Bunu bu yılın ocak ayında gördüm.Normal bir rüyadır ancak çok sıkıntılı ve uyandığımda rüyanın gerilimini üzerimden gün içinde zor atmıştım.Bir İskandinav ülkesine gitmişim,ancak İzlanda mı neresidir tam kestiremiyorum.Deniz yolculuğudur ve bir gemideyim(zaten rüyanın içinde bir anda kendimi öyle buldum) ve geminin bulunduğu sahil üzerindeki evlere bakıyorum.Kumsal şeridin ardından iki insan boyu taş duvar yükselmiş ve üstü sıra şeklinde bahçeli evler var,onlara bakıyorum.Evler villa ile şato arasında karma mimari,tamamı taştan örülme,çatıları üçgen sivri kiremit çatı ve çatının uç kısımlarında büyük hayvan heykelleri var,bu heykeller ağaçtan oyulmuş.Her bir ev 3 katlı ve bir biriyle şahaeser yönde yarışır şekilde,her biri ayrı ihtişamda ve güzellikte ve kendilerine has bir mimaride,her birinde farklı detaylar girilmiş süslü püslü evler-ancak terk edilmiş görüntüde,harabe olduklarını da hissettiriyor bir yandan.Hiç bir canlı belirtisi yok,sadece bahçe yemyeşil,büyük ağaçlar ve çiçek vermiş muz ağaçları var.Resmen ağzım açık bakıyordum onlara,inanılmaz ihtişamlılar,birer biblyo gibi ancak bir o kadar da davetkar değiller,bir yandan da itiyor insanı.Onlara bakarken bir anda sahilde,kumsalda buldum kendimi,başımı kaldırarak evlerin tepelerine bakarak sahili takip ettim,evlerin bittiği yerde hemen yanı başından kumsaldan yukarıya doğru yol çıkıyordu ve bende bu yola girdim,evler sağımda kaldı,yanlarından geçerek yoluma devam ettim ve çok geniş araziye çıktım.Can-cun yok,bir insan bile yok,sadece bu evlerin arkası görünüyordu ve başka hiç bir bina yok.Afaladım,pusulasını kaybetmiş biri gibi oldum ve etrafıma bakınırken dolmuş durağa tabelası gördüm,hazine bulmuş gibi oldum:demek ki buradan dolmuş geçiyormuş,ona biner ve otogara giderim ve evime varırım,die düşündüm bir sevinçle ve beklemeye koyuldum.(işte ne olduysa bundan sonra oldu).Nereden çıktığı bilinmez karşıdan bir adam çıka geldi:benden yaşlı,şişko,pasaklı,üstünde kirli kolsuz atlet,çok bakımsız.Umursamadım çıkışını.Yanıma gelip elime kağıt tutuşturdu ve kağıdın ne olduğuna bakarken…tuhaf yazılar vardı..bir adresmidir,onu mu bana sordurmaya çalışıyor die kağıdtakini anlamak için incelerken…bana doğru bir adım atarak yanaştı ve hemen onu elimle ittim-yine yanaştı(sadece yaklaşıyor)-yine kolumu uzatarak onu ittim ve dedim ki:tamam,ben bakıyorum,ne olduğunu anlayınca söylerim.Yine bana doğru adım attı-yine ittim,yine adım attı -artık inanılmaz ölçüde sinirlerimi bozdu,aşırı derecede sinirimi bozdu ve:al şu kağıdını ve def ol git,dedim(söylemeye dilim varmıyor,ömrümde ilk kez rüyamda defol derken-küfürlü uslubuyla bağırdım) ve beni böyle söyletti ya acaip gerildim ve ardıma bakmadan ters istikamete hızla yürümeye başladım-o ise ardımdan nekadar terbiyeli ve ahlaklı biri olduğuna dair bana laf yetiştiriyor.Artık dayanamayıp arkamdan bağırdım:tabi ya ne demezsin,sende terbiye olsaydı zaten bana yanaşmazdın,defol git başımdan.Hızla yoluma devam ettim nereye gittiğimi bilmeksizin ve karşıma bir ev çıktı,ev derken-açık mutfak alanı,hani çok çok eskilerde görülürdü onlardan,köy evlerinin yanı başında toprak ocağı olur ekmek filan yapmak için,ahşap direkler üzerine kurulu çatı..onun gibi bir şey ve bu açık mutfak çadırı altında her yer yiyecek dolu-meyvalar,sebzeler….dolu,ahşap diktörtgen tezgah üstünde ocak üstü tüplü ocak,mutfak kap-gereçleri…her yer her yerde,dağınık,hazır edilmiş pişirilmesi bekleyen yemekler de var-tavuk etleri,musluk yok,sular büyük toprak küpler içinde.O görüntü karşısında dayanamadım,kolları sıvadım başladım bir yandan toplamaya,bir yandan temizlemeye..çünki ilk nereden başlamam gerektiğine aklım karıştı ve böyle bir birine girmiş mutfakta sadece yemeği pişiremezdim,çalışamam dağınık ortamda.Bir yandan düzeni sağlamaya çalışıyorum,diğer yandan da yemeği pişiriyorum-aklımı tamamen buna vermişken….o ses beynimde şok dalgası yarattı-yemeği nasıl hazırlayıp pişirmem gerektiğine akıl veriyordu.Arkama baktım ki…o şişko ahşap sandalyeye oturmuş ve tam arkamdaydı,peşimden gelmiş.Dellenmiş şekilde-defol git-die bağırıyorum,o ise hala duymazlıktan gelir gibi yemekle ilgili bana akıl veriyor.Ben kovuyorun o ise oturduğu yerden akıl vermeye devam ediyor-yine gitmesini söylüyorum,o ise akıl veriyor..ve uyandım.Allaha binlerce kez şükrettim sadece bir rüya olduğu için,ne hayet uyanmakla ondan kurtulabilmiştim,sadece uyanmamla kurtulabildim.Ama bu gerilimin etkisi gün boyu sürdü,o kadar gerilmiştim ki zor atlattım.Nereden oldu da çıktı,nasıl bir illetmiş anlayamadım.Bu aslında asla hatırlamak istemediğim bir rüya,sadece anlamını bilmek isterim,bunu araştırmadım bile çünki.Yorumunu yapabilecek arkadaşlar varsa,lütfen.Saygılarımla