Halumiye Melekleri

Bu konu Hun tarafından 11 sene önce açıldı, 1491 kere okundu ve 7 Cevap verildi.
Hun
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 1116
Yanıt Sayısı: 5482
11 sene önce

17 gün riyazat yapılır.yani sadece bitkisel gıdalar yenir.hayvani gıdalar yenmez.mümkünse oruç tutulur.isimleri temagıysin(1501),bağdanin(127),yesvadin(81),vağ dasin(1071),nevfena(187),gadiysin(1065) Halumiye Melekleri varmıdır Aslı Nedir Günümüzde her şeyin bir birine karıştığı gibi maalesef havas ilmi adı altında da, eserlerinde de bir çok batıl ve şeytani şeyler hayırlı bilgilerin arasına karışmıştır. Onlardan biride bazı eserlerde bildirilen Halumiye Melekleri diye tanıtılan varlıklardır ki asılları Şeytanların büyüklerindendir. İbni Haldunun Mukaddimesinde geçtiği ifade edilen ve havas ilimlerinde bilgi sahibi olmak isteyenlerin 17 gün boyunca riyazete girip bu varlıkların isimlerini 5 bin defa zikredince geleceklerini ve şahıslara manevi ilimler vereceği iddia edilir. Bunların ulvi hadimler melekler olduğu belirtilir. Melekler ulvi hadimler hiçbir zaman bir harama insanı teşvik etmezler edemezler. Bizlerde elimizden geldiğince din kardeşliği hukuna binaen sizleri uyarıyoruz ki bu tür saçmalıklara kanıpta bu verilen bilgileri yapmaya kalmayın kendinize yazık edersiniz. Şimdi eserlerde geçen bu sözde varlıkların isimlerine ve bizim niye bunlara şeytan dediğimize gelince: Yesvadin, Vağdasin, Gadisin, Bağdanin, Temagiysin Şimdi bu isimlerin ve riyazetin bilgilerini verenler de mesela bunlar geldiğinde hangi şekillerde geliri açıklamamışlar. Bunlar geldiklerin genelde Vağdasin bir Erkek suretinde, Yesvadin bir Arslan suretinde Gadisin bir bayan suretinde, Bağdanin bir kısrak at şeklinde, Temagiysin bir Kartal suretinde gelirler. Bu isimlerin asıllarını rabbimiz yüce Kelamında beyan etmiş akıl ve basiret sahipleri anlasın diye tabi bu bilgileri verenlerde bu akıl ve basiret olmadığından Rabbimizin bildirdiği bazı şeytanlara bunlar Melek demişler. Alinti

tutrakan
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 148
Yanıt Sayısı: 589
11 sene önce
elinize sağılık.bu yazı beraberinde şu soruyu getirdi - nevakit hayvan suretinde görünürler ve nevakit insan suretinde görünürler,bu yazı ilk kez bana bunu düşündürdü. Saygılarımla
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
11 sene önce
Ayetlerde: Ve mineş şeyatîni mey yeğusune lehu ve ya’melune amelen dune zalik, ve kunna lehum hafizîn. Bir de şeytanlardan, Süleyman için dalgıçlık eden ve daha bundan başka işler yapanları da onun emrine verdik. Hep onları zapteden bizdik. (Enbiya 82) Ve kalu la tezerunne alihetekum ve la tezerunne veddev ve la suva’an ve la yeğuse ve ye’uka ve nesra. Şöyle dediler: ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd’i, Süvâ’ı, Yeğûs’u, Ye’ûk’u ve Nesr’i hiç bırakmayın.” (Nuh 23) Veş şeyatîne kullu bennaiv ve ğavvâs. Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı ( Sad 37) Ayetlerde de görüleceği üzere bunlar Nuh a.s kavminin şeytan tarafından kandırılıp rivayete göre içlerinde bu isimlerde bulunan bazı iyi kimselerin hatırası kaybolmasın diye Şeytanın gelip bu isimlerde ki şahısların adına birer put yapması ve halkın zamanla bunlara tapınması vardır. Daha sonra Süleyman a.s cinlere hükmetme tasarrufu verildiğinde bu isimdeki şeytanları da Rabbimiz onun hizmetine vermiştir. Anlayanlara bu bilgilerde yeterlidir sanırım. Allah esmasının Tersden birkaç bin defa zikredilmesi bunların gelmesi için yeter de artar bile. Çünkü Halumiye ismi verilmesi bundandır Allah c.c. lafzı tersden okununca Halla olur ki iblisin tasarrufta kullandığı isimlerden biri işte budur Yararlı bir bilgilendirme olmuş,eline sağlık Hun.....
Hun
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 1116
Yanıt Sayısı: 5482
11 sene önce
Bende tesekkür ederim zeinarda daha detayli aciklamalar için emegine saglik
Hak Sever
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 2
10 sene önce
Seyyid Muhammed hakimden Halumiye Esmaları Hakkında Bilgi Allah’tan başarı dileyerek ben de şunu söylemekteyim. Filozoflar (hükema) arasında yaygın olan görüşe göre Tıba-i Tâmm-ı Halûme, İdris (a.s.)’den nakledilmiş ve (ondan da) Yunan filozoflarına ulaşmıştır. Hatta Aristoteles, riyaziyat yolu ile bu ilmi öğrenmeğe çalışmış ve İskender’e de öğretmiştir. (Yukarıda altı kelime olarak zikrettiğimiz) bu isimler Süryanice olup, hıfzından hiçbir şeyin kaybolmadığı “ey gaybı bilen (yâ Alleme’l-Guyûb)” kelimelerinde olduğu gibi dört harfli (rubaî) isimlere benzer. Bu isimler, Allah’ın isleridir. Buna “hıfzından hiçbir şey kaybolmaz” ifadesi eklenmiştir. (Ancak bu isim) kendisinde, Emir Alemi’nden melekler bulunması sebebiyle, Müşteri (gezegenine) ait kılınmıştır. Kim, gerekli şartları yerine getirerek bununla meşgul olursa, meşgul olmaktan uzak kalanlara kapalı olan ilim, himmeti kadar kendisinde açığa çıkar. İşte Temâgis, Ba’deân, Yesevvâd, Vagdâs, Nugnâ, ve Gâdis kelimeleri, insanlığa özel olan düşünen nefsin ruhaniyetine nisbet edilen, Süryanice isimlerden oluşan kelimelerdir. Bu ise, Zeyd, Amr ve Bekir gibi bizzat insanî şahıslar arasında ortak bir ruh olup, özünde bir farklılık yoktur. (İşte bu ruh) bir kralın bir şehri idare ettiği gibi; Zeyd, Amr, Bekir ve Halid’in cesetlerini idare eder. Nasıl ki, şehir kralın bizzat kendisi olmadığı gibi, kral da bizzat şehrin kendisi değilse ve hatta kral şehrin ne içinde ne de dışında değil ise; Kâmil Tabiat da, Zeyd, Amr, Bekir ve Halid’e ait cesetlerin ne içindedir ne de dışında. Ruhların bedeni idare etmelerinin farklı oluşu, kabiliyet (isti’dat)’in farklılığı ve Nuru’l- Beydâ’22 nın kendisine ulaşmasına mani olan engellerin ortadan kalkmaması sebebiyledir. Diğer bir ifadeyle, Allah-u Tealâ “Ol” hitabı ile Emir Alemi’nden bir ruh yaratmış ve onu insan fertlerinin genel yöneticisi kılmıştır. Bu ruhun başlangıcı Safiy (Hz. Adem)’in (salat ve selam Hz. Muhammed ve onun ehli ile Hz. Adem’in üzerine olsun) şahsında tezahür etmiştir. İşte bu ruh, üflenmiş ruh (ruhu’l-menfûh) diye ifade edilen ruhtur ki, Allah’ın hikmeti ile unsurların birleşmesinden ortaya çıkmış olan hayvanî ruhtan başkadır. Bu hayvanî ruh, yönetici (müdebbir) ruh ile ceset arasında bir vasıtadır. Bunu bil ve bu konuda hassas ol. Bu yönetici ruh, yüce Allah’ın halifesi konumundaki ruhanî bir insandır. Bu ruhun, herkesin tabiatına uygun düşen ruhanî tecellilerin mazharı olan, şerefli, yüce, olgun ve olgunluk veren Mebde-i Feyyaz23’dan, olgunluğu tam olarak elde etme yeteneği vardır. Bu ruh, herkesin tabiatına uygun biçimde, kabiliyeti ve sanatı kadar (cesedi) idare eder ve engelleri ortadan kaldırır. Bir başka deyişle, bu insanî ruh, şanı yüce olan Allah’ın fiilî melekleri gibi büyük bir melektir. Bunu nasıl açıklayacağımız sorulursa, şöyle diyebiliriz: Kur’an’da “.. bir iş çevirenler hakkı için ...” ( naziat 5 ) ayetinde de belirtildiği gibi, en büyük melik olan Allah’ın, mutlaka hizmetçileri ve vezirleri olması gerekir. Fakat bu ruh, Emir Alemi’ne ait olup, cisim ve cismanî olmadığı gibi bedene de bağlı olmayan (müfarık) ve aynı zamanda Allah’ın yaratığı olan bir emir (varlık)’tır. Allah dilediğini yaratır ve mülkünde dilediğini yapar. İnsanlardan her birinin tabiatı olması (muntabi’) sebebiyle bu varlığın ismi, öncekilere göre “Kâmil Tabiat” veya “İnsanlığa ait Küllî Nefs”tir. Bu yabancı kelimelerin25, Kâmil Tabiat ile hikemî ve emrî açıdan bir bağlantı ve alakası vardır. (Bu alaka sebebiyle) harflere, güzel isimlere ve bahir ayetlere boyun eğen melikler gibi, Kâmil Tabiat da bu isimlere boyun eğer. Aynı şekilde, Kehyan26 (a.s.)’ın ism-i celale, Uhaydır27’ın Fatiha Suresi’ne ve diğer bazı (isimlerin de belli ayet ve isimlere) ait kılınması da bunun gibidir. Bunları ancak işin erbabı olanlar bilir. Bu iş ile uğraşan, riyazet şartına, iç ve dış temizliğine devam eden herkese gaybın sırları açılır. Bunun başlangıcı uykuda meydana gelir. Çünkü, duyular (havâs) uykuda atıl kaldığı için, (insan ruhu) bu sırları almağa müsait olur. Mebde-i Feyyaz’dan elde edilen sırlar kendisine verilir ve böylece insani ruh bedeni uygun şekilde yönetir. Aynen bunun gibi Kâmil Tabiat da, çocuğu eğitmeye başlayan hakîm bir öğretmen gibi, kişiyi idare edip, onu üstadı gibi hikmet sahibi bir ârif oluncaya kadar eğitir ve ona tedricî olarak bilgi verir. Şayet kişi kıt anlayış sahibi ise, onu (daha çok) anlayış sahibi yapar, ağır ve gevşek ise, ona kendiliğinden keskinlik ve gayret, düşünen nefsi için de mevcut olan diğer olgunluklar meydana getirir. Bu durum, işin ehli olanlar tarafından görülmüş (meşhud), bu şekilde yaygınlaşmış (meşhur) ve tecrübe edilmiştir. Bundan dolayı bazıları şöyle demişlerdir: “Halume-i Tıbâ’, sufilerce kalbin çocuğu (veled-i kalb)28 diye isimlendirilmiştir.” Bu ifade, açıklanabilirlikten uzak değildir. Çünkü kalbin çocuğu, Nakşibendî mutasavvıflara göre Mumennak’ı29 çokça zikretmek suretiyle elde edilir. Bu kelime, Allah’ın ismi veya nefy-ü isbatı30 olup başka bir şey değildir. Bu zikir kalbin başkası (masivâ) ile bağlantısını keser ve kalbde arılık hasıl eder. Böylece, müdebbir ruhanî nefs olan Kâmil Tabiat, kendisi ile irtibat kurar. Zira Kâmil Tabiat’ın nefs ile irtibatı, yaratılıştan geldiği için, tabiatının gerektirdiği hükme göre onu yönetir. Böylece nefs, olgun, ârif, zekî ve hikmet sahibi olur. Çünkü zahidlik ile takvâ, her hikmetin aslı ve her akıl ve korkunun başıdır. Her ne kadar bununla ilgili rivayet ve sözler olsa da, bu şerefli isimlerin manasını bilmiyoruz. Bu konuda, pek de itibar edilmeyen bazı rivayetler bulunsa da, bize kadar kesin bir şekilde ulaşmamıştır. Ancak, Mecritî’nin Gaye isimli eserinde zikrettiği azîmet31 dışında, İmam Sühreverdî eş- Şehid (k.s.)’in, kendi eliyle yazılmış olan bir nüshada, şerefli bir azîmet buldum. Bu risâleyi, taleb ve nazar ehlinin faydalanabilmesi için aynen aktarıyorum. 23 İslâm Filozofları, Allah’a, "eşyaya vücûd veren" anlamında "el-Mebdeü'l-Feyyâz" ismini vermişlerdir. Yine İslâm filozoflarından bazısının iddiasına göre; el-Mebdeü'l-Feyyâz, İlk Akıl (el-Aklu’l-Evvel), bazısına göre ise onuncu akıl (el-Aklü'l-Âşir) olan Fa’al Akıl (el-Aklü'l-Fa'âl) dır. 24 En-Naziat, 5. 25 Daha önce bahsedilen Temâgis, Ba’deân, Yesevvâd, Vagdâs, Nugnâ, ve Gâdîs kelimeleri kastedilmektedir. 26 Kehyân olarak okuduğumuz bu kelimenin de hangi dile ait olduğu ve anlamı hakkında bir bilgimiz bulunmamaktadır. 27 Metinde, bu kelime harekeli olarak, bu şekilde yazılmıştır. Kelime anlamı itibariyle, küçük yeşil bir sinek veya göz hastalığı anlamına gelen Uhaydır kelimesinin, konumuz açısından ne anlama geldiği hususunda bir şey söyleyemiyoruz. Ancak özel bir isim olduğunu tahmin edebiliyoruz. Zaten yazar da, parağrafın son cümlesinde, bunların esrarlı kelimeler olduğunu belirtiyor. İlim bir noktaydı cahiller onu çoğalttı.
zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
10 sene önce
Bilgilendirme için teşekkürler Haksever.... Rabbim cümlemizi yolundan ayırmasın,şeytanın vesveselerinden korusun,gerçek bilgiye ulaşmayı nasibetsin.....
Hak Sever
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 2
10 sene önce
Teşekkür ederiz sayın zeinerda.
ahyed
Üyelik Zamanı: 10 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 1
10 sene önce
Bilgi ararken rast geldiğim ve ilgimi çeken bir konuydu açılan konu gerçekten faydalı ama Seyyid Muhammed Hakim adı altında yapılan yoruma takıldım , kişiyi araştırdım bu şii kökenli birisi ve verdiği bilgiler tamamen zıt bilgiler olmuş bu konuda müsadenizle sizlere bir paylaşımda ben eklemek itiyorum değerli bir ****nın paylaşımı ve bilgisi ... ................................ Formun birinde okudum onun için yazmak zorunda kaldım. İlhami ilimler zahir ilimlerden üstün ve en üstün ilimlerdir diye. Kesinlikle yanlış, hiçbir ilhami ilim zahir ilimlerden üstün değildir. yeryüzündeki en üstün ilim M. V. ilmidir. Bir M. V. İlmi Alimi tüm havas kitaplarına bedel kitabı 2 saatte yazar. Bir M. V. İlmi Alimi istediği hadim ve hüddamı çok rahat kontrolü altına alır. M. V. İlmi Alimlerinden sonra M.S. Alimleri gelir. Bunlar tüm ruhani varlıkları ve gizli ilimleri yönetirler. M. S Alimlerinden sonra D. S Alimleri gelir. Bunlar cinler dünyasına hakimdirler. Ondan sonra İ. İ. Alimleri gelir. Bunlar da D.S. Alimler gibi cinler dünyasına Hakimdirler. Keşf Ehli İ.İ Alimlerinden sadece bir parçadır ve Keşf İlmi İ.İ İlminden sadece bir parçadır. İlhamla gelen ilimler ise keşf ilminden bir parçadır. İlhamla gelen ilmin nerden kimden geldiğini bilemezsin sadece Allah 'tan Olduğunu kabul edersin ama bu bir zandır. Hem Allah 'a zanla yaklaşmış olursun hemde ilme. Hadisi Şerif Emridir Zanlarınızla hareket etmeyiniz, zanla hareket etmek günahtır. Hani şeyhnur ****ya bazı alimler gördüğü Peygamber Efendimiz 'dir demişti ya, Peygamber Efendimiz şeyhnur ile rüyalarında flörtmü etti yani sevgili hayatımı yaşadı Haşa. Bakara Suresi Ayet 102 de Emreder ki Bakara 102 - Tuttular da Süleyman mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeyin ardına düştüler. Halbuki Süleyman inkâr edip kâfir olmadı, lakin o şeytanlar kâfirlik ettiler; insanlara sihir öğretiyorlar ve Bâbil'de Harut ve Marut'a, bu iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o ikisi "biz ancak ve ancak sizi denemek için gönderildik, sakın sihir yapıp da kâfir olmayın!" demeden kimseye birşey öğretmezlerdi. İşte bunlardan karı ile kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Fakat Allah'ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar verebilecek değillerdi. Kendi kendilerine zarar verecek ve bir fayda sağlamayacak bir şey öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu her kim satın alırsa, onu alanın ahirette bir nasibi olmayacağını da çok iyi biliyorlardı. Hakkiyle bilselerdi, uğruna canlarını sattıkları şey ne çirkin bir şeydi. Peki şeytanlar insanlara sihri nasıl öğretiyorlardı, gözükerekmi, insan kılığına girerekmi. Hayır onlarda vesvese, ilham ve keşf yollarını kullanarak insanlara sihri öğretiyorlardı. Anlamanız için size iki örnek daha vereceğim, aynı Havas İlmi Alimlerinden Pir Muhyiddini Arabi hazretleri Çok Büyük Bir Alim ve Evliya 'dır ama şeyh Ahmet El Buni şeytanların oyunlarına düşmüş bir insandır. Ama şeytanların oynuna düştü diye keşfi ve ilhamı kesilmemiştir. Hiçbirşey bilmiyorsunuz, sadece biliyormuş gibi ahkam kesiyorsunuz. Yapmayın. Hadimlerin yarısından çoğu zaten şeytanidir.Padişah Ebu Yusuf yada Namı Değer Mürre Müslüman Cinlerin Padişahı ve Cin Suresinin Hadimidir. Ama yedi padişaha bağlıdır. Onu yöneten yedi padişahtan Padişah meymunun hırıstiyan olduğu yönünde rivayet vardır peki bu nasıl oluyor. Müslüman bir hadimin reisi hırıstiyan bir cin padişahı nasıl oluyor. Başka bir örnek vereyim Esmayı Halumiye Melekleri denilen beş ilmin hadimi şeytanidir. Dikkat edin insanlar melek kabul etti diye kimse melek olmuyor, Müslüman dedi diye kimse Müslüman olmuyor. Bilmediğiniz varlıklara sırf sizle irtibat kurdular yada keşfinize haklarında bilgi geldi diye Müslüman diyemezsiniz. Bu sadece sizin hatanız ve insanları yanıltmanızdır. Ulvi **** alıntı
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23575 Kayıtlı Üye
  • 16568 Konu
  • 143813 Cevap
  • Son Üye Louiebup
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)