Nazar Boncuğunun Gizemleri

Bu konu superisi tarafından 11 sene önce açıldı, 979 kere okundu ve 7 Cevap verildi.
superisi
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 214
Yanıt Sayısı: 1018
11 sene önce

Nazar değmesi inancı gözlerle ve bakmakla ilişkilendirilmiş tarih boyunca. Kökeni Sümerler’e, Babiller’e ve Eski Mısır’a uzanan nazar değmesi inanışına göre, insanın taşıdığı olumsuz düşünceler, fikrin dışarıya açılmış biçimi olan gözlerden dışarı çıkar. Bu da, bakışlarla olur. Buna, vurucu güç adı verilir. Vurucu gücü önlemek ve ondan korunmanın yolu ise, “göze gözle karşı gelmek” olmuş. Şekli gözü andıran her şeyin, insanı kötü düşünceden, nazardan koruduğu inancı yaygınlık kazanmış. Özellikle Eski Mısır’da “Osiris’in Gözü” ya da “Horus’un Gözü”, nazara karşı korunma yollarından önemli figürlerindendir. Biz Türklerde de nazar inancı oldukça yaygındır. Bizdeki nazar inancının başlangıcı Orta Asya’ya Şamanizm dönemine uzanır. Geçmişte kötü bakışın, negatif enerjinin insanlara felaket getireceği düşünülmüş ve halen günümüzde de nazara inanan insanlar mevcuttur. Türkler, kötü bakışın önüne geçmek için pek çok nesne kullanmışlardır. At nalı, yumurta kabuğu, sarımsak, kuru diken, bez bebek, akik taşı, çocuk ayakkabısı, kaplumbağa kabuğu, kurt dişi, mercan, çörekotu, deniz kabukları, çakıl taşı, hurma çekirdeği ve son olarak irili ufaklı mavi nazar boncukları… Ülkemizdeki nazar değmesine karşı en sık kullanılan nesne nazar boncuğudur. İnsanlar, sevdiklerini, çocuklarını kem gözlerden korumak için onların üzerlerine muhakkak bir nazar boncuğu takardı. Bu boncuklar, genelde göz şeklinde ve küçüktür. Yetişkinler ise, nazar boncuklarını genelde kemerlerinde veya anahtarlıklarında taşır. Daha büyük boyutlu olan nazar boncukları ise, mekân süslemede kullanılır. Evleri ve işyerlerini korumak için duvarlara büyük nazar boncukları asılır. Özgün ve doğal nazar boncukları Ege Bölgesi ve Anadolu’nun kimi köylerinde geleneksel yollarla üretilmektedir.Nazar Boncuğunun YapımıNazar boncukları, ocakları fırınlarda yapılıyor. Fırın sıcaklıkları 600-800 derece arasında olmalı. Nazar boncuğunun temel maddesi, hiç kuşkusuz camdır. Üreticiler, nazar boncuğu üretmek için fabrikaların hurda camlarından, çöpe atılmış veya kırılmış çeşitli cam ürünlerden ve atık camlardan yararlanır. Geleneksel nazar boncuğu üreticileri, boyalarını da kendileri hazırlar. Renklendirme için, genellikle opal, çinko ve kobaltı kullanırlar. Nazar boncuğu yapılırken bazı araçlardan da yararlanılır. Bunlardan bazıları, yan gecek, büyük gecek, leh, merdandır. Yan gecek camı toparlar, büyük gecek camı ocağa atar, leh alevi önler, merdan boncuklara göz yerleştirmekte kullanılır. Ocaklarda iyi verim için çam odunundan yararlanılır. Kullanma amacına göre cam parçaları, büyüklü küçüklü kutulara yerleştirilir. Sonra, ateş yeterli kıvama ulaşınca büyük gecek denen kürekle cam parçaları ocağa atılır. Ocağın içindeki bölmelere, hangi türde nazar boncuğu yapılacaksa, ona uygun renkte cam konur. Bir süre bekledikten sonra renk verme aşaması gelir. Camların erimesi ve boyalarla karışması yaklaşık 2 saat sürer. Ardından, tüketicinin isteğine göre biçimlendirme yapılır. Nazar boncuklarının çeşitleri de vardır. Örneğin; mavi renkli küçük boncuklar kuzu boncuğu, hayvanların eyerlerine takılan boncuklar saraç isimlerini alır. Ayrıca nazar boncukları, biçimlerine göre de ad alabilmektedir. Uçandaire, gözlü zar, yumurta gibi. Nazar ve Nazar Boncuğu Hastalıkların maddi olduğu kadar manevi sebepleri de vardır. Allah Rasulu “Nazar haktır” buyuruyor. Yani bazı insanların bakışlarının maddi ve manevi yapıları üzerinde olumsuz etki yapması bir gerçektir. Bundan Allah’a sığınmalıdır. Yine Allah Rasulu: “Eğer kaderi geride bırakabilecek bir şey varsa o da gözdür” buyurmuştur. (1) Nazar değmesi vardır ve gerçektir. Bazı insanlar bazi gösterişli insana ve mala, yahutta herhangi birşeye hased ve ihtirasla baktıklarında gözleri değebilir, bunun neticesi olarak da o insan yahut o şey sihhatini kaybeder, hatta ölebilir de. Nitekim Resûl-i Ekrem Efendimiz buna işaret ederken söyle buyurmustur:Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar.” (3) Bunun çâresi, bakanların hasedlerini çekecek bir gösterişten uzak olmak, etrafın hasret duymasina vesile olacak görünüş ve hallerden âzâde bir hayat içinde yaşamaktır. Böyle çevrenin durumuyla mütenasip bir tutum içinde olunursa kimse hasedle, hasretle bakmaz. Bakmayınca da göz değmesi vaki olmaz. Bu mânâsiyla göz değmesinin sosyal bir kaynaşmaya da sebeb oldugunu söylemek mümkündür. Bundan korkan insanlar, çevrenin hased ve hasretine sebeb olacak çok gösterişli giyim ve tutumdan uzak kalırlar, birbirine yakın bir hayatı ortaklaşa hased duymadan yaşayabilirler. Bunun içindir ki, dikkati çeken güzel seylerin üzerine çirkinleştirici şeyler takarlar, göz değmesini gerektirmeyecek çirkinliğe bürürler.Insanlar baktıkları güzel şeylere “Maşaallah” demeli, Allah’a nisbetle bundan daha güzelinin yaratılmasının işten bile olmadığını hatırlayarak hasretle bakmaktan uzak kalmalılar. (6) Nazar Boncuğunun Faydası Var mı? İslâm’dan önceki devirlerde nazar boncuklarında bir kuvvet ve kudret var zannedilir, bu zan sebebi ile çocukların omuzlarına nazar boncukları takılır, bu boncuklar nazarı önler kabûl edilirdi. Halbuki, nazar boncuğu denen renkli taşlar ve benzeri askılar, birer maddedir. Maddenin ise kendisinde ne bir zararı önleme, ne de dâvet etme kudreti vardır. Iyiliği de, kötülüğü de halkeden Allah’tır. Kullar kendi tutumlarıyla ya iyiliğe, ya da kötülüğe lâyık olurlar. Nazar boncuğu bu liyakati ne önleyebilir, ne de dâvet edebilir. Işte bunun içindir ki âlimlerimiz, bu mânada nazar boncuğu takmanın şirk oldugunu bildirmişlerdir. Özetleyecek olursak, diyebiliriz ki: Çocukların omuzbaşlarına takılan boncuklar ne bir kaza ve belâyi önler, ne de bir iyilik ve kötülüğe sebeb olur. Burada akla söyle bir sual gelmektedir: -Madem ki öyle, dindarlar neden çocuklarına nazar boncukları takıyor, boncuklar asıyorlar? Bu şirk olmuyor mu? -Dindarlar, nazar boncuğu gibi şeyleri takarken boncuğun kendinde bir kudret olduğuna inanmıyorlar. Belki bütün kuvvet ve kudretin yegâne sahibi olan Allah, bunlar bahanesiyle çocuğumuzu korur, nazar gibi âfetlerden muhafaza eder, inancıyla asıyorlardır. Bu sebeple, bu şirk olmaz. Ancak mekruh olur, tavsiye edilmeyen bir alışkanlık sayılır. Bundan dolayıdır ki, birçok fıkıh kitaplarında bu mevzuda söyle tavsiyede bulunulmaktadır: -Erkek çocuklarınıza gümüşten, kızlarınıza da altından “Mâşâallah” yazılı askılar asın. Böylece hem erkeklere gümüş, kızlara altın takı münasip olduğunu ifade etmiş olursunuz, hem de “Mâşâallah” kelimesiyle (Allah dilerse bundan daha güzelini, daha iyisini yaratabilir,) demiş olur; göz değmeyi gerektirecek bir fevkalâdelik olmadığını da hatırlatmış sayılırsınız. Bahsimizi Bediüzzaman Hazretleri’nin eserlerinden aldığımız bir cümle ile bağlamak istiyorum. -Bâzan kelâm küfür görünür, ama sahibi kâfir olmaz. Demek ki mü’minlerin bâzi söz ve hareketleri küfür gibi görünürse de mü’mini kâfir yapmaz. Zira iyi niyeti, mâsum maksadı onu küfür görünen hareketin vebalinden kurtarır. Bununla beraber böyle dışı günah görünen söz ve hareketlerden de uzak kalmalı, ilk bakışta şirke nisbet edilecek hâllerden beri bulunmalıyız. (3) Okumak suretiyle tedavi Hz.Peygamber ve sahabe tarafından yapılmış, caiz ve etkili olduğu görülmüştür. Sahih hadis kitaplarında bu nevi tedavide daha ziyade Fatiha, İhlas, Felak ve Nas sureleriyle bazı duaların okunduğu rivayet edilmektedir. Bu sure ve duaların, nazar değmesi gibi manevi sebaplere dayalı hastalıklara da, belli durumlarda yılan ve akrep sokması gibi maddi sebepli hastalıklara da okunduğu ve netice alındığı bildirilmektedir. Okuma ile tedavinin caiz olabilmesi için; okunanın ayet, hadis veya manası anlaşılan bir dua olması, şifa verenin yalnız Allah olduğunun bilinmesi, gayri meşru bir maksada hizmet etmemesi, tıbbi tedavinin önünü kapatmaması gibi şartlar ileri sürülürNazar Boncuğu – Eski bir anadolu inancının camdaki yansımaları İnsanlık tarihi boyunca, her kültürde ve dinsel inançta, göz figürü kötülükleri savan güçlü bir tılsım olarak kabul edilmiştir… Bu figüre, Musevi, Hıristiyan ve İslam kültürlerinin yanı sıra, Budist ve Hindu toplumlarda da rastlıyoruz. Bu ortak gelenek Anadolu’nun 3000 yıl öncesine dayanan cam sanatında yeni bir kimlik kazanır. Anadolulu bir cam ustası, göz figürünün gücünü ateşin gücüyle birleştirerek yepyeni bir tılsım yaratır: Nazar Boncuğu O zamandan bu yana insanlar, kötülüklerden korumak istedikleri her şeye nazar boncuğu iliştire gelmiştir. Yeni doğmuş bebeklerden, bindikleri ata, hatta, evlerinin kapılarına bile… Nazar boncuğu geleneği Anadolu’da hâlâ yaşamaktadır. Sayıları giderek azalan nazar boncuğu ustalarının hünerli elleriyle biçimlendirdiği ışıltılı göz boncukları, Anadolu’dan dünyanın dört bucağına yayılmaktadır. OSMAN SAÐLAM / Nazar Boncuğu Ustası

  • [*]“İlkokula giderken kardeşlerim bu mesleği yapıyordu. Okul dışında bende başladım çıraklık yapmaya. Ateş yakıyordum, bir ihtiyaçları olduğunda alıp geliyordum. Nazar boncuğu ustalarının yanında çıraklık yaptım 2-3 sene. Ondan sonra başladık kendimiz işlemeye. Giriş o giriş hala devam ediyorum.Çalışırken de yaz var şimdi 15 dakika ya oturabiliyoruz fırın karşısında ya oturamıyoruz. Kalkıp dışarıya kaçıyoruz, hava alıyoruz , sonra tekrar başlıyoruz. 60 sene önce burada 7-8 tane nazar bonuğu ocağı vardı zaten böyle. şimdi kala kala 3 tane kaldı. Nesil yetişmiyor.””RASİM ALTMIŞKARA / Nazar Boncuğu Ustası[*]“Nazar Boncuğu nun yapılma tekniği ilkel bir tekniktir. Tamamen el sanatıdır. Bir ince bir kalın demir vardır elimizde, kalın demire boncuğun ana zeminini sararız, şu ana zemindir. Bu gördüğünüz gözleride, şu beyazını mavisini de diğer ince demirle koyarız.Çalışma tekniğimiz bizim iki demirden ibarettir. Nazar bonuklarında sarı göz vardır, şu sarı. Bu sarının oksidini biz çinko, metal, kurşun, karışımından yaparız. Onu dünyada yapacak kimyager babayiğit varsa gelsin yapsın bakalım. O bizlere mahsusturHAGOP CAN HÜLYAR / Kuyumcu Ustası[*]“Bir fiil nazar boncuğu ile alakalı işler yapıyorum. Bütün takılarım göz boncuklu. irili ufaklı taşlar kullanıyorum. Nazar boncuğunu seçmemin sebebi, benim inançlarıma göre kollayıcı bir obje olduğunu düşünerek başladım buna. Bunun üzerindeki taş çatladığı zaman derler ki bizde “sana gelecek kötülüğü çekti, seni bu kolladı” diye bir inanç vardır bizde” MURAT KAYAN / [B]Nazar Boncuğu Tüccarı [/B]
    • [*] ” Bir insana baktığınızda eğer boynunda nazar boncuğu bir kolye varsa kolyedeki boncuğa ilk bakışınız yoğunlaşıyor ki, o bakıştaki enerji direkt olarak boncuğa yöneliyor. Halk arasında renkli gözlerin daha çok, renkli gözlere sahip olan kişilerin nazara karşı etkili olduğu biliniyor. Hatta bir keresinde mavi gözleri olan bir bayan müşteri gelmişti, bir boncuk istedi ve ben daha boncuğa yönelmeden boncuk orada kırıldı, hatta elimi kesti hiç unutmuyorum. Daha sonra müşterim espri yaptı. “isterseniz ben buradan ayrılayım, size ve boncuklara daha fazla zarar vermeden diyerek ”

    Prof.Dr. NUSRET KAYA / Psikiyatrist

    • [*] ” Gözü biz eskiye doğru araştırdığımızda, bundan beş bin yıl önceki Mısır inançlarına gidiyoruz Osiris’in simgesi,GÖZ !..Alt beyin sistemi gözlerle iletişim kurar.. Yani alt beyinden gelen bir nevrotik enerjinin, güçlü bir nevrotik enerjinin karşı tarafın alt beynini etkilemesidir. ..Ve aşırı nevrotik enerji sirayet edici bir enerji olduğu için, irite edici – rahatsızlık verici bir enerji olduğu için hastalık yapabilir. Nazar Boncuklarında da örneğin mavi renk kullanmışlar. Gözden yayılan nazara,mavi renkli gözü simgeleyen nazar boncuğu kullanarak karşı durma..İkisinde de göz var ! ”

–alıntı–

superisi
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 214
Yanıt Sayısı: 1018
11 sene önce
Nazar boncuğu takmaya şirk veya hurafe diyenler, vehhabilerle onların tesiri altında kalan kimselerdir. Nazar boncuğu, bizzat kendisi nazarı önlemez. Nazarı önleyen ALLAHü teâlâdır. Bakan kimse, önce bunları görünce, gözlerinden çıkan zararlı şualar bunlara isabet eder. Böylece, nazar boncuğunu takan kimse kötü nazarlardan korunmuş olur. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: Temime boncuk demektir ki, Araplar onları çocuklarına takarlar, onlarla çocuklarından, nazarı, kötü bakışları uzaklaştırdığını sanırlardı. İslamiyet bunu kaldırmıştır. Onlar temimenin kendisinin deva ve şifa kaynağı olduğuna inanıyorlardı. Hatta bunları ALLAH’a ortak koştular. Çünkü onlar temimelerle, kendileri hakkında yazılmış kaderlerin değişip yok olmasını beklerlerdi. (İbni Esir) Temime, cahiliye devrinde, boyna veya ellere asılan bir ip olup, bunu kendilerinden zararı uzaklaştırmak için yapıyorlardı. İslamiyet bunu yasaklamıştır. (Zeylai) Haniye kitabında, (Ekili tarlalara, karpuz tarlalarının içerisine korkuluk dikmekte, beis yoktur) denilmektedir. Bunları gözlerin yani kötü nazarın def’i için yapıyorlar. Çünkü kötü nazar haktır, mala, insana, hayvana isabet eder. Bir kadın, tarladaki ürüne nazar değmemesi için ne yapacağını sorunca, Resulullah efendimiz, (Tarlaya hayvan kafası as) buyurur. Kötü bakışlı kimse tarlaya baktığında, önce bakışı o dikilen kuru kafaların üzerine düşer. Çünkü yüksekte olup, ilk görünen odur. Ondan sonra bakışı tarlaya düşer ki, artık bu zarar vermez. (Redd-ül-muhtar) İbni Abidin hazretleri, caiz olmayan temimeyi bildirdikten sonra, nazar değmemesi için tarlaya kemik, hayvan kafası koymak caiz olduğunu bildirmektedir. Bakan kimse, önce bunu görüp, tarlayı sonra görür. Mavi boncuk ve başka şeyleri bu niyetle taşımanın temime olmayacağı, caiz olacağı buradan anlaşılmaktadır. (S. Ebediyye) Hayvan kafasıyla nazar boncuğu arasında fark yoktur. İkisi de nazarı önlemez; fakat ilk bakınca, nazar bunlara gelir, sonra başka yere bakılsa da zararı olmaz. Bizzat hayvan kafası ve nazar boncuğu nazarı önler diye itikat etmek caiz olmaz. Bunlar nazarı önlemeye sebep oluyor. Bunu da bizzat ResulALLAH efendimiz tavsiye ediyor. Resulullah efendimizin bu emrine şirk diyenler, (Şefaat ya ResulALLAH) demeye de şirk diyorlar. Vehhabilerin veya onların etkisinde kalanların sözlerine itibar etmemelidir. ---alıntıdır---
Hun
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 1116
Yanıt Sayısı: 5482
11 sene önce
emegine saglik superisi
tola
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 8
Yanıt Sayısı: 57
11 sene önce
Nazar boncuğu, bizzat kendisi nazarı önlemez. Nazarı önleyen ALLAHü teâlâdır. Bakan kimse, önce bunları görünce, gözlerinden çıkan zararlı şualar bunlara isabet eder. Böylece, nazar boncuğunu takan kimse kötü nazarlardan korunmuş olur. Sanırım kilit cümle bu idi .:) Yararlı bilgi iiçin teşekkürler.
taş
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 78
Yanıt Sayısı: 322
9 sene önce
HER ŞEYİ GÖREN GÖZ, ŞEYTAN’IN GÖZÜ VE NAZAR BONCUÐU İLİŞKİSİ Piramitlerden birinin içinde Şeytan’ın evi saklıdır, dedik. “Piramit”in üzerindeki “her şeyi gören göz” denen sembolde, Şeytan’ın Kabe’yi,Âdem’i ve Yaradan’ın yarattıklarını takip ettiğini ve bugün de bu olgunun devamının olduğunu söyledik. Şeytan ve Şeytanîlerin hain izleyen gözü Yaradan’ın yaratışını takip ediyor. Bugün Şeytanîler birçok bilim dalını gasp etmiştir. Oysa Yaradan, asıl her şeyi görendir. Bunu bildiklerinden, Allah inancını insanlık bilincinden silmek çabasındadırlar. “Her şeyi gören göz”ün insanlığa bakışı, Yahudilerin Masonik hain bakışıdır. Her türlü bilgileri kendi emelleri uğrunda, insanlığın aleyhine kullanırlar. Her şeyi bilen ancak Allah’tır. Bu hain bakışlarından Allah’ı habersiz sananlar şu ayeti okusunlar: “ALLAH GÖZLERİN “HAİN BAKIŞLARINI” BİLİR, GÖNÜLDE GİZLEDİKLERİNİ DE…” Mümin / 19 Göz sembolünün muskalardaki yeriyle ilgili, geçmişten günümüze sürdürülen bu Şeytanî geleneğinden bahsedelim. Günümüzde, özellikle mavi üzerinde göz bulunan, ülkemizle de neredeyse özdeşleşen “nazar boncuğu”nun tarihsel bağlamını anlayalım. Nedir nazar boncuğu? Mavi renkli olup, cam ve taş gibi maddelerden yapılan; bebeklere, insanlara, evlere asılan nazarlık. Bugünkü nazar boncuklarının kökeni de Eski Mısır muskalarına ve “her şeyi gören göz” denen Şeytan gözüne dayanır. Bir hadis-i şerifte Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav): “Kim nazarlık, muska benzeri şeyleri söküp kırar, atarsa,Allah ona köle azat etmiş sevabı verir.” buyurur. Bu gibi şeyleri, “nazara” ya da halk dilinde “göze iyi gelir” diye takanlara, onlardan medet umanlara şu ayetler cevap verir: “GÖZLERİN HAİN BAKIŞLARINI ALLAH BİLİR, KALPLERİN GİZLEDİKLERİNİ DE… ALLAH HAK İLE HÜKMEDER. ONLARIN O’NDAN BAŞKA YALVARDIKLARI İSE HİÇBİR ŞEYİ YERİNE GETİREMEZLER. ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH HAKKIYLA İŞİTEN VE GÖRENDİR.” Mümin / 19 Bugünkü muska âdetlerini, ileride bazı konularda işleyeceğiz. Şeytanîler göz enerjisiyle de insanlara sihir yapıp etki altına almaktadırlar. Fakat bunlar; bu tip nazar boncukları, zaten onların ritüellerindendir. Bunlar fayda vermez. Sığınılacak merci Allah’tır; nazar boncukları değil… Bir ayette, “SENİ GÖZLERİ İLE DEVİRECEKLERDİ.” buyrulması nazar; yani gözün enerjisiyle etkiyi gösterir. … Bir hurafenin; “Mavi gözlülerin gözü değer.” Sözünün ve nazar boncuğunun bir sırrı: Ortasındaki gözün mânâsını belirttik. Peki neden mavidir? Mavidir;çünkü dünya mavidir. Uzaydan da mavi gezegen görülür.Ortasındaki göz: Yeryüzüne indirilmiş Şeytan’ın kıskanç gözüdür. Hâlâ melekler meclisindedir gözü... Dünyadan bakar. Sad / 69, Mele-i A’lâ; yani “Yüce Yerden bakışı göğe yükselir. Melekler Meclisi”nden açıkça bahseder. İblis’in gözü, yerden göğü gözler. Dünyanın katmanlarını gösteren resim. Nazar boncuğuna benzeyen göze dikkat! *** El figürünün mânâsını belirttik. Birçok kavmin hangi amaçla kullandığını anlattık. Şimdi aşağıdaki el size tanıdık gelecek mi? Bir bakın: “Fatıma’nın eli” de denen bu el figürü maalesef “nazar”a karşı bir tılsım olarak içine vefkler, Allah’ın isimleri, nazar ayetleri yazılarak bugün evlere, dükkanlara çerçevelettirilip asılır. El figürünün kökenlerini söyledik. Delillerini verdik. Bu el figürü İslamî argümanlarla bezenerek, tılsım olarak Müslümanların mekanlarını süslüyor. Şimdi siz karar verin caiz mi değil mi… İnsanlık tarafından on binlerce yıl kullanılan batıl küfür objeleri, acaba bugün âdet olarak kimler tarafından sürdürülüyor? (Yahudi tılsımı) ASA Kitabı (Sh.153-166) *** İşte Konuyla ilgili olarak bugün yayınlanan haber: Nazar Boncuğu Şeytanın Simgesidir Son filmi 'Dabbe Bir Cin Vakası'nda 'nazar boncuğu'nun tehlikeli bir tılsım olduğunu savunan yönetmen Hasan Karacadağ: "Nazar boncuğu şeytanın simgesidir. Onu koruma amaçlı takan kişi de şeytan ve cinlerle anlaşma yapmıştır" diyor Yönetmen Hasan Karacadağ'ın 'Dabbe' serisinin son filmi 'Dabbe-Bir Cin Vakası' filmi vizyona girdiği ilk hafta 140 bin kişi tarafından izlendi. Türk korku sinemasının başarılı örneklerinden olan film; izleyenlerde şok etkisi yaratıyor ve nazar boncuğunun tehlikeli bir tılsım olduğunu savunuyor. Çoğu kültürlerde ve dinlerde, kötülüklerden korunmak için güçlü bir tılsım olarak kabul edilen nazar boncuğu, Türkiye'de de 'kem gözlere' karşı korunmak için kullanılıyor. GÖZLE HİPNOZ EDİYOR Karacadağ ise 'Dabbe-Bir Cin Vakası'nın izleyicide yarattığı şoku anlamak için öncelikle inanç sistemini sorgulamak gerektiğine inanıyor. Yönetmen şöyle konuşuyor: "Nazar ve büyü İslamiyet'e göre haktır. Bilim de artık bunu kabul etmiştir. Psikokinezi denilen; bakışlardan yayılan zararlı elektromanyetik dalgaların insan ve hayvanlar üzerinde etkili olduğu deneysel olarak kanıtlanmıştır. Bazı hayvanların; gözleriyle avlarını hipnoz ederek zayıflattığı, ardından saldırıya geçtiği net olarak gözlemlenmiştir. Aynı durum insanlar için de geçerlidir. Hz. Muhammed de hadislerinde hem insanların, hem de cinlerin nazar (göz) değdirebildiklerini söylüyor. Ancak bunu önlemek için vücuda takılan herhangi bir obje ve tılsımın işi daha da kötüleştireceğini yine hadislerinde anlatıyor." Eski Mısır ve Babil'de 'nazar'a inanıldığını anlatan Hasan Karacadağ; özellikle o dönemlerdeki yazıtlarda, nazar boncuğunun simgesi 'tek göz'ün şeytanla ilgili olduğunu belirtti. Babil'de insanların tapındığı 5'ler tanrısı Hamsa'nın (Fatıma'nın eli olarak bilinir) da nazar boncuğunun çıkış noktası olduğunu söyleyen Karacadağ şu tespitte bulundu: "Nazar boncuğundaki tek göz; cini yani şeytanın bakışını temsil etmektedir. Bu durumda nazar boncuğunu koruma amaçlı takan herkes şeytan ve cinlerle anlaşma yapmıştır diyebiliriz." Yönetmen nazar boncuğu takanları da şöyle uyardı: "Nazar boncuğu takanların bir an önce onlardan kurtulması ve yok etmesi gerekmektedir.
bombycilla
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 3
Yanıt Sayısı: 29
9 sene önce
nazardan bende korkarım, nazar boncuklarım hep çatlar
taş
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 78
Yanıt Sayısı: 322
9 sene önce
aynı konuyu mu açmışız su perisi ? nazar boncuğu şeytanın simgesi diye bir hadis var Nazar Boncuğu Takmak Haramdır!!! 1) Ukbe bin Amir el-Cuheni (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e on kişilik bir topluluk (heyet) geldi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dokuzu ile beyatleşti ve birinden el çekti. Dediler ki: −Ya Rasulallah! Dokuzu ile beyatleştin, bunu neden terk ettin? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Şüphesiz ki onun üzerinde temime (muska) var!’ dedi. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu eliyle kopardı ve onunla da beyat etti ve: −‘Kim, temime (muska) takarsa, kuşkusuz ki Allah’a şirk koşmuştur!’ buyurdu.” Ahmed 17427, Albânî Silsiletu’l-Ehadisi’s-Sahiha 1/492 2) Zeynep (Radiyallahu Anha) şöyle dedi: “Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) (çarşıda) ihtiyacını gördükten sonra evin kapısına geldiği (eve gireceği) zaman, yanımızda kendisinin hoşlanmayacağı bir şeyle ansızın karşılaşmamak için öksürüp tükürürdü. Nitekim bir gün Abdullah aynı şekilde geldi ve kapının önünde öksürdü. Bu sırada yanımda yaşlı bir kadın vardı, bana humra (denilen bir veba çeşidine) karşı rukye yapardı. Yaşlı kadın Abdullah’ın sesini işitince korkusundan sedirin altına gizlendi. Abdullah gelip yanıma oturdu. Bu sırada boynumdaki ipi görünce, bana: −Bu ip nedir? dedi. Ben de dedim ki: −Humreden dolayı onunla bana rukye yapılan bir iptir. Abdullah hemen onu çekip koparıp attı ve şöyle dedi: −Andolsun ki, Abdullah’ın ailesi şirkten uzaktır! Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i şöyle buyururken işittim: −‘Şüphesiz temaim ve tivele şirktir!’ Zeynep (Radiyallahu Anha) şöyle dedi: −Allah’a yemin ederim ki, bir gün dışarı çıktım, biri bana baktı ve gözümden yaş aktı. Gözümü Yahudi bir kadına okuduğum vakit yaş akması kesildi! Okumayı terk ettiğim vakit ise gözümden yine yaş aktı! Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: −O ancak şeytanın işidir! Yahudi sana rukye yapıp sen şeytana itaat ettiğin vakit seni bırakıyor. Sen ona asi olduğun vakit parmağını gözüne sokuyor! Eğer sen, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yaptığı gibi yapsaydın daha hayırlı ve şifa bulmaya daha layık olurdun! Gözün ağrıdığı zaman, gözüne suyu serpersin ve şöyle dersin dedi.” أَذْهِبِ الْبَاسَ، رَبَّ النَّاسِ، اِشْفِ، أَنْتَ الشَّافِي، لاَشِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ، شِفَاءً لاَيُغَادِرُ سَقَماً Duanın Manası “Ey İnsanların Rabbi! Hastalığını giderip, şifa ver. Sen şifa verensin. Senin şifandan başka hiçbir şifa yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayacak şekilde şifa ver!” Ahmed 3615, İbni Mace 3530, Ebu Davud 3883 Temaim: Temimenin çoğuludur. Temime: Nazar boncuğu ve muska demektir. Çocukların veya büyüklerin boyunlarına asılan veya kötülüğü özellikle de göz değmesini gidermesi veyahut da fayda vermesi için ev ve arabaların üzerine asılan boncuk ve kemiktir. Temime; kulun, istenen ve arzulanan hayırlı işini tamamlanması veya zararı kendisinden savması için boynuna astığı veya edindiği, onda sebep olduğuna inandığı şeydir. Çünkü Allah-u Teâlâ o şeyi ne şer’î, ne de kaderi bir sebep kılmıştır. O halde temime (muska ve nazarlık), deriden, kâğıttan, boncuklardan veya ip gibi şeylerden edinilen ve göğüs, pazu ve bileğe veya evin kapısına veya arabaya veyahut da herhangi bir yere asılan içerisinde zikir ve dualar olan muskalardır. Bu, bazı kimselerin ishal ve kusma gibi iç hastalıkları gidermesi için karın bölgesine astıkları ve zamanımızda çokça gördüğümüz şeylerdir. Bazı kimseler arabasına ayı veya tavşanın başını koymakta veya arabasının dikiz aynasına boncuklar ve ağaçtan yapılmış tesbihler asmakta veya siyah kayışlar ve iplikler koymakta ve bunların trafik kazalarını savdıklarına, kötülük ve afetlere engel olduklarına inanmaktadırlar. Bazıları da nazardan korunmak için içerisine küçük göz şeklinde zincir takmaktadırlar. Bütün bunlar, muska ve nazarlıkların tür ve şekilleridir ve hepsi de, eğer bu gibi şeylerin iyiliği sağlama ve zararı savmanın bir sebebi olduklarına inanıyorlarsa, şirktir! Temime’nin anlamları: a) Göz değmesini engellemek için boyna takılan bir nesne. b) Sırma yahut ipe dizilen alacalı, beyazlı, siyahlı boyuna asılan boncuktur. c) İçerisine sure veya koruma duaları yazılan kolyedir. d) Çocukların boyunlarına asılan muskadır. Tivele: Kadını kocasına, kocasını da karısına sevdirdiğini idda ettikleri şeydir. Bu, bir tür sihirdir ve halk arasında muhabbet muskaları diye bilinir. Gerçekte bu, muskanın bir türüdür ve sihirbaz onunla şirki rukye ile rukye yapar. Böylelikle kadını, kocasına, kocasını da karısına sevdirir. 3) Ruveyfia bin Sabit (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Ya Ruveyfia! Her halde benden sonra hayat senin için uzun olacak. İnsanlara haber ver ki; herkim, sakalına düğüm atarsa yahut boynuna göz değmemesi için boncuk vs. takarsa yahut hayvan dışkısıyla veya kemikle istinca ederse, Muhammed o kimseden uzaktır!’ buyurdu.” İstinca: Tuvalet temizliği. Nesei 5082, Ebu Davud 36, Ahmed 4/108 4) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Kim, nazar boncuğu veya muska takarsa Allah’a şirk koşmuştur!” Ebu Davud 3910, Tirmizi 1614, İbni Mace 3538, Albânî Sahiha 430, 492, Ahmed Müsned 4/156 5) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Efsun yapmak, muska takmak ve muhabbet için okuyup üflemek şirktir!” Ebu Davud 3883, İbni Mace 3530, İbni Hibban 1412, Ahmed bin Hanbel Müsned 1/381, Albânî Sahiha 331 6) Hamza (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi: “Ben, Abdullah bin Ukeym (Radiyallahu Anh)’ın yanına girdiğimde yüzünde bir kızıllık vardı. Bunun üzerine kendisine: −Temime (muska) takmaz mısın? dedim. Bunun üzerine Abdullah bin Ukeym (Radiyallahu Anh) bana: −Temimeden (muskadan) Allah’a sığınırız! dedi. Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Kim, (kendisine fayda verdiğine veya kendisinden zararı giderdiğine inanarak muska, nazarlık ve buna benzer) bir şey takarsa, Allah onu o taktığı şeyle başbaşa bırakır!’ buyurdu.” Ahmed bin Hanbel Müsned, Tirmizi 2152, Hakim Allâme Muhammed Nâsıruddin el-Albânî (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir: “Bu dalalet yani sapıklık, günümüzde bedeviler, çiftçiler ve bazı şehirli insanlar arasında hâlâ yaygın bir durumdadır. Bunun bir benzeri de, bazı şoförlerin arabalarının önlerine ve aynanın üzerine astıkları boncuklardır. Bazıları ise arabasının önüne veya arkasına eski bir at nalı asmaktadırlar. Yine başkaları evinin veya dükkânının önüne at nalı asmaktadırlar. Bütün bunları, göz değmesini nazarı kovmak için yaptıklarını idda etmektedirler. Bunun dışında daha büyük bela ve musibetler de vardır ki bunların da sebebi, tevhidi bilmemek ve tevhide aykırı olan şirki amellerdir. Zira Nebilerin gönderilmesi ve kitapların indirilmesindeki gaye, putperestlerin amellerinden olan bu gibi şeyleri ortadan kaldırıp yok etmektir. Günümüzde Müslümanların cahil kalmalarını ve dinden uzaklaşmalarını, Allah-u Teâlâ’ya şikayet ederiz!” Albânî Silsiletu’l-Ehadisi’s-Sahiha 1/490, 492
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
9 sene önce
taş,aynı olup olmaması değil,forumu yeterince incelemiş olsaydın nazar ve nazar boncuğu konusunda o kadar çok konu açılmış ki, artık pek çoğu tekrara girmiş görünüyor. Nazar boncuğunun lehinde ve aleyhinde açılan pek çok konu arasında bu konuyla birleştirmeyi uygun gördüm.... Silip kaldırabilirdim de...sayfamızın üzerinde arama butonumuz var,ayrıca başlığı yazdıktan sonra üst tarafta benzer konular açılıyor, yani forum içinde araştırma yapacak pek çok yöntem varken hiç birini dikkate almadan konu açmak ne denli mantıklı,anlamıyorum....
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)