imkansız

Bu konu tutrakan tarafından 10 sene önce açıldı, 549 kere okundu ve 3 Cevap verildi.
tutrakan
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 148
Yanıt Sayısı: 589
10 sene önce

Paylaşmaya karar vermeden önce çok düşündüm ve paylaşımlar sayesinde az çok bilgi sahibi olabildiğimizden belki bir faydası dokunur düşüncesiyle paylaşacağım.Yaşadığım olay 17 yıl öncesine dayanır ve o yıllarda namazı bilmezdim ve beraberinde bir çok ilim bilgisinin dışındaydım kulak dolma duyduklarım dışında,yalnızca Tanrı inancına sahiptim ve o yeterliydi.1996 yılında evlendim ve yalnızca inançlı olmanın yeterli olmadığını öğrenmiş oldum.1998 yılın büyük depremin ardından eşim yer evi aramaya koyuldu,zira oturduğumuz dayre hasar görmüştü ve 2-ci çocuğuma hamileydim,ilki oğlan ve adını Mikail koymuştuk,sağılıklı doğmasına rağmen ve sonrasındaki düzenli sağlık kontrollerinde sağılıklı gelişim göstermesine rağmen 8.aylıkken onu kaybettik,vefaat etmişti.Bulduğu ev hakkındaki fikrimi almak için eşim evi gösterdi,ortak kararla o evi tutma taraftarı olmuştuk,kiralıktı ve bu eve 1.ay önce yeni gelin girip ayın sonunda cenazesi çıkmasıyla hiç biri tutmak istememiş,sahibinin deyişine göre-eminmisiniz diye sorduğunda:ölenlerden zarar gelmez,cevabını vermiştik.4 yıl bu evde oturduk ve o yönden hiç bir sorunla karşılaşmamıştık.Bu evin bir sokak üstünde eşimin gönlüne yatan bir ev vardı,ancak ne sahiplerine,ne de yakınlarına ulaşamadığından tutamamıştık,harabe vaziyetteydi ancak hayvanlarımız için konumu idealdi ve tutabilseydik o evi onarır ve güzelleştirirdik,nitekim imkanlarımız da vardı.Hakkında eşimin öğrenebildiği tek bir şey olmuştu-orta yaşlarda çift yaşarmış ve bir çocukları varmış,askerden dönüşüyle ilkten babasını,sonra annesini ve ardından kendini vurmuş av tüfeği ile ve bu evden 3 cenazenin çıkması ardından eve ne geleni ne de gideni varmış,senelerdir terk edilmiş vaziyette dururmuş ve eşimin bu ilgisi merak edilmiş-zira bu evden herkez uzak dururmuş ve hatta önünden dahi geçmekten herkez kaçınırmış.Buna deyinmiş olmamın nedeni bu evle alakalı yaşamış olduğum tuhaf bir olay olmuştu.Yaşadığımın öncesi ve sonrası var,ancak asıl tuhaf olan yaşananın bu evle olan bağlantısıydı.Oturuyor olduğum evin ilk senesinde başım aralıksız sağa-sol sallanıyor olmuştu.Özel aile doktorumuz-sinir düğümlenmesi-teşhisi koymuştu,ben ise boynumdaki bezelerin kanser oluşumu sanmıştım ve kanser olabileceği fikri beni sevindirmişti,yaşadığım hapis gibi hayyattan kurtuluşum olacaktı.Bir poşet ilaç vermişti ve hiç bir değişiklik olmayınca yeni ilaçlar verilmişti ve bir poşet dolusu.Onları da düzenli kullanıyordum ancak etkisi olmadığı gibi,anormal hareketler sergilemeye başlamıştım,bebek yaşındaki kızıma davranışlarımın normal olmadığını bilincinde olsam da kendime engel olamıyordum:onu kapının önüne koyup kapıyı yüzüne kapatıyordum,ağlayınca kapıyı açar-ona gülümseyip yine kapıyı yüzüne kapatıyordum:bu sabahtan akşama kadar bu şekil sürdü,anlıyacağınız gün boyu aç ve susuz kalmıştı.Ağalamaktan bitkin düşmüş ve oracıkta uymuş şekilde gece onu içeriye aldım,eşim eve dönmeden önce.Ertesi sabah eşimin işe gidişi ardından namazlığını yere serip,üzerine diz çöküp Tanrıya derdimi anlattım ve ya şu an canımı al ya da neyim olduğunu söyle,duyur diye ağlaya ağlaya uymuşum.Gözümü açtığımda hala hayattaydım ve kahrolmuştum,demek ki çekeceklerim varmış diye düşünmüştüm ve hüsranla aya kalktım.İşte o an eşim aradı[telefon sadece dışardan aramalara açık ve faturalıydı]-benden şahsi eşyalarından bir banka hesabının numarasını istediğinde elime anormal bulduğum bir şey geçti,açtığımda büyük bir sayfa üzerinde siyah ve kırmızı renkte yazılar vardı ve 7.arpa.Onu merak edip kaldırdım,arpaları da attım-annem geldiğinde bunu okuyabilene sordurmasını istemiştim.Annem özel bir okulun yemekhanesinde çalışıyordu ve oradaki bayan meslektaşları -biz bunu okuyamayız,bundan anlayanı bulmalısın-demişler ona.Annem de bana geri getirince -belki oturduğum mahallede bilenler çıkar diyerekten sordurmasını istedim.Ve nereden bulurum ki..düşüncesiyle giderken..bir sokak üstümüzde olan bir evin hanımı onu yolundan alıkoyar:evine buyur edip cebindeki kağdı istemiş.Annem:cebimde ne olduğunu nereden biliyorsun diye sorduğunda-ben bilirim,demiş.Kağıdı okumuş ve hakkımda olduğu gibi bilgiler aktarınca-annem şaşkınlık içinde:yoksa kızımı tanıyormusun diye sorduğunda:kızın beni bilmez ve tanımaz,ama ben her şeyi bilirim,demiş.Kağıdtaki adıma yapıldığını ve kurban bayramından kurban bayramına kadar müddetli olduğunu ve kurbana 1.kalmış olduğunu ve başımın yılan gibi sallanması arpalardan olduğunu,ölümüm için yapılmış olduğunu ve keşke arpaları atmamış olsaymışım,ancak yeşerecekleri için yine de büyük sorun teşkil etmiyeceğini ve vs.vs. ve kağıdı kesinlikle eşime vermemem gerektiğini zira ailesi baskı uygulayacağını-bulunduğunu öğrendiklerinde-onu ayak basılmayan yerde toprakta çürütmem gerektiğini vs.yönünde de bilgiler vermişti.Annem sevinçle bana döndü ve çok şaşkındı,Allahın işine bak demişti,arasam da bulamazdım..bu kendiliğinden ortaya çıktı demişti ve baştan sona kadar nasıl olduğunu ve neler konuştuklarını bana aktararak evimden olması gereken bir kaç tahıl,şeker,sirke ve beyaz ile kırmızı yün ipi istenmişti ufak miktarlarda.Annem demişti ki:kızım,bu illetten seni kurtarıcakmış ve Allah rızası için yapıcağından hiç bir kuruş istemedi,zaten senin elinde de yok,tüm ihtiyaçlarını eşin alır,biliyorsun bizim durumumuzu da..Allah yüzümüze baktı,deyip bir sevinçle istenileni götürdmüştü.Ertesi günün akşamında bana ufak bir şişe içinde banyo sonrası kullanıcağım sıvı ve başımda taşıyacağım burkulmuş o yün ipinden getirdi – ve hiç bir rahatsızlığım kalmamıştı.Ertesi günün [3-gün]akşamında annem iş çıkışı bana gelmişti ve neticeyi görünce-sevinçten yerinde duramadı ve apar topar o kadının evine gitti sonsuz teşekkürlerini dile getirmek için ve gidişi ile gelişi neredeyse tez oldu.2.akşamdır gittiği ev harabeydi,gözlerine inanamamıştı,bana yeminler içti,Allah seni inandırsın kızım,dedi,o evde oturdum,çayını içtim,muhabbetimiz de oldu,bahçesini ve evini tarif etti,kadının ismini söyledi vs. ve…bu akşam önceki halindeki evin şimdiki halini tarif edince..dondum kaldım.Ben önceki halini bilmem,görmüşlüğüm yoktu ama harabe evi bilirim onu bana eşim gösterdiği için.Bir yanlışın olmalı dediğimde:beni bunamışım gibi görmeyin,ben mi bilmeme hangi eve girip çıktığımı 2.gündür dedi,komşuları da bu evin diyor ki orada senelerce oturan yok,onlara tarif ettim ve aynı kadın çıktı ama o hayattaydı,bu evi de köydeki anne ve babasının vefaatı ardından onlardan kendine kalan evi ve tarlayı satıp buradan yer alıp evi yapmışlar,oğlu ve kocası evde yoktu ama kadın evindeydi ve bana bu ev benim demişti-bir gecede nasıl göçmüş,nereye göçmüş ve bana bir not bırakmadan nasıl gitmişler anlayamadım demişti,ne bir telefon ne de bir adres bırakmış,ama ev harabe,o halden bu hale nasıl geldi anlayamadım demişti,bir günde bir ev hiç bu hale gelir mi demişti ve vs.vs.Detaylı şekilde anlattıklarını hayretler içinde dinlemiştim,sayesinde o evin sahipleri hakkında bilmiyor olduklarımızı öğrenmiştim.Şaşkınlıktan annemin yüzü kıpkırmızı olmuştu ve ben ise duyduklarımdan.Harabe evi görmüş olup ve insanların eşime ve ardından anneme söylediklerine mi inanmalıydım,yoksa annemin gördüklerine ve bana gönderilene-elle tutulur ve gözle görülür şeylere mi-bilememiştim ve anneme bir tek şey demiştim:sakın eşimin kulağına verdirtme,o evi çok iyi biliyor ve kadının kapısına dayanır,yaptığı iyiliğin karşılığı bu olmamalı,bu olay sır olarak aramızda kalmalı.Annem dedi ki:bu kadın her şeyi biliyordu,nasıl bilebiliyordu bilmem ama,oğlunun ölüm sebebini de söyledi ve sana söylemeyeceğime dair ona söz vermiştim,yine de söyliyeceğim deyip söyledi..ve bayılmışım,dediğine göre ödü kopmuş,ellerim kasılmış,parmaklarım kenetlenmiş,gözlerim dönmüş,rengim solmuş ve bayılmışım-korkusundan hiç bir yere haber verememiş,beni ayıktırmaya çabalamış-gözümü açtığımda:başından örtüsü gitmiş,hopur hopur titriyordu ve yüzünde renk kalmamıştı.Kime nasıl açıklarım kızım neden bu halde diye paniklemiş.Uzun lafın kısası,bunu geçen yıl eşime olayın iç yüzünü anlattım.Eşim yalnızca bu kısmından haberdar değildi.Dinledi ve dedi ki:Her sabah iş gidişi özellikle o evin önünden geçiyordum,belki bir geleni olur ve evi ondan tutarım diye.Belli ki annen o eve gitmiş -hiç düşündünüz mü neden -yarın akşam yine aynı saate gelirsin-dediğini..neden gündüz vakti buyur etmediğini..annene ilkten çay ikram etmiş değil mi ve o da içmiş-bu yüzden evin bitişik ve civardaki komşu evlerden annenin o eve girip çıkarken kimse görmemiş dedi.Bende bu cevap şok dalgası yarattı.Annen onun ruhuyla görüşmüş dedi.Cevaben ölenler geri gelmez dedim,ayrıca elle tutulur gözle görülür gönderdikleri var dediğimde ise-sana o şekil gösterilmiş dedi,o yüzden tokandaki sıkıca bağladığın ip bir anda kayboldu,çünki gerçekte yokmuş,dedi ve sen bir yıl boyunca onu arayıp bulamamıştın,bu yüzdendir dedi.Annen senden giderken o yolu kullanır,evine giden kestirme yol olduğu için ve önünden geçtiği evin gerçekte zaten harabe bir ev olduğunu o esnada iştrak edememiş o kadının onu yolundan çevirip buyur etmesiyle,çünki o esnada ona farklı gösterilmiş dedi.Eşimin bu dediklerini şaşkınlıkla dinledim.Öyle veya böyle,gerçek şu ki biz bilmeyerek Allah tarafından bu evin sahibi olan kadının ruhuyla muhatap olduğumuz kesindi,anlaşılan o kadının hayatıma dahi olması Allahın bir lütfuydu.Bu olayın ardından ben kitapları okumaya yönelmiştim ve ilk okuduğum Kuran kitabı kayınpederimin okumam için emaneten gönderdiği Kitaptı,içeriğini okuduktan sonra namazı da öğrendim ve buna takiben ilimi de öğrenmeye yöneldim,yapılanlardan kendimi ve ailemi koruyabilmek için,yapılanların bir daha bize dokunamaması için evime dualar aldırdım ve astım ve ibadeti öğrendim.Gelenekler görenekler açısından eşimin baskısı vardı ancak hiç bir vakit ibadet yönünden,inanç yönünden bana baskısı olmamıştı,bu olaylar beni tetiklemişti,her şerde bir hayır var derler ya..kazancım ibadet ve bilgilenme oldu,vermiş olduğum kayıplara rağmen.Yaşananlar vesile oldu.

zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
10 sene önce
Çok ilginç bir deneyim,bir o kadar da üzücü yanları var,Allah bir daha bu tür üzüntüler göstermesin... En güçlü büyü bile Allahın kudreti karşısında geçersiz kalır,yaradan sizin kurtulmanızı ve dini vecibelerini öğrenip yerine getirmenizi takdir etmiş;sebepler yaratmış..... Bizlerle paylaştığın için teşekkürler....
tutrakan
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 148
Yanıt Sayısı: 589
10 sene önce
Paylaşmış olduğumdan dolayı bana kızmadığınız için ben yürekten teşekkür ederim.Allah istedikten sonra yoktan neleri yaratabileceiği-günümüzde bile neler yaratabileceği ıspatı olmuştu bu olay benim için ve gerçekten kul sıkıştığı anda ve ellerini Ona uzattığı anda asla yarım yolda bırakmıyacağının ıspatı olmuştu benim için -ve bu yaşananlar beni Ona daha da yaklaştırmıştı.Bana yönelik sürekli bu gibi eylemlerde bulunmasalardı namazı ve ibadeti öğrenirmiydim..emin değilim.Bana kötülük yaparlarken fark etmeden bana iyilik de yapmış oldular aslında.Allah mağdurun,mazlumun yanında olduğundan dolayı da bu güne kadar,oğlumun kaybından sonra bir türlü başarılı olamadılar,yine pes ettikleri yok ama..onlar yapar-Allah bozar.Cevabınız için çok teşekkür ederim.Saygı ve hürmetle
unicorn
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 7
Yanıt Sayısı: 105
10 sene önce
çok etkilendim.. inşallah bundan sonraki hayatınız huzur içinde geçer...
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23560 Kayıtlı Üye
  • 16566 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye karim55246
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)