Öpme Ağzım Küfürlü

Bu konu Sir Alexi tarafından 11 sene önce açıldı, 434 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
Sir Alexi
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 26
Yanıt Sayısı: 7
11 sene önce

Ayaklarımın dibine akasyalar düşmüş. İlk defa pembe akasya yaprağı görüyorum. Erik ağacı tepemden yine bana bakıyor. Sigara dumanıyla bu güzel doğayı kirleten tek kımıl zararlısı benim şu anda.

Sabah beklediğimden de kırık kalktım, pek sancım yoktu ama midem yine kusmuk deryası çenemde geçmek bilmez yine o küt ağrı zamansızlıktan kapıcı kıyafetlerimi üstüme geçirdim, yüzümde aynı çalışkan maske, bastım koşar adım geldim ofise. Görüşmediğimiz son altı saatte sigaraya ne hasret kaldığımı anladım da dumanla doldurdum ciğerlerimi de.

Huzurun çoktan ana caddelere çıktığı bu saatlerde ben onu aramak adına çıkmaz sokaklara daldım bile.

Dünden daha da cok kırığım bugün.
Kendimi iyi tutma enerjim çoktan sıfırın altında.
Ne güzel, ne güzel.
Gün geçtikce kötülüyorum.
Kusmamak adına kendimi zor tutuyorum.
Bugün böyle bir gün işte…

Böyle kaldırım sürtüğü, böyle piç kurusu böyle de sünepe.

İçimde çoktan bir bir ve itinayla son nefeslerini vermiş ölü yaşam umutları kabristanına rağmen ölmeyen, hiç ilaçsız, serumsuz gayette kusmadan ve pür dikkat yaşayan bir canavar var.

Tuttu sabah yine beni kolumdan
Kusmukları temizledi ağzımdan
Yıkadı, giydirdi
Hatta kahvaltı ettirmeye bile yeltendi
Kattı önüne buraya getirdi.

Pek bi mızmızlandım yolda.
Semt pazarı alışverişlerinde bileklerinden tutularak annelerinin ardı sıra sürüklenen sabiler gibi hem ayak diredim hem de geldim buraya.

Yani ki bu pür makyajının altında hep bi fahişelik güden, sinsi, kandırıkçı, işi gücü menfaat olan, cebine girecek para doğrultusunda seven ve aldığından bir kuruş fazla şefkat etmeyen bu pis günde erik ağacı altında ikinci sigaramı yakıyorum. Bugün tek derdi sürekli bulanmak olan mideme aldırış etmeden, hiç kimsecikleri düşünmeden, bizzat kendiciğimle öyle, öylece oturuyorum.

Sinsi patronum arada başını kapıdan uzatıp bana bakıyor. İnan onu bile s*klemiyorum. Bugün verdiğim istifanın karşı konulmaz rahatlığı içerisindeyim hatta dünyada ve rüyalarda olan hiçbir hadiseyi de elbette ki siklemez haldeyim. Böyle serseri, böyle umursamaz, bugün böyle de serkeşim.

Umurumda bile değil içeriden yükselen sesler, gelip burda beni bile kesseler sesim çıkmayacak ayrıca bu ayrılığa da sevinmiyor değilim. Düşünmüyorum sonrasında yaşayacağım hasretleri, gelenin gideni mutlaka aratacağı şeklinde öğretilmiş sikindirik felsefenin de üstüne sıçıp tüm ağır aksak giden pürbok meseleleri vücudumun pis dışkılarıyla sıvayıp paketliyor ahanda bu erik ağacının altına gömüyorum. Böyle böyle akıtıyorum içimin mikrobik cerahatlarını. Yani ki içinde bulunduğum süre içinde ter, bok, tükürük, kusmuk kokan bu sıçındırık ortamı, hatıra bavulumu ardımda sürüyerek nereye gideceğimi bilmeden de olsa terkettiğim için mesudum.

Hem mesut olunacak başka ne var ki?
Dün gece yarısı mıncırdığım ekmek hamurundan yarısı silinmiş ojelerim, taranmamış saçım, kapıcı kostümünden bozma erkek libası beton rengi pantolon çöp poşeti rengi gömleğim, makyajsız, üzerinde çiçek bozuğundan düzgün görülesi bir milimetrekare yer kalmamış, hatta artık adamakıllı yaşlanmış yüzümle iğrenç bir mahlukum ben şu anda.

Hala da annem gelsin kucağına yatırsın da az şefkat etsin diye beklemez miyim!
Allah`ta benim belami versin!…

Yani ki istifa etmiş adam olmanın rahatlığıyla bahçeye de kuruldum sigara üstüne sigara içiyorum daha tazecikin yaptığım kahveyi olmamış bu diyerek çöpe döküyorum hatta yere düşen gariban çöplere bir tekme de ben gönderiyorum.

Bir istifa, bir ayrılık gününün de kimsenin zerre s*kinde olmayan hikayesi böyle.
Ağzım yandı tavuk soteden, bir bardak soğuk su içeyim dur hele…

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 23597 Kayıtlı Üye
  • 16573 Konu
  • 143825 Cevap
  • Son Üye margretwhipple
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)