Azrail’n Güzelliği (Muhakkak Okuyalım)

Bu konu lahutiye tarafından 13 sene önce açıldı, 624 kere okundu ve 7 Cevap verildi.
lahutiye
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 4 sene önce
Konu Sayısı: 1156
Yanıt Sayısı: 4566
13 sene önce

[INDENT]Onk. Dr. Haluk Nurbaki’den gerçek bir hatıra… Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan sayısız olayla karşılaştım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek özel bir arşiv yaptım. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size nakletmek istiyorum.Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına gitmek istemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o imkanı bulamamıştı. Serap’ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına aldım. Ve kısa bir süre sonra da iyileştiğini gördüm. Ancak Serap’ın da bütün diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi gerekiyordu. Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra 1 ihale için İzmir’e gitmek istedi. Kışaylarında olduğumuz için uçakla gitmesi şartıyla kabul ettim. Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz bindiği otobüsün kaza geçirmesi üzerine 6 saat kadar mahsur kalmış. Dönüşünden kısa 1 süre sonra kanser, kemik ve akciğerine yayıldı. Serap bacak kemiklerindeki metastaz nedeniyle yürüyemez hale gelirken, hastalığın akciğerdeki tezahürü sebebiyle de devamlı olarak oksijen cihazı kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra ağzını o cihaza yapıştırarak nefes almak zorunda kalıyordu. Evine gittiğim gün, yine güçlükle konuşarak: ”Doktor bey,” dedi. ”Ben size…dargınım.” ”Niçin?” diye sordum. -“Siz…dindar bir insanmışsınız. Niçin bana da, ALLAH ‘ı, ölümü, ahireti anlatmıyorsunuz?” Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karşısında oldukça şaşırdım. O’nu üzmemeye çalışarak:-“Doktora ulaşmak kolaydır” dedim. ‘‘Parayı bastırdın mı istediğine tedavi olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın...” Konuşmaya mecali olmadığından “Ben o isteği duyuyorum” manasında başını salladı. Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanı sıra, ebedi hayatın ve saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve dersler “hızlandırılmalı öğretime” dönmüştü. Anlattığım iman hakikatlarını bütün ruhuyla meczediyor ve arada bir soru soruyordu. Vefatına bir hafta kala: “Doktor bey,” dedi. ”Ben ölürken ne söylemeliyim?” -“Senin durumun çok özel” dedim. ”Kelime-i Şehadet sana uzun gelir. O anı farkedince ”Muhammed” (s.a.v) sana yeter.” O, haliyle tebessüm ederek yine başını salladı. Çok ıstırabı olduğu için Serap’a sürekli morfin yapıyor ve O’nu uyutmaya çalışıyorduk. Ben, bir iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim. Dönüşümde annesi telefon ederek: -“Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor.” dedi. “Sabahlara kadar inliyor ve çok ıstırap çekiyor. Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının sebebini sordum. Aldığım cevabı hala unutamıyor ve hatırladıkça ürperiyorum. “Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanır ve son nefeste “Muhammed” diyemezsem?. İşte Serap, böyle bir hanımdı. Bu arada benden istihareye yatmamı ve eğer bir kaç gün daha ömrü varsa , son günü uyanık kalacak şekilde morfin yaptırılmasını rica etti. Ben hiç adetim olmadığı halde cuma gününe rastlayan o gece istihareye yattım ve Serap’ın acizliği hürmetine sandığım salı gününe kadar yaşayacağına dair işaret sezdim. Ertesi gün O’na: “Hiç korkma!” dedim. “İğneyi vurdurabilirsin” Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son sorusunu da sordu: -“Doktor bey…Azrail bana nasıl görünecek?” -“Kızım,” dedim. “O bir melek değil mi? Hiç merak etme, sana yakışıklı bir prens gibi gelecektir.” Salı günü Serap’ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim.Ancak vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni görünce yanıma gelerek: “Doktor bey, biliyor musunuz, bu evde biraz önce bir mucize yaşandı!” dedi ve devam etti: -Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını attı ve “yataktan kalkması imkansız” denmesine rağmen kalkarak abdest aldı, iki rekat namaz kıldı.Bütün ev halkı hayretten donup kaldık. Ve kelime-i Şehadet getirerek vefat etmeden biraz önce de: Doktor bey’e söyleyin, dedi. Azrail, O’nun söylediğinden de güzelmiş!..Alıntı.[/INDENT]

dilara12
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 332
13 sene önce
gerçekten ibret alınacak bir gerçek yaşam hikayesi,emeğinize sağlık.
Kayıtlı Değil
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 4 sene önce
Konu Sayısı: 1156
Yanıt Sayısı: 4566
13 sene önce
Okurken ürperdim çok değerli ve ders alınacak bir hikaye emeğine sağlık abi.
Princess
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 2
Yanıt Sayısı: 150
13 sene önce
Ürperdim. Kadıncağız ölmeden önce inancını kazanmış. Ölümün hayırlısı dedikleri sanırım böylesi.
Silent
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 71
Yanıt Sayısı: 473
13 sene önce
okurken insan ürperiyor değilmi,kişi ölüme yaklaşırken tek hissettiği şey pişmanlık ama son nefesi vermeden yolun neresinden dönersen kardır,Azrailinin kişiye nasıl görüneceği ve nasıl can alacağı kişinin imanına bağlı,belkide bu insan bağışlanmış bir kuldur ancak Rabbimiz bilir mükemmel bir paylaşım eline sağlık abi
nıkel
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 6
10 sene önce
okurken urperdım ıbret alıncak bır konu tskr
Zagam
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 1
Yanıt Sayısı: 45
10 sene önce
Allahhh..............................
pikaçu
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 106
10 sene önce
Peygamber efendimizin seytanla gorusmesinde de seytan 70 yil boyunca yaradana ibadet eden rahibin yoldan ciktigini, gunahkar oldugunu ve son nefesinde de imansiz oldugunu; dolayisiyla cehenneme girenlerden oldugunu soyluyordu. Gerek peygamber efendimizden gelen hadisler, gerek 4 halife ozellikle Hz. Omer ve Hz. Ali`nin son nefeste imanin onemi konusundaki sozleri, gerek evliyanin bahisleri, insanin hayatindaki en onemli anin birkac saniyeden ibaret olan son nefesi oldugunu soyler durur. Tabii ki son nefeste kisinin imanli ya da imansiz olmesi tesadufi gerceklesmiyor. Kafasina gore is yapan bir tanriya degil, kaza ve kaderi yaratan Allah`a iman eden insanlar olarak butun hayatimiza ozen gostermeli, her an dikkat etmeliyiz. Ancak hesaba da katmamiz gerekir ki Allah son nefeste imani bize yazmamissa omrun tamamina yakini bosa gitmis demektir. Allah son nefeste imanla olmeyi nasip etmisse de gunahkar da olsa o kulunu cennetine almistir. Bu yuzden en buyuk duamiz Allah`tan son nefeste imanli olarak olmeyi dilemek olmalidir diye dusunuyorum. Zaten bu duaya her gun samimiyetle devam edecek olan kullar da, Allah`in son nefeste imani nasip ettigi sevgili kullarindandir.
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23542 Kayıtlı Üye
  • 16560 Konu
  • 143811 Cevap
  • Son Üye Seo-Ul-Gog
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)