Zeki Kayahan Coşkun Şiirleri

Bu konu color tarafından 12 sene önce açıldı, 647 kere okundu ve 4 Cevap verildi.
color
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 29
Yanıt Sayısı: 1257
12 sene önce

~ Düş Oldum ~Bir ben yalnızım sağa sola dönüşlerin adınındans olduğu bu şenlikte.Müzik kulağımı tırmalıyor,Işık çok az,Kadeh yere düştü kırıldı şimdi.Özlüyorum desem ne değişir?Dans, müzik, ışıkHiç…Hiç biriOlsunÖzlüyorum,Başım dönüyor,Biraz da üşüdüm.Ben, ben senden sonraDüş oldum…

color
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 29
Yanıt Sayısı: 1257
12 sene önce
~ Bu Benim En Sevda Halim ~ Öyle bir yerdeyim ki... Neye hasret kaldığımı unutuyorum bazen... Neye canım sıkılmıştı? .. Neye kızmıştım? .. Uyuyor muydum? .. Uyanmış mıydım? .. Bu pantolonu dün de giymemiş miydim? .. Bilmem... Belki... Garip bir duyguya tutsak olmuş durumdayım... Bu benim en sevda halim... Bu benim sensiz halim... Bu benim adam halim... Olur böyle... Olur... Defalarca “kalem”demek gibi... Ya da başka bir kelimeyi ardı ardına sıralamak gibi... Anlamını yitirir ya bir süre sonra... Ağzında gevelediğinin ne olduğunu unutur, şuursuz hissedersin ya kendini... Kalem... Kalem... Kalem... Kalem... Kalem... *** Gülerken yakaladığımda kendimi... Kaçıyorum hemen... Ayıp sayıyorum... İhanet belliyorum... Susuyorum... Artık türküleri hissetmiyorum... Söylemiyorum... Cılız bir ıslık sadece ki, onu ben bile duymuyorum... Kimsenin de duyması gerekmiyor zahir... Biri beni anlasın istemiyorum... Biri halimi hissetse tedirgin oluyorum... Hep kaçıyorum... Öfkeleniyorum... Aptallaşıyorum... Susuyorum... Öfkemle, aptallığımla, susarak kaçıyorum... Bir şey anlatmıyorum... Hiç kimse, kimsenin acısıyla ilgilenmiyor aslında... İlgilenirmiş gibi yapıyor, bunu anladım... Karşıdakinin anlatacakları bir an evvel bitsin de sıra gelsin diye “hee hee” diyor, sıkça başını sallıyor... Dinlemiyoruz, duyuyoruz... Otobüs sesi, yağmur sesi, çamaşır makinesi sesi gibi... Kulağımızı dolduruyoruz... Hissetmiyoruz... Bitiyor... Biz anlatıyoruz, sahtekarlık devam ediyor... “He hee” diyen, başını sallayan yer değiştiriyor... Kime ne anlatmalı? .. Susmalı... Acıyı örtmeli... Kimsenin üstüne salmıyorum acımı... Kim benden daha çok acır ki? .. Sana anlatamadıktan sonra... Sana diyemedikten sonra sevdamı... Neye yarar? .. Neye yarar şuna, buna anlatmak? .. Heeee? .. *** Bitecek diyorum bitecek... Bu sessiz çığlıklar dinecek.. Örtülü perdeler açılacak bir bir... Hepsi bitecek... Sokaklara çıkacağım yine... Uzaklara gideceğim biraz... Ama terk etmeyeceğim bu kenti... “Köprüden önce son çıkış” tabelasına yine gülümseyerek bakacağım... Sana gidiyor diye... Sana gelemiyorum diye... Kır kahvelerinde oturup tavla oynayacağım... Çayımı yarım bırakmayacağım... Mavi çocukları göreceğim... “Bir kadınlık” sağ yanımı doldurmayacağım hissizlikle... Dostlarıma koşacağım... Randevularıma yine geç kalacağım... Bugün yaşıyorum... Yarın da yaşarsam daha güzel olacak... Kendime kızmayacağım artık... Vazgeçtim... Sen gül diye ben soytarılık yapmayacağım... İçinden “git” dediğini duymazlıktan gelmeyeceğim... Bana aldığın kitaplara her dokunduğumda donmayacağım... Ki bu kış o kitapları yakacağım... Yasak olduğundan değil, beni üşüttüğünden... Hiçbir kitabımı yakmadım ben, yasak da olsa... Kitaplar yasaklanır, ama fikirler asla... Ben seni yasaklayacağım kendime, sen bilmeyeceksin... Susacaksın yine... Eminim hiç aklına düşmeyeceğim bir an bile... Olsun... Yıllar geçecek... Ben senden geçeceğim... Bu ateş geçecek... Ben nerde olacağım o zaman? .. Sen hangi güzel dünya ülkesinde yaşayacaksın kim bilir... Biliyorum, durmayacaksın burada... Gideceksin... Git tabii... Git... Ütopya ol benim için... Git... *** Yorgunum... Bitiğim... Şimdi uyumalıyım... Garip bir duyguya tutsak olmuş durumdayım... Bu benim en sevda halim... Bu benim sensiz halim... Bu benim adam halim... Olur böyle... Olur... Defalarca “kalem” demek gibi... Ya da başka bir kelimeyi ardı ardına sıralamak gibi... Anlamını yitirir ya bir süre sonra... Ağzında gevelediğinin ne olduğunu unutur, şuursuz hissedersin ya kendini... Kalem... Kalem... Kalem... Kalem... Kalem... Bu benim en sevda halim... Bu benim sensiz halim... Bu benim adam halim... Bu benim uykudan önceki halim... Uyudum... Uyanacağım... Şiiişşşştttttttttttt...
color
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 29
Yanıt Sayısı: 1257
12 sene önce
~ Islık Çaldım Duyan Olmadı ~ Bir tane kutu kola açma halkası vardı elimde... Neredeyse 4-5 saattir onla oynuyordum... Ağzıma atıp çiğnedim de biraz... Neden takıldım ona bilemiyorum... Epey haşır neşir olduk... Bir ara dudağımın sağ tarafındaki kavuştuğu yeri keser gibi oldu çiğnerken, hafif kanadığına göre 'gibi' edatına hacet yok, kesti... Aynaya koştum... Baktım biraz... İnce ince süzülen kana baktım... Sonra gözlerime... Epey baktım ama... Gözlerim de kıpkırmızı olmuş... Aynaya iyice yaklaştım... Oyalandıkça yabancılaştım kendime... Gülümsedim... Kaşlarımı çattım... Garip şekillere soktum suratımı... Islık çaldım sonra... Önce bildiğim türkülerdi ağzımdan çıkan... Sonra ne çaldığımı ben bile bilemedim... Islık çaldım... Uzun uzun... Islık çalarken beğenmedim kendimi... Ama çaldım... Uzun uzun... Ayrılığa... Özleme... Haklı oluşuna... Biçareliğe... Hasrete... Düzene... Düzensizliğe... Saçlarına... Şaşkınlığıma... Salaklığıma... Bir türlü toparlanamayışıma... Islık çaldım... Uzun uzun... Sende kalan mavi saplı diş fırçama... Mutfakta dolaşan öldüremediğin karıncalara... 'Shiny' derken en sevimli halini alışına... Doğru yaptığını fark edince gözlerinin içinin parlayışına... Genelde hep doğru yapışına... Yanlışlarıma... Dürüst davranmayışıma... Buralara ait olmayışına... Üşümene... Giymediğin kahverengi pantolonuna... Bavullarının hep toplu duruşuna... Bob Marley'e... Nazan Öncel'e... Evinin ortasında birbirine karışmış üçlü pirizlere... Onların hala birbirine karışmış şekilde durduğuna emin oluşuma... Sarhoşluğuna... Beni kovuşuna... Kirlenmiş kanepene... Geceye... Sırtına... Dizlerine... Islık çaldım... Uzun uzun... Sana... Bana... Sen duymadın... Ben duymadım... Hiç kimse duymadı... Hissizliğe çaldım... Lanet olsun'a çaldım... Seni seviyorum diyemeyişine... Çaldım yine de... Öylesine... Uzun uzun... Sonra ağzıma attım tekrar kutu kolanın açma halkasını... Aynanın önünden ayrıldım... Sen görmedin... Ben görmedim... Hiç kimse görmedi... Ne güzel... Ne? ? ?
color
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 29
Yanıt Sayısı: 1257
12 sene önce
Yakında kendi şiirlerimi de ekleyeceğim arkadaşlar.Ama önce notere gitmem gerek :biggrin[1]:
color
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 29
Yanıt Sayısı: 1257
12 sene önce
~ Biraz Keman... Biraz Piyano ~ İçimde bir ezgi var... Kaç ay oldu dinliyorum... Kimse duymuyor... Ben sadece içimden söyleyebiliyorum... Bilinsin istemiyorum... Bir Ekim akşamının aldatan sıcaklığını hatırlatıyor bana... Karanlığı... Kayıkların kenarındaki mutlu ayyaşları... Daracık bir sokağı... Bir yanımın hep 'sahte' olduğunu... Yokuşu... Çözümsüzlüğü... Çözümsüzlüğe rağmen vazgeçememeyi... Kati bir ayrılığı kabullenemeyişi... İstiklal Caddesi'nde gece 23.00'de girilen bir lokantanın berbat pilavını paylaşmayı... Uyurken damla damla terleyen tenini seyretmeyi... Belli belirsiz dokunabilme sevincini... Daha ne saysam? .. Ne desem? .. Söylenecek her şeyi söyledim sanki... Yazacak hiç bir O'nlu cümlem kalmadı... Bitti diyorum bitti... Düşünme... Hadiiii... Yok... Olmuyor... Geçme diyorum evinin önünden... Ne değişecek? .. Apartmanının dış kapısına bakıp gözlerim dolacak kadar mı zayıfladım ben? .. Hayır... O ezgi... Dağıtıyor beni... Bakarken, duyarken, içerken, susarken... Hep o ezgi... Biraz keman... Biraz piyano... Hafif çığlıklar... İsyan... Nasıl desem? .. Diyemem ki... Diyebilsem... Offfffff! ! ! -Zeki Kayahan Coşkun-
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23581 Kayıtlı Üye
  • 16569 Konu
  • 143813 Cevap
  • Son Üye utaletryae
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)