Aşk acısı konusunda öneriler ve tahmin edilen şeyler var. Hemen herkes bunları yapar. Aklıma gelenleri yazayım;
Başka birisini bulmak. Bu işe yaramaz, başka birisiyle yaşayacağınız her şey size gerçek aşkınızı anımsatır ve daha çok özlersiniz.
Kendine hobi bul. O sıkıntıların içinde hobi işe yarıyor evet ama konsantre olmak pek mümkün olmuyor. Olunsa bile hobiye ayrılan süre sonuna kadar işe yarıyor. Yaptığınız aktivite bittiği anda siz yine aynısınız. Değişen tek şey 1-2 saatlik kafa dağıtma.
Birilerine açıl, dertleş anlat ve rahatla. Bu en tehlikelisi. Bunu yapmaya başladığınızda rahatladığınızı düşünüyorsunuz. Halbuki sadece konuşmak sizi açıyor, ama karşıdaki zamanla sizden resmen bıkıyor. Dost kaybetmekten başka işe yaramıyor. Çevrenizdeki dostlarınız bir bir sizden kaçar ve uzaklaşırlar. Çünkü herkesin kendince derdi var.
Aşk müzikleriyle rahatlamak. Bunu yaptığınızda o esnada içinize minik bir rahatlık gelebilir ama bilinç altınıza soktuğunuz acı acı sözler size rüya olarak geri döner ve sabah uyandığınızda kahrolursunuz.
Bunlar aklıma gelen ve işe yaramayan yöntemler. Çoğaltılabilecek kadar fazlaca şeytani şeyler mevcut. Ama kalsın almayalım…
Daha çok beni kurtaran noktaya sizi çekmek istiyorum. Ben şunu farkettim, beni Yaratan tek ve bir olan Allah var. Bana her an nefes veren, yediren içiren doyuran ve ayakta tutan Rabbim. Ben bu kısmı es geçip O’na şükretmek yerine O’nun yaratmış olduğu bir kula tapar olmuşum. Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor; Neyi çok severseniz ilahınız odur. Bu ince ayrıntıyı farkettim ve tövbe etmeye başladım. Hayatımda yapmak zorunda olduğum işler haricinde her şeyi bir kenara attım ve altta yazmış olduklarımı yaptım. Bu bahsedeceklerimden önce akla gelebilecek her şeyi denedim ve daha çok battım. 2 yılım zehir oldu.
Ona ait ne varsa her şeyi çöpe attım.
Onu görünce görmezden gelmeye çalıştım. Öyle ki aramızda 1 metre varken ne yüzüne ne de bulunduğu yöne baktım. Bakışları korumak zordur, kendinizi buna zorlamalısınız. Bakmamalısınız. Yoksa her bakışınızda tesirinde kalırsınız.
Konuyu bilen herkese bu işin bittiğini ve bana onun hakkında bir şey sorulmamasını istedim. En yakın arkdaşlarıma bile yasakladım ve o yok dedim.
Tamamen dünyayı Yaratan, insanları ayakta tutan, iyininde kötününde Rabbi olan Yüce Allah’a sığınmaya çalıştım.
Kur’an Meali okumaya başladım. Bir çok Ayette bulunan mesajlar bana günden güne tekrar yaşama sevinci verdi. Tekrar dirildiğime şahit oldum. Oldukça okudum, okudukça güneşin rengi değişti.
Nefis ve şeytan denen iki kafiri araştırdım, okudum öğrendim ve tuzaklarına düşmemeye çalıştım.
Heran içime sancısı yayılan bu lanet aşkın bir nefis ve şeytan oyunu olduğunu öğrendim. Bir Ayet her zor anımda beni 10 dk içinde toparladı ayağa kaldırdı. Her düşüşümde Yarabbi şeytanın şerrinden, nefsimin şerrinden ve gönlüme darlık veren bu işin şerrinden sana sığınırım dedim.
A’RAF 7/200. Şeytan seni dürtecek olursa Allah’a sığın, doğrusu O işitir ve bilir.
Kötü anlarımda annemle konuşur gibi gözlerimi yumdum ve Yüce Allah a durumumu bildirdim. Yalvardım yakardım ağladım. O her şeyi hakkıyla bilen Rabbimin beni tekrar hayata döndüreceğine inandım ve daha çok yalvardım.
Namazlarımı aksatmadan kılmaya ve tövbe etmeye devam ettim.
Bunları yapmak ilk etapta ağır gelebilir, ama yeryüzünde hiç bir şeyin Allah’ın Rahmeti’nin üzerinde olmadığı çok açık ve net bir gerçek ki bunları yaptıkça huzur bulursunuz. Bunlar benim içimdeki yangına su serpti. Uzun zamandır hayatta değilmişim gibi tekrar dirildiğimi hissettim. O karanlık günlerime Yüce Allah’ın nuru ben O’na yaklaştıkça artıyordu. Bu, yaşanılan o sahte aşk gibi kahır ve endişe dolu bir şey değildi. Bu emin olunan bir hayat kaynağına sarılmanın ta kendisiydi.
Kim Allah’tan yüz çevirirse Allah’ta ondan yüz çevirir ve kim Allah’ı arzular O’na koşarsa Allah’ı çok merhametli bulur. Allah’a samimiyetle iman edip emrine girdiğinizde eskiden içinize huzur veren her şeyin tadının fazlasıyla yerine geldiğini farkedeceksiniz. Unutmayın ki hayır ve şer Allah’tan gelir. Allah dilediğini vezir dilediğini rezil eder. Allah’a boyun eğmeden ondan mutluluk dilenmez.
Bunları yapmak esasen boynumuzun borcudur ama nefis denen şey bize her zaman bunları zor, ağır ve gereksiz gösterir. Unutmayın ki bu hallere sizi düşüren o kafir nefisti. Artık aldanmamaya ve uyanmaya çalışın. Maddeler halinde yazdığım şeyleri ısrarla ve sürekli olarak yapmaya çalışın. Samimiyet çok önemli. Allah bize şah damarımızdan daha yakın, bunu unutmamak gerek. Günler bu şekilde geçtikçe, Allah’a kulluk etme yönünde ilerledikçe Allah bütün karanlıklarınızı aydınlık edecek ve sizde buna gözünüzle kalbinizle şahit olacaksınız.
Bu anlattıklarımın akabinde aklınız şu sorular gelebilir. Aşık olmak haram mı! Birisini sevmek haram mı yada Allah’ı inkar etmek mi!
Hayır değil, aksine; Leylaya aşık olmayan Mevlaya aşık olamaz. Bu konunun temeli budur. Allah bütün her şeyi bir vesileye bağlamıştır. Ben hayatımın bu kısmında yaşadığım bu olayı bu vesileye bağladım ve beni Mevlaya götürecek bir vesile olarak aldım ele. Artık leylayla işim kalmadığı için var gücümle, kaybetmemek üzere Mevlaya aşka yöneldim.