Mü’mindeki hasletler*

Bu konu PARADOKS tarafından 12 sene önce açıldı, 492 kere okundu ve 1 Cevap verildi.
PARADOKS
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 142
Yanıt Sayısı: 973
12 sene önce

***************MÜ’MİNDEKİ HASLETLER***************** Mü’minin belirtisi dörttür:Sözü zikir,susması fikir,nazarı ibret,ameli hayırdır. Ebu Bekir Verrak (k.s.) Yüce Rabbimizin biz kullarına bahşettiği akıl servetiyle hareket ederken, kimimiz bu değeri yanlış yollarda kullanıp eksilmesine sebebiyet verir,kimimiz de erdemli hasletleri de ekleyişimizle daha da önem kazanır ve bu durum da,toplum içinde itibar görmemize vesile olur…. Madem toplum bizim aynamız konumunda, o halde toplumun karşısına şahsiyeti yüce değerlerle çıkmalıyız ki, aldığımız karşılık ta bizi incitmesin değil mi ama? Dudağımızdan dökülen sözcüklerden ,sergilediğimiz tüm hal ve hareketlere varıncaya kadar tüm davranışlarımızın öncelikle Rabbimiz’in rızası dahilinde,sonra da mü’min bir toplumun mutmain olmasına olanak sağlayacak ölçüde olmasını hedeflememiz en doğru strateji olacaktır… Bir gün bir adam Hasan Basri hazretlerine (rh.a.)gelerek, Falan kimse senin gıybetini yapıyor,hoşuna gitmeyecek sözleri arkandan konuşuyor ,dedi. Hasan Basri hazretleri,sözü edilen o adama bir tabak yaş hurma gönderdi ve şöyle dedi: “Duyduğuma göre iyiliklerini,sevaplarını bana hediye etmişsin.Ben de onlara karşılık bu hurmaları hediye etmek istedim.Hediyenin tam karşılığını vermeye güç yetiremiyorum,bunun için beni mazur gör.” Oysaki müslüman kardeşinin gıybetini yapınca onun etini yemiş günahı var,fakat hakkına girilen bu mübarek zat,öyle güzel bir ders veriyor ki asil ve zarif kişiliğinin göstergesi olarak ibret çıkarmaya değer..Bu durumdan da anlaşıldığı üzere;gıybet yapan kişi o vakte kadar kazandığı tüm sevapları gıybet yapana teslim etmiş oluyor ,onun hakkına girerek,çünkü onun aleyhinde,onu zor durumda bırakacak,üzecek bir tavır sergilemiş oluyor böylelikle……… İnsanlık tarihi boyunca ortaya konmuş bütün anlamlı birikimin kaynağında düşünme,sorgulama ve tefekkür vardır. “Allah kime hayır dilerse onu dinde derin ve ince bir anlayış sahibi kılar.”şeklinde buyuran Allah Resulü(s.a.v.)’nün ilahi vahye mazhar olduğunda Hira mağarasında tefekkür halinde olması ne kadar da anlamlıdır.Mü’min kimse tabiatı itibarıyla; basiretli ve feraset ehli hali ile donanmış olarak,dudağından Allah(c.c.)kelamı eksilmeyen,sustuğunda dahi asil duruşuyla Hakk merkezli tefekkürü taşıyan görüntüsü,olaylara bakış açısıyla, çıkartılacak derslerin temelini oluşturan ve her davranışıyla salih çizgide duran erdem sahibi, şahsiyeti yüce varlıklardır… Kimi insanlar tembel öğrenci misali kendisi Rabbinin rızasını hak edecek hallere bürünecek yere,Cenab-ı Hakk katında sevilmeye hak kazanmış ve irtihale ermiş,ahiret yolcusu olan veli kulların türbesi başında dünyevi hırslarına yenik düşerek bu mübarek mekanları hırslarını konu alan talepleriyle meşgul etmektedir.. Oysa o mübarek zatların asil yaşantılarını örnek alarak, hatta herşeyin geçici olduğunu da kanıksamış olarak yüce Rabbimiz’in hoşnutluğunu kazanmaya aday olsa daha iyi değil mi ya…. Naklederler ki;Ebu Hasan Buşenci(k.s.)’nin vefatından sonra dervişin biri mezarının başına geldi.Dua ederek Hak Teala’dan dünyalık bir şeyler istedi.Gece olunca rüyada Ebu Hasan Buşenci(k.s.)’yi gördü.Diyordu ki: – Ey derviş! Mezarımızın başına gelince burada dünyayı isteme! Şayet dünyayı isteyeceksen,dünya beyi olanların mezarlarının başına git.Buraya gelince himmetini yüce tutarak iki cihandan alakayı kes,sadece Cenab-ı Hakk’kın rızasını iste. İşte bu durumdan da anladığımız üzere Hakk dostları’nın vereceği nasihat te,aşılayacakları ibret de Rabbimiz’in rıza dairesine girebilmeyi kazanma odaklı…. Zaten bu alemden giderken amellerimizden başkası bizimle gelmeyecek ki,daha hangi variyetin peşinde hırs yapıp ta,Rabbimiz’in buğzuna hedef olalım değil mi ama? Elimizdeki zenginlikler ancak şu şekilde ahirette bize yoldaş olur,o da bu cihanda yaşarken elde ettiğimiz variyeti ihtiyaç sahibi din kardeşlerimizle paylaşarak… Sadece kendimizi ve sevdiklerimizi kayırarak topladığımız dünya malları, ahirette, önceden zekatını vermediğimiz için canımızı yakma sebebi olacaktır…Öyleyse musibetleri kovmaya da yarayan sadakalarımızı sık sık çıkartmakta yarar vardır…Çünkü onlar mahşerde cehennem ateşine kalkan görevi de görecektir aynı zamanda. Biz kulları kabrimizde ve ahiret gününde terk etmeyecek tek şey amellerimizdir,öyleyse neden bizi mahcup edecek amelleri defterimize kaydettirelim değil mi ama….. Hz.Ömer (r.a.)akşam olduğu vakit kamçısıyla ayaklarına vurur ve kendine yönelerek, – Bugün ne amel işledin,derdi. İşte Allah(c.c.) dostları her vakit amellerinin muhasebesini doğru tartarak ahirete hazırlıkta itina göstermişlerdir. Çünkü bilirlerdi ki kendilerine emanet edilmiş tüm uzuvları mahşerde dile gelip hangi alanda kullanıldıklarını ortaya sereceklerdi.Hal böyleyken aklımız dahil emanetimiz olan tüm organlarımızı haramlardan koruyarak Rabbimiz’in hoşnutluğunu hak edecek ölçüde kullanmakta yarar vardır… Bir tebessüm dahi en küçük bir sadaka sayılırken, toplum içinde tevazu ve saygın hasletleri üzerimizde barındırmalıyız ki,yansıması yüzümüzü güldürsün değil mi ama….. Sevgi ve saygılarımla………..

zeinarda
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 13 sene önce
Konu Sayısı: 822
Yanıt Sayısı: 18529
12 sene önce
Çok güzel bir paylaşım ama uzun yazılarda biraz da görsellik olsa parağraflar, konuşma cümleleri daha bir özenli vurgulansa daha zevkle okunur duruma gelecek....
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
  • 23579 Kayıtlı Üye
  • 16568 Konu
  • 143813 Cevap
  • Son Üye Charleshug
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)