Uzunca bir süredir bende bu duaların müdavimi birisiydim, forumlar, dua siteleri, kitaplar…Görüyorum ki pek çok kişi aynı dertten muzdarip ve pek çok kişi benim gibi sabırsız ve gaflet içerisinde…Gafletten kastım; yapılan duaya icabet edileceğine inanmamak, şüpheyle dua etmek ve de ettikten sonra olmayınca isyan etmek…Namazı bırakmak, duayı kesmek…
Allah inanın bana her şerden bir hayır hasıl ediyor…Ben sevgilimden ayrı olduğum dönemde tekrar düzenli namaz kılmaya başladım önceden de kılıyordum ama bırakmıştım…Allah belki de bu sınavı bana ona tekrar dönmem kalbimi namaza ve duaya açmam için verdi birde sabrı öğrenmem için…İşte ibadet eden herkes ilk evvela bu açıdan şanslı saymalı kendini…Allah her kuluna nasip etmez bunu bir dert vesilesi ile ibadete başlıyoruz bunu ahiretimiz içinde fırsat bilmeliyiz…Nice insanlar görüyorum başlarına ne felaketler gelirse gelsin hala gaflet kuyusunda çırpınır dururlar…
Öte yandan başlıkda belirttiğim üzere konu muhabbet duaları eksenli olunca şununda farkına vardım; kendinizle başbaşa kalıp şu soruyu kendinize samimice sorun; bu kadını veya adamı gerçekten kalbimle mi istiyorum yoksa nefsimin bana oynadığı bir oyun mu? Sadece çok yakışıklı/çok güzel çok zengin veya mevki sahibi vs diye mi istiyorum yoksa sadece yürekten mi?
Birisini neden istediğinizi veya neden beraber olmak istediğinizi kendinize sorduğunuzda yüzlerce sebeb sıralayamıyorsanız işte bence bu gerçek sevgidir…Gerçek sevgi nedenlere, niçinlere, nasıllara bakmaz…Seviyorsunuzdur işte…Sadece seviyorsunuzdur…Ve hayatta hiç bir şey tesadüf değildir, tevafuktur…O kişiyle yolunuz kesiştiyse mutlaka bir sebebi vardır…Bunun sırrına varmayı denemelisiniz…Ben sevdiğiniz için savaşı bırakın demiyorum, duanızı edin, onunla konuşun varsa bir hatanız düzeltmeye çalışın o ayrı ama bunu kalben yapın nefsen değil ve Rabb’e yönelirken samimi olun…
“Ben sizin zannınız üzereyim” demiş Allah…Derseniz ki herkesin duasını kabul ediyor benimkini etmiyor beni sevmiyor…O halde buna gitgide kendinizi inandırsınız ve hiç bir duanıza icabet edilmez…Basit bir örnek vereyim haşa benzetmek gibi olmasın ama gidip bir talebinizle ilgili bir yere dilekçe veriyorsunuz resmi bir kuruma; hiç orada talebinizi ilettiğiniz memura dönüp; Nasıl olsa kabul etmez dilekçemle ilgilenmezsiniz ya neyse gene de vereyim! der misiniz? Adam muhtemelen size garip garip bakar yürü git o zaman der…
Ben bu hataları çok yaptım sizde yapmayın diye yazıyorum…Hala Rabb’im yanımda bunca gafletime rağmen; “Rabb’in sana darılmadı” Hala daha konular altında görüyorum; Deneyen var mı? Sonuç aldın mı? Bende niye olmadı? Bunu karşı tarafa soracağımıza neden sessizce Rabb’imizle başbaşa kalıp sormuyoruz? Allah’ın birbirinden kıymetli ayetlerinden surelerinden ne hakla şüphe ediyoruz? Allah’a güvenmek yerine neden falanca yaptı acaba oldu mu diye soruyoruz?
Hiç sevdiğimiz insanı istediğimiz sevdiğimiz kadar Rabb’imizi istedik mi? Onu sevdik mi? Hep ondan şüphe ettik, isyan ettik yine de yüzsüzce el kaldırdık ama merhametlilerin en merhametlisi yine dinledi bizi yine geri çevirmedi…
Birisinin size güvenmediğini ama yine de bişiyler istediğini düşünün…Aslında en büyük sevgili Rabb’dir…
Muhakkak bana kızanlar olacaktır, ahkam kestiğimi sananlar olacaktır, sen ****mısın diyenler olacaktır…Ben ne ****yım ne de ahkam kesiyorum…Sadece kendi deneyimlerimden yola çıkarak yazıyorum. İnanın bana bende bu sabırsızlıklarım ve gafletim yüzünden çok acı çektim hala daha çekiyorum..Sevdiğimden ayrıyken dünya başıma yıkıldı sandım çok şükür birleştik ama hala sorunlarımız devam ediyor…Baktım pek çok insan gibi bende aynı kısırdöngü içinde çırpınıp duruyorum durdum ve bunları düşündüm…
Elimden geldiğince şeytanın vesvesellerine kulak tıkamaya ve inanarak dua etmeye çalışıyorum artık…Ve herkes ayet, sure vs soruyor ya ben ne zamanlar en net cevapları aldım ve dualarım kabul oldu biliyor musunuz? Nefsimle değilde kalbimle el açıp bir anne baba gibi Rabb’ime derdimi açınca dua edince gözlerimde yaşlarla…Elbetteki yanlış anlamayın sureler ayetlerde muhteşem ama işte diyorum ya samimi bir yakarış bile bazen bir anahtardır ve en büyük anahtar; İNANMAKTIR..
BEN ÇOK KONUŞTUM SANIRIM 🙄 :whistling[1]: YAZIMI GÜZEL BİR ALINTI İLE BİTİRMEK İSTİYORUM…
Dr.Arif Arslan ****nın “Dua ile ruhsal tedavi” adlı kitabında duaların nasıl kabul edilebilir olacağını şöyle anlatıyor.Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi Allah bütün duaları duyar ve cevap verir,ama kabul edip etmemesi onun istediğimiz şeyin hayır yada şer olmasına bağlıdır.Ama mutlaka dualarımızı kabul eder belki tam istediğimiz olmayabilir ama başka bir taraftan başka bir istediğimizi yada bizim için daha hayırlı olacak bir nimeti ile bizim duamızı kabul etmiştir.
İşte bu konuda duanızın kabul olacağına tam inanarak dua edin.
Duanın kabul edileceği hususunda şüphesi olan kimsenin duası kabul olmaz.Başka bir deyişle duasının kabul olunacağından asla şüphe etmeyen kimsenin duası kabul olur.Nitekim bu konuda Ebu Hüreyre (r.a)’den nakledilen bir hadis-i şerifte Hz.Peygamber(s.a.v) şöyle buyurmuştur.
“Allah’a duayı ,size icabet edeceğinden emin olarak yapın.Şunu bilin ki Allah(c.c),bu inaçla olmayan ve gafletle,başka şeylerle oyalanan kalbin duasını kabul etmez.”
Başka bir rivayete göre de;“kalpler bir kapıdır.Bazısı bazısından daha iyi tutar(anlayışlıdır).Öyleyse,ey insanlar,Allah’tan bir şey isteyince,Allah’ın cevap verip kabul edeceğinden emin olarak isteyin.Zira Allah,kendisine gafil kalple,farkında olmadan dua eden bir kulunun duasına cevap vermez.”
Dikkatli olun; bizim kabul edilmeyen ve “dua ettim de kabul olmadı” dememize sebep olan dualar,daha çok hadiste bildirilen ve kalbiyle dilinin bütünleşmediği dualardır.Çünkü kalbi başka şeylerle meşgul iken diliyle “Bana şunu ver yada bunu verme” diye dua eden kimse,önce kendi isteğinde samimi değildir.Haliyle kendisi samimi olmayan kimseyi Allah da ciddiye almamaktadır.Bu yüzden dua ederken insan,kendisini Allah’ın huzurunda hissederek onun huzurunda nasıl bir tavır takınılması gerekiyorsa, o tavırla ve ciddiyetle isteğini dile getirmeli ve öyle dua etmelidir.Tabii bir de bu işin acele edilmeden sabırla beklenilmesi de önemlidir.
“Acele edilmediği sürece her birinizin duasına cevap verilir.“Ancak Şöyle diyerek acele eden var:”Ben,Rabbime dua ettim de duamı kabul etmedi.”
Başka bir rivayete göre “Kul,günah olan bir şey yada akrabalık bağlarının kopmasını istemedikçe duası kabul edilmeye devam eder.Allah’a dua eden herkese Allah icabet eder.”” Bu icabet,ya dünyada peşin olur,ya da ahirete saklanır.Yahut ta dua ettiği sürece günahlarından hafiflemek suretiyle olur.Yeter ki günah bir şey yada akrabalık bağının kopmasını istememiş olsun yada acele etmesin.demiştir” demiştir.
Kaynak:Dr.Arslan dua ile ruhsal tedavi
Umarım yanlış anlaşılmam…Bugün bu yazıyıda buraya yazmak nasip edilmişse bu da güzel bir tevafuktur netice de Allah istemese olmazdı…Sevgiler herkese…