Yaşadığımız hayatta, önümüze birçok seçenek çıkıyor. Biz hangi seçeneği tercih edersek, yaşamımız o yönde şekilleniyor. İyiliği, yardımseverliği, bolluk ve bereketi seçersek karşımıza bu erdemlerle ilgili olaylar çıkacaktır. İnsanların, benim hakkımda ne düşünüp hissetmesini istiyorsam, bende onlar hakkında aynı şeyleri düşünmeli ve hissetmeliyim. İnsanlar hakkında olumsuz düşünmek, bizim yaşam enerjimizi azaltır. Kıskançlık ya da her türlü kötü duygu ve düşünce, bilinçaltımız tarafından kaydedilir. Bu kayıtlar bizim kendimizi yememize sebep olur. Her olumsuz düşünce, bir engel olarak karşımıza çıkar ve hayatımızı zorlaştırır. Başkaları hakkındaki düşüncelerimiz; düşüncelerin gerçekleşme payı olduğunu varsaydığımızda, bizim için bir tehlike oluşturur. Başkaları hakkındaki olumsuz düşünceler, bilinçaltımıza kaydedilir ve beden dilimizle, konuşmalarımızla, mimiklerimizle dışarı yansıtılır. İçimizde kopan, kin, nefret, kıskançlık gibi fırtınalar mutlaka bedenimiz ve bilinçaltımız tarafından dışarı yansıtılacaktır. Özet olarak, başkaları hakkındaki yargılarımız ve düşüncelerimiz eninde sonunda bize geri dönecektir. Bizler, davranışlarımız için başkalarını suçlayamayız. Bir insandan hoşlanmıyorsak; O kişiyi ya olduğu gibi kabul etmeli, ya da hoşlanmadığımız konuyu dile getirerek açıklamalıyız. Bu ikisi dışındaki her yöntem bizi yıpratacaktır. Ne ekersek onu biçeriz. Zihnimize sevgi ve hoşgörü tohumları ekersek iyi bir hayatımız olur. Ne kadar sevgi yayarsak, o kadar seviliriz. Nefret ve kıskançlık tohumları ekersek, şu bir gerçek ki; kötü bir yaşantımız olur. Zor ve aksi bir insanla karşılaştığınızda; onun yaydığı negatif elektrik, bizi de olumsuz etkileyecektir. O kişiden uzaklaşma eğilimi içinde olacağız. Ya da o kişinin yaydığı bu negatif enerjiyi hissederek, bizde aynı duyguları hissetmeye başlayacağız. Bu kişiler, zor vgeya mükemmeliyetçi olduklarını zaten itiraf ederler. Zor beğenirler, çabuk sinirlenirler. Ama bu yaşantı tarzı, onların hayatını yavaş yavaş mahveder. Tıpkı sigara içen bir insanın, kendini zehirlemesi gibi. Empati kavramı, insan ilişkilerinin vazgeçilmez unsuru haline geldi. Diyalog sırasında, karşımızdaki insanın duygu ve düşüncelerini anlamak, duyarlı bir yaklaşım içine girmek empati olarak tanımlanıyor. Diyalog içinde olan iki taraftan birinin; konuyu dinledikten sonra, kendi fikrini söylemesi, kendi doğrusunu kabul ettirmek istemesi ya da olayı tamamen istediği şekilde yorumlaması bencilliktir. Empati ise bunun tam tersidir. Karşındaki insanı anlamak, anladığını hissettirmektir. Tolga ÇELEBİ