Kissadan hisseler ve misaller

Bu konu caucasian tarafından 8 sene önce açıldı, 1652 kere okundu ve 14 Cevap verildi.
caucasian
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 9
Yanıt Sayısı: 129
8 sene önce

Bu sabah ise gelirken sohbet dinliyordum ve aklimdan bu konu gecti. Acaba suanda yasadigimiz dunya`da gozlerimizle gordugumuz seylerden ne kadar ders cikartabiliyoruz. Ayetleri veya hadisleri ne kadar anlliyabiliyoruz. Islamin inceliklerini ne kadar gorebiliyoruz. Insallah buradan Allah dostlarinin ve Resulu efendimizin bildirdikleri kissalari paylasalim. Hatta gunumuzden teknolojilerden ornekler verelim. Bilim calismalarinin Islami yonden irdeliyelim. Elimden geldigince ve okuduca burada sizlerle paylasmak istiyorum. Insallah bir farkindalik yaratabiliriz ve Bismillah diyerek basliyorum.Zikir ve tesbih anlamlari bambaskadir. Tesbih araliksiz devamli suurlu veya suursuz aslinin yaratilisini daimi suretle hatirlamaktir. Dunyada gorunenden gorunmeyen atomlara kadar hersey hareket halinde ve tesbihattadir. Zikir ise bu tesbihata istiraktir. “Bir ampul saniyede 60 defa yanip soner ama biz onu devamli yaniyor olarak goruruz”

caucasian
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 9
Yanıt Sayısı: 129
8 sene önce
Su hakkinda soyleyecek cok sey var ve hurmet edilmesi gerekir. Bu hurmeti gormek icin hayvanlara bakip onlardan ders almak lazim. "Butun hayvanlar su icerken ya bir yone sabit bakarlar yada gozlerini yumarlar."
caucasian
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 9
Yanıt Sayısı: 129
8 sene önce
70.000 kelime-i tevhid hakkinda Allah dostlarinin bircok sozleri tembihleri mevcuttur. Buarada sadece Arabin`in vaziyetlerinde bulunan bir kissa`yi yazacagim. Şeyh Ebu Rebi der ki : “Bir sofrada yemek yiyecektik. Benim de okunmuş yetmiş bin tehlil’im (La İlahe İllallah) vardı. Hiç bir yere de bağışlamamıştım. Bizim soframızda genç, salih bir delikanlı da vardı. Keşfi açıktı. Elini yemeğe sundu ve ağlamağa başladı. Ne oldu dediler. Dedi ki : “İşte cehennem, anamı da cehennemde görüyorum.” Yemedi ve mütemadiyen ağlıyordu.” Şeyh Ebu Rebi der ki: “İçimden şöyle niyaz ettim. “ALLAH’ım, biliyorsun ki benim okunmuş yetmiş bin tehlilim var. Bunu bu çocuğun annesinin Cehennemden kurtarılması için ruhuna bağışladım.” Bunları hep gizli ve kalbimle söyledim. Çocuk birden ağlamayı bıraktı. Gülerek “El Hamdülillah anamı cehennemden çıkardılar” dedi ve bizimle yemek yemeye başladı.” Ebu Rebi der ki : “Bu vakıa bana iki şeyi billdirdi. Biri, bu yetmiş bin Tehlil’e dair rivâyet edilen Hadis-i Şerifin sahih olduğu, diğeri de o gencin keşfinin sahih olduğudur.” Muhiddin-i Arabî vasiyetler - 46 Evvel tevhîd ile mürşid ilminden Kurtulasın emmârenin elinden Hemen durma tevhîd getir dilinden Erişir canına feyz-i Hûda'nın Muhyiddîn-i Arabî Hazretleri Resûli Ekrem (s.a.) bir hadisinde "Her kim 70.000 defa kelime-i tevhidi söylerse o kimse bağışlanır. Kim için söylenirse o da bağışlanır”buyurmuştur. (Mübârekfûrî, Mukaddime, s. 308; Haldun el-Ahdeb, Esbâbu ihtilâfi’l-muhaddisîn, s.614.)
ezgilim
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 85
Yanıt Sayısı: 2206
8 sene önce
eline sağlık caucasian güzel bir konuya değinmişsin.. ben şu mucizeyi söylemek isterim, bal petek ve balarısıyla ilgili..Kur'an da sadece Nahl suresi, 68 ve 69 da arıdan ve baldan söz ediliyor.. Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır... (Nahl Suresi, 68-69) Arılar yaratılışları gereği sadece kendilerine değil insanlara da bal yapmaktadırlar. Yani arılar da yeryüzündeki birçok canlı gibi insanların hizmetine sunulmuşlardır. Tıpkı her gün kendisine pek faydası olmamasına rağmen en az bir yumurta veren tavuk veya yavrusunun ihtiyacının çok üstünde süt üreten inek gibi... Balarıları küçük balmumu parçalarına şekil vererek, 30.000 arının yaşayabileceği ve birlikte çalışabileceği bir kovan inşa ederler. Balarıları, petek hücrelerini milyonlarca yıldır (100 milyon yıl öncesine ait arı fosili bulunmuştur) altıgen şeklinde inşa ederler. Acaba neden sekizgen, veya beşgen gibi geometrik şekiller değil de özellikle altıgen seçilmiştir? Bu sorunun cevabını matematikçiler veriyor: "Birim alanın maksimum kullanımı için en uygun geometrik şekil altıgendir." Petekler altıgen yerine başka bir biçimde inşa edilseydi kullanılmayan bölgeler ortaya çıkacak, böylece daha az bal depolanabilecek ve kovandan daha az sayıda arı yararlanabilecekti. Altıgen hücre, en çok miktarda bal depolarken, inşası için en az balmumu gerektiren şekildir. Karmaşık geometri işlemleri ile ortaya çıkan bu sonuç, elbette arılar tarafından hesaplanmış değildir. Bu küçük hayvanlar, altıgeni, yaratılışlarının bir gereği olarak, yalnızca kendilerine öğretildiği, bir başka deyişle "vahyedildiği" için kullanmaktadırlar. Bal arılarının petek inşası sırasında dikkat ettikleri bir başka özellik, hücrelerin eğimidir. Hücreler her iki yana doğru 13'er derece yükseltilerek yere tam paralel olmaları engellenir. Böylece bal, ağız kısmından akıp gitmez. Peygamber efendimizin (s.a.v) 1400 yıl önce bize bildirdiği sağlıkla ilgili altın değerindeki tavsiyelerinden biri şudur: Bir adam, Allah'ın Elçisi (s.a.v.)'e gelip "kardeşimin karnı ağrıyor" dedi. Allah'ın Elçisi (s.a.v.): "Kendisine bal şerbeti içir" buyurdu. Ona bal şerbeti içirdikten sonra tekrar geldi ve dedi ki: "Ey Allah'ın Elçisi! Bal şerbeti içirdim, fakat karın ağrısı arttı." Bunun üzerine Allah'ın Elçisi(s.a.v.): "Tekrar bal şerbeti içir" buyurdu. Adam içirdi. Sonra tekrar gelerek: "Balı içirdim, fakat ağrı geçmedi, arttı " dedi. Bunun üzerine, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Allah'ın sözü doğrudur, kardeşinin karnı yalan söylemiştir. Bal şerbeti içir" dedi. O kimse de, tekrar bal şerbeti içirdi ve kardeşi iyileşti. (Buhari, Tıb, C.12. H.no:7) Bal, Kuran ayetinde vurgulandığı gibi, "insanlara şifa" olma özelliği taşımaktadır. 20-26 Eylül 1993'te Çin'de yapılan Dünya Arıcılık Kongresi'nde bilim adamlarının bal hakkındaki yorumları da bunu doğrulamaktadır: "Kongre'de, arı ürünleri ile tedavi konusu ağırlık kazandı. Özellikle ABD'li bilimadamları bal, arı sütü, polen ve arı reçinasının (propolis) birçok hastalığı tedavi ettiğini bildirdiler. Romanyalı bir doktor balı katarakt hastaları üzerinde denediğini ve 2094 hastadan 2002'sinin (% 95) bal sayesinde tam olarak iyileştiğini açıkladı. Polonyalı doktorlar ise arı reçinasının hemoroid, deri hastalıkları, kadın hastalıkları gibi birçok hastalığa iyi geldiğini tespit ettiklerini bildirdiler." -alıntı-
caucasian
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 9
Yanıt Sayısı: 129
8 sene önce
Ezgilim arilar hakkinda bir bilgi daha ekliyeyim iznin olursa. Arilar bulduklari besinlerin yerini belirtmek icin gunesi kullanirlar. isin ilginc yani ise gunesin sabit olmadigi halde yerini tam olarak eksiksiz bildirirler ve yollarini sasirmadan hem besini bulurlar hemde kovanlarina geri donerler.
ronay
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 2
Yanıt Sayısı: 231
8 sene önce
Ellerine sağlık sevgili caucasian, balla ilgili bilgiler için teşekkürler sevgili ezgilim,eşzamanlılıkmı yada işaretmi bilmiyorum ama bugün hasta olan oğlum için bal şerbeti yapıp içirdim,bu konuda ResulAllahın bal şerbetiyle ilgili hadisi paylaşman beni hem sevindirdi umutlandırdı hemde şaşırdım,oğlumunda karın bölgesinde rahatsızlığı var, iyileşeceğine inanıyorum.Allahıma şükürler olsunki sizin gibi tertemiz insanlarla ve bu güzel siteyle karşılaştım.
ronay
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 2
Yanıt Sayısı: 231
8 sene önce
Yunu Emre'den kıssadan hisse.. Yunus Emre; Tapduk Emre'nin ocağında uzun yıllar hizmet etmesine rağmen erenlerin gönül deryasından bir katre sunmuyor; Sen hâlâ dünya kokuyorsun diye savuşturuluyordu. Derken, Herhalde benim nasibim başka kapıda diyerek Tapduk'a dahi haber vermeden yola koyulur, dergahı terkeder Yunus... Bir akşam vakti yedi kişilik bir köylüye rastlar. Yol arkadaşları ermiş kılıklı, yaşlıca insanlardı. Güven veren halleri vardı. Birlikte sürdürülen bu yolculuk sırasında bir an geldi ki hiçbirinin çıkınında (azık çantası) birşey kalmadı. Biryerde mola verdiler, açlık canlarına tak etmişti. Bu yedi arkadaştan biri ellerini kaldırıp Allah'a niyazda bulundu. Bu dua ve yakarmanın akabinde önlerinde türlü yiyeceklerle donanmış bir sofra peydah oldu. Yediler içtiler Rablerine şükrettiler. Bundan sonra bu yedi yolcudan herbiri yolda acıktıkça dua etti ve yemekleri ilahi bir lütuf olarak ikram edildi. Sonunda dua sırası Yunus'a gelmişti. Yunus soğuk terler döküyordu. İşin içinde mahcup olmak vardı. Yol arkadaşlarının her biri Allah katında makbul kişilerdi ki duaları kabul görüyordu. Kendinin böyle bir imtiyazı yoktu. Ama duayı yapacaktı, çaresi yoktu. Bütün varlığı ve içtenliğiyle Allahla yalvardı: "Ya Rabbi, şu yol arkadaşlarım sana kimin yüzü suyu hürmetine yalvarıyorlarsa, ben de onun yüzü suyu hürmetine yalvarıyorum, beni mahcup etme..." Bu duanın arkasından öncekilerin iki katı yiyecek içecek lütfedildi. Şaşkınlık sırası yedi yolcudaydı. Sordular: - Ey arkadaş, sen kimin hürmetine dua ettin? Yunus, - Önce siz söyleyin dedi. Açıkladılar: - Biz Tapduk Emre'nin dergahında Yunus adında çok makbul ve muteber bir derviş varmış onun hürmetine Allah'a yakarmıştık. Yunus esas şimdi mahcup olmuştu. Yunus'un kendisi olduğunu açıklamaya utandı. Tapduk Emre'ye karşı da kalbini bozmuştu. Halbuki Tapduk ona Allah yolunda epeyi dereceler kazandırmıştı. Büyük bir pişmanlık içinde, bedeninden sıyrılmış bir ruh gibi akarak Tapduk dergahına döndü ve ****sına bu defa kendini kayıtsız şartsız teslim etti..
Airborne
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 34
Yanıt Sayısı: 1001
8 sene önce
@caucasian Ellerine saglik güzel yazi fakat bir noktaya deginmek istiyorum, 70000 bitsin diye kelimeleri yuta yuta, tv izleyerek, müzik dinleyerek dile getirmek var, bir de kalpten gercekten Allah in birligini düsünerek söylemek var :)
caucasian
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 9
Yanıt Sayısı: 129
8 sene önce
[QUOTE=Airborne;148025]@caucasian Ellerine saglik güzel yazi fakat bir noktaya deginmek istiyorum, 70000 bitsin diye kelimeleri yuta yuta, tv izleyerek, müzik dinleyerek dile getirmek var, bir de kalpten gercekten Allah in birligini düsünerek söylemek var :)[/QUOTE] Kesinlikle katiliyorum. Zaten ilk mesajimda anlattigim gibi kainatin tesbihatina istirak etmek gerekiyor. Kolay mi degil ama niyet edip azim ile devam etmek gerekiyor.
ezgilim
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 85
Yanıt Sayısı: 2206
8 sene önce
amin ronay kardeşim, cümlemizi....Allah senden de razı olsun.
Prensess
SÜPER MODERATÖR
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 22
Yanıt Sayısı: 864
8 sene önce
paylasim icin allah razi osun cok onemliler hepside :)
caucasian
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 9
Yanıt Sayısı: 129
8 sene önce
Allah senden, okuyanlardan, bilgilerini paylasanlardan ve bu platformu kurup yazmaya imkan verenden, kisacasi hepinizden razi olsun. Insallah ise vardigimda peygamber efendimizin bir hutbesinde gecen cok kisa bir konusmayi yazacagim.
caucasian
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 9
Yanıt Sayısı: 129
8 sene önce
Cenab-ı Peygamber hutbelerinin birinde demis ki: "Benden sonra sizden sonra gelen kardeslerime dini hakiki sûretle bildiriniz!" Selmani Farisî Hazretleri kalkmıs: "Ya Rasûlullah biz senin kardeslerin değil miyiz?" diye sorunca. "Hayır demis. Siz benim Eshab ve Ensarımsınız. Hakiki benim kardeslerim benim yüzümü görmeden bana iman edenler!" Rabbim hepimize insallah bu mertbeye gelmeyi nasip eder.!
Prensess
SÜPER MODERATÖR
Üyelik Zamanı: 11 sene önce
Konu Sayısı: 22
Yanıt Sayısı: 864
8 sene önce
amin insallah:) aah bu alimler evliyalar hepsi aklimi basimdan aldilar :)
caucasian
Üyelik Zamanı: 9 sene önce
Konu Sayısı: 9
Yanıt Sayısı: 129
8 sene önce
"Bir fabrikada makinaları isletmek için salteri açmak lâzımdır. Bu bir nevi elektrik enerjisinin makinalara gelmesine emir vermektir. Fakat o enerji asıl elektrik merkezinden geliyor. Siz yalnız bunu açıyorsunuz. Vücut makinasındaki bütün, kudret Hakk’ın güçlerinden geliyor. Onu edeble, usûlü üzere çevirmek, için düğmeye basmak Hakk’ın ismiyle olur. Besmele, yani "OL!" "Kün!" emri budur. Sendeki kudretin harekete geçirilmesi için Hakk’ın ismini anmak lâzımdır. Makinaya temiz bakılır, yağı, yakıtı en iyi cinsten temin edilir değil mi? Evet aksi makina bozulur... Değil mi? O halde. Evet! Yine dinle : Sana is gören makinaya nasıl bu hususlara dikkat ederek bakıyorsan, vücuduna da öyle bakacaksın. Falan marka yağ en iyisidir. Falan marka yakıt en iyisidir diyorsun... Onları daima arıyorsun. O halde... Daha sözüm yok, aklın var uzun uzun düsün bakalım nereye varacaksın... Bugünkü insanlar eskilere nazaran daha çok; Evinin boyasına, perdesine, mobilyasına, elbisesine, konforuna musluğuna, helâsına, banyosuna baktığı kadar kendine bakmıyor... Geçmisin sahifelerini çevirin. Hor gördüğün geçmiste güzel bir eskiyi güzel bir yeni yapın... Islâmda : Besmele "Kün!" emrinin yani "OL!", emrinin anahtarıdır. Sartelidir. Besmele : Âyettir. ―INNEHÜ MIN SÜLEYMANE VE INNEHÜ BISMILLÂHIRRAHMÂNIRRAHÎM‖. (27/30. Âyet) «Mektup Süleyman'dandır, rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla (baslamakta) dır.― (Neml 27/30) " Dr. Münir Derman
Cevap Eklemek için Giriş Yapmalısınız.
Forumda Kimler Online (Şu anda 1 kişi Online)
  • ADMINISTRATOR (3)
  • SÜPER MODERATÖR (9)
  • MODERATÖR (1)