Araf

Bu konu Sir Alexi tarafından 11 sene önce açıldı, 491 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
Sir Alexi
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 26
Yanıt Sayısı: 7
11 sene önce

Yeni bir klasör açtım. Adına yeni hayat-araf dedim.

Mutfak camından pazardan dönenlerin babanne potinlerini görüyorum. Kimi elinde pazar poşetleri taşıyor kimi ardında pazar çantalarını sürüyorlar yamuk yumuk tekerler üstünde tam bir ikindi karartısı. Saatler altıya koşuyor. Benim için sabah henüz uyandım, gözlerim çapak kümesi. Bir ayağımın altında Şemşi uyuyor, arkamda yere serdiğim gazete kağıdına döktüğüm kavurmalı patatesten dört tane sokak kedisi karnını doyuruyor. Beni bir parça iyilik edebilmekten daha fazla mesut eden hiçbirşey yok.

Bu tamamen ikindi karanlığı çöken standart pazar evinde radyoda Hayat Ağacı çalıyor. Gökkuşağının, denizin asıl zenginlik olduğunu, madeni para parçalarının yaşam için araç teşkil ettiğini söylüyor. Ne saçma… Bu, zamanın, günlerin nasıl akıp gittiğini, başıma neler geldiğini dahi farkedemediğim zamanlarda midemde hep bir kuş… O kanat çırptıkça, kanatları mide çeperime çarpıyor. Anksiyetemi, huzursuzluğumu bine katlıyor. Babannelerin tasvip etmediği yoldan baş aşağı değil gitmek, yuvarlanıyorum. Sonunu düşünmeden büyük işlere soyunuyorum. Sığ sularda yüzemiyorum elbet, içinde emniyetle yaşadığım akvaryum dar gelmekte bana zaten, değişmek elzem. Ama oknayuslar ürkünç değil mi? Türlü türlü tehlikelere gebe değil mi? Ne yapmalı ne etmeli?



Babamla küskünlüğümüz dolapta hellim peynirini görene kadar sürdü. Ben ona terbiyesiz laflar ederken o bana hellim peyniri almıştı. Rüyamda tüm gece Yeşim`i gördüm. Oturup saatlerce dertleştik. Eski aşk defterlerini deştik. O bana yine içime ümit tohumları ekercesine göz kırptı. Tam biraderimden bahsedecekken rüya bitti. Ordan Kazım Karabekir otobüsüne bindim. Baktım ki akbilim bitmiş. Şoföre yüz lira bütün uzattım. Ters ters baktı elime beş lira attı. Tırıs tırıs arkaya doğru koştum. Sonra gözümü bir açtım baktım burdayım. Saat ikindi olmuş… Araftayım dedim. Araftayım tabi ya…

Mutfakta iki kilo ıspanak masanın tam ortasında yatıyor. Ayıkla beni diyor. Hiç çekici değilsin buyurup masama geçiyorum. Üzeri külden, çöpten görünmeyen bir çalışma masası bu. Sandalyeme bir milyoncudan beş milyona alıp kazık yediğim sikindirik pudra dökülmüş, Silinmeye çalışırken iyice yayılıp sandalyenin içine etmiş. Beş yıl bitmemeye yeminli çakmak, lavanta kolonyası, bir rulo tuvalet kağıdı, iç içe geçmiş kakao kurusu altı bardak, hepsi izmarit yahnisi beş küllük masanın dekoru. Teoman`ın beni o bir zamanlar pek ağlatan “birbirimizi düşünüp başkalarıyla sevişirken” şarkısı çalıyor. Değil ağlamak adeta şarkıyı dinlerken geğiriyorum, pırtlıyorum. Anılarıma işte böyle de saygısızlık ediyorum, herkesin ölümlü ve dahi unutumlu olduğunu bilimsel olarak ispatlıyorum. Vücudumda değil narinlik, kırılganlık, kadınlık hormonu, bizatihi çizgili picamalarıyla göbeğini kaşıya kaşıya televizyon izlemek için yaratılmış boz ayı hormonu salgılandığının kanıtı bu. Sigaramı garantili çakmağımla değil, üzerinde istanblue reklamı olan kibritimle yakıyorum. Bu kibrit beni taa uzaklara kadıköy civarına, deniz kenarlarına, çok sevdiğim yeşil ışıklara, gece yarıları darbukacı çocukların yanına götürüyor. Sonra dondurmacıda yine seninle karşılıyorum. Sirke tüccarı suratınla homurtulu bakıp uzaklaşıyorsun. Eh ben de ne yapayım o saatte kalamış`ta, koşuyolu minibüsüne binip şoföre yine bir yüz lira uzatıyorum. Bakıyorum ki burdayım. Ispanaklar yüzüme sırıtarak bakıyor, ayıkla beni diyor.



Araftayım dedim… Araftayım tabi ya…

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 23597 Kayıtlı Üye
  • 16573 Konu
  • 143825 Cevap
  • Son Üye margretwhipple
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)