Kıskanç Bir Aşık mısın?

Bu konu ildy tarafından 12 sene önce açıldı, 594 kere okundu ve 6 Cevap verildi.
ildy
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 105
Yanıt Sayısı: 1043
12 sene önce

Arkadaşlar gece için oldukça uzun bir yazı ama okumanızda fayda var… Kıskançlık deyince aklınıza ne geliyor? Sanırım çoğumuz önce ve derhal kadın-erkek kıskançlığından dem vururuz. Öyle ya sevgilisini eşini moda deyimle partnerini kıskanmayan var mı? Valla eğer sizin partneriniz “Ben kesinlikle kıskanmam”cılardansa derhal uzaklaşın ya da onu şöyle bir sarsın çimdikleyin de silkinip kendine gelsin. Narsistliğin lüzumu yok. İnsan değil aşkını kedisini bile kıskanır (kedisi de onu kıskanır); konu her ne olursa olsun yaşam kıskançlık ve rekabet üstüne kurulmuştur. Üçüncü kişinin (kişilerin) gölgesi olmasa aşk hiç aşk olur muydu? “O benim” demeye bile gerek kalmazdı ki o zaman düşünmesi bile pek fena. Şimdi bana “Kıskanç sen de” diyorsunuz biliyorum. Evet kıskancım! Var mı başka bir diyeceğiniz? Üstelik her insanın da kıskançlık yaşadığını iddia ediyorum. Çünkü kıskançlık insani bir duygu. Freud bile “Sevdiğim zaman sevgi dışında her şeyi dışlarım kıskanç olmak kurala uygundur kıskançlığı yadsımak (kusursuz olmak) yasayı çiğnemektir” itirafında bulunmuş. Anlayacağınız benim gibi kıskançlığını önce kendisine sonra herkese itiraf ve ilan edenlerden partnerine bile –fazla- zarar gelmez (üç-beş sıyrıkla atlatır). Ama ya “Yok canım ne kıskançlığı zaten benimki kafasını çevirip kimseye bakmaz” diyenler? İşte onlardan korkacaksınız. “Hele bir kafanı çevir bak ne oluyor”cudur onlar kafanı çevirip baksan başına geleceği bilirsin. Valla çevremde çok var. Eskiden daha çok erkeklerin kıskançlık krizlerine girdiğini sanırdım fakat şimdi görüyorum ki kadınlar da bu konuda saatli bomba gibiler. Örneğin; kırk yılın başı adam arkadaşlarıyla buluşup iki bira içmeye gidecek olsa ya “Ben de geliyorum” yapıyorlar ya da on dakikada bir cep telefonundan arayıp ayrıntılı hesap soruyorlar. Sonra evlenip adamı bulunduğu çevreden uzaklaştıranlar mı istersiniz (eee tabii tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır) sağa baktın suç sola baktın sobe diyenler mi? Ayrıca bırakın adamın eski sevgililerine rastladığı yerde merhaba diyebilme özgürlüğünü eğer karşı cinsse çocukluk arkadaşıyla bile görüşmesini istemeyenler ayıptır söylemesi izin vermeyenler var. Adamlar da bir garip yarısı kıskançlık bahanesiyle eşlerine hayatı zindan ediyor (artık neyin intikamını alıyorlarsa) öbür yarısı da kıskanılma bahanesiyle hayatın kendilerine zindan edilmesine izin veriyorlar (artık neyin bedelini ödüyorlarsa). Sonuç ise sen sağ ben selamet olamıyor tabii çiftlerden biri mutsuzluk yaşıyorsa iki kişi birden mutsuzluktan nasibini alıyor o ilişki de artık sürekli mutsuzluk üretmeye başlıyor. Anlayacağınız “Alışmış kudurmuştan beterdir” sözü mutsuzluk kavramı için de geçerliliğini koruyor. Eğer siz mutsuz olmaya alışıksanız mutsuzluk yaşamadan duramıyorsunuz hatta bünyeniz mutlu olmayı bir türlü hazmedemiyor. (Bu konuyu bir başka yazıda ayrıntılarıyla tartışabiliriz.) Üstelik kıskançlık hastası bu tipler kendileri ve partnerleri yetmiyormuş gibi çevrelerini de kompleksli tavırlarıyla diken üstünde tutuyorlar. Şahsen ben kıskançlık duygusunu önce kendi içinde sonra da ilişkisinin içinde halledememiş insanlardan çok sıkıldım. Hayır böyle çiftlerle (yani çiftlerden birinin ya da her ikisinin birden kıskanç olduğu durumlarda) arkadaşlığınızı bile sürdürmeniz mümkün olamıyor. Sizin de bir sevdiğinizin olması hatta evli barklı olmanız bile kıskançlık takıntılıları bağlamıyor yatıştırmıyor. Gerçekten abartmıyorum. Yedi sene kadar önceydi çocukluk arkadaşımın düğününe gittim zavallı arkadaşım da birara beni dansa kaldırma gafletinde bulundu o gün bugündür adamın yüzünü gördüğüm yok onca yıllık arkadaşlık askıda! Oysa kendisini kardeşim gibi severim zaten beraber büyümüşüz falan. Arkadaşlığımız bir yana onun hayatı ne durumda artık siz tahmin edin.Sonra bu kez üniversiteden bir başka erkek arkadaşımla aynı iş yerinde çalışıyoruz nişanlısı da bizim şirkette çalışıyor. Kız bir gün bizi cafede çay içerken görmüş “Vay sen benimle nişanlı olduğun halde neden hala kız arkadaşlarınla görüşüyorsun” diye kızılca kıyamet kopmasın mı? Hiçbir şey anlamadım adam benim on yıllık arkadaşım hayır ayarlamak istesem onca yıl bir kolayını bulurdum herhalde. Allahtan evlenmediler de (ayrılmaları benim yüzümden değildi) hala arkadaşız hala görüşüyoruz. Bu arada en yakın kız arkadaşım evlendi kocası kızkıza buluşmamızı bile hoş karşılamadı hep dörtlü görüşür olduk. Bu konu aralarında doğru dürüst konuşulup tartışılmadı bile sanki doğalı buymuş insanların yanında eşleri olmadan nefes bile almamalarıymış gibi. Size böyle onlarca örnek verebilirim. Düşünebiliyor musunuz insanlar sevgili ediniyor ya da evleniyor ve eşleri (özellikle de evlilik akdi söz konusuysa) karşı cinsle arkadaşlıklarını sınırlandırmasını hatta yok saymasını istiyor. Bu gibi durumları ben sadece kıskançlık manyaklığı değil bir medeniyetsizlik göstergesi olarak da algılıyorum. Hatta insanlık dışı bir tutum. Şimdi diyeceksiniz ki senin de bir dediğin diğer dediğini tutmuyor kıskançlık taraftarı mısın yoksa kıskançlık karşıtı mı?Bakınız anlatayım. Ben partnerimi çok kıskanıyorum! Hatta ilk birlikte olduğumuz zamanlarda (güven ilişkisinin tam oluşmadığı zamanlar) herhangi bir nedenle kavga etsek derhal rüyamda onu bir başkasıyla görürdüm. Bilinççaltı korkunç değil mi? Yani “Sen bana kötü davrandın beni reddetttin beni sevmiyorsun öyleyse başka birini tercih edebilirsin.” İşte rüyalar yani bilinçaltı yalan söylemez. Karşınızdakini ne kadar severseniz sevin o da sizi ne kadar severse sevsin herkesin her gün bir başkasını seçme özgürlüğü var. (Zaten sevgi tek başına hiçbir şeye yetmez hele bir ilişkiye asla!) Bunu kabul edin ya da etmeyin yaşam böyle. O yüzden kıskançlıktan çatlasak da patlasak da eğer adamın ya da kadının gideceği varsa gider. Siz ise kıskançlık krizlerinizle ancak gitmesini kolaylaştırırsınız. O kadar. Eee peki ne yapacaksınız? Kıskançlık duygusunu allayıp pullayıp öyle sunacaksınız sevdiğinize. Kıskançlık duygunuz onun ve ilişkinizin özgürlüğünü kısıtlamasına neden olmayacak tam tersi öyle güzel kıskanacaksınız ki özgür iradesiyle her gün yeniden sizi seçecek kendisine. İşte kıskançlık bu öyle bir çırpıda ne yaşanabiliyor ne anlatılabiliyor ne de halledilebiliyor (problem haline geldiğinde) Alıntıdır.

volkan
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 2
Yanıt Sayısı: 144
12 sene önce
yazının devamı alsak :))
ildy
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 105
Yanıt Sayısı: 1043
12 sene önce
Devamı yakında:))) )
superisi
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 214
Yanıt Sayısı: 1018
12 sene önce
kıskancım galiba hemde çok:(( ama benim suçum değil kendisi güvenimi sarsacak şeyler yapmadan önce ona sonsuz güvenim vardı.bu kadar kıskanç olmama kenidisi sebep oldu.bi de erkeklerin bi lafı vardır ya hemen kıskanılınca şöyle söylerler:kıskanan insan kendine güveni olmayan insandır.asla katılmıyorum bu lafa...kendimize değil erkeklere güvenmediğimiz için kıskanıyoruz...
volkan
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 2
Yanıt Sayısı: 144
12 sene önce
peki sen cevap ver :)
Bihter
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 182
Yanıt Sayısı: 202
12 sene önce
şimdi bile okuyamadım tamamını :biggrin[1]: yarın güzelce okuyum :smile:
volkan
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 2
Yanıt Sayısı: 144
12 sene önce
:) Allah sevgiline acısın :))
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23563 Kayıtlı Üye
  • 16566 Konu
  • 143813 Cevap
  • Son Üye sinemsen
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)