Avrupada Tuvalet Kültürünün Gelişimi

Bu konu Sİhab tarafından 12 sene önce açıldı, 743 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
Sİhab
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 310
Yanıt Sayısı: 734
12 sene önce

Alaturka tuvaletler alafranfga tuvaletlerin icatindan öncedir. Alaturka tuvaletleri icat eden de Osmanlı’dir. Osmanlı’daki alaturka tuvaletlerin Doğu Roma İmparatorluğu dönemindeki tuvalet ve lağım sistemine bağli olarak gelistirildiği kuvvetli bir ihtimaldir. (bu bilgi sadece varsayim) Ancak Romalilar bu sistemi Anadolu topraklarından almış, yani Etrusklerden almış ve geliştirmişlerdir.Doğu Roma İmparatorluğu’ndaki “alaturka” tipi toplu tuvaletlerin en güzel örneğini Efes antik şehrinde görebilirsiniz.Tuvalet herşeye rağmen soylu ve zenginlere ait bir kültür olarak yerleşmiş. Yani Osmanlı’da olsun Avrupa’da olsun, “yaygin kullanim” terimi ancak saray, kale ve soylu ve zengin evlerini kapsar. Burada bahsedilen Osmanlı’dan Rusya ve Batı Avrupa’ya yapilmis etkinin anlami şudur: Osmanlı soylu ve zenginlerinin Rusya ve Batı Avrupa’daki soylu ve zenginlerine yaptiği etkidir.Hal Osmanlıda ve Türkiye’de böyle, peki Avrupa ne durumda?Avrupa’da saraylarda tuvaletler oluşturulmamış demek doğru olur. Hatta yüzyıllarca gözardi edilmiş bir sistem olmuş. 548 odalı Louvre sarayinda krallik döneminden kalan herhangi bir tuvalet yoktur. Lağim sistemi ise İtalya (özellikle Venedik) hariçinde Kuzey ve Batı Avrupa ülkelerinde endüstriyel döneme kadar yoktur. Arap yarımadasi, Kuzey Afrika ve Doğu Avupa ise, zaten Osmanlı’nın parçası olduğu için, bizim kültür mirasımızdan pay aliyordu.Amerika’da ilk borulama sistemi ile temiz su ile pis suyu ayirma işlemi Filadelfiya eyaletinde 1802’de gercekleşmiştir. Uzakdoğu tuvalet kültüründe Avrupa’dan ileride olmuştur her zaman. Orta Asya ülkelerinde kimi yerde Budizm, kimi yerde İslamin etkileriyle tuvalet ve su ile temizlik ögeleri yüzyıllarca yerleşmiş, ama bu yöreler hakkinda bilgiler zayif. Afrika ve Avustralya’daki tuvalet kültürü, uzun zaman boyunca sömürge oldukları için Batı Avrupa’nınki ile aynıdır.Bunun yanisıra Osmanlı’daki sistemin Avrupa’ya yansımaları özellikle endüstriyel döneme girildiğinde büyük olmuştur. Örnek olarak halen Batı Avrupa’da eski binalara girdiğinizde eski tip tuvaletleri görebilirsiniz. Eski derken de Fransa’da mesela çokeskiye gitmenize gerek yok 1930 1940`larda yapilan binalarda sadece ortak kullanımda olan alaturka tuvaletler bulunmaktadır.Bir de tabii söylemeye gerek duymuyorum ama, hadi söyleyeyim, Batı Avrupa’da her kentte lağim 20. yuzyil başlarina kadar sokaklarinortasindan, insanlarin yürüdüğü yerlerden akarmış (Camus’un ünlü Veba romani akliniza gelsin, fareler şehri niye basarlar ki).Ta ki şehir planlamasında, ve alt yapı calışmalarında buna son verilene kadar böyle gitmiş.İlginçtir ama tuvalet kültürü Roma İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu sayesinde Avrupa’da yer bulmuştur. Özellikle İstanbul’un Avrupa yakası Roma İmparatorluğu’ndan kalan altyapının yararlarını çok çok görmüş. Bu altyapıyı da sonradan Avrupa’da kullanan nadir imparatorluklardan birisi olmuş.Roma İmparatorluğu cöküş ve 20. yüzyıl Avrupa’sina kadar geçen, ara dönem biraz içler acısı Avrupa için.Zaten karanlık donem diye adlandırılır, ne ilim vardır ne irfan ne de para. Değil lağim sistemi kurmak halkin açliktan ölmemesi içinçalışılmış hep. Kuvvetli Osmanlı İmparatorluğu’nun hem Akdeniz hem de Doğu Avrupa’daki hükmü yanında Batı Avrupa hep kendini korumak için çalışmış bu dönemde. Amerika’nın keşfi, zenginlik umidi verse de, bunu hicbir zaman sağlamamis. Dolayisiyla böyle büyük altyapi inşaatlar için parada (yani altin) olmamiş. Bunun yerine küçük formüller gelistirilmiş, daha çok mekanik taşinabilir formüllermiş bunlar.Meshur Ajax koltuğu İngiltere’de koku yapmayan tuvalet olarak soylulara sunulmus (tabi ilk bu “taht” a oturan kral olmuş. Çokbeğenmis, koku yapmadiği için. Tuvaletin adi da Fransiz argosunda “taht” yani “trone” dur) Zaten Osmanlı’nın gücü yaninda Avrupalilar ser sefillerdir. Ne para ne pul olunca, tuvaleti de düsünmek bir krala da yakismaz zaten. Avrupa’daki alimler tuvalet için birçok formül geliştirmişse de, sadece soylular için yapilmiş bunlar. Şehir surları içindeki ve disindaki halk için bir oluşum için endüstriyel dönemleri beklemek gerekmistir. Tabi isin komik yanini daha anlatayım. Avrupa’da soylularin saray bahçesinde semsiye ile dolaşmalarının en önemli sebeplerinden birisi pencereden hizmetcilerin boşalttiği pisliklerin üzerlerine gelmemesi içindi. Ya da pencerelerden uzak dolaşmak gerekiyordu. Malum ola ki bir pislendiniz! Sabun yok ki yıkayasın. Fransizlarin parfumleri icat etmeside buna bağlidir derler. Dikkat ederseniz her parfümde “EAU DE TOILETTE” yazısı var. Anlamı tuvalet suyu demektir. Avrupalı tuvalletten çıktıktan sonra parfüm kullanırmış yani “yıkanmıyoruz ama biraz güzel kokalım” diyorlarmış.Tarih hep komikliklerle dolu;Sabun bile Avrupa’ya gelişi ve yaygın kullanışı endüstriyel dönemden sonradır. Önceleri Avrupa’daki saraylarda soylular, yemekten pislenmiş ellerini köpeklerin tüylerine sürerek temizlenirdi. Bunun için uzun tüylü köpekler tercih edilirdi. Afgan tazilarinin Avrupa’da soylu köpek ünvanına kavuşması bu sayededir. Köpek bilse ne için kullanıldığını ah vah derdi herhalde, köpek onurumuzda gitti derdi.Yazıyı bitirirken, önemli hususa değinmek isterim. Avrupa diye gözümüzde büyüttüğümüz oluşum, Osmanlı mirasini endüstriyel dönemde kullanarak geliştirmiş bir toplumdur. Avrupa sadece endüstriyel dönemden sonra ve de ozellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bugünkü tuvaletli Avrupa olmuştur. Yani topu topu 50 senelik bir hadisedir. Sonuç olarak tuvalet kültüru Etrusklerden, ardindan Roma İmparatorluğu’ndan miras kalmistir. Bu mirasi Osmanlı geliştirmiştir. Osmanlı’dan da Arupa’ya yayılmıştır.kaynak:dünya tarihi

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 23560 Kayıtlı Üye
  • 16565 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye karim55246
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)