Almanya’da Kadına Şiddet Neden Arttı?

Bu konu Lalla tarafından 2 ay önce açıldı, 79 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
Lalla
Üyelik Zamanı: 3 ay önce
Konu Sayısı: 31
Yanıt Sayısı: 0
2 ay önce

Araştırma: Alman erkeklerin (yerli) üçte biri kadına yönelik şiddeti “kabul edilebilir” buldu.

Almanya’da 2021 yılında 115.000’den fazla kadın aile içi şiddete maruz kaldı.

İnsan hakları savunucularının,”şok edici” olarak nitelendirdiği araştırmanın sonuçlarına göre, Almanya’da erkeklerin üçte birinden fazlası kadına yönelik şiddetin “kabul edilebilir” olduğuna inanıyor.

Funke Media Grup’un 2023 yılı haziran ayında yayımladığı ankette, 18-35 yaş arasındaki erkeklerin yüzde 33’ü, hayat arkadaşlarıyla kavga ederken bazen “ellerinin kaydığı” fikrini kabul ettiklerini söyledi.

Yüzde 34’ü daha önce kadına şiddet uyguladığını itiraf etti.
Almanya’da kadına yönelik şiddet tırmandı, kadın haklarını savunanlar sessiz kaldı.

Senato’nun pek çok üyesi ve Temsilciler, kendi eyaletlerinde yeniden seçilmelerinin Siyonist lobilerin desteği sayesinde gerçekleştiğini, dolayısıyla AIPAC’a karşı çıkmanın onlara pahalıya mal olacağını düşünüyor!

Nornews – “Volt am Sonntag” gazetesi, İçişleri Bakanlığı’nın ve 16 Alman eyaletindeki cezai soruşturma ofislerinin istatistiklerine atıfta bulunarak, 2022 yılında ülke genelinde 179.000’den fazla kadının aile içi şiddet mağduru olduğunu bildirdi. Bu rapor polis tarafından kaydedildi.

Bu istatistik bir önceki yıla göre %9,3’lük bir artışı gösteriyor. Bu konu öncesinde Batı toplumlarında aile içi şiddetin nedeni olduğu söylenerek kadına yönelik şiddetten Corona virüsü sorumlu tutulsa da ve Corona salgınının azalmasına rağmen bu ihlallere ilişkin istatistikler hâlâ artıyor ve ifade ediliyor. Almanya’nın sosyal ve kültürel yapısında ciddi bir kriz var.

  Yayımlanan rapora göre,Almanya’da aile içi şiddet mağdurlarının üçte ikisi kadın; mağdurların polise gitme korkusu nedeniyle bu rakamın kayıtlı vakalar dan daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.

Bu rapora göre geçen yıl aile içi şiddet vakalarında en fazla artışın görüldüğü eyaletler Saarland (%19,7), Thüringen (%18,1) ve Baden-Württemberg (%13,1) oldu.

Bu istatistiğe göre 16 eyaletten aile içi şiddet sayısında yalnızca Bremen’de azalma görüldü (eksi %13,6).

Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya’da aile içi şiddetin hacmi 2022’de %8,5 artarken, bu eyalette aile içi şiddetten kaynaklanan fiziksel yaralanma vakalarının sayısı da 26,2 arttı. Son beş yılda %.

Almanya’da kadına yönelik şiddetin talihsiz örneklerinin olması dikkat çekiyor: 2021 yılında Almanya’da üçte ikisi kadın olmak üzere 160.000’den fazla kişi aile içi şiddet mağduru oldu.

Bu istatistikler Almanya’da kadına yönelik aile içi şiddetin durumu ve buna verilen tepkilerin türü hakkında önemli noktalar içeriyor:

İlk önce; Alman dış politikasının odak noktalarından biri, diğer ülkelerdeki insan hakları konularına, özellikle de kadın alanına olan güvendir. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, bu görevde bulunduğu süre boyunca kişisel ve kamuya açık konuşmalarında diğer ülkelerdeki kadın haklarının destekçisi olarak göründü.

Kadınların özgürlüğü ve ilerlemesi konusunda iddialarını desteklemek için başta yaptırımlar olmak üzere hiçbir eylemi durdurmayacağını iddia ediyor. Bu davranışın objektif tezahürünü İran’daki iç gelişmelere yönelik tutumlarında görmek mümkündür.

Ancak Alman liderler, Almanya’da kadına yönelik şiddet dalgasına karşı herhangi bir adım atmadı, Bayan Baerbock gibi, Almanya Aile İşleri Bakanı Lisa Baus gibi sessiz kaldılar, bu şiddeti normal karşıladılar.

Tabii Almanya İçişleri Bakanı Nancy Visser de evlerinden kovulan saldırganların kısa süre sonra evlerine dönememeleri için polise sürekli kontrol yapması çağrısında bulundu.

Alman kadınlarının iç durumu, bu ülkenin dışişleri bakanı gibi kişilerin kadınlarla ilgili insani iddialarının uydurma olduğunu, bu ülkenin yetkililerinin kadın hakları konusunda ses çıkarmama hakkına sahip olduğunu, aynı zamanda bu suçtan dolayı tutuklanmaları gerektiğini gösteriyor. Ülkelerindeki kadına yönelik şiddet krizini görmezden gelmek.

İkincisi: Almanya Avrupa Birliği’nin bir parçasıdır ve bu birliğin Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi ve bu birlikteki insan hakları kurumları gibi çeşitli bölümleri bu ülkedeki kadınların kritik durumuyla ilgilenmekle yükümlüdür. Hiçbir önlem alınmamasına rağmen bu kasıtlı suçları görmezden gelmekle kalmadılar.

Şimdi soru, kendisini insan haklarının kaynağı olarak adlandıran ve AB dış politika yetkilisi Borrell’e göre Avrupa Birliği’nin nasıl tüm demokratik ve insani ilkelerin uygulandığı yeşil bir bahçe olduğu ve şiddetle nasıl başa çıkacağıdır. Almanya’da kadınlara karşı, o dönemden beri… Almanya’da olup bitenlere seyirci kaldığımız dönemde, onun davalar açtığını, diğer ülkelere karşı yaptırım ve tehditler uyguladığını görüyoruz.

Şüphesiz kadına yönelik şiddet meselesi sadece Almanya’da bitmiyor, diğer Avrupa ülkelerinde de var. Örneğin, Cinsel İstismar Merkezi’nin raporlarına göre Birleşik Krallık’ta her dört kadından biri yetişkinliğinde cinsel saldırıya ya da tecavüze maruz kalıyor, ancak mahkûmiyet oranları hâlâ düşük.

Üçüncü; Kadın haklarını savunduğunu iddia eden, Batı medyası, sanki Batı’daki kadınların kaderinin bu medya için hiçbir önemi yokmuş gibi, dünyayı yöneten kapitalizm gibi bu istatistiklere hiç bir tepki göstermedi ve kasıtlı olarak görmezden geldi. Batı medyası kadınları istedikleri zaman alınıp satılabilecek bir meta olarak görüyor.

Nornews haber ajansı
Dwc haber ajansı

Konuya Bir Cevap Yazın

Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)