Sehi ibn Abdillâh da şöyle demiş:“Kendinizi tevâzua alıştırın, dâvadan (iddialardan) kurtulursunuz. Allah’a mütevâzi olan insan, O’nun yaratıklarına kibretmez.Yüce Allah, Elçisi’ne:“Mü’minlere (tevazu) kanadını indir!” buyurmuştur.’Ebû’l-Hasan el-Boşencî:“Nefsini küçülteni Allah yükseltir, onu kibr ile yükselteni Allah, insanların gözünde düşürür” demiştir.Abdullah İbn Mübarek de şöyle demiş:“Tevâzuun başı, dünyâ nîmetleri bakımından senden aşağı olan kimselerin yanında nefsini küçültmendir, tâ ki böylece o kimseye, dünyâ varlığı ile senin ona bir üstünlük sahibi olmadığını öğretmiş olasın. Dünyâ nimetlerinde senden yüksek olanların yanında nefsini yükseltmen de tevazu gereğidir. Tâ ki böylece o kimseye, dünyâ varlığı ile sana karşı bir üstünlük sahibi olmadığını öğretmiş olasın”İbni Simâk, Hârûn Reşîd’in huzuruna girmiş ve:– Ey mü’minlerin emîri, bu saltanat içinde tevâzuun, saltanatından daha şereflidir, demiş.Harun Reşîd:– Ne güzel söyledin, demiş. İbn Simâk devam etmiş:– Ey mü’minlerin emîri, Allah bir kişiye vücut güzelliği, soyluluk ve mal bolluğu verir de o kişi güzelliğinde namusunu korur, malıyla yardım eder, soyuyla da böbürlenmez, mütevâzı olursa Allah onu, kendi defterine, en hâlis velîlerinden yazar.Hasan-ı Basrî’ye göre de;“Tevazu; evinden çıktığında karşılaştığın her Müslümanı, senden üstün saymandır.”Ebû Yezîd de şöyle demiş:“Kişi, halk arasında kendisinden daha kötü birinin var olduğunu sandığı sürece kibirlidir.’ Kendisine:“Peki insan ne zaman mütevâzı olur?” diye sorulmuş. Şöyle cevap vermiş:“Nefsine hiçbir makam, hal (değer) vermediği zaman. Her insanın tevazuu, Rabbini ve nefsini bilmesi ölçüsündedir.” Yani Rabbinin sonsuz ululuğunu, nefsinin de küçüklüğünü bilen kişi, bu bilgisi ölçüsünde mütevâzı olur.Şöyle denilmiş:“Tevazu bütün insanlarda güzeldir ama özellikle zenginlerde daha güzeldir.Kibir de bütün insanlarda çirkindir ama özellikle fakirlerde daha çirkindir.”Cüneyd:“Tevazu, kanadı indirmek, yumuşak davranmaktır” demiş.İbn Atâ:“Tevazu’, kimden çıkarsa çıksın, hakkı kabul etmektir. İzzet tevâzu’dadır. Onu kibirde arayan, ateşte su arayana benzer.”İbrâhîm ibn Şeybân da:“Şeref tevâzu’da, izzet takvada, hürriyet kanâattedir” demiş.Urve ibn ez-Zübeyr (r.a.) diyor ki:“Ömer ibn el-Hattâb’ı, omuzunda bir kırba su ile gördüm.– Ey mü’minlerin emîri, bu sana yakışmaz, dedim.– Cemâat temsilcileri boyun eğerek huzuruma gelince içime bir böbürlenme duygusu düştü de onu kırmak istedim, dedi ve kırbayı, ensârlı bir kadının evine götürüp onun kabına boşalttı.Ebû Hüreyre emir olmuştu. Sırtında odun demeti taşır:“Emîre yol açın” derdi.Bir kez Zeyd ibn Sabit hayvana binerken İbn Abbâs ona yaklaşıp üzengisini tutmak istedi. Zeyd:– Ey Allah Elçisi’nin amcası oğlu, yavaş ol (ne yapıyorsun)? dedi. Abdullah:– Bize, büyüklerimize böyle yapmamız emredildi, dedi, Zeyd:– Elini ver, dedi.Abdullah’ın, yeninden çıkardığı eli öpen Zeyd:– Bize de Allah’ın Elçisi’nin ev halkına böyle yapmamız emredildi, dedi.Hasan-ı Basrî, bazı çocukların yanından geçiyordu. Çocuklar, yanlarında bulunan ekmek parçasıyla Hasan-ı Basrî’yi ağırlamak istediler. Hasan indi, onlarla beraber kuru ekmeği yedi. Sonra onları evine götürüp yemek yedirdi, elbise giydirdi ve şöyle dedi:– El onların elidir (üstünlük onlardadır). Onlar, yanlarında başka şey bulamadılar, buldukları ekmeği bana ikram ettiler. Biz ondan daha fazlasını buluyoruz (bizim de yanımızda bulunanı ikram etmemiz gerekir).Ahmet Fevzi YÜKSEL– FADO (FATİMA) Yazısından:Hrıstiyanlık aleminde devamlılığı sağlayan, koruyan bu kurumun adı Kilisedir.Şahsen, yaşadığı süre içinde dahi mütevazı bir yaşamı kabul eden Hz.Meryem’in bu mucizeleri gerçekleştirdiğine inanamıyorum. Kilisenin önce bu mucizevi hadiseleri reddetmesi, belirli bir süre sonra manevra yaparak kabullenişi yukarıda anlatılan nedenlere dayanmaktadır.Ahmet Fevzi YÜKSEL– SAINT PETER (Havari) Yazısından:İsa, Peter’in ayaklarını yıkar.Son akşam yemeğinden hemen önce, İsa müritlerinin ayaklarını yıkamaya başladı. Peter, İsa’nın alçak gönüllülük gösterip böyle hizmet etmesini istemedi.Bunun üzerine İsa, “Eğer seni yıkamazsam, seninle yapacak daha başka bir şeyim olmayacak.”diye karşılık verdi..Bunu duyan Peter:‘Üstad, sadece ayaklarımı yıkama, ellerimi ve başımı da yıka…” dedi.H.Canik
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.