Şuara Suresi Fazilet ve Sırları

Bu konu EbRuSh tarafından 11 sene önce açıldı, 3144 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
EbRuSh
SÜPER MODERATÖR
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 155
Yanıt Sayısı: 164
11 sene önce

26 – SUARABismillahirrahmanirrahim 1. Ta sım mım 2. Tilke ayatül kitabil mübın 3. Lealleke banıun nefseke ella yekunu mü’minın 4. İn neşe’ nünezzil aleyhim mines semai ayeten fe zallet a’nakuhüm leha hadııyn 5. Ve ma ye’tıhim min zikrim miner rahmani muhdesin illa kanu anhü mu’ridıyn 6. Fe kad kezzebu fe seye’tıhim embaü ma kanu bihı yestehziun 7. E ve lem yerav ilel erdı kem embetna fıha min külli zevcin kerım 8. İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın 9. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 10. Ve iz nada rabbüke musa eni’til kavmez zalimın 11. Kavme fir’avn e la yettekun 12. Kale rabbi innı ehafü ey yükezzibun 13. Ve yedıyku sadrı ve la yentaliku lisanı fe ersil ila harun 14. Ve le hüm aleyye zembün fe ehafü ey yaktülun 15. Kale kella fezheba bi ayatina inna meaküm müstemiun 16. Fe’tiya fir’avne fe kula inna rasulü rabbil alemın 17. En ersil meana benı israiyl 18. Kale e lem nürabbike fına velıdev ve lebiste fına min umürike sinın 19. Ve fealte fa’letekelletı fealte ve ente minel kafirın 20. Kale fealtüha izev ve ene mined dallın 21. Fe ferartü minküm lemma hıftüküm fe vehebe lı rabbı hukmev ve cealenı minel murselın 22. Ve tilke nı’metün temünnüha aleyye en abbedte benı israıl 23. Kale fir’avnü ve ma rabbül alemın 24. Kale rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma inküntüm mukının 25. Kale li men havlehu ela testemiun 26. Kale rabbüküm ve rabbü abaikümül evvelın 27. Kale inne rasulekümüllezı ürsile ileyküm le mecnun 28. Kale rabbül mesrikı vel mağribi ve ma beynehüma in küntüm ta’kılun 29. Kale leinittehazte ilahen ğayrı le ec’alenneke minel mescunın 30. Kale e ve lev ci’tüke bi şey’im mübın 31. Kale fe’ti bihı in künte mines sadikıyn 32. Fe elka asahü fe iza hiye sü’banüm mübın 33. Ve nezea yedehu fe iza hiye beydaü lin nazırın 34. Kale lil melei havlehu inne haza lesahırun alım 35. Yürıdü ey yuhriceküm min erdıküm bi sıhrihı fe maza te’mürun 36. Kalu ercih ve ehahü veb’as fil medaini haşirın 37. Ye’tuke bi külli sehharin alım 38. Fe cümias seharatü li mıkati yevmim ma’lun 39. Ve kıyle lin nasi hel entüm müctemiun 40. Leallena nettebius seharate in kanuhümül ğalibın 41. Fe lemma caes seharatü kalu li fir’avne einne lena le ecran in künna nahnül ğalibın 42. Kale neam ve inneküm izel le minel mükarrabın 43. Kale lehüm musa elku ma entüm mülkun 44. Fe elkav hıbalehüm ve ısıyyehüm ve kalu bi ızzeti fir’avne inna le nahnül ğalibun 45. Fe elka musa asahü fe iza hiye telkafü ma ye’fikun 46. Fe ülkıyes seharatü sacidın 47. Kalu amenna bi rabbil alemın 48. Rabbi musa ve harun 49. Kale amentüm lehu kable en azene leküm innehu le kebirukümüllezı allemekümüs sıhr fe le sevfe ta’lemun le ükattıanne eydiyeküm ve ercüleküm min hılafiv ve la üzallibenneküm ecmeıyn 50. Kalu la dayra inna ila rabbina münkalibun 51. İnna natmeu ey yağfira lena rabbüna hatayana en künna evvelel mü’minın 52. Ve evhayna ila musa en esri bi ıbadı inneküm müttebeun 53. Fe ersele fir’avnü fil medaini haşirın 54. İnne haülai le şirzimetün kalılun 55. Ve innehüm lena le ğaizun 56. Ve inna le cemıun hazirun 57. Fe ahracnahüm min cennativ ve uyun 58. Ve künuziv ve mekamin kerım 59. Kezalik ve evrasnaha benı israıl 60. Fe etbeuhüm müşrikıyn 61. Felemma terael cem’ani kale ashabü musa inna le müdrakun 62. Kale kella inne meıye rabbı seyehdın 63. Fe evhayna ila masa enıdrib bi asakel bahr fenfeleka fe kane küllü firkın ket tavdil azıym 64. Ve ezlefna semmel aharın 65. Ve enceyna musa ve mem meahu ecmeıyn 66. Sümme ağraknel aharın 67. İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın 68. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 69. Vetlü aleyhim nebee ibrahım 70. İz kale li ebıhi ve kavmihı ma ta’büdun 71. Kalu na’büdü asnamen fe nezallü leha akifın 72. Kale hel yesmeuneküm iz ted’un 73. Ev yenfeuneküm ev yedurrun 74. Kalu bel vecedna abaena kezalike yef’alun 75. Kale e feraeytüm ma küntüm ta’büdun 76. Entüm ve abaükümül akdemun 77. Fe innehüm adüvvül lı illa rabbel alemın 78. Ellezı halekanı fe hüve yehdın 79. Vellezı hüve yut’ımünı ve yeskıyn 80. Ve iza merıdtü fe hüve yeşfın 81. Vellezı yümıtünı sümme yuhyın 82. Vellezı at’meu ey yağfira lı hatıy’etı yevmeddın 83. Rabbi heb lı hukmev ve elhıknı bis salihıyn 84. Vec’al lı lisane sıdkın fil ahırın 85. Vec’alnı miv veraseti cennetin neıym 86. Vağfir li ebı innehu kane mined dallın 87. Ve la tuhzinı yevme yüb’asun 88. Yevme la yenfeu malüv ve la benun 89. İlla men etellahe bi kalbin selim 90. Ve üzlifetil cennetü lil müttekıyn 91. Ve bürrizetil cehıymü li ğavın 92. Ve kıyle lehüm eyne ma küntüm ta’büdun 93. Min dunillah hel yensuruneküm ev yentesırun 94. Fe kübkibu fıhahüm vel ğavun 95. Ve cünudü iblıse ecmeun 96. Kalu ve hüm fıha yahtesımun 97. Tellahi in künna le fı dalalim mübın 98. İz nüsevvıküm bi rabbil alemın 99. Ve ma edalleha illel mücrimun 100. Fe ma lena min şafiıyn 101. Ve la sadıkın hamım 102. Fe lev enne lena kerraten fe nekune minel mü’minın 103. İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın 104. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 105. Kezzebet kavmü nuhınil murselın 106. İz kale lehüm ehuhüm nuhun ela tettekun 107. İnni leküm rasulün emın 108. Fettekullahe ve etıy’un 109. Ve ma es’elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın 110. Fettekullahe ve etıy’un 111. Kalu enü’minü leke vettebeakel erzelun 112. Kale vema ılmı bima kanu ya’melun 113. İn hısabühüm illa ala rabbı lev teş’urun 114. Ve ma ene bi taridil mü’minın 115. İn ene illa nezırum mübın 116. Kalu le il lem tentehi ya nuhu le tekunenne minel mercumın 117. Kale rabbi inne kavmı kezzebun 118. Fettah beynı ve beynehüm fethav ve neccinı ve mem meıye minel mü’minın 119. Fe enceynahü ve mem meahu fil fülkil meşhun 120. Sümme ağrakna ba’dül bakıyn 121. İnne fı zalik le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın 122. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 123. Kezzebet adünil murselın 124. İz kale lehüm ehuhüm hudün ela tettekun 125. İnnı leküm rasulün emın 126. Fettekullahe ve etıy’un 127. Ve ma es’elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın 128. E tebnune bi külli riy’ın ayeten ta’besun 129. Ve tettehızune mesanıa lealleküm tahlüdun 130. Ve iza betaştüm betaştüm cebbarın 131. Fettekullahe ve etıy’un 132. Vettekullezı emeddeküm bima ta’lemun 133. Emeddeküm bi en’amiv ve benın 134. Ve cennativ ve uyun 135. İnnı ehafü aleyküm azabe yevmin azıym 136. Kalu sevaün aleyna e veazte em lem teküm minel vaızıyn 137. İn haza illa hulükul evvelın 138. Ve ma nahnü bi müazzebın 139. Fe kezzebuhü fe ehleknahüm inne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın 140. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 141. Kezzebet semudül murselın 142. İz kale lehüm ehuhüm salihun ela tettekun 143. İnnı leküm rasulün emın 144. Fettekullahe ve etıy’un 145. Ve ma es’elüküm aleyhi men ecr in ecriye illa ala rabbil alemın 146. E tütrakune fı ma hahüna aminın 147. Fı cennativ ve uyun 148. Ve züruıv ve nahlin tal’uha hedıym 149. Ve tenhıtune minel cibali büyuten farihın 150. Fettekullahe ve etıy’un 151. Ve la tütıy’u emral müsrifın 152. Ellezıne yüfsidune fil erdı ve la yuslihun 153. Kalu innema ente minel müsahharın 154. Ma ente illa beşerum mislüna fe’ti bi ayetin in künte mines sadikıyn 155. Kale hazihı nakatül leha şirbüv ve leküm şirbü yevmim ma’lum 156. Ve la temessuha bi suin fe ye’huzeküm azabü yevmin azıym 157. Fe akaruha fe asbehu nadimın 158. Fe ehazehümül azab inne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın 159. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 160. Kezzebet kavmü lutınil murselun 161. İz kale lehüm ehuhüm lutun ela tettekun 162. İnnı leküm rasulün emın 163. Fettekullahe ve etıy’un 164. Ve es’elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın 165. E te’tunez zükrane minel alemın 166. Ve tezerune ma haleka leküm rabbüküm min ezvaciküm bel entüm kavmün adun 167. Kalu leil lem tentehi ya lutu le tekunenne minel muhracın 168. Kale innı li ameliküm minel kalın 169. Rabbi neccinı ve ehlı mimma ya’melun 170. Fe necceynahü ve ehlehu ecmeıyn 171. İlla acuzen fil ğabirın 172. Sümme demmernel aharın 173. Ve emtarna aleyhim metara fe sae metarul münzerın 174. İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın 175. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 176. Kezzebe ashabül eyketil murselın 177. İz kale lehüm şüaybün ela tettekun 178. İnnı leküm rasulün emın 179. Fettekullahe ve etıy’un 180. Ve ma es’elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın 181. Evfül keyle ve la tekunu minel muhsirın 182. Vezinu bil kıstasil müstekıym 183. Ve la tebhasün nase eşyaehüm ve la ta’sev fil erdı müsidın 184. Vettekullezı halekaküm vel cibilletel evvelın 185. Kalu innema ente minel müsahharın 186. Ve ma ente illa beşerum mislüna ve in nezunnüke le minel kazibın 187. Fe eskıt aleyna kisefem mines semai in künte mines sadikıyn 188. Kale rabbı a’lemü bi ma ta’melun 189. Fe kezzebuhü fe ehazehüm azabü yevmiz zulleh innehu kane azabe yevmin azıym 190. İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü’minın 191. Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 192. Ve innehu le tenzılü rabbil alemın 193. Nezele bihir ruhul emın 194. Ala kalbike li tekune minel münzirın 195. Bi lisanin arabiyyim mübın 196. Ve innehu lefı zübüril evvelın 197. E ve lem yekül lehüm ayeten ey ya’lemehu ulemaü benı israıl 198. Ve lev nezzelnahü ala ba’dıl a’cemın 199. Fe karaehu aleyhim ma kanu bihı mü’minın 200. Kezalike seleknahü fı kulubil mücrimın 201. La yü’minune bihı hatta yeravül azabel elım 202. Fe ye’tiyehüm bağtetev ve hüm la yeş’urun 203. Fe yekul hel nahnü münzarun 204. E fe bi azabina yesta’cilun 205. E feraeyte im metta’nahüm sinın 206. Sümme caehüm ma kun yuadun 207. Ma ağna anhüm ma kanu yümetteun 208. Ve ma ehlekna min karyetin illa leha münzirun 209. Zikra ve ma künna zalimın 210. Ve ma tenezzelet bihiş şeyatıyn 211. Ve ma yembeğıy lehüm ve ma yestetıy’un 212. İnnehüm anis sem’ı le ma’zulun 213. Fe la ted’u meallahi ilahen ahara fe tekune minel müazzebın 214. Ve enzir aşiratekel akrabın 215. Vahfıd cenahake li menit tebeake minel mü’minın 216. Fe in asavke fe kul innı berıüm mimma ta’melun 217. Ve tevekkel alel azızir rahıym 218. Ellezı yerake hıyne tekum 219. Ve tekallübeke fis sacidın 220. İnnehu hüves semıul alım 221. Hel ünebbiüküm ala men tenezzelüş şeyatıyn 222. Tenezzelü ala külli effakin esım 223. Yülkunes sem’a ve ekseruhüm kazibun 224. Veş şüaraü yettebiuhümül ğavun 225. E lem tera ennehüm fı külli vadiy yehımun 226. Ve ennehüm yekulune ma la yef’alun 227. İllellezıne amenu ve amilus salihati ve zekerullahe kesırav ventesaru mim ba’di ma zulimu ve seya’lemüllezıne zalemu eyye münkalebiy yenkalibun Türkçe Meali26 – ŞuaraBismillahirrahmânirrahîm Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen1. Ta Sin Mim. 2. Bunlar, apaçık Kitab’ın âyetleridir. 3. Ey Muhammed! Mü’min olmuyorlar diye adetâ kendini helak edeceksin! 4. Biz dilesek, onlara gökten bir mucize indiririz de, ona boyun eğmek zorunda kalırlar 5. Rahmân’dan kendilerine gelen her yeni öğütten mutlaka yüz çevirirler. 6. Onlar (Allah’ın âyetlerini) yalanladılar, fakat alay edegeldikleri şeylerin haberleri başlarına gelecek. 7. Yeryüzüne bakmazlar mı, orada her türden nice güzel ve yararlı bitkiler bitirdik. 8. Şüphesiz bunlarda (Allah’ın varlığına) bir delil vardır, ama onların çoğu inanmamaktadırlar. 9. Şüphesiz senin Rabbin, elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. 10, 11. Hani Rabbin Mûsâ’ya, “Zalimler topluluğuna, Firavun’un kavmine git! Başlarına geleceklerden hâlâ korkmuyorlar mı?” diye seslenmişti. 12. Mûsâ şöyle dedi: “Ey Rabbim! Muhakkak ki ben, beni yalanlamalarından korkuyorum.” 13. “Göğsüm daralır. Akıcı konuşamam. Onun için, Hârûn’a da peygamberlik ver (ve onu bana yardımcı yap).” 14. “Bir de onlara karşı ben suçlu durumundayım. Bu yüzden onların beni öldürmelerinden korkarım.” 15. Allah dedi ki, “Hayır, korkma! Mucizelerimizle gidin. Çünkü biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz.” 16. “Firavun’a gidin ve deyin: “Şüphesiz biz âlemlerin Rabbinin elçisiyiz”, 17. “İsrailoğullarını bizimle beraber gönder.” 18. Firavun şöyle dedi: “Seni biz küçük bir çocuk olarak alıp aramızda büyütmedik mi? Sen ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin.” 19. “(Böyle iken) sen o yaptığın işi yaptın (adam öldürdün). Sen nankörlerdensin.” 20. Mûsâ şöyle dedi: “Ben onu, o vakit kendimi kaybetmiş bir halde iken (istemeyerek) yaptım.” 21. “Sizden korktuğum için de hemen aranızdan kaçtım. Derken, Rabbim bana hüküm ve hikmet bahşetti de beni peygamberlerden kıldı.” 22. “Senin başıma kaktığın bu nimet (gerçekte) İsrailoğullarını köleleştirmen(in neticesi)dir.” 23. Firavun, “Âlemlerin Rabbi de nedir?” dedi. 24. Mûsâ, “O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir.” 25. Firavun, etrafındakilere (alaycı bir ifade ile) “dinlemez misiniz?” dedi. 26. Mûsâ, “O, sizin de Rabbiniz, geçmiş atalarınızın da Rabbidir” dedi. 27. Firavun, “Bu size gönderilen peygamberiniz, şüphesiz delidir” dedi. 28. Mûsâ, “O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir. Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir” dedi. 29. Firavun, “Eğer benden başka bir ilah edinirsen, andolsun seni zindana atılanlardan ederim.” 30. Mûsâ, “Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?” dedi. 31. Firavun, “Doğru söyleyenlerden isen haydi getir onu,” dedi. 32. Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler asa açıkça kocaman bir yılan olmuş. 33. Elini koynundan çıkardı, bir de ne görsünler, bakanlara bembeyaz olmuş. 34. Firavun, çevresindeki ileri gelenlere, “Şüphesiz bu bilgin bir sihirbazdır” dedi. 35. “Sizi, yaptığı sihirle, yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne dersiniz?” 36. Dediler ki: “Onu ve kardeşini alıkoy.Şehirlere de toplayıcı adamlar gönder.” 37. “Sana bütün usta sihirbazları getirsinler.” 38. Böylece sihirbazlar, belli bir günün belirlenen bir vaktinde bir araya getirildiler. 39. İnsanlara da “Siz de toplanır mısınız?” denildi. 40. “Umarız, üstün gelirlerse sihirbazlara uyarız” (dediler.) 41. Sihirbazlar gelince, Firavun’a, “Eğer biz üstün gelirsek gerçekten bize bir mükafat var mı?” dediler. 42. Firavun, “Evet, hem o takdirde mutlaka bana yakın kimselerden olacaksınız” dedi. 43. Mûsâ onlara, “Hadi ortaya atacağınız şeyi atın” dedi. 44. Bunun üzerine onlar iplerini ve değneklerini attılar ve “Firavun’un gücüyle elbette bizler üstün geleceğiz” dediler. 45. Mûsâ da asasını attı. Bir de ne görsünler, asâ onların düzdükleri sihir takımlarını yutuyor. 46. Bunun üzerine sihirbazlar derhal secdeye kapandılar. 47. “Âlemlerin Rabbine inandık” dediler. 48. “Mûsâ’nın ve Hârûn’un Rabbi’ne.” 49. Firavun, “Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım” dedi. 50. Sihirbazlar şöyle dediler: “Zararı yok, mutlaka Rabbimize döneceğiz.” 51. “(Burada) ilk inananlar biz olduğumuz için şüphesiz Rabbimizin, hatalarımızı bağışlayacağını umuyoruz.” 52. Biz Mûsâ’ya, “Kullarımı geceleyin yola çıkar, muhakkak ki takip edileceksiniz” diye vahyettik. 53. Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi. 54. Dedi ki, “Bunlar pek az ve önemsiz bir topluluktur.” 55. “Şüphesiz onlar bize öfke duyuyorlar.” 56. “Ama biz uyanık ve tedbirli bir topluluğuz.” 57, 58. Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık. 59. İşte böyle yaptık ve onlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık. 60. Firavun ve adamları gün doğarken onları takibe koyuldular. 61. İki topluluk birbirini görünce Mûsâ’nın arkadaşları, “Eyvah yakalandık” dediler. 62. Mûsâ, “Hayır!, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir” dedi. 63. Bunun üzerine Mûsâ’ya, “Asan ile denize vur” diye vahyettik. Deniz derhal yarıldı. Her parçası koca bir dağ gibiydi. 64. Ötekileri de oraya yaklaştırdık. 65. Mûsâ’yı ve beraberindekilerin hepsini kurtardık. 66. Sonra ötekileri suda boğduk. 67. Bunda şüphesiz bir ibret vardır. Ama pek çokları iman etmiş değillerdi. 68. Şüphesiz ki senin Rabbin elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. 69. Ey Muhammed! Onlara İbrahim’in haberini de oku. 70. Hani o babasına ve kavmine, “Neye tapıyorsunuz?” demişti. 71. “Putlara tapıyoruz ve onlara tapmağa devam edeceğiz” demişlerdi. 72. İbrahim dedi ki: “Onlara yalvardığınızda sizi işitiyorlar mı?” 73. “Yahut size fayda veya zararları dokunur mu?” 74. “Hayır, ama biz babalarımızı böyle yaparken bulduk” dediler. 75, 76. İbrahim şöyle dedi: “Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?” 77. “Şüphesiz onlar benim düşmanımdır. Ancak âlemlerin Rabbi olan Allah dostumdur.” 78. “O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir.” 79. “O, bana yediren ve içirendir.” 80. “Hastalandığımda da O bana şifa verir.” 81. “O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır.” 82. “O, hesap gününde, hatalarımı bağışlayacağını umduğumdur.” 83. “Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat.” 84. “Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl.” 85. “Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle.” 86. “Babamı da bağışla. Çünkü o gerçekten yolunu şaşıranlardandır.” 87. “(Kulların) diriltilecekleri gün beni utandırma!” 88. “O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!” 89. “Allah’a arınmış bir kalp ile gelen başka.” 90. Cennet, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara yaklaştırılacak. 91, 92, 93. Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, “Allahı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?” denilecek. 94, 95. Artık onlar ve o azgınlar ile İblis’in askerleri hepsi birden tepetakla oraya atılırlar. 96. Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler: 97. “Allah’a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.” 98. Çünkü sizi, âlemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk.” 99. Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı.” 100. İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok.” 101. “Candan bir dostumuz da yok.” 102. Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak. 103. Elbet bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmiş değillerdi. 104. Şüphesiz senin Rabbin, mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır. 105. Nûh’un kavmi de Peygamberleri yalanladı. 106. Hani kardeşleri Nûh, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” 107. “Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.” 108. “Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.” 109. “Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.” 110. “O halde Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!” 111. Dediler ki: “Sana hep aşağılık kimseler uymuş iken, biz hiç sana inanır mıyız.” 112. Nûh şöyle dedi: “Onların yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir?” 113. “Onların hesaplarını görmek ancak Rabbime aittir. Bir anlayabilseniz!” 114. “Ben inananları kovacak değilim.” 115. “Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.” 116. Dediler ki: “Ey Nûh! (Bu işten) vazgeçmezsen mutlaka taşlananlardan olacaksın!” 117. Nûh şöyle dedi: “Ey Rabbim! Kavmim beni yalanladı.” 118. “Artık onlarla benim aramda sen hükmet. Beni ve benimle birlikte olan mü’minleri kurtar.” 119. Derken biz onu ve beraberindekileri dolu geminin içinde (taşıyıp) kurtardık. 120. Sonra da geride kalanları suda boğduk. 121. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. 122. Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır. 123. Âd kavmi de peygamberleri yalanladı. 124. Hani kardeşleri Hûd, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” 125. “Şüphesiz ben, size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.” 126. “Öyle ise Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.” 127. “Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.” 128. “Siz her yüksek yere bir alamet bina yapıp boş şeylerle eğleniyor musunuz?” 129. “İçlerinde ebedi yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?” 130. “Tutup yakaladığınız zaman zorbaca yakalarsınız.” 131. “Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.” 132, 133, 134. “Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah’a karşı gelmekten sakının.” 135. “Çünkü ben, sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum.” 136. Dediler ki: “Sen ister öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bize göre birdir.” 137. “Bu, öncekilerin geleneklerinden başka bir şey değildir.” 138. “Biz azaba uğratılacak da değiliz.” 139. Böylece onlar Nûh’u yalanladılar. Biz de bu yüzden onları helak ettik. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. 140. Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır. 141. Semûd kavmi de Peygamberleri yalanladı. 142. Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” 143. “Ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.” 144. “Öyle ise Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!” 145. “Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.” 146, 147, 148. “Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?” 149. “Bir de dağlardan ustalıkla evler yontuyorsunuz.” 150. “Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.” 151, 152. “Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin.” 153. Dediler ki: “Sen ancak büyülenmişlerdensin.” 154. “Sen de ancak bizim gibi bir beşersin. Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi bize bir mucize getir.” 155. Salih, şöyle dedi: “İşte bir dişi deve! Onun (belli bir gün) su içme hakkı var, sizin de belli bir gün su içme hakkınız vardır.” 156. “Sakın ona bir kötülük dokundurmayın. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar.” 157. Derken onu kestiler, fakat pişman oldular. 158. Böylece onları azap yakaladı. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. 159. Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır. 160. Lût’un kavmi de peygamberleri yalanladı. 161. Hani kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” 162. “Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.” 163. “Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.” 164. “Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.” 165, 166. “Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz.” 167. Dediler ki: “Ey Lût! (İşimize karışmaktan) vazgeçmezsen mutlaka (şehirden) çıkarılanlardan olacaksın!” 168. Lût şöyle dedi: “Şüphesiz ben sizin yaptığınız bu çirkin işe kızanlardanım.” 169. “Ey Rabbim! Beni ve ailemi onların yaptıkları çirkin işten kurtar.” 170, 171. Bunun üzerine biz de onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç bütün ailesini kurtardık. 172. Sonra diğerlerini helâk ettik. 173. Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kadar da kötü idi! 174. Şüphesiz bunda büyük bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. 175. Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır. 176. Eyke halkı da peygamberleri yalanladı. 177. Hani Şuayb onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” 178. “Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.” 179. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. 180. “Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.” 181. Ölçüyü tam yapın. Eksik verenlerden olmayın.” 182. “Doğru terazi ile tartın.” 183. “İnsanların mallarını ve haklarını eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.” 184. “Sizi ve önceki nesilleri yaratana karşı gelmekten sakının.” 185. Onlar şöyle dediler: “Sen ancak büyülenmişlerdensin.” 186. Sen sadece bizim gibi bir insansın. Biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz.” 187. “Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi gökten üzerimize bir parça düşür.” 188. Şuayb, “Rabbim yaptıklarınızı en iyi bilendir” dedi. 189. Onlar Şuayb’ı yalanladılar. Derken gölge gününün azabı onları yakaladı. Şüphesiz o, büyük bir günün azabı idi. 190. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. 191. Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır. 192. Şüphesiz bu Kur’an, âlemlerin Rabbi’nin indirmesidir. 193, 194, 195. Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir. 196. Şüphesiz bu (Kur’an’ın indirileceği) öncekilerin kitaplarında da vardı. 197. İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar (Mekke müşrikleri) için bir delil değil midir? 198, 199. Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik ve o da bunu kendilerine okusaydı yine buna inanmazlardı. 200. İşte böylece biz onu (Kur’an’ı) suçluların kalbine soktuk. 201, 202, 203. Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, “Bize mühlet verilmez mi?” demedikçe, ona inanmazlar. 204. Bizim azabımızın çabuklaşmasını mı istiyorlar? 205. Ey Muhammed! Ne dersin; biz onları yıllarca (dünya nimetlerinden) yararlandırsak, 206. Sonra da kendilerine tehdit edildikleri şey gelse, (halleri nice olurdu?) 207. (Dünyada) yararlandırıldıkları şeyler onlara fayda sağlamazdı. 208. Biz hiçbir memleketi uyarıcıları olmadıkça helak etmedik. 209. Bu bir hatırlatmadır. Biz zalim değiliz. 210. O Kur’an’ı şeytanlar indirmemiştir. 211. Zaten bu onların harcı değildir, buna güçleri de yetmez. 212. Çünkü onlar (vahyi) işitmekten uzaklaştırılmışlardır. 213. Öyle ise sakın Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun! 214. (Önce) en yakın akrabanı uyar. 215. Mü’minlerden sana uyanlara kanatlarını indir. 216. Eğer sana karşı gelirlerse, “Şüphesiz ben sizin yaptığınız şeylerden uzağım” de. 217, 218, 219. Namaza kalktığında seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah’a tevekkül et. 220. Şüphesiz O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. 221. Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? 222. Onlar, her günahkâr yalancıya inerler. 223. Bunlar da şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu ise yalancıdır. 224. Şairlere ise haddi aşan azgınlar uyarlar. 225, 226. Görmez misin ki onlar, her vadide şaşkın şaşkın dolaşırlar ve yapmadıkları şeyleri söylerler. 227. Ancak iman edip salih amel işleyen, Allah’ı çok anan ve haksızlığa uğratıldıktan sonra öçlerini alanlar başka. Zulmedenler hangi akıbete uğrayacaklarını göreceklerdir.http://www.onlinekuran.net/dinle/resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Her kim şu’ara Suresini okursa, (Hazreti) http://www.onlinekuran.net/dinle/nuh (Aleyhisselam), (Hazreti) Hud (Aleyhisselam), (Hazreti) Salih (Aleyhisselam), (Hazreti) Şuayb (Aleyhisselam), (Hazreti) http://www.onlinekuran.net/dinle/ibrahim (Aleyhisselam) ve (Hazreti) Muhammed (Sallallahuı Aleyhi ve Sellem)‘e iman edenlerin ve yalanlayanların sayısınca http://www.onlinekuran.net/dinle/sevap verilir.(http://www.onlinekuran.net/kuran-hakkinda/surelerin-faziletleri/suara-suresi-fazilet-ve-sirlari.html#kaynak-1) Rivayet Edildiki:

Kaynakçalar Kadı Beyzavi, (Beyzavi Tefsir(Envarut-Tenzil ve Esrarut Te’vil), 2/179

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 23560 Kayıtlı Üye
  • 16566 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye karim55246
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)