Tarihler 1332’yi gösterirken Fransa kralı VI. Philippe. Filistine yeni bir Haçlı seferi yapmayı düşündüğü bir sırada, Brocardus adında bir Alman papazı ona rehberlik etmek ve bu teşebbüsün gidişatı hakkında fikir vermek için bir kitap yazıyordu.Ve bu kitap’da en dikkat çeken tehlike şöyle ifade edilmiştir.
“Lanetli Haşişilerden sakınmak lazım.Bunlar menfaat karşılığıdna kendilerini satarlar;insan kanına susamışlardır;adetlerini ve hareketlerini şeytan gibi taklit ederek iyilik meleği kılığına girerler…”
Bu haşişilerin liderinede yer veriyordu brocardus “Dağ Şeyhi” adlı esrarengiz bir şahısın yönettiği, inancları ve adetleri, iyi Müslümanlara olduğu kadar iyi Hristiyanlara da ürkütü veren, Ortadoğulu mutaassıp Müslümanların meydana getirdiği olağan dışı bir fırkayı anlatmak için kullanılmış örgütten bahsediyor.
Bu şeyhin adı yıllar sonra “İslâm’da Radikal Bir Tarikat” ve “Orta Doğuda ilk Terörizm” olarak anılmaya başlanılcaktı..
Evet Hasan sabbah…
Kartal yuvası Alamutun büyük şeyhi yüzünü bile görmeye teşebbüs edilen kişiler bir elin parmağını geçmiyecek cinsten kendisini müridlerine peygamber ve allah elçisi olarak tanıtan o dönemin en büyük ismi.
Tarih 1092’yi gösteriyordu Dönemin en büyük müridleri Şahrud’un sesinin yankılandığı dar patikalardan Alamuta çıkmaktaydılar hepsi babaları yada anaları tarafından o dönemin en büyük isminin müridi, öğrencisi olmak için kartal yuvasına yollanmıştı…Kim bile bilirdi koskoca Selçuklu İmparatorluğunu bu müridlerin dağıtacağını.
Hepsi yıllarca eğitimden geçtikten Kuran’ı ve allahın kurallarını ezberliyecek kadar öğrendikten sonra hepsi dağ şeyhinin huzuruna çıkarılmak üzere Kuleye çıkarıldılar…
İşte yıllar sonra ismini alan haşhiş bitkisi ilk olarak burda kullanıldı Hasan sabbah müridlerinin bunu içmeleri karşılığında onları Allah’ın cennetine götüreceğine inandırarak uyuşturucuyu öğrencilerine aşıladı..Her bir mürid denileni yaptı ve hasan sabbah’ın bütün kurnaz oyunularına inanmış oldular.
Alamut’un arkasına gerçekten bir cennet bahçesi kurmuştur dağ şeyhi…Şaraplar,kadınlar,yemekler,çiçekler,ağaçlar herşey tam bir cennet bahçesi; peygamberi saydıkları hasan sabbah onları gerçekten cennette gönderdigine öyle bir inanırlarki onun tek bir hareketiyle canlarına kıyanlar olucaktır içlerinden.Bütün bu oyunlar sergilendikten sonra yine haşhiş etkisiyle kuleye tekrar geri getirilirler Hasan sabbah söyler bakın ben sizi cennete gönderdim inanırmısınız benim peygamber olduğuma der ve müridlerine yemin ettirir işte o gün herşey değişmeye başlar…
Aralarından en iyisi İbni Tahir’di onun görevi bir zamanlar Hasan sabbahın’da çoçukluk arkadaşı olan Türk tarihi’nin ve Selçuklu’nun en büyük Veziri olan Nizamül Mülkü öldürmektir.Ona verilen görevi tamamlamak üzere yola çıkar ve kendisini mısır’dan bir ****nın gönderdiğini söylüyerek Nizamül mülkün çadırına girer ve konuşmaya başlar çok fazla sürmeden yılan zehiri bulunan hançeri nizamül mülkün çenesinden yukarı sokar ve elindeki mektupu nizamül mülke uzatır.
“Cehennem’de Görüşmek Üzere İbn’i Sabbah”
Büyük vezirin ölümünden Sonra yorgun düşen Selçuklu Şahı “Melik Şah” yine o müridlerin arasından bir suikastçi ile sarayın’da kulağından bir kesik ile sabaha karşı öldürüldü ve başlıyan haçlı seferleriyle Selçuklu Devleti yıkılma aşamasına gelip yıkıldı…
Ve İsmailliler Güçlendikçe güçlendi hatta okadar güçlendilerki Avrupa’daki düklere,kontlara ve krallara suikast düzenlemeye başladılar…Hatta okadar korkulur oldularki yıllarca orta doğuya ticaret yapılmadı avrupa tarafından.
En sonunda Alamut kalesi moğol istilasında zamanında dağın altında kömür bulundu ve dağ moğol’lar tarafından havaya uçuruldu…
Günümüze gelmek gerekirse kendi açımdan hala Dünya’nın en etkili gizli örgütüdür…Hatta “Gül Haç Örgütü” ve “Mason’lara karşı açtıkları savaşlarda günümüzde’de öldürülmüş olan bir çok suikaste imza atmışlardır…
Ayrıntılı bilgi ve kitap okumak isteyen arkadaşlar için ;
http://s3.dosya.tc/server7/XxpdMh/VladimirBartol-FedailerinKalesiALAMUT.pdf.html