Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları

Bu konu zeinarda tarafından 13 sene önce açıldı, 712 kere okundu ve 15 Cevap verildi.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
13 sene önce

BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI bir solukta okuyunuz,casus romanları yanında hiç kalır.Buyrun bakalim?BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI Hitler, dünya tarihindeki gelmiş geçmiş en faşist vepsikopat lider olarak bilinir. Çoğu kişi Hitler’i şizofrenin eşiğinde olan,fanatik Alman milliyetçisi psikopat bir lider olarak tanır, ancak gerçekte hiç kimse Hitler hakkında bildiklerinin kendilerine anlatılan resmi tarih senaryosundan başka bir şey olmadığını bilmez. Hitler, hakkında en çok komplo teorisi uydurulan tarihi liderlerden (kuklalardan) birisidir. ABD’de sivri çıkışları ve dürüst kişiliği ile tanınan Texas Üniversitesi tarih profesörlerinden Texe Marrs’ın 2007 Mayıs’ında çıkan kitabının adı Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları. Kitapta1- Dünyayı yöneten Yahudi ailesi: Rotschild2- Osmanlı devletinin planlı olarak nasıl dağıtıldığı3- Arap birliğinin nasıl parçalara ayrıldığı 4- 1.Dünya Savaşı 5- Kukla Diktatör Hitler 6- 2.Dünya Savaşı 7- İsrail devletinin kuruluşu 8- Kennedy Suikastı 9- MOSSAD suikastları10- 11 Eylül saldırıları olmak üzere 10 bölüm yer alıyor. Bu bölümlerde yazarın savunduğu iddialar, kanıtlarla net birbiçimde ortaya koyuluyor. Öncelikle son yıllarda Türkiye’de ortaya çıkan Hitler hayranlığına ve “Türk Nasyonal Sosyalizmi” gibi kavramlara bir cevap olarak Hitler’in tarihi kimliğinin ardında yatan karanlık bağlantıları anahatlarıyla sizlere aktarmaya çalışacağım. DÜNYAYI YÖNETEN AİLE: ROTSCHILD AİLESİ Çoğu kişi Rotschild ailesinin adını bile bilmez. Bu ailenin adı, ne Forbes dergisinin düzenlediği ”Yılın Zenginleri” bölümünde yer alır, ne de dünya jet-sosyetesinin partilerinde geçer. Ancak birçok ülkenin diplomatı bu ailenin adını duydukları zaman beş dakika durmak zorundadır. Çünkü bu aile dünya tarihi sahnesinde 1590 yılından beri vardır ve dünya, bu Yahudi ailesinin çok gizli faaliyetleri neticesinde bugünkü şeklini almıştır. Çoğu kişi dünyada hiçbir ailenin böylesine bir gücü elinde tutabileceğine inanamaz. Çünkü bir ailenin böylesine siyasi ve ekonomik bir gücü nasıl elde ettiğini bilmiyordur. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki aile derken üç-beş kişilik çekirdek bir aileden bahsetmiyorum. Rotschild ailesinin bugün 1000-1500 civarında ferdi olduğu bilinmektedir. Bu aile fertlerinin her biri, dünyanın gelişmiş, ya da gelişecek olan ülkelerinde, çok derin faaliyetler sürdürmek üzere dağılmışlardır. Dünyada olan her siyasi ve ekonomik gelişmeyi, İsrail devletinin çıkarlarına uygun düşecek şekilde düzenlemek en kutsal görevleridir. Ailenin geçmişi 16.yüzyıla dayanıyor. Aile İngiliz Kraliyet Saraylarında kralın yaverliğini yapan bir aile olarak ortaya çıkıyor önceleri. Kralın izlemesi gereken siyaseti ve dış politika stratejilerini bu aile belirliyor. Sadece bununla da yetinmeyip kraliyet saraylarındaki tüm ihaleleri kazanarak bu ihaleleri başarıyla sonuçlandırıp, hatırı sayılır bir servetin de sahibi oluyorlar. İngiliz saraylarındaki kariyerleri sayesinde kolayca kazandıkları astronomik paralarla tarihin ilk bankacılık faaliyetini gerçekleştirip, İngiliz çiftçilerine de astronomik faizlerle tarım kredisi vermeye başlıyorlar ve 50 sene geçmeden neredeyse İngiltere devletinden daha zengin bir hale geliyorlar. Faaliyet alanını iyice geliştirip derinleştiren Rotschild ailesi Avrupa’daki tüm imparatorlukları n saraylarında söz sahibi oldu. Sadece İngiltere’de değil, Avrupa’nın dört bir yanında tarımla uğraşan insanlara yüksek faizle kredi vererek, altın ve gümüş komisyonculuğ u yaparak servetlerini iyice büyütüyorlar. Ekonomik gücü, aklın ve mantığın sınırlarını zorlamaya başlayan Rotschild ailesi, daha da karanlık ve karlı bir işe girişiyor. İşin adı “Savaşa giren devletlere faizle borç vermek”Bunun ilk icraatını İngiltere-Fransa savaşında gerçekleştiriyorlar. İngiltere’ye savaşa girmesi için faizli borç olarak 35 ton altın veriyorlar. İngiltere, Fransa karşısında yeniliyor ve Rotschild ailesine olan borcunu ödeyemiyor. Borcun oluşturduğu mükellefiyetten dolayı,İngiliz Merkez Bankası yani Bank of England Rotschild ailesine devrediliyor. Rotschıld ailesi İngiliz devletinin bu devretme işlemini bir şartla kabul ediyor: İngiliz sterlinini kendilerinin basması şartı. İngiliz hükümeti bu şartı o dönemde kabul etmek zorunda kalıyor ve İngiliz sterlinini basma yetkisi bu Yahudi ailesine veriliyor. Görünüşte ekonomi hakkında pek bilgisiolmayan arkadaşlar için bu durum pek bir şey ifade etmeyebilir. Para basma yetkisini başka bir kuruluşa ya da şirkete vermek demek aynı zamanda ülkenin bağımsızlığını da bu kuruluşa satmak demektir. Çünkü bir ülkenin bankası o ülkenin parasını basarken bastığı para karşılığında o ülkenin hazinesine değerli maden koymak zorundadır. Örneğin Türkiye Merkez Bankası, devlet matbaasında 20 YTL basıyorsa eğer, devlet hazinesine de 20 YTL değerindeki altını, elması ya da petrolü koymak zorundadır. Aksi halde basılan para, kağıt parçasından başka bir şey olmaz. İşte Rotschild ailesinin de yaptığı şey budur. İngiliz sterlinini basarak İngiliz hükümetine faizle borç olarak vermiş ve karşılığında altın ve elmas almıştır. Bu şekilde bir yılda 12 ton altın kar ettiği ekonomi tarihçileri tarafından söylenir. Rotschild ailesinin en büyük girişimi ise İngiltere ile Amerika’daki kolonilerin savaşı olmuştur. Savaş sırasında Rotschild ailesi çok gizli bir biçimdeAmerikan kolonilerini desteklemiştir. Amerika’nın İngiltere’ye karşı direnişini yöneten kişilere yüklü miktarda silah yardımı yapılmış,İngiltere’nin bu savaşta yenilmesinin sağlanacağı garanti edilmiş ve karşılığında, kurulacak olan Amerika devletinin resmi para birimini basma yetkisi istenmiştir. İngiltere ile savaş konusunda çok umutsuz olan başkan Washington ve ekibi bu teklifi hiç düşünmeden kabul etmiştir. Aile böylece günümüzde tüm dünyada çok popüler olan Amerikan dolarını basma yetkisini elde etmiştir. Savaşı Amerikan kolonileri kazanmış ve İngiltere Amerika’dan elini ayağını çekmek zorunda kalmıştır. Savaştan yenik çıkan İngiltere bu sefer Amerika’ya yardım ettiği için Fransa’ya saldırmıştır. İngiltere, Rotschild ailesinin kendilerine finansal destekte bulunacağına güvenerek bu savaşa girdiyse de Rotschild ailesinden umdukları desteği bulamamışlardır.Rotschild ailesi el altından Fransa’yı destekleyerek Amerikan kolonilerininbağımsızlığını garantilemek istemiştir. Bir taraftan da İngiliz borsası üzerinde spekülasyona girişmiştir. İngiltere-Fransa savaşı sırasında borsada müthiş bir hareketlenme olmuş ve borsada oynayan halk, savaşı kazanacaklarını düşünerek girişimlerini arttırmışlardır. Bunu fırsat bilen Rotschild ailesi ”İngilizlerin savaşı kazandığı” iddiasını ortaya atarak İngiliz halkının her şeyini borsaya koymasını sağlamıştır. Ancak, generaller ve ordudan geriye kalanlar yurda döndüğünde, İngiltere’nin savaşta kaybettiği ortaya çıkmıştır. Borsa anormal derecede yükselmiş ve böylece kağıtları elinde tutan Rotschild ailesi bu ticaretten en karlı çıkan isim olmuştur. İngiliz tarihçilerin ”Kara eylül” diye nitelendirdiğ i bu olay ileRotschild ailesi adeta İngiltere devletinin mülkiyetini ele geçirmiştir. İyice gelişen Rotschild ailesi, Kenan diyarında Tanrı’nın kendilerine vaad ettiği kutsal İsrail devletini kurmak için hazırlığa başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin parçalanması için gerekli olan her şeyi yapmışlardır. Osmanlı devletine komşu olan ülkeleri finanse ederek Osmanlı’ya karşı savaşmaları için kışkırtmışlardır. Böylelikle sudan bahanelerle Osmanlıya saldıran Rusya, Avusturya ve diğer komşu devletler, Osmanlıyı askeri ve ekonomik güç olarak iyice yıpratarak azınlık unsurların ayaklanmasını sağlamışlardır.Osmanlı devleti nereye koşacağını şaşırmış ve neticede isyan eden azınlıkların ayrı devletler kurmasına engel olamamıştır. Osmanlının en çok dış borcu Rotschıld ailesinin sahibi olduğu Bank Of England bankasınadır. Osmanlı Devleti, Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyecek durumda olmadığından Rotschıld ailesi bunu fırsat bilmiş, Osmanlıya iğrenç bir teklifte bulunmuştur. Sultan 2. Abdülhamit ile görüşen Lord Baron Rotschıld “Kudüs şehrinin, Filistin’in, Suriye’nin ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin, yeni kurulacak olan Yahudi devletine verilmesi karşılığında,Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar’da, Afrika’da kaybettikleri toprakları geri verme” teklifinde bulunmuş, ancak Abdülhamit teklifi şiddetle reddetmiştir. Abdülhamit, dinen böyle bir tutum sergileyerek büyük bir sevaba girmişse de Osmanlı devletinin yıkılma sürecini hızlandırmıştır. Daha sonraları Enver Paşa, Abdülhamit’in bu tutumunu tarihi bir hata olarak değerlendirmiş tir. Enver Paşa’ya göre Kudüs şehri ve Kenan diyarı Yahudilere geçici olarak verilmeli ve Osmanlı tekrar eski gücüne kavuştuktan sonra bu topraklar geri alınmalıydı. Atatürk’e göre ise Osmanlı devleti böyle bir şey yapsaydı bile yıkılmaktan kurtulamazdı çünkü Osmanlı üzerine korkunç oyunlar oynanıyordu. Özetleyerek anlattığım bu süreçten sonra Rotschıld ailesi bütün gücüyle 1. Dünya savaşının çıkmasını tezgahlamıştır. Rotshıld ailesinin hesaplarına göre 1. Dünya savaşı ve Arabistanlı Lawrence’in faaliyetleri, Arapların birçok parçaya bölünmesi ve İsrail devletinin kurulması için yeterliydi. Savaş gerçekleşmiş, Almanlarınönderliğindeki İttifak devletleri grubu savaşı kaybetmişlerdi. Rotschıld ailesinin hesapları tutmuş ve İsrail devletinin resmi kuruluşunun ilan edilmesine ramak kalmıştı. Ancak tarihi rüyaya çeyrek kala Rotschild ailesi ayrıntılarda küçük bir hata yaptığını fark etti. İsrail devleti kurulmayahazırdı ama, dağ ve ovalardan ibaret olan İsrail topraklarında kim yaşayacaktı? Avrupa’nın gelişmiş kentlerindeki rahatlığa alışmış olan Yahudiler, İsrail’de yaşamaya nasıl ikna edilecekti ? Esas sorun buydu. Bu sorunun giderilmesi için Rotschild ailesi radikal kararlar aldı ve yeni birsavaş için gerekli olan ortam hazırlanmaya başlandı. KUKLA DİKTATÖR HİTLER’İN ORTAYA ÇIKIŞI VE 2. DÜNYA SAVAŞIAlmanya, Birinci Dünya savaşından adeta bir enkaz halinde ve oldukça demoralize bir biçimde çıkmıştı. Devlet tüm ekonomik ve askeri gücünü kaybetmişti. Ve çok ağır yaptırımlar içeren savaş tazminatı anlaşmalarına imza atmışlardı.Ancak Almanya’nın borçlu olduğu ülkelerin merkez bankalarının %85’i Rotschild ailesine ait olduğundan Almanya nerdeyse sadece Yahudi Rotschild ailesine borçluydu. Rotschild ailesi, Almanya’nın,bu yüklü borcun onda birini dahi ödeyemeyeceğini biliyordu. Rotschıld ailesi, Alman Merkez Bankasının kendilerine devredilmesi karşılığında dış borçlarının silinmesini teklif etti ve Almanlar teklifi kabul etmek zorunda kaldı. Aslında bu durum sonun başlangıcıydı. Bırakın savaşacak parayı ve silahı, savaşta askere alacak erkek vatandaşı bile kalmayan Almanya tekrar tüm dünyaya kafa tutacak gücü nereden ve nasıl bulabilirdi ? Bunun için ancak Tanrının yardımı gerekirdi. Ancak daha onlar intikam planını yapmadan önce, Rotschild ailesi onlar için çok gizli bir plan yapmıştı bile. Bu plana göre sahte ama çok inandırıcı bir faşizm rüzgarı Avrupa’da esecek ve Yahudilere en ince ayrıntısına kadar planlanmış bir şekilde şiddet ve baskı uygulanarak İsrail’e göç etmeye mecbur bırakılacaklardı . Bu planın ilk bölümü Almanya’nın ekonomisinin ayağa kaldırılması ve hızla silahlanmasının sağlanmasıydı. Muazzam bir ekonomik ve askeri güce kavuşan Almanya’nın başına 1. Dünya savaşında er olarak savaşan fanatik milliyetçi Hitler getirildi. İtalya ise Alman Faşizmi’nin etkisi altında kalmış ve iktidara Mussolini gelmiştir. Mussolini’nin iktidara gelmesi Rotschild ailesinin bir planı değil kendiliğinden gelişmiş bir olaydı ama bu durum Rotschıld ailesinin ekmeğine yağ sürmüştü. Hitler, hitabet yeteneği ve ürkütücü karizması ile Alman halkını yediden yetmişe peşinden koşturmuştur. Hitler’in konuşmalarında ve toplantılarında ise şaşırtıcı bir biçimde ana hedef Yahudilerdir. Hitler’in iktidara gelmesinden önce kardeş gibi bir arada yaşayan Alman ve Yahudi halkları birbirlerine hiçbir zararlarının dokunmamasına rağmen oluşturulanyapay kaos ortamı yüzünden birbirleri ile kanlı bıçaklı hale gelmişlerdir. Savaştan önce Yahudi işadamlarına Nazi gençlerinin düzenlediği saldırılar,ev kundaklamalar ve cinayetler ortamı iyice germiştir. Zengin olan Yahudiler bir yolunu bulup Almanya’yı terk etseler de, fakir olan zararsız Yahudiler bir yere gidecek paraları olmadığından oldukları yerde kala kalmışlardı . O dönemler savaş dönemleri olduğundan Almanya’nın dışına çıkmak için büyük paralar ve bazı önemli bağlantılar şarttı. Hitler savaşı başlatmış ve Almanya’nın sahte intikam harekatı başlamıştı. Almanya savaşın ilk yıllarında başarı göstermiş ve Fransa, Yugoslavya, Çekoslovakya, Avusturya ve Belçika gibi ülkelerin tamamını çok kısa sürede ele geçirmişti. Özellikle Paris’e 2 saatte giren Nazi orduları İngiltere ve İspanya’nın iyice ürkmesine neden olmuştur.İngiltere’yi hava saldırıları ile darmadağın eden Nazi orduları bir taraftan da sözde Yahudi soykırımı yapmaya başlamıştır.Yahudiler bir bir katledilmiş ve imha fırınlarındayakılmıştır. Ortada öyle korkunç bir ortam vardır ki, savaştan sonra bölgeyi teftişe gelen Amerikalı generaller bile uçaklarından iner inmez havadaki pis kokudan dolayı hava alanında kusmuşlardır. Havadaki pis kokunun nedeni ise sürekli olarak yakılan insan cesetleri ve çürümüş cesetlerdir. Savaştan sonra tam bir korku ülkesine dönen Almanya’da ortaya atılan iddialara göre neredeyse hiç Yahudi bırakılmamıştır. Ancak Sovyet araştırmacılar durumun hiç de öyle olmadığını savaşta katledilenlerin sadece %15’in Yahudi olduğunu net ve çarpıcı belgelerle kanıtlamışlardır. Bu belgelere göre savaşta öldürülenlerin çoğu ermeni,çingene ve Polonyalılardı . Geriye kalan zengin Yahudiler Rotscild ailesinin kurduğu paravan şirketler aracılığı ile veAmerikan askerlerinin denetiminde, gizlice (Amerika’ya değil) İsrail’e kaçırılmışlardır. İsrail’e getirildikleri dönemden İsrail devleti kuruluncaya kadar olan süreçte tabiri caizse Allah’ın dağında prefabrikusulü yapılmış evlerde kalmışlar ve büyük zorluk çekmişlerdi. Kaçmak için girişimlerde bulunanlar ise Tevrat’ın emrettiği bir biçimde idam edilmişlerdir. Neticede yaratılan sahte milliyetçi bir hava ile sözde Yahudi soykırımı yapılmış, tüm dünyada Yahudilere yönelik şiddet eylemlerine girişilmiş ve Yahudiler İsrail’e göç etmek zorunda bırakılmışlardır. Yani Rotschild ailesi 1. Dünya savaşında yarım bıraktığı işi 2. Dünya savaşında tamamlayabilmiş tir. Aşırı dindar bir aile olan Rotschild ailesi,kendilerine göre, Tanrı’ya olan sözü yerine getirmiştir. BAŞKAN KENNEDY’NİN ORTADAN KALDIRILMASI 2. Dünya savaşından sonra kurulan İsrail devletinde her şey 1960 yılında John Fitzgerald Kennedy’nin Amerikan başkanı olmasından sonra değişmiştir. Kennedy Amerikan tarihinin en genç Başkan’ıdır ve aynı zamanda ilk katolik Başkandır. Kennedy’den önce Amerika’da katolik bir Başkan hiçbir zaman olmamıştır. John F Kennedy’nin babası olan Joseph Kennedy de politikacı olup aynı zamanda İngiltere büyükelçiliği yapmıştı. Ne babası, ne de Başkan Kennedy Yahudilerle iyi geçinemiyorlardı Babası büyükelçilik yaptığı dönemde Londra’da Yahudilerin boy hedefi haline gelmiş ve çeşitli saldırılara maruz kalmıştı. Sigmund Rotschild, Kennedy’ye “Başkan seçildiğinde Ortadoğu’da İsrail tarafını tutan bir politika izlemesi karşılığında, milyonlarca doları bulan seçim kampanyası masraflarını karşılamayı” teklif etmiştir. Ancak Kennedy böyle bir teklifin bir daha yapılmamasını rica etmiş ve kendisini hakarete uğramış hissettiğini belirttirmiştir. Kennedy, İsrail lobisinin Amerikan devleti üzerindekifaaliyetlerinden son derece rahatsızdı. Kennedy’ye göre lobilerin faaliyetleri, Amerikan bağımsızlığına vurulmuş bir darbeydi. KENNEDY İLE İSRAİL BAŞKANI BEN GURİON’UN NÜKLEER KAVGASI İsrail kurulduğu günden beri Ortadoğu’da süper güç olma hayali ile hareket etmiştir. Bu yüzden İsrail Devleti hızlı bir “nükleer silahlanma programı” izlemeye başlamıştır. İsrail’in Dimona Çölü’nde kurduğu nükleer santralinde peynir-ekmek gibi atom bombası ve nükleer başlıklı füzeler üretmesi Başkan Kennedy’yi çok rahatsız etmiştir. İsrail’in nükleer füzelerinin Ankara, İstanbul, Şam, Tahran, Bağdat ve Riyad gibi şehirleri vuracak kapasitede ve menzilde olması Kennedy yönetimini önlem almaya mecbur bırakmıştır. Kennedy, Ben Gurion’a yazdığı sert bir uyarı mektubunda”İsrail’in nükleer programını durdurmaması durumunda Amerikan yönetimininyaptırım uygulamaktan kaçınmayacağını belirtmiştir’ ‘. Ben Gurion da cevap olarak gönderdiği mektupta Kennedy’ye ”Genç Adam” diye hitap etmiş ve bazı ağır ithamlarda bulunmuştur. Bu mektuplaşmalar iyice çığırından çıkmış vehakaretleşmeye dönüşmüştür. Bu durum üzerine tepki olarak Ben Gurion istifa etmiştir. Ünlü Yahudi politikacı Henry Kissinger ”İsrail’in nükleer programına son vermesi İsrail’e büyük zarar verir” diyerek Kennedy’yi ikna etmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır. Kennedy bununla da yetinmemiş ve 4 Haziran 1963’te Amerikan Temsilciler Meclisi’ne danışarak çıkarttığı 11110 sayılı kanunla Amerikan Dolar’ını basma yetkisini Rotschild ailesine ait olan Federal Reserve Bank’ın elinden alarak Amerikan Merkez Bankası’na vermiş ve ”bir ülkenin parasının denetimin şahısların elinde olmasının büyük bir sorun olduğunu”belirterek kendi sonunu hazırlamıştır. Federal Reserve Bank, İsrail’in en büyük gelir kaynağıdır, tabiri caizse şah damarıdır. Kennedy, dolar basma yetkisini Federal Reserve Bank’ın elinden alarak adeta İsrail’in şah damarını kesmiştir. Neticede İsrail için Kennedy’nin etkisiz hale getirilmesi farz olmuştur. Kennedy’nin seçimleri kaybetmesini beklemek boş bir umuttu, çünkü Kennedy halktan büyük destek görüyordu. Kennedy’ye seçimler kaybettirilse bile sonradan kazanması yüksek ihtimaldi. Üstelik Kennedy’nin kardeşi de gelecek vaad eden bir politikacıydı. Tek bir çare gözüküyordu. O da suikast idi. Kennedy bir şekilde öldürülürse Amerikanyasaları gereği yerine yardımcısı getirilecekti. Kennedy’nin yardımcısı Lyndon Johnson’dı. Johnson tam bir İsrail taraftarıydı. Üstelik Kennedy ile hiç iyi geçinemiyordu, söylentilere göre Kennedy kendisini kovmaya çalışıyordu. İsrail, suikast kararı alır ve bunu, Amerikan derin devleti içindeki bağlantılarını kullanarak gizlice uygulamaya koyar. Kennedy’yi öldürmek için en uygun ortam seçim kampanyaları için geleceği Dallas’tır. Dallas’ta her zamanki gibi üstü açık araba ile halkı selamlayacak olan Kennedy’yi korumakla görevli CIA ajanları özel olarak ayarlanacak ve başkanın güvenliği sabote edilecekti. Böylece suikast çetesi Kennedy’yi rahatlıkla öldürebilecekti. Suikast çetesi için değişik rivayetler vardır. Kimileri Kennedy’yi Fransız suikast çetesinin öldürdüğünü, kimileri ise Kübalı sürgünlerin öldürdüğünü iddia eder ancak kesin olan bir şey var ki,Kennedy’yi öldürenler çok profesyonel ve acımasız keskin nişancılardan (sniper) oluşan bir suikast timidir. Kennedy’nin ziyaretinden önce, yani 21 Kasım 1963 akşamı Dallas’ta bardaktan boşalırcasına yağmur yağmıştır. Ancak şehir halkı buna rağmen başkanı en iyi şekilde karşılamak için elinden geleni yapmıştır. 22 Kasım 1963 sabahı Washington D.C.’den Air Force One uçağı ile gelen Başkan Kennedy ve eşi, sabah 09’da şehir merkezinde Dallas valisi Connaly ile birlikte kahvaltı ettikten sonra üstü açık bir limuzine binerek halkı selamlamaya başlamışlardır. Tam 6 aracın olduğu kortejde en son arabada Başkan Kennedy ve Vali Connaly vardır. Önde motosikletli SS korumalar ve yanda CIA ajanlarının bulunduğu arabalarla Kennedy’nin arabası Kortejle birlikte Elm caddesinden Houston’a doğru beklenmedik bir dönüş yapar. O sırada silah sesleri yükselmeye başlar. Polisler telsizle anons etmeye başlar: ”Korteje ateş ediyorlar yere yatın” diye. Tam 6 el silah sesi duyulur. Birinci mermi arabayı ıskalar ve alt geçitte bekleyen Edmund Harris adındaki taksi şoförünün kulağını parçalar. İkinci mermi Kennedy’yi tam omzundan vurur. Üçüncü mermi Kennedy’yi ıskalayıp ön koltuktaki vali Connaly’i omzundan vurur. Dördüncü mermi Kennedy’yi boynundan vurur, aynı mermi başkanın vücudundan çıkıp Vali Connaly’i sırtından vurur. Beşinci mermi arabayı ıskalayıp dikiz aynasını kırıp dışarı çıkar. Ve Altıncı mermi… Altıncı mermi başkan Kennedy’yi tam kafasından vurur. Başkanın kafasını parçalayan mermi bulunamaz. Suikasttan sonra yapılan araştırmalarda Kennedy’yi sözde komünistlerden vatan haini Lee Harvey Oswald’ın vurduğu iddia edilir. Ortada altı mermi olmasına rağmen Oswald’ın tek katil olduğu görüşüne varılır. İddialara göre Oswald, Texas Okul kitapları bürosunun altıncı katındaki pencere dibinden İtalyan yapımı “Mannlicher Caracano” marka sniper tüfeği ile altı kez ateş ederek Başkanı öldürmeyi başarmıştır. Lee Harvey Oswald apar topar hapsi boylamıştır. Deliller birden çok sayıda keskin nişancının olduğunu göstermesine rağmen, İsrail denetimindeki Amerikan derin devleti, suçu Lee Harvey Oswald’ın üzerine atarak diğer delilleri bir bir yok etmiştir Suikastı gören 57 kişi ölü bulunmuş, ölümler kaza veya intihar ile açıklanmıştır. Lee Harvey Oswald ise suikasttan iki gün sonra, mahkeme çıkışında yüzlerce FBI ajanı ve polisin arasında Yahudi bir bar işletmecisi olan Jack Ruby tarafından öldürülmüştür.Bu Amerikan milliyetçisi Yahudi, Lee Harvey Oswald’ı öldürmesinin nedenini ise “komünistlerden Amerika’nın aldığı intikam” olarak yorumlamıştır. Birden çok sayıda keskin nişancı tarafından vurulanKennedy’nin otopsisini Amerikan ordusundaki üst düzey amiral ve generaller yürütmüş ve otopsideki suikast delillerini bir bir sabote etmişlerdi. Ailesi, Kennedy’nin kafasının kesilerek incelenmesini ve böylelikle gerçek suikastçıların bulunmasını istediğinde ise, Amerikan birimleri konuyu şiddetle reddetmişlerdir. Kennedy apar topar gömülerek konu örtbas edilmiştir. Başkan Kennedy’nin suikast sonucu öldürülmesinden sonra başkan adayı olan kardeşi senatör Robert Kennedy de bir basın toplantısı sırasında İsrail işbirlikçisi Filistinli bir genç tarafından kurşunlanarak öldürülmüştür. KENNEDY SUİKASTININ SONUÇLARI İsrail, Kennedy’nin kapattığı Dimona çölündeki nükleersantralini tekrar açmış ve nükleer silah üretimine eskisi gibi devam etmiştir. Başkan Kennedy’nin çıkarttığı, Federal Reserve Bank’ın elinden Amerikan dolarını basma yetkisini alan 11110 sayılı kanun iptal edilmiş ve Amerikan dolarını basma yetkisi tekrar Rotschild ailesine ait olan Federal Reserve Bank’a verilmiştir. II. Dünya savaşından sonra ılımlı ve sakin bir politika izleyen Amerika devleti özellikle Kennedy suikastından sonra soğuk savaş sürecini de başlatmıştır. Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki soğuk savaştan tüm dünya devletleri çok olumsuz yönde etkilenmiştir. Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki silahlanma rekabeti adeta bir sidik yarışına dönmüştür. Amerika tüm dünya genelinde emperyalist faaliyetlerine hız vermiş ve Vietnam’a saldırmıştır. Vietnam’da binlerce kişinin ölmesine ve birçok ülkenin bu savaştan dolaylı olarak zarar görmesine neden olmuştur. Amerika’da İsrail lobisi ise iyice pervasızlaşmış ve yönetimde söz sahibi olmuştur. Amerika İsrail Devletinin yaptığı katliamlara sesini çıkaramaz hale gelmiş ve İsrail ile suç ortaklığı yapmaya başlamıştır. En basitinden örnek vermek gerekirse İsrail devletinin çok gizlice yürüttüğü “Samuel Vanunu’yu kaçırma operasyonu”na istemeden şahit olan bir Amerikan Fırkateynindeki 23 deniz piyadesi İsrail hücum botlarıtarafından açılan ateşle öldürülmüştür. Denize düşüp kaçmaya çalışan askerler bile İsrailliler tarafından öldürülmüştür. Olayın basına sızmasına izin verilmemiş ve yahudilerin kontrolündeki Amerikan basını konuyu haber bile yapmamıştır.CIA tüm dünyada ”komünizmle mücadele” doğrultusunda adına GLADIO denilen ve Beyrut’taki gerilla kamplarında eğitilen katillerden ve paralı askerlerden oluşan gizli bir ordu hazırlamış ve bu paralı katilleri maaşa bağlayarak dünyanın her yerinde komünistleri ve sol düşüncelileri öldürmekle görevlendirmiş tir. Bu bağlamda Türkiye’deki sağ-sol çatışmaları,siyasi amaçlar için işlenen cinayetler, katliamlar, terörist eylemler, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesi ve 12 Eylül darbesi hep Gladio’nun eserleridir. Gladio ordularının kurulması ne tesadüfse Kennedy suikastından hemen sonraya denk gelir. Amerika’nın “Büyük Ortadoğu Projesi” başlamıştır. BüyükOrtadoğu Projesinin diğer adı ise Büyük İsrail Devleti projesidir. Kennedy suikastından sonra Büyük İsrail Devleti Projesine hız verilmiştir. Büyük İsrail Devleti Tevrat’ta Tanrı Yehova’nın Yahudilere vaad ettiği topraklardan oluşmaktadır. 11 Eylül saldırıları, Münih’teki eylemler ve daha birçok terörist eylem aslında Büyük İsrail Devleti projesinin bir parçasından başka bir şey değildir. Bazı arkadaşlar Büyük Ortadoğu Projesini sanki yeni birşeymiş gibi algılıyorlar. Bu arkadaşlar kitap falan pek okumadıkları için ne duysalar ona inanıyorlar. Büyük Ortadoğu projesi yeni bir şey değil ki. Yüzyıllardır var olan bir proje… Osmanlıların yıkılması, Arapların parçalanarak bir sürü ülkeye bölünmesi, Türkiye’deki terör eylemleri ve istikrarsızlık ve Irak, İran gibi ülkelerin periyodik olarak neredeyse her on yılda bir sorun çıkarması rastlantı olmasa gerek !

asel ebrar
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 8
Yanıt Sayısı: 641
13 sene önce
şuan elimde EFENDİ var, o bitsin bunu bulup okumaya çalışacağım zeinarda, teşekkürler
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
9 sene önce
günümüzün olaylarını açıklayan çok önemli bilgiler.... Dombra için güncel
dombra
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 14
Yanıt Sayısı: 931
9 sene önce
Aslında tebrik etmek lazım. derslerine çok iyi çalışıyorlar. bu kudretin kaynagı ney ben onu bulamıyorum. ara sıra yahudulerin havas ilmini çok iyi bildiklerini falan düşünüyorum. aslında bu basarının altında yatan seyleri arastırmak lazım. israil de seriat varmış mesela yahudi şeriat ı. Hem dünyaya bu kadar düşkünlük hemde dini hedeflere bu kadar bağlılık sizcede garip değil mi?
Vapula
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 74
9 sene önce
zeinarda paylaştığın konuyu okudum.Teşekkürler. Dombra kardeş yahudilerin kullandıkları ilim kabala ilmi büyü ilmidir. Bakara Suresi, 102. Ayet: "Onlar, Süleyman'ın hükümranlığı hakkında şeytanların uydurup söylediklerine uydular. Gerçek şu ki Süleyman kâfir olmadı, fakat şeytanlar kâfir oldular; çünkü insanlara sihri, Bâbil'de iki meleğe, Hârût'ia Mârufa indirileni öğretiyorlardı. Halbuki bu iki melek, "Biz ancak imtihan vasıtasıyız; sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bilgi vermezlerdi. Fakat on*lar bu iki melekten, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa Allah'ın izni olmadıkça onunla hiç kimseye zarar veremezlerdi. Yine de ken*dilerine fayda sağlayanı değil zarar vereni öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu (sihri) satın alan kimsenin âhiretten nasibi olmadığını çok iyi biliyorlar*dı. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür, bir bilselerdi! "
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
9 sene önce
müslümanların yaptıkları büyülerden çok daha tehlikeli olanları biliyor ve uyguluyorlar...
Cleo
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 2
Yanıt Sayısı: 82
9 sene önce
Başlık dikkatimi çekti "Rotschild Ailesi" yazısını görünce okumama gerek kalmadı :biggrin[1]: . Adamlar zaten her şeyi açık yapıyorlar aslında o kadar da gizli saklı bir şey yok ortada.
Vapula
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 74
9 sene önce
Gizli saklı birşey yok haklısın Cleo.Komplo teorisi diyen var saçmalık diyen var.İlgilenmeyen var.Gizli tarafları da muhakkak var.Her şey açık ve net olsaydı bu kadar başarılı olmazlardı.
Vapula
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 74
9 sene önce
Onların bir planları varsa Allah'ın da planları vardır. Allah'ın her şeye gücü yeter. Maşaların farkındalık özellikleri yok edildiği için kukla gibidirler. Bu din garip olarak başladı, sonu da garip olur. Halkın bozduğu sünnetimi düzelten gariplere müjdeler olsun! [Tirmizi] Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff, 61/8)
satelcom
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 42
Yanıt Sayısı: 145
8 sene önce
Oldukça ilginç gerçekleri anlatan bu kitap okunmalı ve düşünülmeli.
yehuda
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 18
Yanıt Sayısı: 605
8 sene önce
Bu teoriyi daha öncede okudum, ancak rockshtil in itirafları şeklinde. Gerçeklik payı ne kadar tartışılır .
yehuda
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 18
Yanıt Sayısı: 605
8 sene önce
Kabala nın güclerinden biri de demonolji, demonlar havas sın azaim ilmine katılabilir ki bir âlim yok ki şu azgınları zincire vuracak. Anca Hadim cağırın. Bi de değişiklik yapın Demon cağırın. Nerdee muhyiddin arabiler firdevsi ler.
yehuda
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 18
Yanıt Sayısı: 605
8 sene önce
E konu kabbaladan açılınca yorum değişti. Güçlü olabilirler fakat her şeyin sahibi rockshtil ailesi değil rakip firmalar var milli firmalar var. Bu bilgiler rockefeller'in itirafı olarak geçiyor. Rocfeller böyle bir itiraf yapmaz. Zenginlikleri onları güçlü yapsada son her şeyi kontrol edemezler. Yok şurda kavga çıkarttı yok burda darbe yaptırdı . Komplo teorisi işte
caucasian
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 9
Yanıt Sayısı: 129
8 sene önce
Gercekten cok ilginc. Adamlar sadece muslumanlar degil cingeneler polonyalilar ve alt kesim yahudilerde dahil olarak amaclarina ulasmak icin bircok insanin olumune sebeb olmuslar. Buyu ve baska seyler kullaniyorlar mi bilmiyorum, ama okuduklarimdan anladigim kadariyla adamlarin sadece para yolu ve ulkeleri baski altina alarak zaten bircok seyi basarmislar. Ve nitekimde birkac ulke derken global olarak cograflari degistirecek guce sahip olmuslar. Buda Israil`in suanki gucunun nereden geldigini ve Amerika, Ingiltere ve Almanya gibi ulkelerin desteklerinin nereden geldigini acikliyor. Suanki dunyanin en buyuk ulkelerinin merkez bankalarini ve ekonomisi idare eden bir aileninde artik zaten buyu kullanmaya gerek kalmamis gibi gorunuyor. Gerci bunu artik buyu yerine daha cok teknoloji ve bilim yolu ile yapiyorlar.. Ornek vermek gerekecek olursak genleri ile oynanmis tohumlari gosterebiliriz. Hem hangi hastaliga yakalancagi zaten belli olan tohumlarina birde ilacini veriyorlar ve bu tohumlar sadece bir senelik kullanilabiliyor. Yani her sene tohumlari ve ilaclari bu sirketlerden almak zorunda kaliyoruz. Ve uzulerek soyluyorum bu durum Turkiye icinde gecerli. Acaba Norvec ve Rusya gibi ulkelerin neden yerli ve dogal tohumlari depoladiklarini dusundunuz mu? Veya sigara ve kola`nin insan sagligina zarar veren en onemli etkenler olmasina ragmen yasaklanmadigini? Veya bitkilerden elde edilen biodiezel`in yillarca var olmasina ragmen neden dunya capinda kullanilmadigini (Yanlis hatirlamiyorsam Norvec veya Isvec tek ulke olarak kullaniyor)? Adamlar para ile baslayan yolda, merkez bankalari ve elmas/altin ticareti ile ilerletmisler, daha sonrasinda savas ticareti ile servetlerine servet katmislar, simdi ise buna teknolojiyide ekliyorlar. Tabiki bunlari nasil dusunuyorlar, bu planlari nasil yapiyorlar oda ayri bir dusundurucu bir konu.
CiciPeri
SÜPER MODERATÖR
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 30
Yanıt Sayısı: 4019
8 sene önce
osmanlinin parasi eskiden altinmis,sonra tasimasi zor oluyor diye kagit para cikarmislar,altinlar toplanip hesab edilip yerine miktarlari yazilip insalara veriliyormus,bu altinlarin ingilteredeki bir bankaya yatirilmasina karar verilmis,savas zamani bitince altinlari istemeyi unutmuslar sonradan istensede geri verilmemis,hatta bu altinlari tasiyan arabalarin bazilari gotururken yikilmis,toprak altinda kalmis,tonlarca halktan toplanan altin paralar,deprem olabilir,yada suren soforun oldurulmesi,eskiyalar,kimi kuplerle toprak altina gommus,altinim yok demis ,kimi vermis ,yani avrupa bu zenginligini gucunu osmanli altinlarina borclular
yehuda
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 18
Yanıt Sayısı: 605
8 sene önce
Burdan bütün israile lanet ediyorum. Kudüs mescidi Aksa benim kanayan yaram . İçimdeki öfkeyi harlayan en büyük etki elimden hiç bir şey gelmemesi. Bir kaç tane sam füzem olsa fırlatsam %90 daha israile varmadan infilak etse en azından elimden geleni yaptığım için rahatlarım, ama yok elimden bir şey gelmiyor. Delirsem yeri. Bizi kim bu kadar aciz yaptı ne ara yaptı.
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23560 Kayıtlı Üye
  • 16565 Konu
  • 143812 Cevap
  • Son Üye karim55246
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)