Kendime Geliş

Bu konu Sir Alexi tarafından 11 sene önce açıldı, 477 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
Sir Alexi
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 26
Yanıt Sayısı: 7
11 sene önce

Köreldim diyorum. Yok diyor.

Köreldim ki ne köreldim. İki gündür durmaksızın online makyaj butiklerinde geziniyorum. Çok pahalı olmamak kaydıyla kendime yeni yeni rujlar, teleskobik fırçalı rimeller, ballı çiçekli parfümler sipariş ediyorum. Ayaklarımın ucuna basa basa ilaca bir günlüğüne ara verdim. Ama garip şeyler oldu, mesela depresyonuma yenilmedim. Demek ki hiç farkında olmadan biraz biraz iyileştim. Makyaj shoplarda gezmemde iyi oldu. Kızlar arasında pek meşhur olan ama adını ilk kez duyduğum kabuki fırçanın bile ne olduğunu öğrendim. Cinsdaşlarıma yalazlı bir nefret duyarken daha bir genç kız gibi yaşamaya başladım.

Sipariş ettiğim tarçın, fıstıklı yeşil, nar çiçeği rengi bluzlarım da geldi. Daha ne olsun. Pek bir ince yalnız bunlar, üşütüyor. İlacın sağladığı tazmanyavari bitmez iştahımdan, doymaz karın açlığımdan bir buçuk haftada üç buçuk kilo bile aldım. Aa bak nasılda gramaj hesabı yapmaya başladım. Kendimi cinsiyet değiştirmiş gibi hissediyorum. Bir feminenlik, ultra basınçlı salgılanan östrojen, kendimi tanıyamıyorum. Ne kocaman altın küpelerimi ne de yüksek ökçeli bordo kadifeden biçilmiş ayakkabılarımı çıkarıyorum. Gözüm gibi bakıyorum her ikisine de. Bir kadın, kadın olduğu otuzuna bir kala mı anlar? Olsun, o da birşeydir. Ya yaşamım boyunca kendimi bir izabettin, bir gıyasettin, bir cemşit sandaydım? Daha mı iyiydi? Yok ya… Bunların hepsi kendime
geliş. Çevremi sarmış, kendime zorla sıkı sıkıya bağlamaya didindiğim insan kalabalığının hepsini gaz döküp yaktığımdan beri taa uzaklardan kendimi seçiş. Başka birşey değil. O lüzumsuz kalabalıklara yol veriş, buyur git istediğin yere deyiş. Aman pek bir rahatım.

Sipariş ettiğim tonla kitabım geldi. Her gece seve seve yüz elli sayfa okuyorum. Yeni yeni felsefeleri su gibi içiyorum. Ah bide gece vakti acıkmalarım olmasa. Bu hızlı kilo artışı bir noktada durmaz ise buna da başka çözüm arayacağız.Klasör adlarımı değiştirdim. Yayıneviyle yazışmalarım sürüyor. En güzeli çok değil birkaç ay sonra yıllardır hayalini kurduğum kendi başımı sokabileceğim, bahçeli, teraslı, mangallı, şömineli bir ofisimin
olacak olması. Bunun olması adına hem için için heyecanlanırken hem de kendime sürpriz yapasım var. Hiçbir yerde ağzımı açmıyor, ser verip sır vermiyorum o yüzden. Kendimle konuşuyorum yalnızca. Kendimi ne kadar başarılı olacağımın hayallerini kurarken yakalıyorum. Her gizli saklı köşede sinsi sinsi gülümsüyorum. Bütün hayallerim bir bir gerçek oluyor. Pek bir mesudum.

Öyle çok şikayet ettim ki Kasım dan son günlerini bana hiç ilişmeden geçirdi. En sonunda baktı yüz vermiyorum topladı tasını tarağını sittirdi gitti. Giden Kasım la beraber o bitmez hezeyanlarım bile bitti, geçmez sandığım türlü türlü değişik, tuhaf, yabancı huylarım geçti. Sürekli saatine bakarak, pür makyaj, ayaklarında yüksek ölçeleri, kulaklarında altın küpeleri, baştan ayağa altınlara, elmaslara batmış, her zamanki gibi ultra sabırsız bir şekilde bir erik ağacı altında beni bekliyordu. Gittim yanına. Sana geldim dedim. Acıklı bir masal kitabını böyle böyle devirdik. Böylece kendime geldim. Oh ne güzel. Nihayet aralık.

Sert rüzgarların beni üşütmüyor.
Sigaramı dışarda içmeme mani de olmuyor.
Es içime ılık ılık…
Şu buzlu esintilerin bahar ninnisi benim için,
Cansın, balsın sen Aralık.

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 23540 Kayıtlı Üye
  • 16560 Konu
  • 143811 Cevap
  • Son Üye sevim1551
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)