Muhterem olabilmek…

Bu konu PARADOKS tarafından 12 sene önce açıldı, 436 kere okundu ve Henüz Cevap Yok.
PARADOKS
Üyelik Zamanı: 12 sene önce
Konu Sayısı: 142
Yanıt Sayısı: 973
12 sene önce

“Hatırlar mısın? Doğduğun zaman,sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki,mevtin sana hande olsun.Halka matem… Mehmet Akif Ersoy Dünyaya gelişimizden itibaren kader denen çizgide yol almaya başlarız,çevremizdekiler mutlu olur gelişimize ve varlığımızdan huzur duyarlar ilerleyen vakitlerimizde de hata yapmadığımız sürece. Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz(s.a.v.), bütün insanları Allah(c.c.)’ın birliğine inanmaya çağırdı.O kendisine verilen bu şerefli görevi yerine getirirken engin bir hoşgörüyle hareket etti.Kendisinin başta ailevi hayatında,çocuklarla,hizmetlileriyle ve diğer insanlarla ilişkilerinde daima bir hoşgörü hakimdi.İnsanların eski inançlarını başlarına kakmadığı gibi,sonradan işledikleri kusurlarını da asla yüzlerine vurmazdı.Şiddete de bütünüyle karşıydı ve tüm insanlığın bu tarz yaşantı sergilemesine asla razı gelmezdi… Peygamber(s.a.v.)Efendimiz’in kalbi daha küçücük yaşta yarılarak ümmetine en güzel önder olmasının temeli atılarak en güzel hasletler ve en mükemmel erdemler aşılanmıştı.. Bu durum için Kur’an-ı Kerim’de şöyle bir ifade içeren ayet-i kerime vardır:”Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın.Eğer kaba,katı yürekli olsaydın,onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi.”(Al-i İmran,3/159) Demekki toplum içinde ve yakınlarımıza karşı olumlu,hoşgörülü ,saygı ve sevgi çerçevesinde, asil davranışlar sergilememiz de ileriye yönelik bir yatırımdır.. Öyle ya nefretle anılmak yerine yaşarken itibar görmemiz ve ahirete intikal ettikten sonra da arkamızdan dua edecek kimselerin bulunmasına zemin hazırlamak, sergileyeceğimiz davranışlarla alakalıdır….O halde mümkün mertebe karşımızdaki insanları olduğu gibi kabul etmek, yanlışlarını gördüğümüz zaman tatlı dille ve incitmeden doğruya sevk ederek acı çekmesine sebep olacak yanlışlardan kurtarmalıyız…. Rabbimiz’in veli kulları yaradan aşkıyla öyle yanıyorlar ve tefekkürle içiçe yaşantılarında vuslata ermek, Rabbimiz’e imanla kavuşmak için öyle hasret çekiyorlardı ki,işte buna örneklerden biri: Ebu Ali Dekkak hazretlerinin vefatından sonra bir kimse onu rüyasında ağlar vaziyette görüp sorar: – Ne oldu üstat? Yoksa dünyaya dönmek mi istiyorsun? O şöyle cevap verir: – Evet,geri dönmek istiyorum.Ama orada gezip tozmak için değil.Şunun için istiyorum:İyice giyinip kuşandıktan sonra asam elimde kapı kapı dolaşayım.Asamla kapıları vurup diyeyim ki:”Etmeyin,eylemeyin,kimden mahrum kalmakta olduğunuzu bilmiyorsunuz.” Bu durumdan da anladığımız üzere bu alemde herşey sahte ve üzerine düşüldükçe can yakmaya müsait. Öyleyse yaşamımız boyunca bize sunulan nimetlerin herbirinin imtihan amaçlı olduğunu ihtiyacımız kadarını kullanarak,daha fazlası için hırs yapmayıp tamah zehirini hayatımıza katmamamız gerekir.Yani kanaat ehli olup,ömür denen geçitte doğru adımlarla ilerleyip,Rabbimiz’in gazabını üzerimize çekmeyecek biçimde davranmamız gerekir… Mü’min kimse ibadetlerini yerinde ve zamanında uyguladığı gibi haram kılınan herşeyden de sakınmasını bilir… Örneğin zinanın her çeşidinden sakınır,alkollü içeceklerden,kumardan ve falcı peşinde koşmaktan uzak durur… Çünkü bütün bunlar haram kılınmıştır… Müslüman kimse Allah(c.c.)’ın “Ey inananlar!İçki,kumar,putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir.Bunlardan kaçının ki saadete eresiniz.”(Maide ,5/90) ayet-i kerimesine kulak vererek asıl kurtuluşu yakalayacaktır. Bize sunulmuş nimetleri hırs yapıp daha fazlasını istemek,ya da eşimize ve evlatlarımıza , bulunmuş olduğumuz mevkiye gereğinden fazla değer vererek putlaştırmak ta günah olarak kişiye dönmekte ve şirk günahı olarak sayılmaktadır. Çünkü tüm bu nimetlerin gerçek sahibi yüce Rabbimiz’dir ,bize ancak kendisine olan aşkımızın miktarını ölçmek için sınav maksatlı sunmuştur onları…. Öyle bir yaşam sürelim ki hem Rabbimiz bizden razı olsun,hem de yaşarken toplum içinde itibar gördüğümüz gibi,sevildiğimizden ötürü arkamızdan yokluğumuz hissedilsin de üzülenimiz bulunsun değil mi ama…..Öyle evlatlar yetiştirelim ki,ya da topluma öyle şahsiyetli insanlar kazandıralım ki ,hem onlar bizden razılık getirsin,hem de onların birlikte yaşadığı toplum…. Sevgi ve saygılarımla………..

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 23583 Kayıtlı Üye
  • 16571 Konu
  • 143818 Cevap
  • Son Üye Teyni
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)