Görüyorum ki burdaki herkesin düşüncesi hemen hemen aynı yani peygambere dua edilir ya da peygamberden yardım istenir vs, benim peygamberimi sevmediğimi düşünmeyin yaratılmışlarda en sevdiğim insandır onun ümmetiyiz biz ama sizinle ayrıldığımız nokta şu, siz peygambere dua edilip yardım istenebileceğini söylüyorsunuz ve hatta Abdülkadir Geylani hazretlerinden bile yardım istenebileceğini söylüyorsunuz, bakın burada ince bir çizgi var, eğer siz birine dua edip yardım isterseniz evet bu tartışmasız şirktir peygamberimize olsa dahi, ama birinden sizin için dua etmesini isterseniz bu olabilir ve makbuldur da yani mümin mümine dua edebilir (tabi bu dualar sadece ve sadece Allah'a edilir) bu çok güzel birşey ama mümin bir mümine hele ki ölmüş birine dua edip de ondan yardım isterse bu şirktir Ku'an bunu kabul etmiyor.
"onu çağırıp dileğimizi yaradandan arzederiz" cümlesine de bir açıklık getireyim, öncelikle şunu sormak istiyorum, neden direk Allah'a dua etmek yerine mutlaka bir aracı koyuyorsunuz ? haşa Allah'ın ihtiyacı var mı aracıya ? size aracısız yardım edemez mi ? ve en önemlisi de Kur'anda nerede aracı konulması söyleniyor ? tam tersi aracısız, yanlızca Allah'tan istenmesini söylüyor Kur'an.
Şefaat konusuna gelince, kime şefaat edileceğinin ne garantisi var ? ve Allah'ın izni olmadan kim kime şefaat edebilecek ? Peygamberimiz bile o gün korku içinde olacakken Allah'ın izni olmadan ne olabilir ki ? yani bakın ben şefaat yok demiyorum elbette var ama sizin şefaat anlayışınız galiba biraz yanlış. "Allah’ın izni olmadan kim şefaat edebilir?" [Bekara 255] yani şunu demek istiyorum herşey Allah'ın elindedir öyleyse bizim Allah'a dua edip yanlız ondan istememiz gerek, araya aracı koyarak haşa Allah'ı devre dışı bırakanlara diyecek hiçbir sözüm yok nasıl olsa gerçeği anlayacaklar.
Şimdi birkaç Ku'an ayetiyle ne demek istediğimi anlatmaya çalışayım;
"Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Onlar için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. Gerekir ki Allah'tan korkarlar." 6:51
"Bugün, sizi ilk defa yarattığımız zamanki gibi yapayalnız huzurumuza geldiniz, size verdiğimiz herşeyi arkanızda bıraktınız. Allah'ın size göre ortağı olduklarını iddia ederek yardımlarına, şefaatlarına güvendiğiniz ortakları yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bütün bağlar artık kesilmiş, güvendiklerinizin hepsi kaybolup gitmiştir." 6:94
"Allah'ı bırakıyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan şeylere tapıyorlar ve "Bunlar bizim Allah katında şefaatçilerimizdir." diyorlar. De ki, "Siz Allah'a göklerde ve yerde O'nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?" Allah onların ortak koştukları şeylerin hepsinden münezzehtir." 10:18
"Allah O'dur ki, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra Arş üzerine istivâ buyurmuştur (hakim olmuştur). Sizin için O'ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi! Artık düşünmeyecek misiniz?" 32:4
"Hiç ben O'ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer O Rahman, bana bir zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar." 36:23
"De ki: "Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz." 39:44
İnşallah yararlı olmuştur, özeti şu şefaat var dır ama biz gidip de sağda solda şefaatçi arayacağımız yerde yanlızca Allah'a ibadet ve kulluk etmeliyiz ve şefaatimizi de yanlızca Allah'tan istemeliyiz.