Kader İle İlgili Hadisi Şerifler??

Bu konu Bihter tarafından 13 sene önce açıldı, 585 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
Bihter
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 182
Yanıt Sayısı: 202
13 sene önce

imanın şartlarından biri olan kaza ve kadere iman dır.bakalım Kader İle İlgili Hadisi Şerifler nelerdir 🙄 kaderle amel ve kaderiyyenin zemmi bölümü Ravi: İbnu Amr İbni’l-AsTanım: Resulullah (sav), elinde iki kitap olduğu halde yanımıza geldi ve: “Bu iki kitap nedir biliyor musunuz?” buyurdular. Cevaben: “Hayır, ey Allah’ın Resulü! bilmiyoruz. Ancak bildirmenizi istiyoruz!” dedik. Bunun üzerine sağ elindekini göstererek: “Bu Rabbülalemin’den (gelmiş) bir kitaptır, içerisinde cennet ehlinin isimleri mevcuttur. Hatta onların babalarının ve kabilelerinin isimleri de mevcuttur ve sonunda da icmal yapmıştır. Bunlara asla ne ilave yapılır, ne de onlardan eksiltmeye yer verilir. Hiç değişmeden ebedi olarak sabit kalır” buyurdular. Sonra sol elindekini göstererek: “Bu da Rabbülalemin’den bir kitaptır. Bunun içinde de ateş ehlinin isimleri, onların atalarının isimleri ve kabilelerinin isimleri vardır. En sonda da icmallerini yapmıştır. Bunlara asla ne ziyade yapılır, ne de eksiltmeye yer verilir!” buyurdular. Ashabı sordu: “Öyleyse ey Allah’ın Resulü, niye amel ediliyor? Madem ki her şey önceden olmuş bitmiş, yazılmış ve artık yazma işinden fariğ olunmuş (bir daha yapma gayreti de niye)?” Resulullah şu cevabı verdi: “Siz amelinizle doğruyu ve istikameti arayın! İtidali koruyun. Zira, cennetlik olan kimsenin ameli, cennet ehlinin ameliyle sonlanır; (daha önce) ne çeşit amel yapmış olursa olsun. Keza cehennemlik olanın ameli de cehennem ehlinin ameliyle sonlanır, hangi çeşit amel ile amel etmiş olursa olsun!” Resulullah (sav), sonra elindeki kitapları atıp, elleriyle işaret ederek dedi ki: “Rabbiniz kullardan artık fariğ oldu, bir kısmı cennetlik, bir kısmı da cehennemliktir.” Kaynak: Tirmizi, Kader 8, (2142) Ravi: AliTanım: Biz bir cenaze vesilesiyle Bakiu’l-Garkad’da idik. Derken yanımıza Resulullah (sav) çıkageldi ve oturdu. Biz de etrafında (halka yapıp) oturduk. Elinde bir çubuk vardı. Çubuğuyla yere birşeyler çizmeye başladı. Sonra: “Sizden kimse yok ki, şu anda cennet veya cehennemdeki yeri yazılmamış olsun!” buyurdular. Cemaat: “Ey Allah’ın Resulü,” dedi. “Öyleyse hakkımızda yazılmasına itimad edip ona dayanmayalım mı?” “Çalışın,” buyurdular. “Herkes kendisi için yaratılmış olana erecektir. Cennetlik olanlar, saadet(e götüren) amelde (muvaffak) olacaktır. Şekavet ehli olanlar da şekavet(e götüren) amelde (muvaffak) olacaktır!” Sonra şu ayeti tilavet buyurdular. (Mealen): “Kim bağışta bulunur, günahtan kaçınır ve dinin en güzelini tasdik ederse, biz de ona hayır ve kolaylık yolunu kolaylaştırırız” (Leyl 5-7) Kaynak: Buhari, Tefsir, Leyl, Cenaiz 83, Edeb 120, Kader 4, Tevhid 54; Müslim, Kader 6, (2647); Ebu Davud Ravi: CabirTanım: Süraka İbnu Malik İbnu Cu’şem (ra) gelerek sordu: “Ey Allah’ın Resulü! Bize dinimizi açıkla. Sanki yeni yaratılmış gibiyiz. Şimdi amel ne husustadır: Kalemlerin kuruduğu, miktarların kesinleştiği şeylerde mi, yoksa istikbale ait şeylerde mi çalışacağız?” “Hayır (istikbale ait şeylerde değil). Bilakis kalemlerin kuruduğu, miktarların cereyan ettiği (kesinleştiği hususta!” buyurdular. Süraka tekrar: “Öyleyse niye amel edelim (boşa zahmet çekelim)?” diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: “Çalışın! Herkes yaratıldığı şeye erecektir! Herkes, (yazıldığı) ameliyle amil olacaktır!” buyurdular. Kaynak: Müslim, Kader 78, (2648) Ravi: İbnu Mes’udTanım: Sadık ve Masduk olan Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden birinin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde cem olur. Sonra bu kadar müddette “alaka” olur. Sonra bu kadar müddette “mudga” olur. Sonra Allah bir meleği dört kelimeyle gönderir: (Bu melek) rızkını, ecelini, amelini, şaki veya said olacağını yazar, sonra ona ruh üflenir. Kendinden başka ilah olmayan Zat’a yemin olsun, sizden biri, (hayatı boyunca) cennet ehlinin ameliyle amel eder. Öyle ki, kendisiyle cennet arasında bir ziralık mesafe kaldığı zaman ona yazışı galebe çalar ve cehennem ehlinin ameliyle amel ederek cehenneme girer. Aynı şekilde sizden biri (hayatı boyunca) cehennem ehlinin amelini işler. Kendisiyle cehennem arasında bir ziralık mesafe kalınca yazışı ona galebe çalar ve cennet ehlinin amelini isteyerek cennete girer.” [Rezin şu ziyadede bulundu: “Resulullah şunu da buyurdular: “Nutfe düştü mü, kırk gün rahimde uçar. Sonra kırk günde alaka olur. Sonra kırk günde mudga olur. Bir nefis olarak yaratılma safhasına gelince, Allah onu tasvir edecek (şekillendirecek) bir melek gönderir. Melek iki parmağının arasında toprak olduğu halde gelir. Onu mudgaya karıştırır. Sonra onu yoğurur, sonra da emredildiği üzere onu tasvir eder.”] Kaynak: Buhari, Kader 1, Bed’ü’l-Halk 6, Enbiya 1, Tevhid 28; Müslim, Kader 1, (2643); Ebu Davud, Sünnet 17 Ravi: Amr İbnu VasıtaTanım: Abdullah İbnu Mes’ud (ra)’u dinledim. Demişti ki; “Şaki, annesinin karnında iken şaki olandır. Said de başkasından ibret alandır.” (Bunu işittikten sonra) Resulullah (sav)’ın ashabından Huzeyfe denen zata uğradı ve İbnu Mes’ud’un söylediğini anlattı ve sordu: “Kişi amelsiz nasıl şaki olur?” Huzeyfe (ra): “Buna hayret mi ediyorsun? Ben Resulullah (sav)’ın şöyle söylediğini işittim: “Nutfenin (rahme düşmesinden sonra) kırk iki gece geçti mi, Allah ona bir melek gönderir (ve onun vasıtasıyla) nutfeyi şekillendirir; işitmesini, görmesini, derisini, etini, kemiğini yaratır. Sonra melek sorar: “Ey Rahim! Bu erkek mi, dişi mi?” Rabbin dilediğini hükmeder, melek de yazar. Sonra sorar: “Ey Rabbim! Eceli nedir?” Rabbin dilediğini hükmeder, melek de yazar. Tekrar sorar: “Ey Rabbim! Rızkı nedir?” Rabbin dilediğini hükmeder, melek de yazar. Sonra melek elinde sahife olduğu halde çıkar. Artık buna ne bir şey ilave eder ne de eksiltir.” Kaynak: Müslim, Kader 3, (2645) Ravi: İbnu Mes’udTanım: Resulullah (sav) (bir gün) aramızda doğrulup: “(Hastalık nev’inden) hiçbir şey hiçbir şeye sirayet etmez!” buyurmuşlardı ki bir bedevi: “Ey Allah’ın Resulü! Nasıl olur? Bir deve sürüsüne, kuyruğu ile haşefesini uyuzlamış bir deve gelince hepsini uyuzlu yapar!” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Pekala, birincisini kim uyuzladı? Ne sirayet, ne safer (inancınızda hakikat) vardır. Şurası muhakkak ki, Allah her nefsi yaratmış, onun hayatını, ölümünü, rızkını ve uğrayacağı musibetlerini yazmıştır.” Kaynak: Tirmizi, Kader 9, (2144) Ravi: EnesTanım: Resulullah (sav) (bir gün): “Allah Teala hazretleri bir kulun hayrını diledi mi onu isti’mal eder!” buyurmuştu. Kendisine: “Onu nasıl istimal eder?” diye soruldu. “Ölümden önce salih amel işlemede muvaffak kılar!” buyurdu.” Kaynak: Tirmizi, Kader 8, (2134) Ravi: Ebu HüreyreTanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kişi vardır, uzun müddet cennet ehlinin amelini işler, sonra da ameli cehennem ehlinin ameliyle hitam bulur. Yine kişi vardır, uzun müddet cehennem ehlinin ameliyle amel eder de sonunda cennet ehlinin ameliyle hitam bulur.” Kaynak: Müslim, http://www.sanalforum.biz/hadisler/78097-kader-ilgili-hadis-i-serifler.html11, (2651) Ravi: İbnu Amr İbni’l-AsTanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah (cin ve ins dahil) mahlukatını bir karanlık içinde yarattı. Sonra üzerlerine kendi nurundan serpti. Bu nur, kimlere isabet ettiyse hidayeti buldular, kimlere de isabet etmediyse sapıttılar. Bu sebeple diyorum ki: “Kalem, Allah Teala’nın ilmi hususunda kurumuştur.” Kaynak: Tirmizi, İman 18, (2644) Ravi: HuzeyfeTanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Her ümmetin Mecusileri vardır. Bu ümmetin Mecusileri “kader yoktur!” diyenlerdir. Bunlardan kim ölürse cenazelerinde hazır bulunmayın. Onlardan kim hastalanırsa ona ziyarette bulunmayın. Onlar Deccal bölüğüdür. Onları Deccal’e ilhak etmek Allah üzerine bir haktır.” Kaynak: Ebu Davud, Sünnet 17, (4692) Ravi: İbnu ÖmerTanım: Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kaderiye fırkası, bu ümmetin Mecusileridir. Eğer hastalanırlarsa ziyaret etmeyin, ölürlerse cenazelerine katılmayın.” Kaynak: Ebu Davud, Sünnet 17, (4691) Ravi: İbnu ÖmerTanım: Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kader ehli ile düşüp kalkmayın, onlara dava açmayın.” Kaynak: Ebu Davud, Sünnet 17, (4720) Ravi: İbnu AbbasTanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ümmetimde iki sınıf vardır ki, onların islam’dan nasipleri yoktur: Mürcie ve Kaderiye.” Kaynak: Tirmizi, Kader 13, (2150) Ravi: NafiTanım: Bir adam İbnu Ömer (ra)’e gelerek: “Falan kimse sana selam ediyor!” diyerek, Şamlı birisinden selam getirdi. İbnu Ömer (ra): “Bana ulaştığına göre, o kimse kaderi inkar ediyormuş. Eğer o böyle bir bid’a fikre saplandı ise, sakın ona benden selam söyleme! Zira ben, Resulullah (sav)’ı işittim: “Bu ümmette hasf (yere batırma), mesh (suret değişmesi) [ve kazf = taş yağması)] olacak. Bu musibetler kaderi inkar edenlere gelecek.” Kaynak: Ebu Davud, Sünnet 7, (4613); Tirmizi, Kader 7, (2153, 2154) Ravi: İbnu Amr İbni’l-AsTanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah mahlukatın miktarlarını, semavat ve arzı yaratmazdan elli bin sene evvel, arşı da su üzerinde iken yazdı.” Kaynak: Müslim, Kader 16, (2663); Tirmizi, Kader 18, (2157) Ravi: Ebu AzzeTanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah bir kulunun bir memlekette ölmesini takdir etti mi, onu oraya -veya orada bulunan bir şeye dedi- muhtaç kılar.” Kaynak: Tirmizi, Kader 11, (2148) Tanım: İmam Malik’e ulaştığına göre, İyas İbnu Muaviye’ye, “Kader hakkında fikrin nedir?” diye sorulmuş da o şu cevabı vermiştir: “(Benim fikrim) kızımın fikridir!” Bu sözle, onun sırrını ancak Allah’ın bildiğini söylemek istemiştir, İyas, anlayışta darb-ı mesel olmuştu. (Bir gün) bir adam ona Kader hakkında sordu: “Kadere inanmıyor musun?” dedi. Adam: “Elbette inanıyorum!” deyince: “Bu kadarı sana yeter! (Fazlası senin için malayanidir). Zira Ali İbnu Hüseyin, babası (Hz. Ali İbnu Ebi Talib) (ra)’dan bana nakletti ki, Resulullah (sav) şöyle buyurmuşlardır: “Kişinin malayani şeyleri terketmesi, onun Müslümanlığının güzelliğindendir!” Yine ona ulaştığına göre Lokman’a: “Sende gördüğümüz (bu fazilet)in sebebi nedir?” diye sorulunca şu cevabı vermiştir: “Emaneti eda, doğru söz ve beni ilgilendirmeyen şeyleri terketmem!” [Rezin tahric etmiştir. (Rivayette geçen “Kişinin malayaniyi terketmesi İslam’ının güzelliğindendir” şeklindeki Resulullah (sav)’ın bu sözü şu kaynaklarda geçer: Muvatta, Hüsnü Hulk 3, (2, 903); Tirmizi, Zühd 11, (2318, 2319); İbnu Mace, Fiten 12, (2976); Rivayetin sonundaki “Yine ona ulaştığına göre Lokman’a…” kısmı da, Muvatta’da gelmiştir (Kelam 17, 2, 990)] Kaynak: Rezin alıntı…

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 23542 Kayıtlı Üye
  • 16560 Konu
  • 143811 Cevap
  • Son Üye Seo-Ul-Gog
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)