Hayaletli Evler

Bu konu Sİhab tarafından 13 sene önce açıldı, 595 kere okundu ve 2 Cevap verildi.
Sİhab
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 310
Yanıt Sayısı: 734
13 sene önce

Dünyanın farklı yerlerinden en korkunç, ürkütücü olduğu düşünülen evlerle karşınızdayız. Sadece resimlerle sınırlı kalmadık, videolar, ses kayıtları da meraklıları için yerlerini aldı. İşte buyurun başlıyoruz… Baker Mansion, ABD Baker ailesinin bu evi, bugün hayaletli bir ev statüsüyle ziyaretçilerini ağırlayan bir müze… Hikayeye göre, Elias Baker isimli aile babası, kızı Anna Baker’in sevdiği adamla evlenmesine müsaade etmiyor. Anna da ölene dek babasını affetmiyor. Kız ölünce aile evden taşınıyor ama hayaletleri evi bırakıp gidemiyor. Evde Anna Baker’in gelinliği sergilenmekte ve söylentiye göre elbise, durduğu cam kasa içerisinde kendi kendine uçuşmakta, sallanmakta. Ayrıca evdeki bir yatağın sürekli bozulduğu da rivayetler arasında. George Stickney House, ABD Woodstuck’a yakın bir yerde olan bu ev, içerisindeki hayaletlerden çok sahibi George’un konuya olan aşırı ilgisinden ötürü hayaletli imajına kavuşmuş. Kendisinin ve karısının bu garip hayalet merakının, ölen çocuklarıyla iletişim kurmak amacıyla başladığı rivayet ediliyor. 12 çocukları olan ailenin sadece 3′ü hayatta kalmış. Baba George da hayaletlerin köşelere sıkışmaması lazım diyerek ne yapmış dersiniz? Evindeki hiçbir duvarı 90 derece’lik açıyla tasarlamamış, bütün köşeleri yuvarlatmış. Evle ilgili bir diğer ilginç hikaye ise şöyle; evin mimarı kazara bir köşeyi 90 derece bırakmış. Ve George Stickney’nin kalp krizi nedeniyle ölü olarak bulunduğu yer de tam burası olmuş. Olaydan sonra, Stickney’nin karısı bir süre daha evde medyum olarak çalışmalar yapmış. Evin çeşitli yerlerinde ruh çağırma seansları düzenleyen Stickney’ler evden taşındıktan sonra gelenler de evde paranormal olaylar olduğunu rapor etmişler. Bugün bir polis istasyonu olan evde hala ayak sesleri, sifon sesi, konuşmalar duyulduğu söyleniyor. Ballygally Castle, İrlanda İrlanda’da bulunan bu şato, bugün bir otel olarak hizmet verse de hayaletleriyle meşhur bir yer. Şatonun tarihine bakacak olursak hayaletli olması da tuhaf gelmiyor aslında. Zira 1625 yılında James Shaw tarafından satın alınan şatoda, Shaw eşi Isobel Shaw’u bir odaya kapatıp, aç bırakmaktan hoşlanırmış. Leydi de bir gün buna dayanamayarak pencereden atlayıvermiş. Şimdi ise hayalet olarak şatoda kapı çarpmaktan, çalmaktan ve etrafta dolanmaktan hoşlanmaktaymış. Bugün otelde ghost room isimli oda, bu bahsedilen oda olarak hizmet veriyor. Bir de 19. yüzyılda otelin müşterisi olan Madam Nixon’un da şatoda ipek elbisesiyle gezindiği söylenmekte. Üstelik sadece bu kadar da değil, otel o kadar hayaletli imiş ki bazen otelde kalan misafirden çok hayalet olduğu söyleniyor. The Rose Hall Great House, Jamaica Jamaica’da bulunan ve “Home of the White Witch of Jamaica” olarak tanınan ev, hem mimari güzelliği, hem de tarihiyle enteresan bir mekan. Bu evin hayaletlerinin sebebi ise yukarıda ismi geçen white witch, yani Annie Palmer. 1800′lerde yaşamış çok güzel bir bayan olan Annie, pek çok kez evlenmiş. Ancak eşlerinin hepsi gizemli şekilerde ölmüş. Bir voodoo mistress’i olan Annie, ayrıca kölelerine yaptığı işkencelerle de bilinirmiş. Mesela erkek köleleri önce yatağına alır, sonra da öldürürmüş. Bir voodoo hikayesine göre, kendisi bir başka cadı ile bir kapışmada ölmüş. Evin de bu yüzden hem Annie’nin, hem kocaların, hem de kölelerin acı çeken hayaletlerinden kurtulamadığı düşünülüyor. Lemp Mansion, ABD Yine Amerika’dan, yine güzel ama perili bir ev… Üstelik de bugün bir restoran olarak hizmet veren evin tarihçesi oldukça trajik. Bira üreticisi Lemp ailesi bu eve taşınıyor. Adam Lemp bir minik fabrika satın alıyor ve birahanesinde bira satışları başlıyor. Ve sonra peşi sıra trajik olaylar birbirini izliyor. Evdeki ölümler şöyle: – Adam Lemp 1862′de eceliyle öldükten sonra oğlu William Sr. işi iyice büyütüyor. Hatta oğlu William Jr. (Billy) ile el ele verip, birahaneyi meşhur ediyorlar. Lakin 1901′de William’ın büyük umutlar bağladığı oğlu Frederik, ailesinin bilmediği sağlık problemleri nedeniyle intihar ediyor. – 1904′te ise William Sr. intihar ederek, ölüyor. – 1920′de William Sr.’in bir başka çocuğu Elsa Lemp Wright kendini vuruyor. – 1922′de William Jr. aile geleneğini takip ederek, kendini öldürüyor. – 1929′da Lemp ailesinin üçüncü oğlu Charles Lemp de intihara koşuyor. – Arada doğal yollarla ölen Lemp’ler de var tabii…1970′lerde sona kalan tek Lemp: Edwin Lemp. Kendisi neyse ki, 90 yaşında eceliyle ölüyor. Evde kapı çarpmalar, Lemp ailesinin ziyaretleri, sesler, poltergeist durumların sıkça yaşandığı söyleniyor… Şu an işletilen restoran da bu söylentilerden bolca faydalanıyor. Winchester Mystery House, ABD Sıradaki ev hayli enteresan, hatta Stephen King’in yazdığı mini-dizi Rose Red’in ilham kaynağı da bu ev. 1800′lerde yaşayan Sarah Winchester, kızı Annie ve kocasının ölümleri üzerine parapsikolojiye merak sarıyor. Medyumlarla görüşmeye başlayan Sarah’ya bir medyum, silah ürettikleri için lanetli bir aile olduklarını söylüyor. Ve ona diyor ki: “Git kendine bir ev yap. Hem kendin için hem de silahlar yüzünden ölen bu ruhlar için. O evin inşaatı asla bitmesin. Durursan ölürsün.” O sıralarda zengin bir dul olan Sarah bunu ciddiye alıyor ve bu eve yerleşiyor. Ve gerçekten evin inşaatını asla durdurmuyor. Tam 38 yıl boyunca eve yeni yeni odalar, yeni mekanlar ekleniyor. Evde Sarah ile birlikte 24 saat yaşayan bir inşaat işçisi ordusu var. Tabii ki inşaatlar planlı programlı yapılmadığı, spontane geliştiği için evin içi oldukça karmaşık hale geliyor. Evde hiçbir yere çıkmayan merdivenler, gizli odalar, duvarlara bakan pencereler, duvarlara açılan kapılar, 47 adet şömine, 160 oda, çeşit çeşit asansörler var. Sarah 83 yaşında öldüğünde inşaat en sonunda duruyor. Evde paranormal aktivite olduğunu söyleyenler tabii ki var ama asıl olay evin yapım hikayesinde saklı. Evin yapım hikayesi tamamen paranormal şeylere inanmaktan doğduğu için bu ev listemizde. İçinde hiç hayalet olmasa da listeye girmeye değer değil mi? Ev bugün bir müze olarak kullanıyor. Ancak bu karışıklıkta nasıl geziliyor, orasını gidip gezene sormak lazım… Congelier Mansion (The house on Ridge Avenue), ABD Bu seferki hayaletli ev, trajik bir aşk üçgeni ile ilgili… Charles Wrigt Congelier isimli halıcı, bu evde karısı Lyda ve Essie isimli hizmetçi kızla yaşıyor. Meksikalı Lyda, kocasının hizmetçiyle aşk yaşadığını öğrenince, deliriyor. Kocasını bıçaklıyor, Essie’nin de kafasını kesiyor. Sonra ev yaklaşık 20 yıl kadar boş kalıyor. Bir ara demiryolu işçileri evde kalıyor ama olmuyor, bu evde kadınlar bağırıyor diye kaçıyor işçiler. Ev yine boş kalıyor. Sonra bir doktor bu evi satın alıyor, komşular evden çığlık sesleri geldiğini iddia ediyorlar. Eve bir giriliyor, bir ne görülsün, doktor, kesik kafalarla oynuyor. Cesetler, bodrumda hapsolmuş kızlar… Doktor ortadan kayboluyor, ev yine boş kalıyor. Bu şekilde ev bir dolup, bir boşalıyor. Hatta bir ara Thomas Edison bile bu eve taşınıyor. O da ölülerle konuşacak bir makine yaptım diyor ama tamamlayamadan ölüyor. Yıllar sonra, evde bir serseri buluyorlar, ben o doktorum diyor, bu evde şeytani şeyler oluyor diyor. Ancak gerçekten doktor mu değil mi anlaşılmıyor. Yıllarca evde sürekli bu olaylar, sesler, çığlıklar duyuluyor. Bu garip ev, sonunda yol yapımı nedeniyle patlatılıyor. Bu da hayaletlerin sonu mu oluyor, yoksa hayaletler otoyola mı taşınıyor orasını ise bilemiyoruz. The Bell Farm, ABD Çok meşhur bir Amerikan hayalet hikayesi hatta filmi bile var. Olay 1800′lerin başında John Bell ve ailesinin, sonradan adı Bell Witch olarak konan kötü bir ruhun, Bell ailesine yaptığı işkenceler çerçevesinde yaşanıyor. Bell Witch, pek çok şey yapıyor; eşya oynatmak, şarkı söylemek, konuşmak, çığlık atmak, saç çekmek gibi… Bu olanlar da tabii Bell ailesini delirtiyor. Hatta daha da ileri gidip John Bell’in ölümüne bile sebep oluyor. Efsaneye göre, zaten hasta olan John Bell’in ilacı zehirli bir şeyle değiştiriliyor, cadının “hahaha bunun ben yaptım” demesi üzerine ilaç evin kedisine içiriliyor ve hayvan da ölüyor. Cenazede ise cadının kahkahaları ve şarkıları duyuluyor. 1821′de aileyi terk eden cadı, 7 yıl sonra geleceğim diyor ve gerçekten 7 yıl sonra geri geliyor. Söylentiye göre Bell Cadısı’nın, John Bell’in bir kazık attığı ve ölüm döşeğinde “senden intikam alacağım” diye ölüme giden komşusu Kate Batts olması ihtimali de var. Bugün bile Bell Farm’da garip şeyler gördüğünü, duyduğunu söyleyen çok sayıda insan var. Raynham Hall, İngiltere Yine şahane bir ev ve yine hayaletli. Üstelik de belgeli… Nasıl mı? 300 yıl boyunca Townshend ailesinin elinde bulunan evde, 1700lu yıllarda dahi bir hayaletin gezindiği zaten söyleniyormuş. Bu hayalet ise rivayete göre Lord Townshend ikinci karısına ait imiş. Zira 1726′da ölen ve gömülen bu kadın, aslında ölmemiş ve kocası tarafından bir odaya kilitlenmiş, o cenaze uydurma imiş. Çünkü kadın kocasını aldatıyormuş. Yapılan cenazeden yıllar sonra kadın kapatıldığı odada yaşlanarak ölmüş. Kocası “bu evden dışarı çıkmayacaksın!” demiş. O zamandan beri de “Brown Lady of Raynham” sıfatıyla evde kalmış, tıpkı kocasının dediği gibi evden çıkıp gidememiş. Hatta ve hatta kendisi, bazıları tarafından sahte olduğu söylense de, bilinen en meşhur hayalet fotoğraflarından birinde 1936 yılında belgelenmiş. İşte o foto: Evet, o fotoğraftan beri de hayaletimiz evde gezinmeyi kesmiş. Kendisinden bir daha pek haber alınamamış. Whaley House, ABD Bu da müzeye dönüştürülmüş bir başka hayaletli ev… Bu evin daha önce adam asılan bir meydana inşa edildiği ve bu yüzden evde kızgın ruhların dolandığı rivayet ediliyor. Evdeki hayaletlere örnek vermek gerekirse: – Yanlışlıkla idam edilen genç bir kız – Evin bahçesindeki bir ağaca asılarak öldürülmüş Yankee Jim Robinson. Bu kişi özellikle evin merdivenlerinde görülüp, duyuluyormuş. Hatta ve hatta Thomas Whaley, daha evi inşa etmeden kendisinin asılışını seyretmiş. – Whaley ailesinin küçük kızı. Bu kız o kadar net görülürmüş ki, insanlar gerçek bir kız çocuğu sanarlarmış. – Evde intihar eden evin kızı Violet Whaley. Hatta ve hatta, evdeki bir seans sırasında gelen ruha “Are you Violet Whaley?” diye soruluyor ve derinden bir ses duyuluyor: “Violet, yes.” – Evde trajik bir sekilde ölen, Whaley’lerin büyük büyük torunu Marion Reynolds. Ve tabii açılan kapanan panjurlar, ayak sesleri, garip kokular, müze ziyaretçilerinden garip fotolar, yine bu ziyaretçilerin paranormal şeyler yaşadıklarına dair açıklamalar vs… vs… İşte o evde kaydedilen ve hayalet sesi olduğu iddia edilen bir video, sesini açarak dinlemenizi öneririz.http://www.youtube.com/watch?v=qFwvor0Il5Y&feature=player_embedded Borley Rectory, İngiltere Rectory bölge papazının evi demek. Ve kendisi en meşhur hayaletli evlerden biri. İngiltere’nin Borley kasabasının, ıssız, ücra bir köşesinde bulunan Borley Rectory’sinin daha başından hayaletli olacağı belliymiş sanki. Zira üzerinde bulunduğu arazide kilise ve bakımevi gibi yapılar varmış. Ve buralarda, o dönemlere ait geçen pek fazla hayalet, cinayet, ölüm efsanesi anlatılmakta. Bu efsaneleri bir kenara bırakıp papaz Henry Bull’un 1862′de eve taşınmasıyla olanlara gelelim. Taşınmadan bir yıl sonra ev ahalisi, bir hayalet rahibe gördüklerini söylüyorlar. Çevredekilerden ise “kafası olmayan adamların sürdüğü atlar görüyoruz biz” gibi garip duyumlar gelmeye başlıyor. Aradan uzun bir zaman geçiyor, 1927′de bir başka rahip ve karısı eve yerleşiyor. Bu rahibin karısı evde bir kese kağıdı içinde bir kadına ait bir kurukafa buluyor. Hemen akabinde, zillerin bağlantısı kesik olmasına rağmen evde zil sesleri yankılanıyor. Işıklar yanıp sönüyor ve çeşit çeşit paranormal aktivite gerçekleşiyor. Eve ondan sonra gelenler de benzer şeyler yaşıyor ve bu böyle sürüp gidiyor. Hatta 1930 ve 1935 yılları arasında evin o sıradaki sahipleri tarafından, evde 2000′e yakın poltergeist aktivite gözlemleniyor. Borley Rectory, aynı zamanda çok sayıda medyumun uğrak yeri oluyor ve evde pek çok seans düzenleniyor. 1944′te ev yıkılıyor ve Life dergisi evin yıkıntıları arasında şu fotoyu çekiyor:Bu da çok bilinen bir başka foto, 1920′lerde çekilmiş, evin civarındaki mezarlıkta yürüyen papaz hayaletinin fotoğrafı olduğu söyleniyor: Çok sayıda olaya sahip bir ev olduğu için burada hepsini yazmamız mümkün değil. Waverly Hills Sanatoryumu, ABD Geldik sona ancak son sıradaki bir ev değil, bir sanatoryum ama en korkuncu diyebiliriz. Pek çok kişi tarafından burası dünyanın en korkutucu yeri olarak adlandırılıyor. Hatta sadece kendisine ait bir internet sitesi bile mevcut; Ayrıca kendisi Most Haunted isimli şovda yer alarak, ününe ün katmış. Bugün terk edilmiş vaziyette olan sanatoryumun görüntüsü bile başlı başına ürkütücü. Efsaneye göre 63.000 kişi bu hastanede hayatını kaybetmiş. Ayrıca 1900′lerde tüberküloz nedeniyle kurulan bu hastanede, Death Tunnel/Body Chute adı verilen uzun bir de tünel var. Bu tünelden, ölen hastaların cesetlerini atıyorlarmış. Sanırız ölüm oranı çok yüksek olduğundan, diğer hastalar ölenleri görmesin diye. Sonra 502 numaralı oda diye bir efsane var. Söylenene göre bu odada bir hemşire intihar etmiş. Death tunnel ve 502 nolu oda haricinde pek çok hayalet hikayesi var. Mesela etrafta oynayan çocuk hayaletleri, özellikle de Timmy isimli bir çocuk. Sonra hastaneyi gezenlerin hissettiği soğuk hava dalgaları, etrafta gördükleri hareket eden gölgeler, fotoğraflarda çıkan garip patlamalar ve evpler (electronic voice phenomena) yani hayaletlere ait olduğu düşünülen ses kayıtları. İşte bu da onlardan bir tanesi:http://www.youtube.com/watch?v=9kyvB2NjXmI&feature=player_embeddedkaynak:lanetli mekanlar

pegasuss
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 0
Yanıt Sayısı: 1
12 sene önce
Whaley House bildiğim kadarı ile filmi vardı
nesil266
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 145
Yanıt Sayısı: 1360
12 sene önce
çok ilginç bir konu ve ürkütücü...
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23563 Kayıtlı Üye
  • 16566 Konu
  • 143813 Cevap
  • Son Üye sinemsen
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)