Hz. HASAN SEZÂİ GÜLŞENÎ kaddese’llâhü sırrahu’l Azîz

Bu konu Hun tarafından 11 sene önce açıldı, 806 kere okundu ve 2 Cevap verildi.
Hun
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 1116
Yanıt Sayısı: 5482
11 sene önce

Hz. HASAN SEZÂİ GÜLŞENÎ kaddese’llâhü sırrahu’l Azîzİslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. Ismi Hasan bin Ali, mahlası Sezâî’dir. Tasavvufta Gülşenî yoluna mensûb idi. 1669 (H.1080) yılında Gördes’de doğdu. Şehrin bugünkü adı Korent olup, Yunanistan sınırları içinde kalmıştır. 1738 (H.1151) senesinde Edirne’de Hakk’a yürüdü. Kendi ismi ile anilan dergâhının bahçesinde sırlandı.Hasan Sezai, sekiz yaşına kadar doğum Doğum yeri olan Gördes’te kaldı. 1687 senesinde Venedikliler o beldeyi istila edince, gemi ile Gördes’ten İstanbul’a geldi. Yolculuk esnâsında, Halvetiyye yolunun büyüklerinden biri ile tanışıp sohbetinde bulundu. Hasan Sezai, genç ve yakışıklı olmakla, Zahiri güzelliğe sahib olduğu gibi, Edeb ve ahlâkının fevkalade olması ve çok iyi terbiye edilmesiyle bâtınî güzelliğe, kalb ve ruh temizliğine Sahib idi. Anlayış ve istidâdının pekçok olması, ilerde yüksek ilmi mertebelere yükseleceğini gösteriyordu. İstanbul’dan Edirne’ye geçen Hasan Sezai bir taraftan oradaki âlimlerden Zahiri ilimleri tahsil ederken, diğer yandan kendisini tasavvuf yolunda yetiştirip, manevi terbiye verecek bir rehber aradı. Gemi yolculuğu esnâsında tanıştığı zâtın tesiri ve gördüğü bir rüyâdaki işaret üzerine, Âşık Musa Dergâhında bulunan Şeyh Muhammed Sırrı Efendiye Talebe olup bir müddet hizmetinde bulundu. Muhammed Sırrî’nin vefâtından sonra onun vekili olup, yerine geçen Muhammed La’lî Fenâî Efendiye bağlandı. Muhammed La’lî Efendi aslen Kastamonulu olup, Edirne’de Şeyh suca ‘Zâviyesinde Talebe yetiştirmekle meşgul idi. Hasan Sezâî’ye dergâhın vakıflarının icârlarını toplamak vazifesi verildi. Bunun için Sezâî’ye; CABI Dede Efendi de denilmiştir. Hasan Sezai ondan mezun olup, Gülşenî Veli DedeDergâhının şeyhi oldu. Buradaki vazifesi altı ayı dolunca, ****sı Muhammed La’lî’nin halifesi olan Muhammed Hamdi Efendi vefat etti. Bunun üzerine Sezai onun yerine geçti.Hasan Sezai Efendi bir gün talebeleriyle sohbet ederken kalp gözüyle ****sı La’lî Efendinin Hakk’a yürüdüğünü anlayıp, şiddetli üzüntüye kapıldı ve kendinden geçerek yere düştü. Bu esnâda bir dişi kırıldı ve bu dişi bir tahtaya saplandı. Günümüzde de bu dişi, mihrâbın sağ tarafında bulunmakta ve ziyaret edenler tarafından görülmektedir.Hasan Sezai Efendi bir ara İstanbul’a gelmişti. Daha önce Edirne’de iken her tarafta duyulmuş olduðundan, İstanbul’a gelince, birçok ismi kimse onu görmek arzusu ile bulunduğu yere akın etti. Fakat o, tevâzusunun çokluğundan, gayet sakin idi. Böyle gelip sohbette bulunanlardan bazılarının kalbine, Hasan Sezâî’yi tahmin ettikleri gibi bulamama düşüncesi geldi. O gece bu kimselerin herbiri, rüyâlarında, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizi ziyaret için Medine-i Münevvere’ye gittiklerini, fakat kapıda Hasan Sezâî’nin bulunduğunu ve huzur-ı seâdete girebilmek için onun yardımı gerektiğini gördüler. Ertesi gün rüyâlarını birbirine anlattıklarında, hepsinin aynı rüyâyı gördükleri anlaşıldı. Böylece Hasan Sezai Hazretlerinin, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin varisi olan büyük âlimlerden olduğunu yakînen anladılar.Hasan Sezai hazretleri daha sonra Misir’a gitti. Kâhire’de, Gülşenî Dergâhında vazife yapan İbrahim Çelebi tarafından, Gülşenî tarîkatinde ikinci Pîr olarak kabul edildi.Hasan Sezai Efendi, gayet kibar, asil ve heybet sahibi, iyi ahlâklı, çok zeki ve yakışıklı bir zat idi. Edirne’deki dergâhında 53 sene Talebe yetiştirdi.Talebelerinin sayısının beş yüz bini bulduğu ve bunların yiyip içmelerinin bizzat kendisi tarafından karşılandığı bilinmektedir.İlme çok hizmet etti. Dergâhın yanında bir sebzeci dükkanı vardı. Bir gün talebeleri ile sohbet ederken o dükkana bakarak şu şiiri söyledi:Derd ile daim yanmakta bu dilAşkın nârına olmuşlar FitilPervâne Muineddin-sıfat olmaya VasilŞem’-i cemâle Suzana geldik.Cismimiz bunda, Canımız onda,Gevherimizin aslı ol KandaSezai, şimdi biz bu dükkanda,Biraz eylenip seyrâne geldik.Talebeleri önce bu sözlerin hikmetini anlayamamışlardı. Ancak çok geçmeden dükkânın yeri satın alınarak dergâha ilave olundu ve Sezai Efendi Hakk’a yürüyünce o yerde sırlandı. Yerine oğlu Muhammed Sadık Efendi geçti. Bundan sonra gelen torunları da, asırlar boyunca ilme hizmet etmişler, Edirne’de ilim ve Feyz kaynağı olmuşlardır.Hasan Sezai Hazretlerinin hayatında çok kerâmetleri görüldüğü gibi dünyadan göçtükten sonra da böyle fevkalade halleri, kerâmetleri çok görülmüştür.Hasan Sezai Efendi, ilim ve evliyâlığı yanında çok kuvvetli şiir söyleme kabiliyetine de sahip idi. Bu yönü ile kendisine, “Osmanlıların Hafız-ı Şirâzî’si” Ünvanı verilmiştir. Şiirlerinin ekseriyetini İlâhî aşk ve muhabbet ile söylemiştir.Hasan Sezai Efendinin Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz için yazdığı bir şiiri:Vücûdum mülkünün sultanı sensin.Muhakkak canımın cânânı sensin.Sezai vârını mahvetti şimdi,Hemini mevcûd olan ihsânı sensin.Muhammed, ma’den-i sıdk u safâdırMuhammed, menba’ı cud u atâdır (Aleyhisselam).Hasan Sezai Efendinin eserleri şunlardır:1) Dîvân:Ekserisi Tasavvufi mâhiyette olmak üzere, çok güzel şiirlerinden tertib edilmiştir.2) Mektûbat:Talebelerinden, devlet adamlarından, mevki ve ilim sâhiplerin-den ve başkalarından mühim şahsiyetlere yazdığı mektuplarının toplanmasından meydana gelmiştir.3)Niyazi-i Mısri kaddese’llâhü sırrahu’l azîzin; “Halk içre bir âyîneyim. Herkes bakar bir an görür.” mısraı ile başlayan altı beytlik bir gazelinin şerhi.EVRAD-I GÜLŞENİYYE-İ SEZÂİYYESABAH VİRDİBismillahirrahmanirrahimYa Settâru Ya SettarYa Azizü Ya GaffarYa Celilü Ya CebbârYa mukallibel kulubi ve’l ebsârVe ya müdebbira’l Leyli ve’n NeharHallisna dk azâbi’l kabri ven narIlahi üstür uyûbenâVağfir zünûbenâVe nevvir kubûranave tahhir kulûbenaVe’şrah sudûranaVe keffir anna seyyiatinaVe teveffena mea’l ebrârVahşürna yemek ahyârSübhâneke ma abednâkeHakka ibadetike Ya Ma’budSübhâneke ma arafnâkeHakka ma’rifetike Ya Ma’rufuSübhâneke ma zekernâkehakka zikrike Ya MezkûrSübhâneke ma şekernâkeHakka şükrike Ya MeşkûrFadlen minallâhive rahmeten Şükran minellâhive nı’meten li’llâhi’l hamdü vel minnetüElhamdülillahi ala’t taati veteriner tevfîkıVe nestağfir’ullahe’l Azime min külli zenbin amedin ve sehvin ve hatâin ve nisyanin ve noksanin ve taksîrinAllahümme lekel hamdü Hamden yüvafi niameke ve yükâfi mezideke nahmedüke iki cemîı mehamidike ma alimna minha ve ma lem na’lem ve neşkuruke alâcemîi niamike mâ alimnâ minha ve ma lem na’lemVe ala külli halin ya mühavvilel hali havvil halena ila ahsenil halA’dadtü li küllin hevlin La İlahe illallâhüVe li külli nı’metin elhamdü LillahVe li külli rahâin’i Şükrü lillahiVe li külli u’cubetin sübhanellahVe li külli zenbin estağfirullahVe li külli müsîbetin inna LillahVe li külli dikin hasbiyellahüVe li külli kazâin ve kaderin tevekkeltü alellahVe li külli tâatin ve ma’sıyetin la havle ve la kuvvete illa BillahVe li külli hemmin ve gammin maşaellahüyağlibellâhe şey’ün len galibün ve hüve ala külli şey’in hasbiyellahü ve kefâSemiallâhü li men deaLa ğayete lehû fil âhirati ya ulaLa İlahe illallâhü vahdehu la şerîke leh Lehül mülkü ve lehü’l hamdü yuhyî ve yümîtü ve hüve hayyün la yemutü ebeden dâimen sameden bakıyen iki yedihi’l hayr ve hüve ala külli şey’in kadir, ve ileyhil masîrLa uhsî senâen aleyke ente KEMA esneyte ala nefsike azze ve celle câruke ve senâüke La İlahe gayruk (Taha Suresi, 5-8)Errahmânü âle’l arşi’steva lehu mâ fi’s semavati ve mâ Fi’l ardı ve ma beynehüma ve mâ tahte’s sera techer içinde ve bi’l kavli fe innehû sirra ve ahfa ya’lemüs Allahü la ilahe illa hüve lehül Esmaul Husna fed’uhü Biha Sadekallâhül azimHüve’llâhüllezi la ilahe illa hüve’r rahmanü’r rahimEl Melik, el Kuddusü, Es-Selâmüel Mü’minü, elmüheyminü, el Azîzüel Cebbaru, el Mütekebbiruel Hallaku, el Bari’ü, el-Müsavviruel Ðaffaru, el Kahharu, el Vehhabüel Razzaku, el Fettahu, el Alimuel Kabidu, el Basitu, elHafiduer Rafiu, el Müızzü, el Müzillües Semî’u, el Basîruel Hakemü, el Adlü, el Latîfü, el Habîru,el Halimü, el Azîmü, el Ðafuru eş Şekuru,el Aliyyü, el Kebiru,el Hafîzu, el Mükîtü,el Hasibü, el Celilü,el Kerimü er Rakîbü,el Mücîbü, el Vasiu,el Hakimu, el Vedûdü,el Mecidu, el Bâısü,Eş Şehidü, el Hakku,el Vekilü, el Kaviyyü,el Metinü, el Veliyyü,el Hamidü, el Muhsî,el Mübdiü, el Müîdü,el Muhyî, el Mümitü,el Hayyü, el Kayyumü,el Vacidü, el Macidü,el Vahıdü, el Ehadü,es Samedü, el Kadiru,el Muktediru, el Mütaddimü,el Mü’ahhıru, el Evvelü, el Ahıru,ez Zahiru, el Batinu,el Vali, el Müteali,el Birrü, et Tevvabü,el Müntekîmü, el Afüvvü, er Raûfü, Malikül mulki zul Celali vel ikrâmi,el Müksitu, el Camiu,el Ðaniyyü, el Muğni,el Maniu, en Nâfiu, en Nuru, Darru edEl Hadi, el Bediu,El Baki, el Varisüer Raşidu Sabur esEllezi tekaddeset anil eşbâhi zatühûVe tenezzehetbir müşabehetil emsali sıfatühuve şehidet bi rububiyyetihi ayatühûVe dellet ala vahdaniyyetihi masnuâ tühûVahidün la dk kılletinVe mevcudün la dk ılletinbil Cudi ma’rufunVe bil ıhsani mevsufünMa’rufün bi la ğayetinve mevsufün bi la nihayetinEvvelü kadimünbi Lâ ibtidainVe ahırun kerimün mükîmünbi Lâ intihainVe ğafera zünubel müznibine keramenve hılmen ve Fadlan lutfen veEllezi Lem yelid ve lem yuledve lem yekün lehu küfüven ehadLeyse ke mislihi şey’ünve hüves semi’ul besirNı’mel Mevla ve nı’men nasirÐufraneke Rabbenâ ve ileykel MesirVe hasbünallahü vahdehüve nı’mel VekilVe la havle ve la kuvveteilla billâhil aliyyil azimYef’alüllahü ma yeşaü bi kudratihiVe yahkümü ma yüridü bi ızzetihEla lehül halku vel emrtebarakellahü rabbül aleminVe neşhedü en la ilahe illallahü vahdehu la şerike lehu ilahen adilen cebbaranVe meliken kadiran kahharanLi’z zünubi ğaffaranVe li’l uyubi settaranVe neşhedü Enne muhammeden abdühü’l Mustafa ve rasulühül müctebâve eminühü’l muktedâşemsüd duhabedru’d DucaNurul verasahıbü kabe kavseyni ev ednarasulüs sekaleynve nebiyyül harameynive imamül kıbleteynive ceddüs sibtaynive şefî’u erkek darayni fidve zeynü’l meşrikayn ve’l mağribeyn ve sâhibü’l cum’ati ve’l îdeynirasulen,, medeniyyen, mekkiyyen, kuraşiyyen ebtahıyyen, haşimiyyenkerrubiyyen, Ruhan ruhaniyyen, tekıyyen, nekıyyen, nebiyyen, kevkeben, dürriyyen, şemsen müdî’en, kameran, kameriyen Nuran, nuraniyyen,beşiran, neziran,sirâcen müniran,sallallahu teâlâ aleyhi ve ala alihive ashabihi ve ezvacihi ve evladihive hulefaihir raşidinel mürşidinel mehdiyyine dk ba’dihihususan minhüm ale’ş şeyhi’şşefikı katili’z zındîkVe Fi’l ğarir REFİKEl mülakkabi bil atîk’ıl imâmüalet tahkîkEmiri’l mü’minineEbi Bekri’nis Sıddık radiyellahü Teâlâ anhüSumme’s selâmü mine’l melikil vehhâbi ila emiri’l evvâbZeynil ashâb mücaviri’l Mescidiya da mihrapEnnâtıkı bi’s savabElmezkuru Fi’l KitabEmirul mü’minineÖmer’abnil Hattab radıyallahü teâlâ anhSumme’s selâmü mine’l melikil Mennanila emiril EmanHabîbi’r rahman câmiı’l Kur’ansahıbil hayâi ya da iman eş’şehidi ala’l furkanEmiri’l mü’mininineOsmanibni Affan radıyallahü teâlâ anhSumme’s selâmüMinel melikil veliyyi ila emiri’l vasıyyİbn-i ammi’n nebiyygaliı babi’l Hayberîzevci fatımet’iz Zehravarisi ulûmün nebiyyEmiril mü’mininAliyyi’r radıyyi’s sehıyyi’l vefiyyi radiyallahü anhVe kerremallâhü VecheSümmes selâmüâle’l imameyni’l hümameyni’sseîdeyni’ş şehideyni’lmazlumeyni’l maktuleyniEş şemseyni’l kamerayni’lbedrayni’l habibeyni’n nesîbeynibi’l kadâi er râdıyeyniVe ale’l belâi’s sabirayniemiral mü’minînEbi Muhammede’nil Hasenive Ebi Abdullahi’l HüseyniRadıyellahü anhümaVe ala ammeyni’l kerimeyni’ş şücaayni’l müazzameyni’l muhterameyniHamzete ve’l AbbasiVe ala cemîıl mühacirineve’l Ensari ve’t tabiîne’l ahyâri ve’l ebrârirıdvanüllahi teâlâ aleyhimve aleyna ecmeîn Ve sellim teslimenve azzeme ta’zîmen ebeden dâimenHamden kesîran kesîranila yevmil haşri vel kararAllahümme zeyyinzavahiranâ bi hidmetikeve bevatinenâ bi ma’rifetikeVe kulubünâ bi mehabbetikeve ervahana bi müâvenetikeVe esraranâ bi müşahedetikeAllahümmec’al fî kalbi nuranve fi sem’i nuranVe fi besarî Nuran ve bir Yemini Nuran bir şimâlî Nuran veve fevkî Nuran ve tähti nuranve emâmi Nuran ve halfi nuranVec’alnî nuran bi rahmetike ya erhamer rahımînVe’l hamdülillâhi rabbi’l aleminve’stecib duâena (amin)veşfi merdâna (amin)verham mevtanâ (amin)La ilahe illallâhü Muhammedün rasulüllillâhi hakan ve sıdkaVe salli ala külli nebiyyin ve melekin estağfirullâhe estağfirullah estağfirullahedk cemâı mâ kerihellahkavlen ve fi’len ve amelen ve Hatıran ve nazıran ve etubü ileyhSübhânellah (33 defa)Elhamdulillah (33 defa)Allahu Ekber (33 defa)Velhamdü lillâhi Hamden kesiraFe sübhanellahi bükraten ve EsilaVe teâlellahümeliken cebbarankahharan settaranSultânen ma’buden kadimen kadiraLa havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azimYa vağfir lena zünubena kerimü Va’fü annaYa rahmanü ya rahîmüAmin

Hun
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 1116
Yanıt Sayısı: 5482
11 sene önce
EVRAD-I GÜLŞENİYYE-İ SEZÂİYYE Türkçe Meali SABAH VİRDİ Bismillahirrahmanirrahim. Ya Settâru Ya Settar Ey En çok gizleyen ve ÖRTEN Allah Teâlâ’m Ya Azizü Ya Gaffar Ey çok izzetli günahları bağışlayıcı Allah’ın Teâlâ’m Ya Celilü Ya Cebbâr Ey mertebesi yüksek, İSTEDİÐİNİ mutlak yapan Allah Teâlâ’m Ey kalpleri ve ve bakışları diledği tarafa çeviren Allah Teâlâ’m Ey gece ile gündüzü bozulmadan kurduğu düzende tutan Allah’a Teâlâ’m Ve bizi cehennem ateşinden Halas eyleyip kurtarmanı istiyoruz. Ya İlâhî ayıplarımızı kapamanı, günahlarımızı afvetmeni, kalplerimiz temizlemeni, göğsümüzü açmanı, günahlarımıza ceza vermekten Vaz geçmeni, iyi hallerle ve iyi kişilerle beraber öldürmeni, hayılılarla beraber haşretmeni istiyoruz. Ey Allah’ın Teâlâ’m, Seni noksan sıfatlardan ve tenzih ediyoruz ki, zat-ı pâkine layık ibadetle sana Kulluk edemedik takdis. Ey Nimet vermek ve ihsan etmekle tanınmış olan Allah’a Teâlâ’m, Seni hakikatin üzere bilemedik. Ey Allah’ın Teâlâ’m, Seni noksan sıfatlardan ve tenzih ediyoruz ki, zat-ı pâkine layık ibadetle sana zikir edemedik takdis. Ey Allah’ın Teâlâ’m, Seni noksan sıfatlardan ve tenzih ediyoruz ki, zat-ı pâkine layık ibadetle sana şükür edemedik takdis. Fazilet Allah Teâlâ’m Sendendir. Şükür etmekte rahmet etmekte yine Sendendir. Nimetler Senden, şükür ve hamd Minette sanadır. Her türlü övgü, bizleri hayra ve ma’rifetullah’a muvaffak kılan Allah Teâlâ’ya mahsustur. Yüksek ve ulu dergâhından kasıtlı kasıtsız her bir günahım onu hatam isyanım, noksanlığım için Mağfiret ve isterim. Ey Allah’ın Teâlâ’m verdiğin nimetlere uygun ve artmasına Kafi gelecek hamd etmeyi vermeni, hamd edenlerle bizim Bildiğimiz ve bilmediğimiz şeylere hamd etmeyi istiyoruz. Yine şükr edenlerle verdiğin bütün nimetlerden bizim Bildiğimiz ve şükredelim bilmediğimize. Her halimizde hallerimizi çeviren Ey Allah’ın Teâlâ’m hallerimizi iyi hallere çevirmeni istiyoruz. “Korktuğumuz her korku için, kendisinden başka ilah olmayan Allah Teâlâ’dır, diye söylerim.” Tüm nimetleri geniş ihsan ile bulduğumuzdan, Allah Teâlâ içindir diye söylerim hamd. “Huzur ve güzel yaşantımız için, şükrümüz Allah Teâlâ’ya dir, diye söylerim. “Acayibimize giden ve şaşırdığımız şeyler için, Subhanallah söylerim.” Günahlarım için Allah Teâlâ’ya istiğfar ederim. “Musibetlerimizde ‘Inna Lillah ve inna ileyhi raciûn’ söylerim. “Darlık ve sıkıntılı anlarda, Allah Teâlâ bize kâfidir derim.” Kaza ve kaderden ne olursa hepsi için Allah Teâlâ’ya Tevekkül ettiğimi söylerim. “Allah Teâlâ’ya yakınlığımı saglayan ibadet ve Allah Teâlâ’dan uzaklaştıran isyan için La havle vela kuvvete illa Billah söylerim. “Üzüntülü ve Sevinçli hallerimde, Maşallah söylerim.” Allah Teâlâ her şeye galiptir ve mağlup olmaz derim. Her şey için bana Kafi geleceğine inanırım. Allah Teâlâ du edenin duasını işitir. Dünya ve ahirette vereceği nimetler sonsuzdur. Allah Teâlâ’tan başka ilah yoktur, tekdir, Ortağı yoktur, mülk ve hamd ona aittir. Hayatı ve ölümü O verir. Kendisi hayattadır, ebedi baki daimi Samedi olarak ölümsüzdür. Hayırlar O’nun elindedir. O her şeye kadirdir her şey ona dönecektir ve. Zatın yücedir, seni övmek için kelime bulamıyorum, Sen kendini övdüğün gibisin. İsimlerin eksikliklerden uzak ve temizdir. Ululuk, ferdiyet ve vahdaniyet zatına mahsustur. Senden başka ilâh yoktur.
ERBAUN
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 69
Yanıt Sayısı: 951
9 sene önce
faydalı bir paylaşım ALLAH azze ve celle razı olsun
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)