilinçli yayını izledikten sonra bazı yerlerde İnsan aklıyla alay edercesine yazılmış izah ve nizamdan hatta bilimden yoksun iddalar gülümsetti.. Bu bir Beşerin aczidir.. Kur-an’da oluşacak bir harf hatta kelime hatası oluşmuş olduğu iddaa edilse de bu bir mana ve şuhul bütünlüğünü bozmaz..
Peki nasıl olabilir bir yerlerde farklı başka yerde farklı yazılı Kur-an.. İşte burada hataya düşeriz şöyle ki; Bir dil termünolojisi , etolojik ve mitolojik bütünlükleri kapsar.. Yani bir zamanda oluşmuş bir kelime başkaca zamanlarda başkaca mana içerebilir.. S.Arabistan daki Kuran ile Bizldeki lerde bazı telafuz hatası olabilir.. Eğer Bizdeki bir hafız S.Arabistanda kini, S.Arabistanda ki bir hafız da bizdeki okursa -daha doğrusu okuyamazsa.. Çünkü, bu dillerin etimilojik şartlarından kaynaklanır..! Yani latin alfebesi ile 1930daki bir türkçe yazıyı okumakta bu nedenlede telaffuz ve idrakte zorlanırsınız.. bu harflerin veya kelimelerin tahrifatından değil, zamansal dil lehçelerindeki telaffuz ve ona binayen tertiplenmiş etimilojisindendir.. Bunu çok merak eden birisi, topkapı sarayına gidip hz. Osmanın Kuran’ına bakabilir.. Bkalım bizim hafızlarımız okuyabilecekmi veya S.arabistandaki KABE’NİN DİBİNE 74 ???? KATLI BİNANIN YAPILMASINA İZİN verenler…! hiç biri okuyamaz.. Bunun sebebi İki kuran arasında ki farklardan kaynaklanmaz, anlatmaya çalıştığım Dil etiminolojisindendir..
Yaradan’ın Sevgi ve Rahmet-i İle,